Tekstil ve hazır giyim sektörleri için ulaştırma, depolama ve dağıtım alanlarında yatırım yapan Balnak, değişen trendlere paralel olarak farklı çözüm alternatifleri sunuyor...
1980’lerin başından itibaren Avrupa’nın teknoloji ağırlıklı gelişen sanayiye yönelmesi ve emek fiyatlarının her geçen gün artması Türkiye’yi tekstil açısından cazip bir üretim merkezi haline getirse de 2000’lerin başından itibaren bu durum değişmeye başladı. Türkiye’de artan işçilik maliyetleri, tekstil sektörünün ihracat payını azaltırken, otomotiv ve makine imalatı gibi sektörlerin ise güçlenmesine neden oldu. Böylece Türkiye’de azalma eğilimi gösteren tekstil imalatı Çin, Mısır, Hindistan gibi işçilik ücret maliyetlerinin çok daha düşük olduğu coğrafyalara kaydı. Bu gelişmeler sonucunda Türkiye’de bir yandan tekstil imalatı azalırken, diğer taraftan da toplumun artan harcama kabiliyetleri sayesinde gelişen perakendecilik konfeksiyon ithalatını körüklemeye başladı.
Kurulduğu günden bu yana tekstil ve hazır giyim sektörleri için ulaştırma, depolama ve dağıtım alanlarında yatırım yapan Balnak, ilke olarak öncelikle pazarın değişen trendleriyle beraber bu sektörlerin ihtiyaç duyduğu çözüm alternatiflerini gündeme getiriyor.
Tekstil taşımalarına uygun uluslararası TIR filosu, askılı depolamaya uygun tekstil depolarının yanı sıra askılı mağaza dağıtımları için kullanılan askılı kamponet ve kamyonlarıyla tekstil ve hazır giyim sektörleri için doğru bir partner olan Balnak, sektöre duyduğu güveni fazlasıyla ortaya koyuyor.
Çözüm odaklı yaklaşım
Tekstil imalatının belirli bir bölümünün Fas’a kayması birçok kumaş üreticisinin de yüzünü güldürdü. Ürünlerini Fas’a satma şansı yakalayan Türk üreticilerin önüne bu kez de ulaşım engeli takıldı. Fas’a ulaşım sürelerinin uygun olmaması nedeniyle denizyolunu tercih edilmezken, uçak ile yapılan gönderiler de pahalıya mal oluyordu.
Bu süreçte rekabette geriye düşen Türk kumaş imalatçılarına çözüm sunmak için arayışa giren Balnak, Fas’ı direkt karayoluyla Türkiye’ye bağlamayı başardı. Artık, Adana, Bursa ve İstanbul çevrelerinde bulanan kumaş üreticileri aktarmasız olarak ürünlerini Balnak aracılığı ile Fas’a 1 hafta gibi kısa bir sürede ulaştırabiliyor. Bu servisten son derece memnun kalan Türk kumaş üreticileri, bu sayede rakiplerine karşı hem zaman hem de maliyet avantajı yakalıyor.
Genel olarak bakıldığında Türkiye’den alım yapan Avrupalı perakendeciler, Türk ürünlerinin maliyetlerini Uzakdoğu’dan gelen ürünlerin maliyetleri ile karşılaştırıyor. Halbuki Uzakdoğu’dan gönderilen ürünler hem Türkiye’den gönderilen ürünlere oranla 3 kat daha fazla transit sürede alıcılarına ulaşıyor hem de askılama, etiketleme, ütüleme gibi elleçleme ihtiyacına sebebiyet veriyor. Bu açıdan bakıldığında sadece ucuz değil aynı zamanda hızlı olanın da kazandığı günümüz rekabet koşullarında, Türkiye’den gönderilen ürünlerin Avrupalı perakendeciler tarafından daha kısa sürede satışa sunulabildiği görülüyor.
Bu gelişmeler ışığında, Balnak depolarında imalatçılardan toplanan ürünler, mağaza bazında ayrıştırılarak mağazaya teslim edilmeye hazır halde askılı ya da kolili olarak araçlara yüklenerek 5 ile 7 gün gibi kısa bir sürede Avrupa’ya ulaştırılıyor. Güney ve Kuzeybatı Almanya merkezli olarak tüm Avrupa’ya Balnak’ın kurmuş olduğu acente altyapısı sayesinde dağıtılabilen bu ürünler çok kısa sürede mağazalarda satışa sunuluyor.
Perakende sektörünün gelişimiyle beraber Türkiye’de ciddi anlamda perakende lojistiğine dair açıklar oluşurken, bu zaman zarfında pek çok perakendeci firma da kendi depolarını ve dağıtım ağlarını kurma yolunu tercih etti. Ancak amaçları iyi satınalma, doğru modele karar verme ve yeni mağazalar açarak satışlarını büyütmek olan perakendeciler, asıl odaklaşmaları gereken işlerden uzaklaşarak adeta depo yönetir hale geldi. Balnak, 2005 yılında Çatalca’da kurulu deposu içine askılı tekstil konveyorlü raf yatırımı ve mağazalara dağıtım için satın aldığı askılı kamyonet ve kamyon yatırımlarıyla sektöre kazandırdığı yeniliklerin haklı gururunu yaşıyor. Yatırımların ardından Balnak depolarında askılama, kalite kontrol, etiketleme, alarmlama, mağaza bazında toplama gibi birçok farklı katma değerli hizmetler sunuluyor.
Tüm bu hizmetlere ek olarak uluslararası hava, deniz ve demiryolu hizmetleri, antrepo ve gümrükleme hizmetlerini de müşterilerine sunan Balnak, tek çatı altında verdiği bütünsel hizmetler sayesinde de Tedarik Zinrciri Yönetimi’ne zaman ve para tasarrufu sağlıyor.
Düşüş trendi durma eğiliminde
2009 yılının Ocak-Eylül döneminde Türkiye’den 9.5 milyar dolarlık hazır giyim ve konfeksiyon, 748 milyon dolarlık deri ve deri mamülleri, 3.9 milyar dolarlık ise tekstil ve hammaddeleri ihracatının yapıldığı görülüyor. 2008 yılının 9 aylık döneminde 18.7 milyar dolar olan tekstil, hazırgiyim ve tekstil hammaddeleri ihracatı ise bu yılın aynı döneminde yüzde 25 oranında küçülerek 14.1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Ancak bu küçülmeye rağmen elde ettiği gelirle tekstil ve tekstil ürünleri ihracatı, 2009 Türkiye ihracatı içinde yüzde 20.66 ile en büyük paya sahip oldu.
9 aylık dönemde yüzde 27 oranında küçülen tekstil ve tekstil hammaddeleri ihracatının, sadece 2008-2009 Eylül ayları karşılaştırıldığında yüzde 20 oranında düştüğünü görmekteyiz. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün ise 9 aylık dönemde yüzde 23 oranında küçülürken, yine sadece 2008-2009 Eylül aylarında yüzde 22 oranında küçüldüğü görülmekte. Bu gelişmeler de bize henüz bir toparlanmadan söz edilmese bile düşüşün yavaşladığı yönünde sinyaller veriyor. Özellikle durgun geçen yaz aylarının ardından, artan siparişlerin hiç olmazsa yılın son aylarında tekstil ihracatçılarına moral vermesini bekliyoruz.
Türkiye’de ihracatın gelişmesi, Avrupa ekonomisinin gelişime bağlı...
Acil olarak ihracat yapan sektörlerin ve iç piyasanın canlanması gerektiği kanısındayız. Ancak bunun olması için de en büyük ihracat pazarımız olan Avrupa’nın tekrar tüketmeye başlaması lazım. Avrupa için henüz krizden çıktı diyemeyiz. Türkiye için 2010 yılında yüzde 3.5, 2011’de yüzde 4.5, 2012’de ise yüzde 5 oranında bir büyüme öngörülüyor. Aynı zamanda gelecek yıllarda işsiz sayısı ve enflasyonun da düşmesi bekleniyor.
IMF’nin son tahminlerine göre dünya ekonomisi 2009 yılında yüzde 1.4 daralacak, 2010 yılında ise yüzde 2.5 büyüyecek. Dünya Bankası tahminlerine göre Euro Bölgesi ekonomileri 2009 yılında yüzde 4.5 küçülürken, 2010 yılında yüzde 0.5 büyüme gösterecek. OECD verilerine göre ise, Euro Bölgesi ekonomilerinin 2009 yılı küçülme oranı yüzde 4.8 oranında öngörülürken, 2010 yılı için öngörülen büyüme oranı ise yüzde 0. Bu beklentiler kapsamında Euro Bölgesi tüketmeye başlamadan Türkiye’de üretimin artmasını bekleyemeyiz.
Ortadoğu ve Afrika ülkelerine ihracat arttı, ama...
2009 yılının Ocak-Haziran döneminde, Ortadoğu ülkeleri ile Afrika ülkeleri hariç AB ülkeleri, OECD ülkeleri gibi belli başlı ülke gruplarına hazır giyim ve konfeksiyon ihracatında yüzde 21.6 ile yüzde 39.3 arasında değişen oranlarda düşüşler yaşandı. Ancak Ortadoğu bölgesine yapılan ihracatta yüzde 18’lik bir büyüme, Afrika bölgesine yapılan ihracatta ise yüzde 4’lük bir artış gözlendi. Elbette bu bölgelere yapılan ihracat Avrupa’yı kompanse edebilecek düzeyde olmasa da hiç de küçümsenmeyecek bir başarı yakaladığını gösteriyor.
2010 senesinde Ortadoğu ve Afrika ile yapılacak ticaretin yine artacağını öngörüyor, bu sebeple Balnak olarak, bu bölgelerle olan işbirliğimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Özellikle yoğun olarak çalıştığımız Libya’da bir ofis ya da temsilcilik açacağız.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |