Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Üretenler Derneği (UTİKAD) Başkanı Turgut Erkeskin Amerika’da ve Avrupa’da yıllardır yapılan ve 1 Ocak 2012’den itibaren gümrüklerde uygulamaya başlanan ön beyan sitemiyle ticaretin farklı bir boyuta geleceğini söyledi. Turgut Erkeskin, “Ben buna ön beyan diyorum. Gemi kalkmadan gümrüklere beyanda bulunulduğundan dolayı bunu ön beyan olarak nitelendirmekte fayda var. Burada forwerderlar çok önemli bir noktada yer aldı. Önceden gemi yükünü alır bizlerde o beyandan sonra bir alt özet beyan veriyorduk. Şimdi bir ön beyan veriyoruz. Gemi Türkiye’ye vardığında da armatör acenteleri varış ihbarı yapıyorlar. Bu geçiş sürecinde tabi bazı aksaklıklar oldu ama gümrük idaresi çok aktif bir şekilde problemlerin üzerinde giden çözümler buldu. Çok iyi diyalog kurdu. Sistem yavaş yavaş yerine oturmaya başlıyor. Bu Türkiye için çok önemli bir gelişme. Çünkü bu bütün dünyada olan bir uygulama” şeklinde konuştu.
Turgut Erkeskin, “Özellikle 11 Eylül saldırılarında tüm dünyada şöyle bir algı oluştu. Taşıma kapları bir bomba gibi kullanılabilir. Uçakları binalara çarptırdılar. Konteynerler de böyle olabilir diye düşündüler. Dolayısıyla ticaretin daha bilinir firmalar arasında yapılmasını sağlayarak bu güvenli bir şekilde gerçekleştiriliyor” dedi. Bu uygulamanın ülkemizde faydalı olacağının altını çizen Erkeskin, “Türkiye topraklarına yasaklı mal girmeyecek. Satıcısının alıcısının kim olduğu bilinmeyen ürünler Türkiye’ye gelemiyor” ifadesinde bulundu.
“İhracatta rekor kırdık”
UTİKAD Başkanı Erkeskin, “2011 yılında ihracatta rekor kırdık. 2012 yılında da bu rakamları daha da yukarı çekeceğiz. Bu da demek oluyor ki lojistik faaliyetlerde bir artma meydana gelecek. Tabi bizim de özellikle Avrupa’da yaşanan krizi atlatmak için yeni ülkelere açılmamız gerekecek. Dolayısıyla lojistik firmalarına çok önemli bir sorumluluk getiriyor. Yeni açılan ülkelere malların hızlı teslimatlarını gerçekleştirebilmek için özellikle Kafkaslara ve Orta Doğuya faaliyetlerimizi arttırmamız gerekecek. Bu bize yeni iş imkanları getirdiği için lojistik sektörünün üzerinde durması gereken bir durum” diye anlattı.
Bunun yanında 2012’de finansman sorunumuz olacak diyen Erkeskin, “Kredi bulma imkanı azalacak. Bu durum sektörün fonlanması açısından bir risk ihtiva ediyor. Hem vadeler kısalacak hem maliyetler yükselecek. Firmaların daha çok öz kaynaklarına dönmesi söz konusu olacak. Özellikle yabancı para birimi cinsinden yatırım yapanların sıkıntısı olacak. Bu da maliyetlere önemli etkisi olacak bir konu. Diğer taraftan genel olarak dünyada navlun hadlerini düşmesi bekleniyor. Özellikle konteyner taşımasında fiyatların biraz düşmesini bekliyoruz” açıklamasını yaptı.
“Lojistik merkez şart”
Lojistik merkezlerin varlığı bizim ekonomik başarımız için, dünya ile entegrasyonumuz için çok önemli diyen Turgut Erkeskin, “Lojistik merkezlerin bizim için iki temel fonksiyonu olacak. Türkiye’nin gerek iç gerek dış ticaretinin rekabetçi olması, gelişimini sürdürebilmesi açısından çok önemli. İkincisi, bu merkezler üçüncü ülkeler arası mal hareketlerini sağlıyor olacqa. 2011’de Türkiye’de çok önemli uluslararası aktiviteler yapıldı. Bunlardan bir tanesi mayıs ayında İstanbul’da düzenlediğimiz Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Lojistik Hizmet Sağlayıcıları konferansıydı. Değişik limanlar gelip kendini anlattılar. Barselona ve Venedik limanlarını ağırladık. Bu toplantılarda gördük ki, bu ülkelerin firmaları Kafkaslara açılmak isterken Türkiye’yi bir lojistik üs olarak kullanma niyetinde. Özellikle Almanya Orta Doğu’ya Türkiye üzerinden açılmayı planlıyor. Lojistik merkezlerimizi doğru yerlerde doğru büyüklükte kurduğumuzda bu başarıyı yakalamış olacağız” şeklinde konuştu.
Bununda tabi bir plan ve program dahilinde yapılaması lazım diyen Erkeskin, “Bu merkezlerin Türkiye’nin dinamiklerine ve çevre ülkelerinin de faydasına olacak yerlerde olması gerekiyor. Aktivitenin yoğun olduğu yerlere kurulması lazım. Öncelikle limanlarımızda kurlu olması gerekiyor. Daha sonrada ağırlıklı olarak sanayi ve üretimimiz olduğu bölgelere kurulması lazım” ifadesinde bulundu.
Bunun yanında işletmesinin plan programını olması lazım vurgusunu yapan Erkeskin, “Mutlaka ilgili devlet birimlerinin, belediyelerin ve özel sektörün bu yapının içinde olması lazım. Bu yapının bağımsız bir birim tarafından yapılması ve içerdeki işletmecilerinde mutlaka özel sektör tarafından oluşturulması gerekiyor” dedi.
Kaynak:Ekonomi Ajandası