Michelin Challenge Bibendum No:11

2007 yılında Şanghay ve 2010’da onuncu yıl dönümü kutlaması için Rio de Janeiro’dan sonra, sürdürülebilir yol hareketliliği için dünyanın tek etkinliği olan Michelin Challenge Bibendum’a ev sahipliği yapma sırası bu kez Almanya’nın başkenti Berlin’deydi.

Berlin, tam olarak 125 yıl önce, 1886 yılında otomobili icat eden ülke olan Almanya’nın başkenti. Bu nedenle, 1998 yılından bu yana daha temiz, daha güvenli, daha bağlantılı hareketliliği faal bir şekilde teşvik eden Michelin Challenge Bibendum arasında doğal bir bağlantı var.

Berlin’in eski Tempelholf Havaalanı’nda, tek bir mekânda gerçekleştirilen Michelin Challenge Bibendum; görüşmeler ve tartışmalar için sahalar, bir Teknoloji Gösteri Merkezi, yarışlar, basın konferansları, bir Uluslararası Forum ve yeni teknolojiler ile taşıtların geniş çaplı gösterimleri için alanlar içeriyordu.

Challenge Bibendum 2011, 19 Mayıs tarihinde yaklaşık 2000 kişinin katıldığı açılış töreniyle başladı. Michelin Grubu’nun Yönetim Ortağı Michel Rollier, Berlin Valisi Klaus Wowereit, Alman Otomobil Endüstrisi Federasyonu (VDA) Başkanı Matthias Wissmann ve Japonya eski çevre bakanı Wakako Hironaka’nın konuşmalarıyla start alan organizasyonun temel amacı, sürdürülebilir yol hareketliliğinin karşısına çıkan gerçek sorunların ve üstesinden gelinmesi gereken engellerin tespit edilmesi için ihtiyaç duyulan uzmanlığı sağlamak olarak özetlenebilir.

Michelin Challenge Bibendum 2011’de, şehirler, gezegen, ekonomik konular ve verim gibi dört
önemli sorun üzerine odaklanıldı.

300 bin metrekarelik alan

11’inci Michelin Challenge Bibendum, 15 km’si test pistleri ve yaklaşık 50 bin metrekaresi sergi alanından oluşan 300 bin metrekarelik bir alanı kapsıyordu. Test sürüşleri ve yarışlar sırasında; bisikletlerden kamyonlara, otomobillerden otobüslere kadar yaklaşık 200 aracın teknik performansı karşılaştırıldı. Çoğu prototip olan ve ilk defa halka tanıtılan bu araçlar, özel olarak etkinlik için tasarlanan pistlerde test edildi. Eski havaalanı hangarlarında bulunan Teknolojik Sergi Merkezi’nde 75 otomotiv üreticisi ve tedarikçisinin standları ve yenilikleri sergilendi.

Challenge Bibendum, bir takım çalışma konferanslarında (seminerler ve konferans müzakereleri) yer alacak 250 politikacı, sektörel yetkili, uzman, araştırmacı ve gazeteciyi de ağırladı. Bu buluşmaların amacı; güvenli, temiz ve birleşik hareketlilik hakkında tartışmaktı.

Üç farklı yarış organizasyonu

Challenge Bibendum Berlin 2011, yenilikçi birçok taşıt ailesinin performanslarının ölçülmesine yönelik olan üç yarış organizasyonuyla da dikkatleri üzerine çekti. Jüri, 19 Mayıs 2011 Perşembe günü yarışlarda ödül kazananları belirledi. Türkiye’de üretilecek olan Renault Fluence Z.E, Porsche Panamera S Hybrid, Audi A3 e-tron, Mercedes A-Sınıfı E-Cell, Nissan Leaf ve Volvo C30 Electric, ödül alan otomobillerden bazılarıydı. Sonuçların eksiksiz tablosuna www.challengebibendum.com adresinden ulaşmak mümkün. 

Liderler Forumu

Challenge Bibendum’un Liderler Forumu’na katılan uzmanlar sürdürülebilir hareketliliğe doğru daha hızlı ilerleme kaydedilmesine duyulan ihtiyaca dikkat çekti.

Challenge Bibendum Berlin 2011’in en önemli aktivitelerinden biri olan Liderler Forumu, Michelin Grubunun Yönetici Sorumlu Ortağı Michel Rollier tarafından açıldı. Liderler Forumu sürdürülebilir hareketlilik konusunun tartışılması ve derinlemesine incelenmesi için bir platformdur. Birbiri ardına altı müzakereden oluşmaktadır ve çok sayıda ülkeden ve mesleki geçmişten gelen yaklaşık olarak 40 tanınmış siyasi, sınai ve diğer uzman karar vericilere bir araya gelme ve karayolu taşımacılığının geleceği hakkında görüş alışverişinde bulunma şansı vermektedir.

Michel Rollier, açılış konuşmasında, otomotiv endüstrisinin “yeterince hızlı bir şekilde ilerlemekte” başarısız olduğunu iddia ederek motor endüstrisinin sürdürülebilir hareketliliğe doğru hızının artırılmasının öneminin altını çizdi. “Gelecek bizim için bir tehdit değil, aksine harika bir fırsattır. İki elimizle sıkı sıkıya sarılmalıyız” dedi. Rollier, etkinliğin öğrencilere ve on yıldır ilk defa genel kamuoyuna da açık olmasından ve bunun sonucu olarak insanların otomobil üreticilerinin hangi konu üzerinde çalıştığını kendilerinin de keşfedebilmelerinden, hangi imalatçıların çevre ve yol güvenliği konularının üzerine ne kadar eğilebileceğini görebilecek olmalarından dolayı memnuniyetini de dile getirdi.