Yıldırım, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) Genel İdare Kurulu toplantısında, sağlıklı bir ulaşım altyapısı oluşturmanın temel şartının strateji ve planlama olduğunu, ancak Türkiye'de 2003 yılına kadar bir strateji uygulanmadığını ifade ederek, hükümetleri zamanında 2005-2015 yılları arasında ulaşımda proje öncelikleri, ulaşım türleri arasında entegrasyona ilişkin plan ortaya koyduklarını söyledi.
Demiryolunu tekrar ayağa kaldırmak gerektiğine işaret eden Yıldırım, proje çalışmaları tamamlanan Ankara-İzmir demiryolu ve İstanbul-Edirne hattına önümüzdeki yıllarda başlanacağını, İstanbul'un toplu ulaşımında ciddi rahatlama sağlayacak Marmaray Projesi'nin de hızla devam ettiğini anlattı.
Ankara-İzmir hattı için proje çalışmalarının devam ettiğini, yakın vadede Halkalı-Bulgaristan hattına başlayacaklarını belirten Yıldırım, ''Böylece Türkiye, Avrupa'da altıncı, dünyada sekizinci olarak hızlı trenle tanışmış ülke unvanına sahip olacak'' dedi.
Bakan Yıldırım, hızlı tren setinin Türkiye'de yapılması için Türkiye-Kore ortaklığında bir fabrikanın Sakarya'da kurulduğunu ve imalata başladığını belirtti.Karayolu taşımacılığında radikal yasal düzenlemeler yaptıklarını, bu düzenlemelerin bazı Avrupa ülkelerinden bile ileri olduğunu ifade eden Yıldırım, taşımacılıkta haksız rekabeti ortadan kaldırmayı amaçladıklarını söyledi.
Yıldırım, son 5 yılda motorlu araç trafiğinin yüzde 60 arttığına, yollar yetersiz kaldığı için bölünmüş yol projesi kararı aldıklarına dikkati çekerek, şunları aktardı: ''Şu anda 2 bin kilometre otoyolumuz var. Ancak, bu sene içinde programımızda olan yeni otoyollar var, bunları yap-işlet-devret modeliyle yapacağız. Toplam 2 bin
Karayollarında başlayan ve yapımı devam eden 1,560 proje olduğunu ve bunların hacminin 52 katrilyon olduğunu bildiren Binali Yıldırım, bu işlerin 23 milyar YTL'lik kısmının bittiğini, 30 milyar YTL'lik kısmının henüz yapılmadığını kaydetti. Yıldırım, şunları kaydetti: ''Kamu bütçesinden, karayollarına ayırabildiğimiz kaynak 1.5 katrilyon. Bu şekilde yapmaya kalkarsak bu yollar 15-20 yıl arasında ancak bitecek. Bizim bütçe dışı kaynağa ihtiyacımız var veya ulaştırma altyapı yatırımlarının bütçe uygulamasından hariç tutulması lazım. Öyle yada böyle burada kaynak ihtiyacı var. Aksi halde 15-20 yıl yollar yapılsın diye bekleyemeyiz. Maliyetler de çok artıyor. Altyapı projelerini bitirmede çok aceleciyiz. Türkiye'nin bu yarışta geri kalmaması için ne gerekiyorsa yapacağız, kaynak üretme noktasında gereğini yapacağız.''
Hava yolu gelişiminden bahseden Ulaştırma Bakanı Yıldırım, ''Vatandaşımız uçmanın keyfini yaşıyor, ayağı yerden kesildi. Uçakla seyahat imtiyaz olmaktan çıktı ihtiyaca dönüştü. Bu dönemde hava yolu, halkın yolu haline gelsin istiyoruz'' diye konuştu.
100 milyon dolarlık bir harcamayla bütün hava sahasını gerçek zamanlı kontrol eden bir sistem kurduklarını açıklayan Yıldırım, ''Sınırlarımız içine giren çıkan ve 780 bin kilometrekare hava sahamızda hareket eden tüm cisimleri takip eden bir sistem kuruyoruz. Önemli bir modernizasyon projesi'' dedi.
Denizcilik sektörünün bu dönemde altın çağını yaşadığını, çok geliştiğini vurgulayan Binali Yıldırım, ''Nasıl oldu diyeceksiniz? İşi bilen adamları işin başına getirmekle oldu'' diye konuştu.
Denizcilikte önemli bir şeyi daha başardıklarını, Türkiye'nin şu anda bütün denizlerde seyreden 2 bine yakın gemiyi anı anına takip edebildiğini belirten Yıldırım, şunları kaydetti: ''Bu sistem Yunanistan'da yok, Akdeniz'de hiçbir ülke de yok. Şimdi Karadeniz'in bir noktasında, Akdeniz'de bir şey olsa; hemen bizim Ankara kurtarma merkezine sinyal geliyor. Mesela; bir Yunan uçağı düştü, pilot atladı. Onu kurtaran da bizim bu merkez. Denizden aldılar. Çin'de bir Türk gemisinde bir mürettebat kalp krizi geçirdi, onu Çin otoritelerine haber verip aldıran bizim merkez. Böylesine önemli bir merkez kurduk.''
Yıldırım, Türkiye'nin bu dönemde gemi inşasında çok büyük atılım yaptığını ifade ederek, şunları kaydetti: ''Türkiye bu konuda çok ileri gitti. Herhalde birilerini rahatsız etti. Biz geldiğimizde Türkiye gemi inşasında 23. sıradaydık, şu anda 6. sırada. Mutlaka tersanelerde iş emniyeti tedbirleri eksiksiz alınmalıdır. Bundan tersane sahipleri, çalışanlar, idare olarak bizler de sorumluyuz. Kazaları önleme bizim asli vazifemizdir, ancak kazalar olmasın diye tersaneleri kapatamayız. Böyle bir mantık kabul edilebilir değil. İşsizlik en büyük sorun olduğu ülkemizde istihdam oluşturan sektörlerin başında denizcilik geliyor. Tersanelerimizde 200 bine yakın insanımız ekmek yiyor. İstihdama dost sektörler.''
Binali Yıldırım, Türkiye'nin yatlarının pazar büyüklüğü olarak dünya üçüncülüğüne yerleştiğine dikkati çekti.
Bilişimin önemini vurgulayan Bakan Yıldırım, kendileri göreve geldiğinde 18,5 milyon cep telefonu abonesi varken şu anda 63 milyon olduğunu, her ay 1 milyon 300 bin abone olduğuna dikkati çekti.
''Bilgi toplumu olmak en büyük hedefimiz'' diyen Yıldırım, şu anda geniş bant kullanan 20 milyon abone bulunduğunu, bu yıl sonunda tüm köylerin de geniş bant internet erişim yapısına kavuşacağını belirtti.
Bilişimde önce Türk Telekom'un tekel olduğunu, sonra serbestleştirdiklerini ifade eden Yıldırım, para kazanılmayan yerlere de hizmet gitmesi gerektiğini anlatırken, ''İşletmecilerle bir anlaşma yaptık; bu yılın sonunda Türkiye'nin her tarafı kapsamı alanına girecek. 4 milyar dolarlık bir yatırım yapıyorlar, bir 500 milyon dolar da biz köyler için takviye yapıyoruz'' dedi.
Yıldırım, cep telefonlarında veya sabit telefonlarda numara taşınabilirliği de istediğini ifade ederek, ''Vatandaş, su matarası gibi bir tane buraya bir tane buraya takıyor. Ömür boyu askerlik yapacak halimiz yok. Tek numara ile her numara. Bunu da gerçekleştiriyoruz inşallah'' dedi.
İnternet hayatımıza girmeye başlayınca sorunlar da olduğunu anlatan Yıldırım, ''Onun için internet suçlularıyla mücadele için bir düzenleme yaptık. Adımız, 'sansürcü bakan' oldu. Kanunu çıkardık. Gayet de güzel işliyor. Bir iki kafa tutan vardı, (bize dokunamazsınız) diyenler vardı. Vallahi bizim savcılarımız öyle dokunuyor ki, bir tane kapatacağına toptan kapatıyor'' şeklinde konuştu.
Binali Yıldırım, Türksat 3A uydusunun da mayıs ayında fırlatılacağını bildirdi.
Daha sonra MÜSİAD'ın yemeğine katılan Ulaştırma Bakanı Yıldırım, Cumhuriyet kurulduğunda elde avuçta bir şey olmadığına dikkati çekti ve ''Herşeyi devlet yapmak zorundaydı. Çünkü bu işleri yapacak özel sektör yoktu. Ne birikimi var, ne insan kaynağı var, ne de parası var... Artık günümüzde Allah'a şükür oldukça gelişti. Her yönden gelişti. Biz 12 milyar YTL kamu yatırımı planlarken özel sektör aynı dönem içerisinde 100 milyar YTL'yi aşkın yatırım planı yapıyor'' diye konuştu.
Kamunun yapması gerekenin ''işi ehline vermek ve kendi asli görevlerine dönmek'' olduğunu vurgulayan Yıldırım, teşviklerin şimdi bölgesel boyutta yeniden ele alınmasının istenildiğini, bu konuda çeşitli talepler geldiğine dikkati çekerek şunları kaydetti: ''Teşviklere bel bağlayarak sürdürülebilir kalkınmayı başaramayız. İşletmelerimizin verimliliğini performansını gözden geçirmesi lazım. Teşvik bir anlamda bir yere bağımlı yaşayan insanların durumuna bağlıdır. Gelmeye devam ederse hayatı sürdürürsünüz, gelmezse ne yapacağınızı şaşırıp kalırsınız. Onun için teşvikler kısa süreli ivme sağlarsa bir anlam ifade eder. Yoksa sürekli teşviklere tabi olarak iş tutmaya devam edersek uzun vadede iş verenlerimiz de memurlaşırız. Bir çok illerimizde bunu yaşıyoruz.''
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |