Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, 3. Boğaz Köprüsü geçişinin de dahil olduğu Kuzey Marmara Otoyolu Projesi'nin Garipçe ve Poyraz mevkisi arasında olduğunu bildirdi. Bakan Yıldırım, proje maliyetinin kamulaştırma bedelleri de dahil olmak üzere 6 milyar dolar civarında olacağını söyledi.
Bakan Binali Yıldırım, üçüncü köprünün güzergahıyla ilgili yaptığı açıklamada, 3. Boğaz Köprüsü de dahil Kuzey Marmara Otoyolu'nun maliyetinin kamulaştırma bedelleri de dahil olmak üzere 6 milyar dolar civarında olacağını söyledi. Köprü ile birlikte yapılacak çevre yolu bölümünün, Odayeri-Paşaköy-Poyrazköy-Garipçe kesimi olduğunu belirterek, toplam uzunluğun, anayol ve buna bağlı bağlantı yolları olmak üzere 260 kilometre olduğunu belirten Bakan Yıldırım, şöyle konuştu: ''Kuzey Marmara Otoyolu, İstanbul'un batı sınırından 41 derece enlem, 28 derece boylamındaki Kınalı mevkisinde TEM otoyolu kavşağında başlamakta. 41 derece enlem 28 derece boylamdan başlayan Kömür ocakları mevkisini katetmekte, İstanbul Boğazı'nı ise 41 derece enlem 29 derece boylamda 1275 ana açıklığı olan bir asma köprüyle geçmekte. Daha sonra 41 derece enlem 29 derece boylamdaki Paşaköy mevkisine ulaşarak, 40.8 derece enlem 29.4 derece boylamda Gebze civarında İzmir otoyolu ayrımına ulaşmaktadır. Kuzey Marmara Otoyolu, 40.7 derece enlem, 30 derece boylamla İzmit'in kuzeyini katederek Adapazarı'na yönelmektedir. 40.8 derece enlem, 30.3 derece boylamında Adapazarı'ndan Eski Adapazarı ile Yeni Adapazarı-Yeni Kent arasında geçen güzergah, 40.7 derece enlem, 30.6 derece boylamda Ak Yazı ile Hendek ilçe sınırları içerisinde TEM otoyolu ile buluşmaktadır.''
Bakan Yıldırım, projenin yaklaşık maliyetinin kamulaştırma bedeli ile birlikte 6 milyar dolar civarında olduğunu ifade ederek, ''Hesap edilen kamulaştırma bedeli 1 ile 1.5 milyar dolar arasında konulmakta. Gerçek kamulaştırma bedeli, kamulaştırma işleminden sonra ortaya çıkacaktır. Diğer alternatiflere göre kamulaştırma bedelinde bu alternatifte kamu arazilerinin toplam koridorun yüzde 75'ini oluşturması nedeniyle önemli ölçüde tasarruf sağlanmıştır. Toplam güzergahın yüzde 75'i kamu arazilerinden geçmektedir. O bakımdan kamulaştırma bedeli de önemli ölçüde düşük gerçekleşecektir'' diye konuştu.
Bir basın mensubunun bundan sonra sürecin nasıl işleyeceğine ilişkin sorusu üzerine Yıldırım, şunları söyledi: ''Bugün itibarıyla süreci resmen başlatmış oluyoruz. Bundan sonra ne olacak? Bundan sonra bu güzergah üzerinde yer alan belediyeler, Kocaeli, Sakarya ve İstanbul Büyükşehir belediyeleri meclislerinde bu güzergahı görüşecekler ve meclis onayını alacaklar. Aynı zamanda da bunlar 1/25'lik, 1/5000'lik 1/1000'lik planlara işlenecek. Buna paralel olarak Ulaştırma Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğü ihale ile ilgili çalışmaları yürütecek. Proje kamu-özel sektör ortaklığıyla gerçekleştirilecek. Diğer iki köprünün aksine doğrudan kamu kaynağı kullanmadan gerçekleştirilecek bir projedir. Bu yönüyle de bir ilktir. Projeyle ilgilenen dünyanın her tarafından büyük taahhüt firmaları olduğu gibi, yurt içinden de ilgilenen şirketler mevcuttur. Teklif konusunda bir sıkıntı yaşanacağını zannetmiyorum. Bu sene içerisinde tüm bunları tamamlamayı hedefliyoruz. Tabii belediyelerle birlikte çalışmamız gerekiyor. Belediye meclislerinde bir yandan planlara işlenen güzergahların onaylanması diğer yandan da bizim bakanlık olarak gerekli ihale dokümanlarını buna paralel olarak hazırlamamız gerekiyor.''
Bakan Yıldırım, projenin yap-işlet-devret modeliyle gerçekleştirileceğini dile getirerek, şöyle devam etti: ''Bu sene içerisinde ihale etmeyi hedefliyoruz. Planımız budur, gecikme, aksaklık olmazsa bu sene içerisinde ihaleyi gerçekleştireceğiz. Projenin tamamı ihaleyle gerçekleşip, yüklenici firma bulunduktan sonra etap etap gerçekleşecek ve ilk etapta 3 yıl içerisinde en geç birinci bölümünü tamamlamış olacağız. Tamamını da 4-5 yıl içerisinde bitirmiş olacağız. Projede raylı sistem öngörmüyoruz. Sadece araç geçişi öngörülüyor. Köprü ve ona bağlı çevre yolunda yaklaşık 90 kilometrelik kesimde 2x4 olacak. Ondan sonraki kesimlerde 2x3 olacak.''
Köprünün yatık kablolu değil, asma köprü olacağını ifade eden Yıldırım, ''Aynı tarzda yapılacak, 1275 metre açıklığı bulunacak. Bugüne kadar herhalde açıklığı en fazla olan boğaz içerisindeki köprü olacak. Trafik garantisi vereceğiz. Yap-işlet-devret modellerinde gerek hava alanı projelerinde, gerek demir yolu, gerekse yol projelerinde trafik garantisi esastır. Ancak trafik garantisi ile ilgili mevcut durumu dikkate aldığımızda herhangi bir sorun gözükmüyor. İlk yıldan, bilemediniz ikinci yıldan itibaren garantiyi karşılayacak, gerçek trafiğe ulaşacağımızı öngörüyoruz'' şeklinde konuştu. Koridor üzerinde kamulaştırılacak alanın yüzde 75'inin kamuya ait olduğunu aktaran Yıldırım: ''Dolayısıyla bir rant söz konusu değil, bu bir. İkincisi bildiğiniz gibi ağaçtır. Kilyos'u çevreleyen bölgedeki o kömür ocaklarının işletmesi sonucu terk edilen bozulmuş doğa yapısı, koridorun bu güzergaha oturtulması suretiyle tekrar rehabilite edilecek ve İstanbul'a kazandırılacaktır. Otoyoldan çıkışlar ise mümkün olduğunca şehrin dış noktalarında gerçekleşecektir. Avrupa yakasında hava alanından Odayeri dediğimiz noktaya güneyden kuzeye bir çıkış olacak, Avrupa yakasında. Anadolu yakasında da Paşaköy'den Ümraniye'ye bağlantı olacak. Yani şehrin doğu ve batı aksının uç noktalarından şehirle bağlantı yapılacak ve böylece oldukça kuzeyi kuşatan bir çevre yolu özelliği arz edecektir'' şeklinde konuştu.
Güzergahta yer alan orman alanlarıyla ilgili bir soruya da Bakan Yıldırım, şu cevabı verdi: ''Yolun tamamını düşünüyoruz 260 kilometrelik tüm güzergahı dikkate aldığımızda bunun İstanbul Çevreyolu kısmında Sarıyer-Garipçe-Poyrazköy hattında özel arazi yüzde 16, orman arazisi yüzde 48, 2b arazisi yüzde 11, hazine arazisi yüzde 16, askeri bölge yüzde 11. Toplam kamulaştırılacak bina adedi 222. Bu orman arazisi orman anlamına gelmiyor. Ormana ait arazi ama bütün bu arazinin birçok kısmı artık orman vasfını yitirmiş arazilerdir. Belgrad, Fatih Polonezköy ve milli parklarının özellikle orman alanlarından mümkün mertebe uzak bir güzergah tercih edilmiştir.''
Bakan Yıldırım, projenin sadece İstanbul'un, Türkiye'nin değil aynı zamanda Asya ve Avrupa ülkeleri için de hayati öneme sahip olduğunu söyledi.
''Başkentler başkenti'' diye nitelendirdiği İstanbul'un tarihte olduğu gibi bugün de sosyal, kültürel, ekonomik hareketliliği ile bu coğrafyanın çekim merkezi olmaya devam ettiğini anlatan Yıldırım, 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilen kentin, sadece bu özelliği ile değil finanstan ulaşıma, küresel ticaretten sosyal hayata her alanda çevre şehirleri ve ülkeleri etkileyen doğal bir başkent konumunu sürdürdüğünü kaydetti.
Bakan Yıldırım, ''Başta şehir içi ulaşım olmak üzere transit trafikte yaşanan ve gittikçe ağırlaşan sorunlara çözüm bulmak ve İstanbul şehir içi trafiğini rahatlatmanın yanı sıra, doğudan batıya, batıdan doğuya ticaretin yüzde 95'inin gerçekleştirildiği bu koridorda yeni bir projeyi hayata geçirmek elzem bir durum haline gelmiştir'' dedi.
İstanbul'un ulaşım sorununun tüm Türkiye'nin sorunu olduğunu ve bu sorunun İpekyolu güzergahındaki tüm ülkeleri de çok yakından ilgilendirdiğini anlatan Binali Yıldırım, ''Türkiye doğası ve konumu gereği Asya-Avrupa arasındaki ulaşım ve ticaretin ana koridorunu oluşturmaktadır. Ülkemizin bu konumunu daha da güçlendirecek olan Kuzey Marmara Otoyolu ve İstanbul 3. Boğaz Geçişi projesinde güzergah seçimiyle ilgili süreç tamamlanmıştır'' diye konuştu.
Bakan Yıldırım, Hükümet olarak başlattıkları Baku-Tiflis-Kars, Doğu-Batı Yüksek Hızlı Tren projeleri, Marmaray, İstanbul-Kapıkule Demir Yolu projeleri ile İstanbul'un, modern İpek Demir Yolu koridorunun en önemli durağı olduğunu bildirdi.
Kent içi trafikte raylı sitemin payını yüzde 8'den yüzde 27'ye çıkaracak olan Marmaray projesinde iki kıtanın tüp tünellerle birbirine bağlandığını, projenin tamamlanmak üzere gün saydığını vurgulayan Yıldırım, ''29 Ekim 2013 tarihinde İstanbul'un yüzyıllık hayali gerçekleşmiş olacaktır'' dedi.
Bunun yanı sıra, Lastik Tekerlekli Araçlar için Tüp Geçit projesine ise önümüzdeki aylarda başlanacağını belirten Yıldırım, yine çok önemli olan, geçen yıl ihalesi yapılan İstanbul'u İzmir'e ve Ege ve Marmara Bölgesi'ndeki kentlere bağlayacak İstanbul-İzmit-Körfez Geçişi ve İzmir Projesi'nin çalışmalarına da bu yıl başlanacağına kaydetti.
Ulaştırma Bakanı Yıldırım, ''Ulusal ve uluslararası transit trafiğin İstanbul dışına alınması bakımından çok önemsediğimiz Kuzey Marmara Otoyolu Projesi de bugün karar aşamasına gelmiştir. Bu projeyi, İstanbul bakımından bir anlamda, İstanbul Kuzey Çevre Yolu Projesi olarak adlandırabiliriz'' şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Avrupa'ya yönelik kara yolu taşımacılığının neredeyse tamamının, İstanbul üzerinden yapıldığını, ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 25'nin bu projenin konuşlandırılacağı bölgede yaşadığını, Gayri Safi Milli Hasıla'nın yüzde 35'inin bu bölgede üretildiğini dile getiren Yıldırım, Türkiye'deki motorlu taşıt sayısının yüzde 25'inin de bu bölgeye kayıtlı olduğunun anlattı.
Bakan Yıldırım, 2000 yılı sayımlarına göre, 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyol Projesi alanındaki 12,6 milyon olan nüfusun, 2009 yılında 16,1 milyona çıktığını, yani 9 yılda yüzde 28 arttığını, aynı dönemde yaklaşık 2 milyon civarında olan araç sayısının da 2010 yılında 3,3 milyona ulaştığını, bu artışın oranının da yüzde 65 olduğunu bildirdi.
Ulaştırma Bakanı Yıldırım, araç sahipliği oranındaki artış eğiliminin, gerekli tedbirler alınmazsa bir kabusa dönüşebileceğini ifade ederek, kent içi ulaşımın yüzde 5'inin deniz, yüzde 8'inin demiryolu, yüzde 87'sinin karayoluyla sağlandığını söyledi. ''Kent içine girmemesi gereken ağır taşıtlar İstanbul trafiğini her geçen gün daha da zorlaştırmaktadır'' diyen Yıldırım, yük taşıyan araçlara zorunlu olarak getirilen günlük 8 saatlik ulaşım kısıtlamasının, ithalat ve ihracattaki zaman maliyetini yükseltiğini kaydetti.
Yıldırım, nakliyecilerin 10 dakikada gidebilecekleri mesafe için, sabah akşam 4'er saat beklemek zorunda kaldıklarını, ikinci çevre yolunda günlük 250 bin olan trafiğin yüzde 20'sini ağır vasıtaların oluşturduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İstanbul'a giriş ve çıkış arterlerinde trafik artış eğilimi yıllık yüzde 15 civarındadır. Mevcut iki Boğaz Köprüsü kapasitesinin 2 kat üzerinde her gün trafik gerçekleşmektedir. Yani trafik kapasitesi, her iki köprünün günlük 250 bin iken, fiili durumda zaman zaman 500 bini aşmaktadır. Birinci köprü 1973 yılında, ikinci köprü 1988 yılında hizmete girmiştir. Köprülerin zorunlu bakım ihtiyacının karşılanması için kapatılması gündeme geldiğinde İstanbul trafiğinde çok büyük bir kaos oluşmaktadır. Ancak kapasitenin yüzde 100 üzerinde çalışan köprülerin mutlaka planlanmış bakımlarından daha önce bakıma alınması ayrı bir fiili durumdur. Kapasite üzeri kullanım, köprülerin ekonomik ömrünü de önemli ölçüde kısalttığı ayrı bir vakadır. Bu veriler, Adapazarı-İzmit-İstanbul-Tekirdağ aksında mevcut ulaşım koşullarının sürdürülemez hale geldiğini göstermektedir. İstanbul içinde trafik nedeniyle yıllık iş gücü kaybı ve fazladan akaryakıt maliyeti 3 milyar TL'yi aşmıştır. Buna, emisyon salınımından doğan maliyetleri ve atmosfere bırakılan yanmış gazların miktarını ve bunların doğurduğu olumsuz sonuçları ilave etmiyoruz. Bütün bu veriler, 3. köprüyü de içeren Kuzey Marmara Otoyolu Projesi olarak adlandırdığımız projenin bir an önce hayata geçirilmesini zorunlu hale getirmektedir.''
Bugün açıklanan projenin sürecinin, yeni olmadığını, 1993 yılında Devlet Planlama Teşkilatında yatırım planına konduğunu anımsatan Yıldırım, 1993 yılından 1998 yılına kadar, İstanbul Boğazı'ndan geçilebilecek güzergahların yerinde yapılan incelemelerle tespit edildiğini, 2005 yılında 5 üniversiteden uzman akademisyenlerin, ulaştırma sektörüne hizmet veren tüm kesimlerin, ayrıca 29 kamu kurum ve kuruluşun katılımıyla hazırlanan Ulaştırma Ana Plan Stratejisi'nde 3. Boğaz Köprüsü ve ona bağlı çevre ve otoyol projesinin yer aldığını kaydetti.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |