Yazının ilk kısmı bildiğiniz gibi bir önceki sayıda.
IMEC (Hindistan-Ortadoğu-Avrupa Ekonomik Koridoru) ile Kalkınma Yolu Projesi (Irak Kalkınma Yolu Projesi) son yıllarda ön plana çıkan iki büyük proje olduğunu ve her ikisinin de Asya ile Avrupa arasında alternatif ticaret yolları sunmayı hedeflediğini, ancak stratejik yönelimleri ve etkileri açısından bazı farklılıklar barındırdığını söylemiştik. Ve ‘Kalkınma Yolu’ Projesinin avantaj ve dezavantajlarından bahsetmiştik.
Şimdi ise aynı detaylar kapsamında IMEC Projesine bakalım.
Bildiğiniz üzere 2023 yılında G20 Zirvesi’nde duyurulan IMEC, Hindistan’dan başlayarak BAE, Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail üzerinden Avrupa’ya ulaşan bir demir yolu ve deniz yolu entegre altyapı projesi.
Sahip olduğu avantajlara gelecek olursak şu başlıklarda sıralanıyor:
• Küresel destek: ABD ve AB’nin desteği ile geliştiriliyor, bu da uluslararası finans ve siyasi destek açısından güçlü bir temel oluşturuyor.
• Hindistan-Avrupa entegrasyonu: Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi’ne alternatif olarak Hindistan’ı Avrupa’ya bağlayarak yeni bir ekonomik rota oluşturuyor.
• Enerji ve dijital altyapı hedefleri: Proje kapsamında sadece taşımacılık değil, enerji ve dijital veri transfer altyapısı da öngörülüyor.
• Jeopolitik çeşitlilik: Körfez ülkelerini yeni işbirlikleriyle çeşitlendirerek Çin’e olan bağımlılıklarını azaltma fırsatı sunuyor.
Peki dezavantajları neler?
• Siyasi riskler: İsrail-Filistin çatışmaları ve bölgedeki istikrarsızlık, projenin güvenliği için tehdit oluşturuyor.
• Yüksek maliyet ve altyapı ihtiyaçları: Projenin inşası zaman ve yüksek yatırım gerektiriyor, bazı güzergahlar henüz yeterince gelişmiş değil.
• Karmaşık koordinasyon: Çok sayıda ülke ve farklı siyasi gündemler, proje yönetimini karmaşık hale getiriyor.
Sonuç olarak karşılaştırmalı değerlendirmeler şunu söylüyor: IMEC ve Kalkınma Yolu Projeleri, bölgesel kalkınma ve küresel ticaret açısından büyük önem taşıyor. IMEC, daha çok Hindistan ve Körfez ülkeleri ile Avrupa arasında bir bağ kurmayı hedeflerken, Kalkınma Yolu Projesi Türkiye’yi lojistik merkez yapma potansiyeli ile öne çıkıyor. Güvenlik, finansman ve altyapı sorunları her iki proje için de kritik. Ancak Kalkınma Yolu, Türkiye’nin ekonomik ve stratejik gücünü artırma açısından daha doğrudan bir fırsat sunuyor. Hangisinin daha başarılı olacağı ise sadece ekonomik fizibiliteye değil, aynı zamanda bölgesel siyasi istikrara ve işbirliği kapasitesine de bağlı gözükmekte.