Uluslararası lojistik ve hızlı hava taşımacılık sektörü lideri DHL Express, Turkishtime Dergisi ile birlikte gerçekleştirdiği yarım günlük KOBİ Semineri’nde, KOBİ’lerle ihracatın uzmanlarını bir araya getirdi. Kamu ve özel sektör temsilcileriyle akademisyenlerin konuşmacı olarak katıldığı etkinlikte KOBİ temsilcileri, ihracatta başarı için dikkate alınması gereken noktaları işin uzmanlarından dinleme fırsatı buldu.
Türkiye’de işletmelerin yüzde 99’unu oluşturan ve ülke ihracatının yaklaşık yüzde 60’ını gerçekleştiren KOBİ'lerin yeni pazarlara açılmasını ve ekonomiye katkılarını desteklemek amacıyla düzenlenen KOBİ Semineri'ne, yaklaşık 200 firma katıldı.
Türkiye’nin gelişen pazarlar arasındaki konumu, Ekonomi Bakanlığı’nın sağladığı devlet teşvikleri ve kur etkilerinin ihracata etkisi gibi konuların ele alındığı seminerde, KOBİ’ler de birbirleriyle deneyimlerini paylaştı. Etkinlikte ayrıca ihracat ve ithalat akışını daha hızlı ve kolay hale getiren en yeni çözüm ve teknolojiler hakkında bilgiler KOBİ’lere aktarıldı. Seminerde T.C. Ekonomi Bakanlığı Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürü, Dr. Bader Arslan, T.C. Ekonomi Bakanlığı Marmara Bölgesi Müdür Yardımcısı Dr. Yasemin Görüm, Türk Ekonomi Bankası CIO’su Dr. Mehmet Özkaya ve Marmara Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serdar Pirtini de birer konuşma gerçekleştirdi.
KOBİ’lerin ekonomideki önemi artıyor
Seminerin açılış konuşmasında KOBİ’lerin ekonomideki önemine vurgu yapan DHL Express Türkiye CEO’su Markus Reckling şöyle konuştu: “KOBİ’ler dünyanın her yerinde istihdam, eşit büyüme ve yoksulluğun azaltılmasında çok kritik bir rol oynuyor. Küresel işgücünün yüzde 60’tan fazlası KOBİ’ler tarafından istihdam ediliyor. Dünyadaki işletmelerin yüzde 95, Türkiye’de ise yüzde 99’dan fazlasını KOBİ’ler oluşturuyor. ABD ve AB ticari ürün ihracatının üçte bire yakınını KOBİ’ler gerçekleştiriyor. Türkiye’de ise istihdamın yüzde 75’ten fazlası, ihracatın yüzde 56,5’i ve ithalatın yaklaşık yüzde 40’ı, 1 ila 249 arasında çalışan istihdam eden KOBİ’ler tarafından gerçekleştiriliyor. Özellikle Türkiye gibi gelişmekte olan bir ekonomide önemi iyice artan KOBİ’lerin uluslararası pazarlarda daha rahat iş yapabilmeleri konusunda desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz.”
DHL Express Türkiye’nin, KOBİ’leri Avrupa ve dünya ile buluşturma hedefiyle yola çıktığını ifade eden Reckling, geçtiğimiz yıl içinde KOBİ’lere yönelik çözüm ve yatırımlara ağırlık verdiklerini, 2014 sonunda 10 milyon Euro yatırımla Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan kalkan ikinci uçaklarını faaliyete geçirdiklerini söyledi. Reckling sözlerine şöyle devam etti: “Bu yatırımla İstanbul’un iki yakasından hizmet veren ilk ve tek uluslararası hızlı hava taşımacılığı şirketi olduk. Amacımız, İstanbul Anadolu yakasının yanı sıra Bursa ve Kocaeli gibi şehirlerde faaliyet gösteren KOBİ’lerin artan talebini karşılayabilmek ve onlara daha etkin bir iş ortağı olabilmek. KOBİ’lerin dünyanın herhangi bir yerindeki potansiyel müşterilerine ulaşabilmesi ve ‘küresel köy’ içinde rekabete girmesi için büyük bir şirket olmalarına gerek olmadığını göstermek istiyoruz.”
Türkiye ihracatı son 30 yılda sektör ve pazar anlamında ciddi çeşitlendi
Etkinliğin açılış konuşmacılarından Turkishtime Genel Yayın Yönetmeni Barış Soydan, Türk ihracatçılarının son 30 yılda kat ettiği başarıya vurgu yaptı: “1990’lı yıllarda tekstil ağırlıklı başlayan Türkiye ihracatı yıllar içinde hem sektör hem de pazar olarak çeşitlendi. O yıllarda başlıca pazarımız yüzde 70 oranla Avrupa ülkeleriydi. Bugün ihracatımızda hala Avrupa yüzde 45-40 seviyesinde önemli bir paya sahip ancak artık Orta Doğu’dan Afrika’ya, Asya ülkelerinden Latin Amerika’ya ciddi ihracat yapan bir ülke konumuna geldik. Son 30 yıla baktığımızda ciddi bir başarı öyküsü görüyoruz” dedi.
Türkiye, ihracatçılarına en fazla devlet desteği veren ülke
Etkinlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin KOBİ’lere sunduğu destek programlarını anlatan Ekonomi Bakanlığı Marmara Bölgesi Müdür Yardımcısı Dr. Yasemin Görüm şu şekilde konuştu: “Devlet yardımları genelde zor bir mevzuat olarak görülür, çekinilir. Ancak ihracatçılarına bu kadar devlet desteği veren başka bir ülke olmadığının altını çizmek gerek. Bakanlık’ın bugünkü 150 milyar dolar olan ihracat rakamını 2023 yılında 500 milyar dolara çıkarma hedefi için ihracatçı firmalara sunduğu yurtdışında pazar araştırması yapılması, B2B e-ticaret sitelerine üyelik, hukuki ve mali rapor yardımı, sektörel ticari fuarlara katılım ve daha kurumsallaşmış büyük şirketler için Turquality tanıtım desteği gibi çeşitli destek programları mevcut.”
“Örneğin, yurtdışına açılmak isteyen bir KOBİ’den iki temsilci, yılda 10 seferde 30 ayrı ülkede pazar araştırması yapmak üzere devlet desteğine başvurabilir. Paket kapsamında gidilen ülkelerdeki ulaşım, konaklama, araba kiralama gibi giderlerin yüzde 70’ini (7 bin 500 dolara kadar) devlet karşılar. Benzer bir şekilde uluslararası ticareti kolaylaştıran yerli ve yabancı B2B e-ticaret sitelerine üyelik konusunda da destek sunuluyor. Bakanlık tarafından akredite edilen 30 civarı e-ticaret sitesinden yılda beşine, 2-3 yıllığına üyelik için 10 bin dolara kadar mali destek sağlanıyor. Önemli olan bu gibi devlet teşviklerinin yeterince bilinmesi ve takip edilmesi.”
“Türk şirketlerinin önemli bir bölümü sürekli ihracat yapmıyor”
Türkiye’deki ihracatçı firmaların profiliyle ilgili bilgi veren T.C. Ekonomi Bakanlığı Ekonomik Araştırmalar Genel Müdürü Dr. Bader Arslan ise şu şekilde konuştu: “Türkiye’de her yıl 11 bin firma ilk defa ihracat yapmaya başlıyor. Bir yıl içinde ihracattan çıkan ve bir daha yapmayan firmaların sayısı 10 bin 100. Aynı yıl içinde ihracata başlayan ve vazgeçenlerin sayısı ise 3 bin 900. Ortalamada baktığımızda Türk şirketlerinin ihracatta kalma süresinin 3,5 yıl olduğunu görüyoruz. Bu oldukça düşük bir rakam. Ülke ekonomisinde ihracatı yönlendiren firmalar uzun dönem aralıksız ihracat yapan firmalardır. Örneğin 11 yıl sürekli ihracat yapan yaklaşık 9 bin firma, toplam ihracatımızın 2/3’ünü gerçekleştiriyor.”
İhracatta kalma oranını artırmak için KOBİ’lerin farklı alanlara girmek yerine, ölçek olarak büyümeye odaklanması gerektiğini vurgulayan Arslan konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Ayrıca özellikle Türkiye’deki KOBİ’lerin stratejisini maliyet düşürmeye değil, markalaşmaya odaklaması gerekiyor. KOBİ’lerin katma değerli ürünlerle küresel değer zincirinde yer edinebilmesi için bu çok önemli."