Koç ayrıca "Türkiye'nin tam ful elektrikli ilk aracını yaptık. Ford'un Avrupa'daki tam elektrikli 2 aracını yaptık. Yeniköy Fabrikamızın kapasitesi 4 misline çıktı. 110 binden 405 bine geldi. Ford'un Avrupa'daki elektrikli araç üretim merkezi haline geldik. Zaten ticari araçta öyleydik. Dolayısıyla doğal bir uzantısı olarak bu hale geldik. Aslında bizim gibi hem içten yanma hem hibrit hem full elektrik aynı tesiste yapan çok az yer var veya yok" diye konuştu.
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, Bloomberg HT'den Burak Karagöz'ün sorularını yanıtladı.
Koç açıklamasında "Otomotiv bizim bugünkü durumumuza gelmemizdeki en önemli kolonlardan biri. Bir masa bir kasa bayilikle başlayan yolculuk çok önemli mihenk taşlarını geçerek bugünkü noktaya geldi. Ford Otosan'ın toplam 1 milyona yakın üretim kapasitesi var. Bununla beraber Avrupa'nın en büyük ticari araç üretim merkezi. Ford Motor Company'de elektrifikasyon sürecindeki modellerin üretim yeri oldu. Dolayısıyla hem Avrupa otomotiv sektöründe hem de Ford'un global dünyadaki yerinde yerimiz çok daha kilit bir hale geldi. Bu da yaptığımız işleri doğru yaptığımızın göstergesidir" ifadelerini kullandı.
"Neden Romanya'ya geldik? Çünkü yaptığımız işleri daha iyi yapabilmek için genişledik" diyen Koç "Romanya'yı almamızla beraber oradan bir model buraya geldi. Orada kapasite açtık, başka modeli koyduk. Dolayısıyla bu büyüme Craiova için de tamamıyla Ford Avrupa'nın ürettiği bir yerdi. Romanya'nın tarihinde ilk ürettiği tam elektrikli birinci, ikinci, üçüncü aracın lansmanını yaptık. O yüzden 2025 senesine Türkiye pazarı olarak bakarsak aşağı yukarı 1 milyonun üstünde, civarında, geçen senekine benzer bir seyirde olacak. Bizim için önemli olan hep 1 milyonun üstünde pazar sağlayabilmek. Türkiye'de 1 milyona gelmek için çok uğraştık, sonra düştük. Git geller yaşandı. Ama bizim ülkemizde pazarın 1 milyonun üstünde olması gerekiyor. Pazar miksleri değişiyor. Binek araç, ticari, araç, hibrit araç, elektrikli araç, içten yanmalı araç mikslerde değişiyor Türkiye'de ve Avrupa'da. O yüzden evet bugün büyüğüz. Pek çok rekabet avantajımız var. Ama otomotiv sektörü de bir dönüşümden, hatta bir nebze hasta olduğu bir dönemden geçiyor diyebiliriz. İleriyi görmek eskiye nazaran daha zor" diye ekledi.
"ÜRETİMDE YÜZDE 80'İNİ HER İKİ FABRİKADAN YURT DIŞINA SATIYORUZ"
"Romanya AB'nin son üyesi , dolayısıyla AB'de olmanın avantajı var. Üretim maliyet avantajı var. Yatırıma dostane bir yaklaşım var. Tabii ulaşım altyapısında düzelmesi gereken şeyler var. Ama genel olarak baktığınızda Türkiye'ye yakınlığı, AB üyesi olması ve üretimdeki maliyet avantajlarıyla ve Türkiye'den gelen yatırımcılara dost bir ülke olması açısından avantajları var" diyen Koç ayrıca şu ifadeleri kullandı:
"Buraya 2002'de Beko ile geldik. Buranın Beko'sunu satın aldık. Bizim yaptığımız en başarılı dış yatırımlardan biriydi. O zaman bir buzdolabı fabrikası almıştık, 300 bin kapasiteli. Bugün geldiğimiz noktada ayda 1,9 milyon kapasitesi var. Çok başarılı olunca yeni bir fabrika yatırımı yaptık. O fabrika yatırımı da çamaşır makinesi, 2,2 milyon kapasitesi var. Üretimde yüzde 80'ini her iki fabrikadan yurt dışına satıyoruz. Dolayısıyla ihracat açısından da Romanya ekonomisine katkıda bulunan bir şirket. Böyle başladık, zaman içinde hem Beko'nun kendi içinde hem Ford'la yaptığımız anlaşma çerçevesinde işlerimiz büyüdü. Onun üstüne güneş enerjisi yatırımı yapıyoruz. Lisans alan fabrikayı satın aldık. 150 milyon euroluk, 214 MW'lık yatırım Mayıs'ta başlıyor."
"OTOKAR ÇOK ÖNEMLİ BİR SAVUNMA SANAYİ PROJESİNE İMZA ATTI"
Otokar'ın çok önemli bir savunma sanayi projesine imza attığını vurgulayan Koç "Ondan önce yakın zamanda 400 otobüslük ihale aldık, öyle girdik. 1059 araç üreteceğiz, 4x4' Cobra'lar. Onların da 700 küsuru burada üretilecek. Dolayısıyla üçüncü bir üretim tesisini birlikte yapacağız. O yüzden orada da çok motiveyiz" dedi.
Koç, ödeme sistemleri şirketleri Token'ı buraya getirdiklerini belirterek "Merkez Bankası'ndan gerekli izni aldık, yanılmıyorsam bunu yapan ilk firmayız. Lojistik işleri yapan satın alma şirketimiz Zer burada büyüme alanında, Zer fabrikamız da burada bir şirket kurdu. Son olarak da uygun bir arazi bulduğumuzda 100 milyon euroya yakın bir sağlık sektörü yatırımımız olacak. Böyle baktığımızda Türkiye'ye yakın ve güzel işlerin genişleme alanı olarak Romanya bize çok uydu. Biz bunu yıllar önce Bulgaristan'da denemiştik. Migros'ları açmıştık, telekoma bakmıştık, Opet girmişti. Romanya'da istediğimiz sonuçları alıyoruz. Onun için de burada hem devlet kademesinde emeği geçen kamu görevlilerine hem de ilgili bakanlıklara ve sayın Başbakana özellikle teşekkür ederim. Türkiye için doğal ve stratejik bir büyüme alanı oldu. Sadece Koç için değil. Şu anda burada 19 bin küsur Türk şirketi var. Bunların yatırımı 8 milyar euroyu geçmiş. Dolayısıyla tüm özel sektör için önemli bir alan oldu burası." dedi.
"SON 5-6 YILDA 10 MİLYAR EUROLUK YATIRIM YAPTIK, YÜZDE 95'İ TÜRKİYE'DE"
"Son 5-6 yılda aşağı yukarı 10 milyar euroluk yatırım yaptık. Yüzde 95'i Türkiye'de" diyen Koç "2000'lerin başına dönelim. O dönemden bu yana sadece Koç tarafı değil Türkiye otomotiv sektörü müthiş bir hamle yaptı. Biz bir otomotiv merkezi, mükemmeliyet merkezi üretim yeri olduk. Hükümet stratejisi, yani bütün değer zincirinin topyekûn geliştiği, ülkemizde imalat yapan markaların dünyadaki işlerine mal veren bir yan sanayimiz oldu. Dolayısıyla biz büyüdükçe yan sanayi büyüdü. Şimdi ilk defa 10 kritik en önemli yan sanayimiz, bu yatırımdan dolayı sınır ötesi yatırım yaptı. Dolayısıyla Türkiye'de şu an 5 marka var. TOGG'la beraber 6, ayrıca Çinlilerden BYD geliyor 7 marka oluyor. Türkiye otomotiv sektöründe bir rekabet avantajı yarattı. Gelelim bugüne. Demin hasta dedim. Aslında gelecek tahminleri konusunda bir öngörülebilirlik yok. Sektörün nereye gideceği, elektrifikasyon ve otonom araçların nereye kadar gidebileceği, içten yanmalıların ne kadar devam edeceği, işte binek tarafında SUV'ların aynı şekilde" diye ekledi.
Koç röportajda ayrıca şu ifadelere yer verdi:
Bir sürü uçan arabalara kadar bir sürü konunun tartışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki 10 yıl içinde otomotiv sektörünü nereye evrilecekse, biz bugün ne konumdaysak Türk otomotivcileri olarak sektörün gittiği yeni aynı noktada olmamız gerekiyor. Bunun için de mühendislik kabiliyetleri çok önemli. Verimli üretim, maliyetleri düşük üretim, inovasyon çok önemli ve Türkiye artık mühendislik satar konuma geldi. O yüzden önümüzdeki 10 sene içinde sadece Koç Grubu için değil tüm sektör için söylüyorum. Çok iyi okumamız lazım geleceği. Çok iyi pozisyonlanmamız lazım ve temsil ettiğimiz markaların vazgeçilmez konumundaki partnerleri olmamız gerektiğini düşünüyorum. Biz Ford'da o hale geldik. Çok da güzel bir ortaklığımız var. Yakında da 100'üncü yılımıza geleceğiz. O yüzden geleceği iyi okumak, iyi anlamak ona göre de pozisyon almak çok çok önemli ülkemiz için.
"TÜRKİYE'NİN İLK ENTEGRE ÜRETİM TESİSİNİ YAPTIK"
2021-2026 arası 2 milyar yatırım yapacağız dedik, bunun yüzde 95'ini yaptık. Dolayısıyla tamamlandı diyebiliriz. Ne oldu peki biz bu yatırımları yaptıktan sonra. Üretim kapasitemiz 612 bine geldi. 6,2 milyar ihracat yaparken 9,4 milyar geldik. 12 bin kişi çalıştırırken, 19 bin kişi çalışır hale getirdik. Türkiye'nin tam full elektrikli ilk aracını yaptık.
Ford'un Avrupa'daki tam elektrikli iki aracını yaptık. Yeniköy Fabrikamızın kapasitesi 4 misline çıktı. 110 binden 405 bine geldi. Ford'un Avrupa'daki elektrikli araç üretim merkezi haline geldik. Zaten ticari araçta öyleydik. Dolayısıyla doğal bir uzantısı olarak bu hale geldik. ?Aslında bizim gibi hem içten yanma hem hibrit hem full elektrik aynı tesiste yapan çok az yer var veya yok. Türkiye'de tekiz. Bu yüzden bu yatırımlar çok çok önemli. Ve Türkiye'nin ilk entegre üretim tesisini yaptık. Demin söylediğim gibi hem içten yanmalı hem hibrit hem elektrikli ama daha da önemlisi bizi heyecanlandıran batarya montaj tesisimizi yaptık.
Son olarak da zaten, başarıların bir taçlandırması diyelim: Biliyorsunuz dünyada bir sürü marka birbirleriyle iş birliğine gidiyorlar. Belli modelleri belli platformlar üzerinde beraber üretiyorlar. Biz de Volkswagen'nin bir tonluk minibüsünü Türkiye'de üretiyoruz. Ford'un ve Volkswagen'in yaptığı anlaşma çerçevesinde.
"ELEKTRİFİKASYONDA BİR YAVAŞLAMA VAR"
Uzun vadede etkileri, yıllardır otomotiv sektörü Türkiye'nin ihracat lideri, istihdam lideri. Öyle baktığınız zaman bu konumu korumak ve geliştirmek zincirleme Türk ekonomisine katkılar sağlayacak.
Şimdi, bir kere biz kendi başımıza plan yapmıyoruz. Ben Ford tarafındayım. Ağabeyim Fiat-Stellantis tarafında. Bizde de böyle bir Çin Seddi vardır. Ben orada olup biteni fazla bilmem, o da bizde olup biteni fazla bilmez. Ama elektrifikasyon işinde 5-6 sene geriye gidersek yaptığımız 5 yıllık tahminlerde güçlü tahmin yapıyorduk. Şimdi geldiğimiz nokta itibariyle yaptığımız 5 yıllık tahminlerde yüksek tahmin yapmaya başladı sektör. Çünkü elektrifikasyonda bir yavaşlama var kim ne derse desin. Bunun pek çok sebebi var. Bunlardan bir tanesi araçlar pahalı şu aşamada tabii ki ucuzlayacak. İkinci el değerleri beklenenin biraz altında. 350-400 kilometre bunların menzili var. Günde 40, 50 kilometre menzile ihtiyacı olan kişi bile menzil endişesi yaşıyor bu işlerde. Range anxiety dediğimiz konu var. Bununla beraber de tabii zaman zaman yangın riski oluyor. Bir de şarj altyapısı henüz gelişmediği için böyle bir frene basılıyor. Tabii Çin tehlikesi de bangır bangır geliyor. Ülkemizde bir sürü marka bayilikler kuruyor.
BYD yatırım yapıyor. Üretim tesisi yapacak. Cherry'nin Samsun'a geleceğiyle haberler var. Bunlar Türkiye için çok iyi şeyler. Ama ileriye dönük baktığımız zaman pil teknolojisinden araba dizaynından pazar paylarına kadar çok şey değişecek. Köprünün altından çok sular akacak. Ama şu an biraz frene basılmış vaziyette. Regülasyonların bir nebze değişmesi gerekiyor. Burada otomotiv sektörünün parçası olmayan elektrik fiyatları çok çok önemli. Burası için de Romanya için de önemli elektrik fiyatları. Avrupa ülkeleri ve Avrupa Birliği üretimi arttıracak teşvikler vermesi gerekiyor. Yani, kullanıcıya da teşvik vermesi gerekiyor. Üreticiye de teşvik vermesi gerekiyor. Altyapıyı geliştirmesi gerekiyor, elektrik fiyatlarına destek olması gerekiyor. Başka türlü hedeflenen rakamlara bugünün konjonktüründe gelmenin kolay olmayacağı gözüküyor.
"FORD'UN EN ÖNEMLİ VE EN BAŞARILI ORTAKLIĞI BİZİMLE YAPTIĞI ORTAKLIK"
"Şimdi söz konusu Koç'sa çok fazla fitne, iftira, yalan-yanlış bilgi, yalan-yanlış iddialar var. Borsada bir hareket oluyor biz suçlanıyoruz, TÜSİAD'a bir şey oluyor biz hedef gösteriliyoruz. Yurt dışına yatırım yapıyoruz yok ülkeden kaçıyor diyorlar. Ne yazık ki öyle bir ülkede yaşıyoruz ki gerçekleri söyleyenler gerçek söylediğini ispatlamak zorunda kalıyorlar. Halbuki yalan söyleyenler, bilerek yanlış iddiada bulunanlar iddiaları ne yazık ki kamuoyunda tutabiliyor. Sen de bunu çabalıyorsun, bu kadar işin içinde, bu kadar yatırım, bu kadar sorumluluk, bu kadar sorun içinde bir de gerçek olmayan şeylerin gerçek olmadığını ispat etmek için uğraşıyorsunuz. Demin de ifade ettiğim gibi biz mesela Ford Otosan'a bakarsak bizim yatırım genişlememiz var buraya. Türkiye'de durup buraya gitme diye bir şey yok. Yok efendim Ford bizden hisselerini alacakmış, yok efendim Ford Koç'la ortaklığından memnun değilmiş. Bunların hepsi hurafe. Ford'un en önemli ortaklığı, en başarılı ortaklığı bizle yaptığı ortaklık. Dünyada baktığınız zaman."
"HUKUK ÇOK ÖNEMLİ"
"Bu çok hem vakit alıyor, hem enerji alıyor. Doğrudan anlatmaktan dolayı. Demin de dediğim gibi bizim 10 milyar dolar yatırımımızın yüzde 95'ini kendi ülkemize yapmışız. Bizim ülkemizin sınırlarının dışına çıktık. Ülkemizde yaptığımız iyi işleri başka yerlere genişleterek yapmak sadece bir gurur kaynağı olmalıdır Türkiye için. Başka şirketler için de aynı şey geçerli. O yüzden ben hem bunu başkanlığını yaptığım spor kulübünde hem de başkan yardımcılığını yaptığım şirketimizde ne yazık ki yoğun bir şekilde, artan dozda, artan ağırlıkta muhatap oluyoruz, yaşamak zorunda kalıyoruz. Üzülerek yaşamak zorunda kalıyoruz. Ama bizim ülkemiz ne yazık ki, başka ülkelerde nasıl bilmiyorum, sosyal medyada köpürtülen konularla ilerleyen, pek çok konuda bunlarla yönetilen, bilhassa hukuk konusunda bir noktaya geldi.
Üzülerek söylüyorum. Yani burada, buraya yatırımcı olarak geliyoruz, anlatıyoruz neler yaptığımızı, şimdi yatırımcı olarak önümüzü görebiliyoruz diyoruz. Bizim ülkemiz çok daha büyük imkanlar var, ülke yatırımcısı, yabancı yatırımcı için. İnsana, ülkeye baktığın zamanda öngörülebilirlik çok çok önemli. Hukuk çok çok önemli.
Hukuk sistemi çalışmayan ülkelere yatırımcı çekmek kolay olmuyor. Hiç kolay olmuyor. Bizim ülkemiz o kadar güzel bir ülke ki devletimizin yaptığı teşvikler, bence teşvikte belki de herkesten daha iyi durumdayız. Zaten potansiyel olağanüstü bir potansiyel. Vehbi Koç bize hep şey derdi: ‘Allah bize dünyanın en güzel ülkesini vermiş, yeterince kıymetini bilmiyoruz' derdi. Bizim ülkemizde helvayı yapacak her türlü malzeme var. Çok şanslıyız. Müthiş ülkemiz var. Kültürüyle, coğrafyasıyla ama daha önemlisi ticari potansiyeliyle. Bir de devletimizin verdiği olağanüstü teşvikler var. Ama yatırımcı kendini güvende hissetmek istiyor. Yatırımcı önünü görebilmek istiyor. Yatırımcı yaptığı planları kısa aralıklar içinde revize etmek zorunda olmak istemiyor. Dünyada müthiş bir para var. Gidecek liman arıyor. Biz müthişiz. Dünyadaki yeni güçlerin, yeni kuralları, yeni ortamı dizayn ettiği bir ortamda batının özellikle Amerika'nın Çin ile olan sıkıntılarını biliyorsunuz. Bizim Batı ile Çin'in yaptığı ticaretin büyük kısmına talip olacak her türlü imkânımız, avantajımız, her şeyimiz var. Büyük fırsat sunuyor şu an içinde bulunduğumuz konjonktür. Tehlikeler de sunuyor başta bölgesel savaşlar olmak üzere ama bununla beraber özellikle ticari anlamda da politik konularda da müthiş fırsatların barındığı bir dönemden geçiyoruz. Onun için bizim daha büyük düşünmemiz lazım ülke olarak."
"ÖLÇEK YAKALAMAK ÇOK ÖNEMLİ"
"Şimdi demin de dediğim gibi nasıl bir Volkswagen ile bir tonluk minibüste işbirliği yaptık. Iveco da kamyon için bizimle işbirliği yapıyor. Çünkü ölçek yakalamak çok çok önemli. Daha bir ritim yapmak çok çok önemli. Mesela yeni regülasyon değişti. Kabinde olan kişi her yeri görmek zorunda. O kabinin redesign olması demek. Bir kabinin yeniden tasarımı edilmesi yüzlerce milyon dolar yatırım demek. Şimdi Iveco ile beraber üreteceğiz. O yüzden ben çok olumlu buluyorum. Ford aslında kamyon işini uzun zamandır odağından çıkardı. Türkiye'de biz izin aldık. 20 yıllık bir anlaşma yaptık, işi büyütüyoruz. Avrupa'da bazı yerlerde yüzde 6'lar, 7'ler, 8'ler pazar paylarımız var. Türk arabası, Türk markası deniyor. Belki Türk markası değil Ford, FordTrucks ama A'dan Z'ye Türk mühendislerinin geliştirdiği kâğıttan üretime kadar bir araç. Çok da iyi gidiyor nazar değmesin. Iveco ile dediğim gibi maliyet avantajları beraber dizayn yapmak için çok çok önemli. Ve biz geriden geldiğimiz için herkesten daha dinamik, daha inovatif, daha verimli olmamız gerekiyor. Ben o işten son derece memnunum. İleriye dönük de Ford Otosan finansallarını çok olumlu etkileyecek bir iş söz konusu."
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
|||||
|
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |