“Amacımız Sıfır Kaza”

“Bosch ile yollar daha güvenli!”

- Bosch’un bugüne kadar geliştirdiği ve üretimini yaptığı, artık vazgeçilmez haline gelen aktif ve pasif güvenlik sistemleri nelerdir? 

Bosch olarak güvenli sürüş bizim için ön planda, binek ve ticari araçlar için ürün geliştirmelerimizin büyük bir bölümünü güvenli sürüş üzerine yapıyoruz. Emniyeti artıran donanımlarımız oldukça gelişmiş durumda. Örneğin, yorgun halde direksiyon başına geçtiyseniz maalesef uyuklamalar olabiliyor. Bu durumda, Bosch tarafından geliştirilmiş teknoloji sizi, direksiyonu titreterek uyarıyor ve yola sağlıklı olarak devam etmenizi sağlıyor. Diğer bir örnek artık sıkça kullanılan ESP sistemleri. Bu sistemler de aracın savrulmasını engelliyor.  Fren desteği gibi sistemler gittikçe çoğalıyor. Bu da, özellikle yeni araç kullanmaya başlayanların ya da kadın sürücülerin sıkıntısı olan, frene yeterince basamama sorununu ortadan kaldırıyor. Herhangi bir ani tehlike durumunda tecrübeli sürücüler frene anında ve hızlıca basabiliyor fakat tecrübe sahibi olmayanlarda frene tam basamama sıkıntısı olabiliyor. Kadın sürücüler ise kuvvetleri yetmediği için aniden tam fren yapamayabiliyorlar. İşte bu sistem, bu durumu fark ederek, siz frene tam basamamış olsanız dahi, kendi kendine tamamlıyor, hemen arkadaki stop lambalarını yakıp söndürerek de arkadaki sürücüleri uyarıyor. Night vision yani gece görüşü dediğimiz bir sistemiz de var. Bu sistem sayesinde de gece görüş kamerası vasıtasıyla, farların aydınlatma alanı dışında kalan cisimleri de önceden görebiliyor ve tedbirinizi alıyorsunuz. Bu sistemlere ilaveten Şeritten Ayrılma Uyarı Sistemimizden de bahsetmek isterim. Bu sistem, araç şeridinde seyrederken, anlamlı bir neden olmadan seyreden şeridin çizgisini geçmeye başladığında sürücüyü uyarmak için tasarlanmıştır.  Bu sistem sayesinde sürücü hatası, dalgınlık, uyuma vs. gibi nedenlerden kaynaklanan kazaların önüne geçilmesi öngörülüyor.

- Sürüş ve yol güvenliği konusunda kısa, orta ve uzun vadeli hangi çalışmaları yürütüyorsunuz?

Artık öyle bir dönemdeyiz ki, kısa süre içerisinde araçlar birbirleriyle ve bir trafik merkeziyle konuşacaklar. Bunun denemeleri şu anda Frankfurt’ta yapılıyor. Araçlar, donatılan sistemle yol durumu, zemin durumu dışında, diğer araçların bilgilerine de kolaylıkla ulaşabilecekler. Örneğin, bir araç, ilerideki kavşaktan bir araç geldiğini bu sistem vasıtasıyla görecek ve kendi kendine yol vermek üzere süratini azaltacak ya da öndeki aracın durduğunu görüp, yine otomatik olarak frene basacak… Kısaca, ileride otonom sürüş yani sürücüsüz sürüş hayatımızın bir parçası olacak ve bu sayede güvenlik üst seviyeye çıkacak. Amacımız sıfır kaza…

“Uzun vadede otonom sürüş hayatımızdaki yerini alacak!”

-Otonom sürüş teknolojisinden bahseder misiniz?

Otomotivde görünen tablo, sürücüye düşen işin yavaş yavaş teknolojiye aktarılmasından yana. Günümüz teknolojisinde sürücüler hala tamamen devrede. Ancak otonom sürüş teknolojisi sayesinde yavaş yavaş teknoloji kontrolü ele alacak.

Bu konuda üzerinde çalıştığımız yeni teknoloji: traffic jam support-yani yoğun trafikte sürücüye sunulan destek. Saatte 0-50 km arasında, dur-kalk trafiğinde gaz-fren ve direksiyon kontrolünü üstlenen bu sistem Bosch teknolojisiyle artık mümkün. Böylece araçlar yoğun trafikte kendini şerit içinde tutarak giderken, sürücüler stressiz ve güvenli sürüşün konforunu yaşayacak. Bu teknoloji 2014 itibariyle kullanılmaya başlanacak..

Bunun bir ileri aşaması da, sürücünün kontrolü tamamen araca bırakacağı, tamamen otonom bir sürüş olacak. Bu konu üzerinde de çalışmalarımız sürüyor, kısa vadede olmasa da orta vadede otonom sürüş sistemi hayatımızdaki yerini alacaktır.

Bir başka teknolojiden de bahsetmek gerekirse, akıllı telefon ile park da artık mümkün olacak. Araç, uygun bulduğu yerde sizi uyaracak, sürücü, araçtan çıkarak, akıllı telefonundaki aplikasyonuyla aracını park edebilecek. 2015 itibarıyla geçerli bir uygulama olacak.

“Sizi sizden önce düşünen araçlar!”

- Otonom sürüş sürücüleri sıfır kazaya götürecek diyebilir miyiz?

Şoförsüz araçlar da diyebileceğimiz otonom sürüşün hayatımızda büyük değişime neden olacağını düşünüyoruz. Bu teknolojilerin sürücüleri sıfır kazaya götürecek teknolojiler olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin, araçlar arası iletişim imkanı sayesinde, bir sonraki dönemeçte yolun kayganlığı bilgisi ile kaymayı önleyici sistem devreye girip, önceden sürücüyü uyaracak. Daha da fazlası sürücü yolda evine doğru giderken, kombisi bunu algılayıp, soğuk havada otomatik olarak çalışmaya başlayacak. Kısacası “nesnelerin internete erişimi” sayesinde gelecek nesiller daha etkin, basit ve de güvenli bir yaşama sahip olacaklar. 2015 yılına kadar, araçlar, akıllı telefonlar, konteynerler, makinalar da dahil olmak üzere 6 milyarı aşkın cihazın ve 7.3 milyar insanın internete bağlı hale gelmesi bekleniyor. Bu da sadece sıfır kaza anlamında fayda sağlamakla kalmayacak, hayatın her alanında rahatlık sağlayacak.

Bosch dünden başlattığı AR-GE yatırımlarıyla bugünden hayata geçirdiği ürün ve hizmetlerle söz konusu gelişimin ve global trendin merkezinde yer alacak. 

“Yeni dönemin parlayacak yıldızları; daha hafif, daha hızlı ve daha güvenli araçlar!”

- Önümüzdeki dönemde otomotivde hangi trendler öne çıkacak? 

Otomotiv alanında önümüzdeki dönemin en önemli trendi hafif araç olacak. Hafif araçlarda da güvenlik normlarının sağlanması önümüzdeki yılların konusu olacak… Az önce de belirttiğim üzere, araçların birbirleriyle iletişime geçip güvenli sürüş sağlamaları özellikle üzerinde durduğumuz bir konu. Biz Ar-Ge merkezimizde bu konu üzerine çalışıyor, geliştirmeler yapıyoruz. Araçlar birbirleriyle iletişim halinde olduklarında ve kaza riski sıfıra indiğinde, araçların üzerinde bulunan ve ekstra ağırlığa neden olan bütün parçalara da ihtiyaç kalmayacak. Böylelikle hafif, hızlı ve son derece güvenli araçlar yeni dönemin araçları olacak.

- Sürüş ve yol güvenliği konusunda kamu ile birlikte gerçekleştirdiğiniz çalışmalar var mı?

Güvenli sürüş Bosch olarak üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir konu. Bu anlamda MARTEK (Motorlu Araçlar Teknik Komitesi) içerisinde gözlemci olarak yer alıyoruz. Komisyona tecrübelerimizi aktarıyor, fikir alışverişinde bulunuyoruz.