Bu önemli organizasyonda firmanın yeni kuşak temsilcisi Andreas Schmitz bir kez daha sorularımızı yanıtladı.
İşte söyleşiden satır başları…
“Türkiye hakkında hala son derece pozitif düşünüyoruz…”
- Nuray Pekcan: Geçen yıl da Almanya'da size sormuştum; Türkiye için neler düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizde bu yıl herhangi bir değişiklik oldu mu?
- Andreas Schmitz: Öncelikle Schmitz olarak Türkiye hakkında hala son derece pozitif düşünüyoruz ve üretim miktarları ve satış rakamları açısından planladığımız bütçenin içerisindeyiz. Yani bu anlamda, her şey iyi gidiyor. Ancak piyasanın birkaç yıl önceki hali kadar güçlü olmadığını da kimse inkâr edemez. Bu anlamda, genel olarak hala Türkiye hakkında pozitif düşünüyoruz.
“Türk lirasındaki büyük değer kaybı; bir Alman üretici olarak işleri zorlaştırıyor.”
- Nuray Pekcan: Peki damperli modeller hakkında ne söyleyebilirsiniz? Nisan ayında Türkiye'de damperli model üretimi planınız vardı; ancak bu planın hayata geçmediğini görüyoruz. Neden?
- Andreas Schmitz: Bu durumun sebebi elimizde çok iş olmasıydı ve frigorifik modelde de damperli modelde de maliyetlerimizin ve ürünün daha da yerelleştirilmesinin daha mantıklı olacağı görüşündeyiz. Yani bu durum damperli modelleri gözden çıkardığımız anlamına gelmiyor. Yalnızca bazı şeylerin mevcut üründe, özellikle de frigorifik modellerde, iyileştirilebileceğini fark ettiğimiz anlamına geliyor. Bu yüzden bu duruma biraz daha yoğunlaşacağız. Ancak damperli modeller açısından baktığımızda, bu durum belki de aynı anda çok şey yapmaya çalışmamızdan dolayı olabilir; perdeli, frigorifik, damperli...Bunların hepsi çok fazla. Bu yüzden biraz bu modeli askıya aldık ancak bu durum, devam etmeyeceğimiz anlamına da gelmiyor. Bizi etkileyen bir diğer husus ise Türk lirasındaki büyük değer kaybı; bir Alman üretici olarak bu durum işleri zorlaştırıyor. Bu yüzden damperli modelde belki bir miktar daha bekleyebiliriz ancak er geç bu modelin üretimine devam etmek istiyoruz.
Nuray Pekcan: Türkiye'den yedek parça temini noktasında ne söyleyebilirsiniz?Andreas Schmitz: Bu aslında fabrikamızın güzel yanlarından biri. Tüm yedek parçalar fabrikada bulunuyor. Yani hepsi orada mevcut. Bu parçalar doğrudan fabrikadan satın alınabiliyor. Ancak Türkiye'de tabii ki servis ortaklarımız var ve parçaları onlara satıyoruz. Bu sayede yerel servis ortaklarımız parçaları monte edip servis işlemini gerçekleştirebiliyor. Bu noktada hiçbir problemimiz yok ve Türkiye'de oldukça fazla miktarda, özellikle Türkiye'de ürettiğimiz her ürün için, yedek parçamız mevcut. Birisi Almanya'dan çok özel bir ürün sipariş ettiğinde onun buraya getirilmesi tabii ki daha zor. Ama aktarma organları, frenler, aydınlatmalar... yani tüm önemli parçaların yedeklerine yönelik her şey burada mevcut.
“Biz de finansman çözümü üzerinde çalışıyoruz.”
- Nuray Pekcan: Türkiye'de en büyük rakibiniz hangi marka?
- Andreas Schmitz: Açık konuşmak gerekirse, tabii ki Tırsan en büyüğü. Ve bildiğiniz üzere oldukça fazla finansman seçeneği sunuyorlar. Biz de finansman çözümü üzerinde çalışıyoruz. Tüm Türk müşterililerimize de finansman sağlayacağız.
“Soğutma ünitesi açısından servis hizmeti, nerdeyse treylerin servis hizmetinden dahi daha önemli.”
- Nuray Pekcan: Kendi soğutma sistemlerinizi Almanya'da üretiyorsunuz. Schmitz soğutma sistemlerini Türkiye'ye ne zaman getireceksiniz?
- Andreas Schmitz: Diğer her şeyde olduğu gibi, hepsini aynı anda yapamayız. Bu yüzden bu noktada dikkatli olmak istiyoruz ve servis imkânı sunduğumuzdan emin olmak istiyoruz. Ancak bu durum daha çok Türkiye'de yer alan organizasyonumuzun bu ürünü piyasaya, servis hizmeti sağlayabileceklerini düşündükleri bir noktada, sunmaya karar vermesine bağlı. Soğutma ünitemizi Güney Afrika'da, Yeni Zelanda'da ve uzak yerlerde başka birçok noktada satıyoruz. Ancak tabii ki yerel servis hizmeti sunmak zorundasınız. Ve soğutma ünitesi açısından servis hizmeti, nerdeyse treylerin servis hizmetinden dahi daha önemli. Treylerde sunmak da önemli ancak soğutma konusunda hızlı olmak zorundasınız. Bu yüzden yerel organizasyonumuzun hazır olduğunu hissettiği an bu servis hizmetini kurması gerekiyor ve ancak bu şekilde satmaya başlayacaklar.
- Nuray Pekcan: Soğutma sistemi üretiminiz fiyatları nasıl etkileyecek? Dünya çapında fiyatları düşürecek mi yoksa yükseltecek mi?
- Andreas Schmitz: Bu konuda şunu söylemem gerek: bizim soğutma ünitemiz, dışarıdan aldığımız üniteden çok daha entegre çalışıyor. Bugün telematik, tam servis, öngörülü bakım, sıcaklık kontrolü vb. hakkında duyduğunuz her şey... Otomatik olarak yeniden başlatabiliyoruz mesela. Müşterinin sıcaklığı kontrol etmesini sağlayabiliyoruz ve hatta müşteri bizden talep ederse, biz de sıcaklığı kontrol edebiliyoruz. Proaktif bir hizmetimiz var. Sıcaklıkla ilgili bir problem olduğunda müşteriyi arayabiliyoruz, istedikleri bir telefon numarasına ya da birden çok numaraya mesaj gönderebiliyoruz. Otomatik olarak yeniden başlatabiliyoruz. Yani iki yönlü bir iletişim hattımız var. Eğer bir sensörde bir miktar yanılma olursa, soğutma ünitesine bu sensörü kullanmadan diğerlerine odaklanmasını söyleyebiliyoruz. Yani uzaktan birçok hizmet sunabiliyoruz ve bu yalnızca otomatik sistemimizle kurduğumuz iki yönlü iletişim sayesinde gerçekleşiyor. Yani tamamen farklı bir formata sahip. Telematik sisteminde otomatik sıcaklık kontrolü sağlıyoruz. Bu sistemde otonom sıcaklık kaydı yapabiliyoruz. Yani sıcaklıkla ilgili tüm bilgiler ünitenin üstünden de görüntülenebiliyor. Bunlar fiyata dahil. Ayrıca bu bilgiler uzaktan hem taşımacılık şirketine hem de istenirse şirketin müşterisine sunulabiliyor. Bu da sıcaklık konusunda tam kontrol sunuyor.
- Nuray Pekcan: Yani bunun bir cihazdan fazlası olduğunu mu söylemek istiyorsunuz?
- Andreas Schmitz: Oldukça gelişmiş bir ünite olmasına rağmen, fiyat anlamında oldukça rekabetçi durumda. Çok pahalı fiyatlara satmıyoruz ancak çok ucuz da satmıyoruz. Ancak bu anlattıklarımızdan çok daha fazlasını yapıyor ve yedi yıllık bakımı dahil olarak sunuluyor. Yani bu sistemi neyle karşılaştırabiliriz? Sunduğumuz her şeyi göz önünde bulundurursanız; evet, çok daha iyi bir değer sunuyor ve daha ucuza geliyor. Ancak eğer siz: "Ben yalnızca fiyatıyla ilgileniyorum" derseniz pahalı gelir.
“Türk müşterilerin: "Biz bunu şimdi istiyoruz." demelerine bağlı.”
- Nuray Pekcan: Akıllı teknolojiler Türkiye'ye ne zaman gelecek?
- Andreas Schmitz: Güzel soru. Bu tamamen Türk organizasyonumuza bağlı ancak bence çok yakında gerçekleşecek. Mevcut akıllı teknolojilerin yerine gelecek şekilde tanıtılacaktır. Ancak bu durum gerçekten Türk organizasyonumuza ve Türk müşterilerin: "Biz bunu şimdi istiyoruz. " demelerine bağlı. Eğer yoğun talep olursa piyasaya bunu hızla sunabiliriz. Daha önce dediğim gibi, Yeni Zelanda ve Güney Afrika'da bunu biz satıyoruz. Çoğu Avrupa ülkesinde de satıyoruz ve bu durum tamamen Türk ekibimizin, "Biz bunu şimdi istiyoruz" demesine bağlı. Bunun üzerine piyasaya sunabiliriz.
- Nuray Pekcan: Akıllı teknolojilerin Türkiye'ye getirilmesinin bu sektör açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum…
- Andreas Schmitz: Ben de böyle düşünüyorum. Özellikle eğer, örneğin büyük bir şirket gelip: "Ben bunu çok istiyorum" derse olur. Her zaman için ilk olarak önemli bir kitlenin bunu talep etmesi gerekiyor. Tüm hizmetleri tek bir ünite için sunmak zorunda kalırsak, bu çok zor olur. Ancak bir müşteri gelip: "Ben bunu çok istiyorum. 100 üniteye sahibim. Bunu getirir misiniz?" derse; evet getiririz.
- Nuray Pekcan: Neden Türkiye’de fabrika?
- Andreas Schmitz: Neden mi? Bence bunun birkaç nedeni var. Her zaman bu konuda analizler gerçekleştirdik ve Türkiye pazarına girmeyi düşündük ancak her daim farklı önceliklerimiz oldu. Ancak daha sonra, özellikle Rusya ve Avrupa arasında yaşanan yasaklamalar nedeniyle taşımacılık akışı çoğunlukla Türkiye üzerinden yapılmaya başlandı. Ve bu durum da bir anda, yaşanan 'politik uçak krizi' ile tamamen durdu. Ancak daha sonra hızla yeniden başladı. Ama bu durum karşısında durduk ve şunu söyledik: "Burada gerçek bir taşımacılık ihtiyacı var. Özellikle gıda taşımacılığında önemli bir ihtiyaç bulunuyor." Bunun üzerine de Türkiye'ye yerleşme kararı aldık. Özellikle frigorifik modeller için yerleşmek istiyorduk. Ve buraya yerleştik. Çünkü gıda taşımacılığının giderek artacağına inanıyoruz. Şöyle söyleyeyim; müşterilerimizin Israil'den Moskova'ya kadar taşımacılık yaptığının farkındayız. Ve evet bu taşımacılığı da bizim treylerlerimizle gerçekleştiriyorlar. Bu yüzden bilgi alışverişi sağlayabiliyoruz ve tüm bu hizmetleri Türkiye'de de yapabiliriz. Yalnızca Türkiye'de iyi eğitilmiş, tüm bu sistemlerin Türk müşterilere nasıl çalıştığını açıklayabilecek biri olduğundan emin olmak istiyorum. Türkiye üzerinden geçiş yapan ve akıllı treylerlere sahip uluslararası müşterilerimiz var. Araçlarını kullanırken nerede olduklarını, konumlarını ve her şeyi öğrenebiliyorlar.
- Nuray Pekcan: Bildiğiniz üzere, Türkiye'de bir seçim yapılacak. Seçimlerden sonra sonrası için neler düşünüyorsunuz?
- Andreas Schmitz: Türk müşterilere finansman sağlamak için çok ciddi bir miktarda para yatırımı yaptık. Yani artık Türkiye'ye kendimizi adamış durumdayız ve yatırımlarımıza devam edeceğiz.
“Bizim endüstrimiz her zaman yükseliş ve düşüşlerle doludur.”
- Nuray Pekcan: Peki işi biraz yavaştan mı alıyorsunuz? Yani biraz temkinli adımlar mı atıyorsunuz?
- Andreas Schmitz: Hayır işi yavaştan aldığımızı söyleyemem. Sadece pazar eskisi gibi güçlü değil. Bu nedenle, doğal olarak buna hepimiz uyum sağlamak zorundayız. Ve evet, iki yıl önce büyük bir adım atmayı düşünüyorduk ama olmadı. Bakın, bizim endüstrimiz her zaman yükseliş ve düşüşlerle doludur. Şu pazar düşüşe geçer, bu pazar yükselir. Bu yüzden pazarların yükseliş ve düşüşleri, bizim alışkın olduğumuz bir durum ve bununla yaşamak durumundayız. Ancak biz bu durumu Almanya'da da görüyoruz. Rusya'da da görüyoruz, Almanya'da da görüyoruz, şu anda Birleşik Krallıkta da görüyoruz, İspanya'da da gördük ve hatta İtalya'da bir daha göreceğiz. Bizim endüstrimiz ekonomiye çok bağlı durumda ve ekonomi sağlıklıysa biz büyüyoruz. Ekonomi küçülüyorsa, biz de küçülüyoruz. Bu işte biz çok başarılıyız ve bununla başarılı çıkmakta da çok iyiyiz. Türkiye'de de elemanlarımızı şirkette tutabilmek için, çalışanlarımızla doğru esneklik sistemlerini kurabileceğimizi umuyorum. Evet bir süre herkes kemer sıkma zorunda ancak bu krizin üstesinden geldiğimizde, eskisine göre daha güçlü ve daha iyi çıkacağız. Örneğin, İspanya bu konuda çok iyi bir örnek. İspanya altı ya da yedi yıldır krizde. Uzunca bir süre krizden çıkamadılar. 2008'den beri, iki ya da iki buçuk yıl öncesine kadar İspanya krizdeydi. Ve pazar da oldukça düşük bir seviyedeydi. Ancak orada devam ettik ve ekibimizle İspanya'da kaldık. Bugün ise pazarda lideriz ve son derece sağlıklı bir İspanyol pazarı mevcut.
- Nuray Pekcan: Diğer enerji sistemleri hakkında ne düşünüyorsunuz? Örneğin doğal gaz ya da elektrik sistemleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Andreas Schmitz: Bu konuda şanslıyız çünkü soğutma ünitesi haricinde, motorumuz yok. Soğutma ünitesinde ise şehir içlerinde kullanılmak üzere elektrikli soğutma sistemleri yapabiliriz. Bu durum, belirli süpermarketlerin kararlarına göre belirlenecek. Uzun mesafe taşımacılığında ise bunun zaman alacağını düşünüyorum. Tamamen elektrikli bir sistem açısından bakarsak, şu anda kendi kendine çalışabilecek bir sistem yok. Kamyonun enerjisini çalarak soğutma sistemine vermek ise pek verimli olmaz. Bu pek mantıklı olmaz. Eğer müşteriler bunu isterse, muhtemelen sunarız… Sadece şehir içleri için batarya ve elektrikli sistemlerin kullanılabileceğini öngörebiliyorum. Bu durumda dizel kullanılmayacağı için koku ve ses de olmayacak. Ancak bu sistemler, uzun mesafe taşımacılığında hala istenen noktada değil.
- Nuray Pekcan: Teşekkür ederim.