2016 yılında bizleri yoğun bir çalışma gündemi bekliyor. Küresel piyasalarda her gün yeni bir çalkantı yaşıyoruz. Dünya ekonomilerinde belirsizlik devam ediyor. Avrupa’da ekonomik büyüme bir türlü kalıcı olamıyor.
Gelişen piyasa ekonomileri toparlanamıyor. Çin ekonomisi bile yavaşlıyor ve sıkıntılar yaşıyor. Sadece son 2 ayda Çin’in döviz rezervi 200 milyar $ azaldı. Bir tek ABD’den olumlu işaretler geliyor. Ama ABD ekonomisi canlandıkça, faiz artırma ihtimali de artıyor. Bu da küresel sermayenin ABD piyasalarına dönmesine yol açıyor.
Eskiden FED ne zaman faiz artıracak diye fal bakıyorduk. Şimdi, 2016’da kaç defa artıracak diye endişe ediyoruz. Diğer tarafta, emtia fiyatlarında çok çarpıcı gerileme yaşanıyor. Petrol ve doğalgaz fiyatlarının gerilemesi, bir yanıyla lehimize. Zira İthalat faturamızı düşürüyor. Ama ihracatımızın üçte biri, yurtdışı müteahhitlik işlerimizin yüzde 85’i, gelen turistlerin yarısı, petrol ve doğalgaz ihracatçısı ülkelerden geliyor. Dolayısıyla bir tarafta enerji giderimiz azalıyor.
Ama diğer taraftan, döviz geliri sağlayan sektörlerimiz zorlanıyor. Ve bir de, son dönemde yeniden alevlenen terör belası var. Özellikle de bölgedeki iş camiamız bunu çok derinden hissediyor. Artan terör olayları, yaşanan ızdırap, hepimizin içini titretiyor. Allah şehitlerimizin mekânlarını cennet etsin, yararlılarımıza şifalar versin.
Sayın Başbakanımız ve her 2 Bakanımız da, bu meseleye büyük önem veriyorlar. Geçen hafta, Doğu ve Güneydoğu Doğu Anadolu’dan, Oda ve Borsa Başkanlarımız ile bir araya geldiler. Meseleyi istişare ettiler. Yalnız olmadıklarını, destek tedbirleri için çalıştıklarını gösterdiler. Onların bu duyarlılığını ve meselenin suhulet yoluyla çözümündeki kararlılığını görmek, bizlere de büyük bir güven ve moral verdi.
Bizler TOBB camiası olarak şuna inanıyoruz. Türkiye büyük bir ülkedir. Her sorunu aşacak güçtedir. Yeter ki, birliğimizi, istikrarımızı muhafaza edelim.
İşte bakın, son gelen göstergeler de, dünyadaki çalkantılara rağmen, Türkiye ekonomisinin, reel sektörümüzün, sağlamlığını gösteriyor. 2015’in son çeyreğinde sanayideki büyüme yüzde 4,2’ye ulaştı. Bu sayede, 2015 yılında büyümenin yüzde 4’e ulaşma ihtimali güçlendi. 2015’in tamamındaki sanayi büyümesi ise yüzde 3,1 oldu. Böylece sanayimiz üst üste 6 sene büyümesini devam ettirdi. Türkiye sanayisi, küresel anlamda olumlu ayrışmayı sürdürmekte.
Türkiye olarak, güçlü yönlerimizi iyi anlatır, dünyadaki algıyı olumlu yönde etkilersek, bu çalkantı geçtiğinde ayakta kalanlardan bir oluruz. Hükümetimizin bu kapsamda attığı adımları, 25 Öncelikli Dönüşüm programını ve 2016 Eylem Planını son derece önemsiyor ve olumlu buluyoruz. Kamu ve özel sektör el birliği içinde çalışarak, yüksek büyüme temposunu yeniden ülkemize kazandıracağız.