Mercedes-Benz Türk’ün 1 Ağustos’ta göreve gelen yeni Direktörler Kurulu Başkanı Britta Seeger, şu an Türkiye’de otomotiv sektöründeki en üst düzey kadın yönetici pozisyonunda. Göreve geldiğinden bu yana seçim, kur artışları, siyasi belirsizlik, törer saldırıları gibi çok yoğun bir gündemin içinde kendini bulan Seeger, otomotiv editörleriyle bir araya gelip tüm soruları içtenlikle cevapladı. Güney Kore’de 3 yıl görev aldıktan sonra Türkiye’de çok yoğun bir gündemin içinde kendini bulan Britta Seeger üzerine basarak Türkiye’deki terör saldırılarından dolayı bir endişe duymadığını belirterek, “Öncelikle şunu söyleyeyim, aile olarak kendimizi korkmuş hissetmiyoruz. Bunu Türkiye’nin bir gerçeği olarak kabul ediyoruz. Güney Kore’ye gittiğimde de çılgın bir dönemdi. Kuzey Kore’deki çılgın yönetici Güney’i bombalıyordu. Yani bu tip olaylara biraz alışığım” yorumunu yaptı.
GÜNLÜK BİR MÜCADELE
Yeni bir ülkede yaşamaya başladığını, Türkiye’yi tanımak ve anlamak istediğini kaydeden Seeger şöyle devam ediyor: “Türkiye’de iki şey öğrenmek gerekiyor. Birincisi meseleleri günbegün ele almak gerektiği. Ağustosta gelişimden bu yana bir seçim oldu, TL değer kaybetti vs. Türkiye’de hergün, günlük bir mücadele vereceksiniz. Bir de tedarikçilerle, şirketlerle, CEO’larla konuştuğumda ikinci öğrenilmesi gereken husus olarak şu vurgulanıyor: Türkiye’nin gücüne inanmak. Herkes Türkiye’nin gücüne inanıyor. Ben de inanıyorum. Türkiye hep zorluklardan geçmiş ama hep atlatmış. Bunun, Türkiye’nin bir gücü olduğunu düşünüyorum. Tek yapmamız gereken, gelişmeleri her gün yeniden ele alarak yönetmek.”
KADIN-ERKEK ZENGİNLİKTİR
Türkiye’de erkek egemen bir sektör olan otomotivdeti tek kadın CEO olan Britta Seeger, bu durumun çok büyük ve dallı budaklı bir konu olduğunu belirterek, “İlk olarak samimi bir şekilde şunu söyleyeyim ki, ben kadın olarak herhangi bir zorluk yaşamadım. İkincisi, bence bu kadın olmak, erkek olmakla ilgili bir mesele değil. Deneyimlerime dayanarak şunu söyleyebilirim: Bu aslında bir zenginlik meselesi. Farklı insanlar, farklı cinsler, farklı kültürler bir arada olduğunda başarılı ekipler ortaya çıkıyor bence. Farklı geçmişlerden insanları bir zenginlik olarak bir araya getirmeyi ve bir arada görmeyi severim” dedi.
KADINLAR İÇİN ROL MODEL
Kadınların otomotiv sektöründe çok görülmediğini ve olmaları gereken yerde olmadıklarını da sözlerine ekleyen Seeger şöyle devam etti: “Daha eşit olmaları gerekiyor. Türkiye’deki ekipte sadece kadınların değil bütün çalışanlarımızın motivasyonundan, işine kendisini adamasından inanılmaz memnunum. Çok şaşırdım ve etkilendim. Bence bu, zenginliğin sonucu. Farklı kültürlerden, cinsiyetlerden, geçmişlerden insanların bir araya gelmesinden kaynaklanan bir güç bu. Otomotiv sektöründe beni bir rol model olarak gördüklerini umuyorum. Ben hem anneyim, hem yöneticiyim. Kadınlara kendi kariyerlerinde ilerleyip aynı zamanda ailelerini sürdürebileceklerini gösteriyorum. Genç kadınları kariyerlerini sürdürmeleri için teşvik etmek isterim. Bütün kadınlar için dileğim de bu.”
Öngörülebilir bir politika bekliyorum
TÜRKİYE’de otomotiv pazarı ne zaman çok büyüse, rekorlar kırsa hemen arkasından bir gece ansızın vergiler artar. Bu konuda bir B planınınız var mı? sorusuna Seeger’in yanıtı net: “Açık açık yazılmış bir B planımız yok. Bunun Türkiye’de sürekli konuşulan bir konu olduğunu biliyorum. Biz hem ithalatçı hem üretici olarak siyasette, teşviklerde, vergilerde sürdürülebilirlik ve öngörülebilirlik peşindeyiz. Bu konuda arkadaşlarım beni bilgilendirdi. Özellikle yıl sonunda, önceden haber verilmeden birdenbire böyle artışlar yapılabiliyormuş. Herkes kendini mümkün olduğu kadar buna hazırlar bence, ama açık bir B planımız yok. Satışı aynı şekilde sürdürmek için gereken desteği vermeye çalışırız, ama hükümetin öngörülebilir bir politika izleyeceğini umuyorum.”
Mercedes’e Türkiye’den 1 milyar Euro’luk parça
OTOMOTİV sektöründe net ihracatçı konumda olan Türkiye, yan sanayiinde de ihracatını her geçen gün artırıyor. Otomotiv editörleri ile bir araya gelen Mercedes-Benz Türk’ün ağustosta göreve gelen yeni Direktörler Kurulu Başkanı Britta Seeger, marka olarak 2014’te Türk otomotiv yan sanayicisinden 1 milyar Euro’luk alım yaptıklarını söyledi. Bunun 320 milyon Euro’unu Mercedes-Benz Türk gerçekleştirirken Almanya’daki üretim için de 700 milyon Euro’luk satın alma yaptı. Bu rakamlar 2010’da sırasıyla 160 milyon, 270 milyon Euro’ydu. Alımların ilerleyen yıllarda daha da artacağına dikkat çeken Seeger, “Çünkü Türkiye’deki varlığımız ve imalatımız büyümeye devam ediyor” dedi.
Türkiye’ye Ar-Ge yatırımı yapacağız
Mercedes, Türkiye’de var olduğu 47 yıl içinde yaklaşık 885 milyon Euro yatırım yaptı. 1995’teki Hoşdere Otobüs Fabrikası kurulumuna harcanan 403 milyon Euro’dan sonra 2014’te yenileme kapsamında 100 milyon Euro para harcadı. Kısa vadede mevcut fabrikalardaki gelişim için yatırım planları olmadığından bahseden Britta Seeger, “Stuttgart’ta yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz bir toplantıda Türkiye’de Ar-ge’ye yapılacak yatırımın artması gerektiğini ve artacağını konuştuk. Bir de bilişim (IT) alanında gelişmek ve büyük bir merkez olmak istiyoruz.” diye konuştu. Mercedes, Türkiye’de dayanıklılık testlerini yapıyor. Seeger, “Aynı zamanda başka hangi Ar-ge fonksiyonlarını Türkiye’ye taşıyabileceğimizi araştırıyoruz.” dedi. Ayrıca, buradaki yetkin yetenek havuzunu iyi kullanmak istediklerini kaydetti.
Artık rahatlıkla motor istiyoruz
Mercedes, 1.6 litre hacimli motorlara sahip modellerini piyasaya çıkardıktan sonra kısa sürede pazar payını artırdı. Otomobilde yıllık 30 bin adete yaklaştıklarını hatırlatan Seeger, “Binek araçlar bizim için önemli bir güç. Geçmişte merkezden özel hacimli motorlar talep edemiyorduk. Artık bunu yapabiliyoruz. Başlı başına bu bile, Türkiye’nin Daimler dünyasında ne kadar önemli hale geldiğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu.
Türkler büyük oto seviyor
SEEGER, 2016 yılında da otomobil pazarının bu yılki seviyede devam edeceğini belirterek, “Biz de 30 bin adet civarındaki kendi payımızı korumaya çalışacağız” dedi. Avrupa’da kuzeyden güneye inildiğinde modellerin genel olarak küçüldüğünü kaydeden Seeger şöyle konuştu: “İtalya ve İspanya’da A ve B sınıfındaki küçük otomobiller tercih ediliyor. Türkiye’de ise C sınıfında 1.6 motor ile güçlü bir pazar oluştu. E-sınıfı da aynı şekilde. Bunlar Türkiye’deki güçlü yanlarımız. Ayrıca birçok kompakt ürün ve SUV araç da pazara sunduk. Türkiye pazarı bunları iyi karşıladı, ama ağırlık C sınıfında. Türkiye satış adedi bazında dünyada 14’üncü, Avrupa’da ise İtalya ve İspanya’nın hemen ardından 6’ncı sırada yer alıyor. İspanya geçen yıl Türkiye’nin arkasında yer alıyordu ancak 2015’i çok iyi geçirdikleri için bu sene öne geçtiler. Otomobil pazarına bakacak olursak. Bizim açımızdan şöyle bir durum var. E-Serisi’nde büyük değişim gerçekleştirdiğimiz için 2016 yılında istikrarlı bir büyüme gelecektir.”
Volkswagen krizinden bir avantaj söz konusu değil
AMERİKA’da Volkswagen’e (VW) dizel motorların çevreye zararını manipülatif yazılım yoluyla düşük gösterdiği için 37,5 milyar dolar ceza istemiyle soruşturma açıldı. Bu durumun özellikle Amerika’da dizel konusunda belirsizlik ve güvensizlik oluşturduğunu aktaran Britta Seeger, bazı noktalarda kendilerinin de bundan etkilendiğini kaydetti. Amerika’nın tipik bir dizel pazarı olmadığına vurgu yapan üst yönetici, o yüzden hem devletin hem de müşterilerin konu hakkında çok sorgulama yaptığını belirtti. Ancak Türkiye’de benzer bir durumun oluşmadığını da sözlerine ekledi. Diğer taraftan VW’in kendilerinin rakibi olmasına rağmen hiçbir üreticiyi böyle bir pozisyonda görmek istemediklerinin altını çizen Seeger, “Bizim için bundan bir avantaj elde etmek söz konusu değil.” dedi.
Birinci önceliğimiz üretimi artırmak
MERCEDES-Benz Türk’ün üretimde önemli bir yeri olduğunu hatırlatan Britta Seeger, hedeflerinden ilkinin üretimdeki varlıklarını artırmak olduğunu söyledi. Otobüs ve kamyon alanında pazar liderliklerini korumanında önemli olduğunu aktaran Seeger, otomobilde de doğru motor büyüklüğüne sahip araçları sunarak liderlik pazarda daha güçlü pozisyona gelmek istediklerini vurguladı. Seeger, Türkiye’de otomobil üretmenin ise henüz ne Almanya’nın ne de kendi gündemlerinde olmadığını sözlerine ekledi.(Hürriyet)