KPMG Türkiye’nin yaptığı ‘Otomotiv Sanayiinde Kilidi Kırmak’ araştırmasına, Türkiye otomotiv sanayiine yön veren sektörün çatı kuruluşu olan Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) üyesi şirketlerde görev yapan 19 kadın yönetici katıldı. Yüzde 89’u mühendis olan katılımcıların yüzde 68’i lisans, yüzde 32’si ise yüksek lisans mezunu. Yaşları 35-53 arasında değişen ve sanayide 13-30 yıllık tecrübeye sahip kadın yöneticiler, kadın çalışan oranının az olduğu otomotiv dünyasında bu dengeyi kadınlar lehine nasıl çevirdiklerini anlattı.
Araştırmayı değerlendiren KPMG Türkiye Denetim Bölümü Başkanı ve Yönetim Kurulunda Kadın Derneği Denetleme Kurulu Üyesi Nesrin Tuncer, “Kadın çalışan oranının olması gereken seviyenin altında kaldığı sanayide yöneticilik yapan kadınların çok çalışarak, emek vererek, daima öğrenmeye devam ederek otomotiv sanayiinde çok önemli yerler edindiklerini ve edinmeye devam edeceklerini gördük” dedi.
Son dönemde birçok şirketin farklı alan ve kademelerde kadın çalışan sayısını artırdığını, bunun için özel çalışmalar yaptığını, şirket içinde eşitlikle ilgili eğitimler düzenlediğini vurgulayan Tuncer, “Ancak şirketler her ne kadar çaba gösterse de özellikle mühendislik dallarında eğitim gören kadın sayısı henüz istenen seviyenin altında. Mühendislik bölümlerinden mezun olan genç kadınlar, iş hayatına atıldıklarında bu alandan uzaklaşıyor. Başta otomotiv olmak üzere birçok ‘erkek işi’nde kadınların da var olmasını istiyorsak ailelerden eğitim kurumlarına, eğitimcilerden iş dünyasının tüm oyuncularına önemli roller düşüyor” diye konuştu.
Otomotiv Sanayiinde Kilidi Kırmak Araştırması’nda yer alan dikkat çekici başlıklar şöyle:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2018 yılı verilerine göre Türkiye’de erkeklerin istihdam oranı yüzde 67,1 olarak gerçekleşirken, kadınların istihdam oranı yüzde 29,7 seviyesinde kalıyor. Son yıllarda kadınların profesyonel meslek alanlarında istihdama katılımı artış gösterse de kadınların bu alanlarda erkeklerle eşit temsil edildikleri anlamına gelmiyor.
2016 yılı verilerine göre nüfusun yüzde 49,8’i kadın ancak mühendisler içinde kadın oranı yüzde 21,8 seviyesinde.
Ailelerde satın alma kararlarında etkili olan kadınlar, otomotiv üreticileri için de çok önemli. Otomotiv sanayi onların tercih ve ihtiyaçlarına uygun araçlar üretmek için çalışıyor. Direksiyon ergonomisinin daha küçük ellere uyarlanması, araçlarda estetik detaylar gibi çalışmalara rağmen organizasyonların bünyesinde bu eşitlikçi yaklaşım fazla görünmüyor ve motorlu taşıt endüstrisinde çalışan kadın sayısı halen çok az.
İş dünyasında cinsiyet dengesine odaklanan danışmanlık firması 20-first’ün otomotiv sektörü analizine göre, 2018 yılında Fortune Global 500 listesinde yer alan 20 motorlu taşıt ve yedek parça şirketlerinin tepe yönetiminde kadın yönetici oranı sadece yüzde 8... Bu oran 2014’teki yüzde 7 seviyesinden dört yılda ancak yüzde 1 artış gösterebilmiş.
Kariyer Zor, Başarı Gerçek
Sanayinin öncüsü şirketlerde görev yapan 19 kadın yöneticiyle yapılan görüşme notlarına göre, erkeklerin egemen olduğu bu alanda yer alan kadınlar, önceden tanımlanan rolleri nedeniyle başlangıçta çelişkiye düştüklerini ifade ediyor. Sanayideki ataerkil yapı, kadınların bu alanda sosyalleşmesini engelliyor. Kadınlar, erkek söylemi içinde biçimlenen bu alanda var olabilmek için çeşitli stratejiler geliştiriyor. Başlangıçta yaşadıkları çelişki zamanla yerini daha sonra işe sarılma, başarılı olma, rekabet etme gibi bir başa çıkma stratejisine bırakıyor. Son aşamada ise mevcut değerler sisteminde kendilerinin farkında olarak yer almaya başlıyorlar.
Katılımcıların neredeyse tamamı, bulundukları noktaya gelmelerinin hiç kolay olmadığını belirtiyor. Bu sanayide kariyer basamaklarını tırmanmanın zor olduğu konusunda hemfikirler. İşe başladıktan sonra istedikleri departmanlarda çalışmak, terfi etmek için mücadele etmeleri gerekiyor. Kadınlar için otomotiv sanayiinde yönetici olmak zor ama imkansız değil.
Katılımcılara, kariyerlerinde kadın olarak yaşadıkları zorluklar sorulduğunda yüzde 37’si ‘hata yapmadan çalışma’ veya ‘mükemmel olma çabası’nı ifade ediyor.
Otomotiv Sanayiinde Mutlular
Araştırmaya katılan kadın yöneticiler ya mühendis olmayı hayal etmişler ya da iş hayatında üretim ve teknoloji tarafında çalışmak istemişler. Tamamı otomotiv sanayiinde çalışmaktan çok memnun.
Katılımcıların neredeyse hepsi oldukça yüksek tempoda, esnek çalışma saatleriyle çalıştıklarını belirtiyorlar. Toplumsal rolleri gereği evde de iş hayatında da her zaman çok planlı ve organize olmaları gerektiğini söylüyorlar.
Kadın yöneticilerin yüzde 79’u çocuk sahibi. Birçoğu doğum yaptıkları dönemde zorlandıklarını, ailelerinden ya da bakıcılardan destek aldıklarını anlatıyorlar. Bunun otomotiv sanayiinde kadınların varlığını etkileyen önemli bir gerçek olduğuna değiniyorlar. Katılımcılara göre sanayide kadınların sayısının artması için kurumların kreş veya bakıcı konusunda destek politikaları geliştirmesi gerekiyor.
Pratik, Yaratıcı, Detaycı, Planlı
Katılımcıların çoğu kadınların iş hayatında en güçlü yönünün daha pratik olmak, yaratıcı çözümler geliştirebilmek olduğunu düşünüyor. Bunu görevlere ve sorunlara farklı bakış açıları getirebilmek ve daha detaylara inebilen, estetik bir bakışa sahip olmak takip ediyor. Üçüncü sırada ise daha planlı, disiplinli çalışmak ve organize olmak geliyor.
Kadınlar aynı anda birden çok işi yapabiliyor, takip edebiliyorlar. Üstelik bunu yaparken ekip arkadaşlarının duygu durumunu ve performansını gözlemleyip gerektiğinde motivasyon müdahalelerinde bulunabiliyorlar.
Birçok katılımcı kadınların ilişkileri daha iyi yönettiğine inanıyor. Onlara göre erkekler aynı anda birden fazla problemle ilgilenirken başarılı olamıyor, onlar bir konuya ya da göreve odaklanıp onu sonuca götürmeye çalışıyorlar.
Kadınlar gelişime, iletişime ve diyaloğa daha açık, stratejik vizyonları daha iyi.
Kadın yöneticilerin en önemli tavsiyesi; “Geride kalmayıp ‘ben de varım’ diyebilmeliyiz”.
Destek Politikaları Şart
Otomotiv sanayiinde teknoloji alanında çalışan kadın yöneticilerin büyük çoğunluğu eğitim olanaklarından eşit şekilde faydalandıklarını ifade ediyorlar. Ancak erkeklerin çalışma hayatında daha çok destek gördüğünü ve belli konularda daha ayrıcalıklı olduğunu da belirtiyorlar.
Toplumsal kalıp yargılara ve iş dünyasındaki eşitsizliklere rağmen teknoloji alanında yükselmeyi başaran kadın yöneticiler, çalıştıkları işte aktif, başarılı ve istekliler.
Kadının çalışma hayatında sorumluluklarını eksiksiz yerine getirme isteği, iş-yaşam dengesi kurulmasını zorunlu hale getiriyor. Bu dengenin kurulması için öncelikle işletmelerin esnek olması, sendikaların iş ve yaşam dengesini sağlamak adına tedbirler alması, hükümetin ve işverenlerin iş ve yaşam dengesini sağlamak adına uygulanacak politikaları desteklemesi gerekiyor.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |