Günver BüyükelçiliÄŸinin yanı sıra iyi bir yazardı. Fatin RüÅŸtü Zorlu’nun öyküsü adlı kitabında yer verdiÄŸi bir anısı yıllarca hiç aklımdan çıkmadı. Galiba o anı bugünleri anlamamıza da imkan tanıyor.

Demokrat Parti’nin son DışiÅŸleri Bakanı (1957/1960) olan ve maalesef idam edilerek yaÅŸamı sonlanan Fatin RüÅŸtü Zorlu ile Fuat Köprülü DışiÅŸleri bakanı olmak için çekiÅŸmektedir. Günver çekiÅŸen adaylardan Köprülü’nün özel kalem müdürlüÄŸünü yapmaktadır. Bir akÅŸam mesai saati dolarken Köprülü Günver’e: “söyle bakayım Fatinist misin? Yoksa Fuatist misin?” diye sorar. Bu soru karşısında Günver’in vereceÄŸi cevap çok kritiktir. Patronuna yaÄŸ çekmek adına Fuatistim dese, Fatin RüÅŸtü Zorlu’nun DışiÅŸleri Bakanı olacağı neredeyse kesin gibidir. Bu tercih dedikoduyu hiç sevmeyen DışiÅŸleri koridorlarından Zorlu’nun kulağına giderse, Günver’in geleceÄŸi pek de iyi olmayacaktır. Fatinistim dese, özel kalem müdürlüÄŸünü yaptığı Köprülü ile arası açılacaktır.

Semih bey boynunu büker ve “Beyefendi bu koÅŸullarda olsam olsam oportünist olabilirim” cevabını verir. Köprülü de cevabı gülerek karşılar, “sen iyi bir vatan evladısın” diyerek konuyu kapatır.

Adı geçenleri rahmetle anıp gelelim günümüze.

Malum, Trump dört yılın ardından ikinci kez ABD BaÅŸkanlığına geldiÄŸi günden bu yana dış politika konularında da çok hızlı bir baÅŸlangıç yaptı. Çin ve AB ile ticaret savaÅŸlarını baÅŸlatma niyetini beyan etmenin yanı sıra Grönland, Kanada ve Panama Kanalı’nın geleceÄŸi hattındaki söylemleri icraatının ilk günlerine damgasını vurdu. Bütün bunların yanı sıra bizi çok daha yakından ilgilendiren, Netenyahu ile yaptığı görüÅŸme sırasında Gazze ile ilgili söyledikleriydi. Gazze’nin Filistinlilerden arındırılması, buranın ABD yönetimine bırakılarak bir tatil cenneti haline dönüÅŸtürülmesi fikrini ortaya atınca, uluslararası kamuoyundan çok ciddi tepkilerin gelmesi gecikmedi. Esas amacın “tatil cenneti mi, yoksa Gazze kıyı ÅŸeridinde yer alan doÄŸal gaz kaynaklarına konmak mı?” olduÄŸu da tam olarak anlaşılamadı.

Ä°srail’in iÅŸlediÄŸi insanlık suçunu bir adım daha ileri götüren Trump’a Almanya CumhurbaÅŸkanı Steinmeier’den tepki, Ankara ziyareti sırasında geldi. Ä°srail/Hamas savaşının başından itibaren koÅŸulsuz Ä°srail destekçisi olan Almanya’nın cumhurbaÅŸkanı bile Trump’ın son önerilerine tepkisiz kalamadı.

Peki Steinmeier ile ortak basın toplantısında, savaşın başından itibaren Hamas’ı ve Filistin halkını destekleyen ErdoÄŸan’ın mevcut yaklaşıma sessiz kalması, Günver’in yıllar öncesine dayanan “oportünizm” tercihi ile açıklanabilir mi?

Ä°çinden geçtiÄŸimiz kabus gibi sıfatının bile tanımlamada az kaldığı bu günlerde, ülkemizin en baÅŸ aÄŸrıtan dış politika ve güvenlik politikası sorunlarının başında Fırat’ın doÄŸusu meselesi yer alıyor. ABD Ä°srail’in güvenliÄŸi için Fırat’ın doÄŸusunda bir Kürt devleti kurmak olduÄŸu aÅŸikar. Dolayısı ile Suriye’nin geleceÄŸi ÅŸekillenirken kafalarımızı en fazla bu sorun meÅŸgul edecek. Uzun ve saÄŸlıklı yıllan dilediÄŸimiz Bahçeli’nin Öcalan çaÄŸrısını da herhalde bu noktadan deÄŸerlendirmemiz gerekiyor. Hani Öcalan PKK’ya silah bırakma ve örgütü fes etme çaÄŸrısı yapsa, bu çaÄŸrı ABD ve Ä°srail’in niyetlerini etkiler ya da bozabilir mi? Genel kanaat çok etkili olmayacağı doÄŸrultusunda.

Bu durumda Türkiye’nin tek çıkar yolu ABD ve Ä°srail ile uzlaÅŸmak ve iyi geçinmek midir? Galiba baÅŸka yol yok!

Rahip Brunson mektubu hala çok yakın anılarda yer alırken ve Trump o mektupta yazılanlara ima yolu ile gönderme yaparken (aklını kullan, ekonomini mahvederim kelimelerini hatırlatacak ÅŸekilde ErdoÄŸan akıllı adamdır söylemi) ve ekonomimiz bu kadar kötüyken, oportünizm seçeneÄŸi herhalde tek seçenek olarak kaldı.

KeÅŸke baÅŸka seçenek olsaydı da baÅŸta hamasi söylem ve gösterilerle desteklediÄŸimiz Filistin halkı için gerçek anlamda bir ÅŸeyler yapabilseydik, keÅŸke Trump’a ve Netenyahu’ya dur artık diyebilseydik.