…evreni bütün olarak kavrayabilen, bulguları sonucunda değiştirebilen ve biçimlendirebilen canlı! Bu kısım çok önemli! Ne büyük bir kudrete ve güce sahip olduğumuzun açık ve net kanıtı. Peki, bu büyük güç ve kudreti doğru kullanıyor muyuz? Bu kudrete sahip olmak “insan” olmaya yetiyor mu? Yoksa bunun için başka vasıflara da mı ihtiyaç var? Çünkü bu büyük bir sorumluluk… Yaşadığımız dünyanın sadece bizim malımız olmamasından; ne kadar kudretli olsak da yeryüzünü ve yaşamı paylaştığımız diğer canlılara da hak ettikleri yaşamsal değerleri vermek ve bu canlıları ile birlikte, dünyayı korumak ve kollamak zorunda olmamızdan dolayı… Bu büyük bir sorumluluk!

 Yoksa “insan” olmak için bu kudret ve gücün başka vasıflarla da beslenmesi mi gerekmekte? Mesela; ahlaklı olmak, doğru sözlü ve güvenilir olmak, adaletli ve merhametli olmak, yardımsever ve cömert olmak gibi. Bunlar olmadan tam manasıyla “insan” olmak sizce mümkün mü?

Cevap? Tabii ki “hayır”!

“İnsan” olmak konusunu birçok açıdan irdeleyebiliriz. Birçok şey söyleyebiliriz. Ancak ben bu konuyu yazımda hayvanlarla ilişkilerimiz açısından ele almak istiyorum.

Hayvanlar… Birçok konuda hayatımızı kolaylaştıran, yaşamamız için etini, sütünü tükettiğimiz, kimi zaman dostumuz, yoldaşımız hayvanlar…

Maalesef çoğu zaman hayatımızın vazgeçilmezi bu savunmasız canlılara karşı ne kadar acımasız ve duyarsız olabiliyoruz…! Ve o büyük kudret ve gücümüzü, zavallı canlılara eziyet etmek için kullanıyoruz. Bir çiçeği bile dalından koparırken iki kere düşünmek gerekirken zavallı masum hayvanlara neler ediyoruz.

Her gün hayvanlara yapılan eziyetleri basından izliyor, kimi zaman çevremizde görüyor; farkında olmadan ya da olarak bu travmayı birlikte paylaşıyor, birlikte yaşıyoruz.

Önümüzdeki günlerde dinimizin en önemli günlerinden olan kurban bayramını birlikte kutlayacağız. Hayvanları kurban edecek ve bu hayvanlardan elde edilen etleri maddi gücü yetersiz olanlarla paylaşıp sevaba gireceğiz. Sizden hemen şu anda bu ritüel esnasında yaşanan hayvanlara yönelik eziyetleri hatırlamanızı ve içler açısı, insanın yüreğinin kaldırmadığı durumları gözünüzün önüne getirmenizi istiyorum. Sevap işlerken, dinimiz adına, İslamiyet adına bunu yaparken zavallı hayvanlara ettiklerimizi… İçiniz acıdı mı, utandınız mı? Zavallı canlara nasıl davranıyoruz… Onlara neler yaşatıyoruz… Bir kez daha hatırladınız mı?

Peki İslam dini bu konuda ne diyor?

Hz Peygamberimiz ( s.a.s ) “Yeryüzündeki canlılara merhamet etmeyene göktekiler de merhamet etmez!” buyurmuş.

Hayvanın gerek yetiştirilmesinde gerek taşınmasında gerekse kesilmesinde; refahını sağlayacak tedbirlerin alınmasının dinen büyük önem taşıdığını şayet bilmiyorsak (!); ilgili kaynaklar bunu bize söylemekte! Hz Peygamber’in (s.a.s.) bu husustaki açıklama ve uygulamaları da hayvan hakları konusunda dikkat edilmesi gereken ilkeler olarak ifade edilmekte iken yaşananlar ortada!

Yazık değil mi, günah değil mi? Bu hayvanlar da bir can değil mi?

Bu sadece kurban bayramı kısmı! Bunun dışında rutin olarak, her gün; soframızda yer alan eti ve sütü sağladığımız hayvanları bir yerden bir yere nasıl taşıyor ve bu taşımalar esnasında hayvanlara yönelik İslamiyet’in tespit ettiği şartları ve insan olmanın gereklerini ne derece yerine getiriyoruz!

Cevap sizde!

Bu ayki dosya konumuz “HAYVAN TAŞIMACILIĞI”.