“KAPIKULE, AVRASYA-AVRUPA SINIR KAPISIDIR”
“TÜRKİYE-BULGARİSTAN ARASI YENİ BİR KAPI ÖNERİSİNDE BULUNDUK”
“ÜMİDİMİZ KAPİTAN ANDREEVO’DA DÖRT-BEŞ GÜNE VARAN BEKLEMELERİN DAHA AZALACAĞI YÖNÜNDE”
“ORTA ASYA’YA ULAŞABİLMENİN YOLU TÜRKİYE’DEN GEÇMEKTİR”
“AMACIMIZ; ORTA ASYA’DA ÇOK YÜKSEK OLAN MALİYETLERİN YÜKSEKLİĞİNE NEDEN OLAN UNSURLARI TESPİT ETMEK VE AZALTMAK”
“Beklentimiz Açılan Analiz Laboratuvarı ile Bekleme Sürelerinin Azalacağı Yönünde”
“Süreç Şeffaf, Ölçülebilir ve Adaletli Olsun İstiyoruz”
Sözlerine Kapıkule-Kapitan Andreevo sınır kapısı analiz laboratuvarı açılışıyla ilgili konuşarak başlayan Özel bunun son iki yıldır en çok baş ağrıtan sorunların başında geldiğine değinerek devam etti; “Biliyorsunuz Bulgaristan’da uzun dönemdir hükümet kurulamadı. Üst üste seçimler geçirdiler. O bizim için bir zorluk yaratıyordu çünkü görüştüğümüz muhataplar bir sonraki görüşmemizde olmayabiliyorlardı. Bu sadece bizde değil hükümetler arası görüşmelerde de aynı sıkıntıları yaşattı. Böyle zor bir sürecimiz oldu, işlemlerimiz yavaşlıyordu. Sonra seçimler oldu ve hükümet kuruldu. Analiz sorununda Bulgaristan’ın kendi iç meselesinden kaynaklanan bir sorun yaşanılıyordu. Orada analiz işlemlerini yapan kurum/işletme hükümetle birtakım sıkıntılar yaşadı. Bu kendi iç meseleleriydi, bizi ilgilendirecek boyutu yoktu. Hükümet analizleri kendi Sofya’da yapacağını söyledi, ama bize verdikleri söz hızlı yapacakları, bekletme yaşatmayacakları yönündeydi. Avrupa Birliği’ne giden, analiz ihtiyacı olan ürünler toplanıyor ve bir shuttle ile Sofya’ya gönderiliyordu, Sofya’da analiz yapılıyordu, sonuçları geliyordu ve aracımız beklemek zorunda kalıyordu. Burada bekleme süreleri beş güne kadar çıkmaya başladı. Bunu defaten yazdık, bu ihracatımızı zor duruma sokan bir husus diye belirttik. Bu arada da bundan öncesinde de Bulgar tarafına sonradan yerine getirdikleri şöyle bir talebimiz de olmuştu; bizim Kapıkule’de günlük ortalama 300-350 adet frigorifik aracımız geçiyor. Dolayısıyla bunlar için ayrı bir peron gerekiyor. Çünkü tenteli araçlara sıfır noktasında karbondioksit ölçümü yapılıyor ve bu araçlarımız da sırada bunu beklemek durumunda kalıyor. Gerçekten de ayrı bir peron açtılar, ama analiz laboratuvarı o zaman yoktu daha. Dolayısıyla o peron da o manada tam anlamıyla verimliliğini gösteremedi. Şimdi hükümet laboratuvarını kurdu, devlet kontrolü için bir analiz laboratuvarı açıldı. Bu açılışa bizi de davet ettiler, biz de gittik. Orada Başbakan ile de kısaca bir görüşme fırsatımız oldu, teşekkür ettik kendilerine. Dolayısıyla şimdi ümidimiz bu dört-beş güne varan beklemelerin daha azalacağı yönünde. Tabi şu an yeni olduğu için, aletleri de bir öğrenme süreci olacaktır. Birdenbire hemen hızlanmayacaktır ama en azından önemli bir aşamayı bu manada kaydetmiş olduk. En azından birkaç hafta içinde randımanlı çalışacağını ümit ediyorum. Biz ayrıca istiyoruz ki bu analiz süreci şeffaf, ölçülebilir, adaletli olsun.”
“Bizim Sıkıntımız Sıfır Noktası”
“İki Hattın Düzenli Çalışması Gerekiyor”
“Bizim sıkıntımız sıfır noktası.” diyen Özel ekledi; “Zaten iki hat üzerinden karbondioksit ölçümü yapılıyor. Bazen iki hat bir hatta da düşebiliyor. Bizim istediğimiz sınır polisinin bu konuda eleman eksikliği varsa eleman takviyesi de yaparak o iki hattı düzenli çalıştırması. Frigorifik de gelince üç hat oldu. Frigorifik de bir hattan giriyor ama arkası iki hatta çıkıyor. Onun arkasında aslında 10 tane peronu var Bulgarların. Yani şu an bir sıkıntı gözükmüyor. Yeter ki sıfır noktasındaki işlem hızlansın. Oradan geçsin darboğazdan ama arkasından açılsın. Biz sıfır noktasının hızlı olmasını istiyoruz. Bizim beş peronumuz var sıfır noktası için. Onların karşılığında üç tane var. Biz istedik ki orada genişletilebilir bir alan var; Türk tarafının yapması gereken bir tıraşlama alanı var, Bulgar tarafının yapması gereken bir tıraş alanı var. Biz de şunu önerdik; burayı da tıraşlayalım, beşe beş karşılık gelsin peronlar. Ama o aşamaya henüz gelemedik. Biliyorsunuz Bulgaristan’da çok da hızlı yürümüyor işler. Ama bu noktaya kadar gelmek de önemli.”
“Kapıkule, Avrasya-Avrupa Sınır Kapısıdır”
“Türkiye-Bulgaristan Arası Yeni Bir Kapı Önerisinde Bulunduk”
Sözlerine devam eden Özel şunları söyledi; “Biz Avrupa birliği komisyon yetkili mercilere hep şunu belirttik; artık Rusya krizinden de sonra burası artık sadece bir Türk-Bulgar sınır kapısı değil, Türkiye-Avrupa Birliği sınır kapısı da değil, burası Avrasya-Avrupa sınır kapısı oldu. Dolayısıyla bu bakış açısıyla değerlendirmek gerekiyor. Biliyorsunuz Global Gateway yani Küresel Geçit Yolu diye bir stratejileri var, 300 milyar Euro bir planlamadan bahsediyorlar. Burada gümrükleri, sınır kapılarını iyileştirme gibi bir bakış açısı da var. Biz de şunu belirttik; gelin Türkiye-Bulgaristan arası yeni bir sınır kapısı inşa edelim. Sadece tır trafiğine yönelik olsun. Gelin burada hem Türk hem Bulgar hem Avrupa Birliği yetkilileri tek noktada bu işlemleri yapsın, birbirlerini kontrol etsinler. Ama tabi bunun için siyasi kararlar gerekiyor ve bunlar da kolay alınmıyor.”
“Orta Asya’ya Ulaşabilmenin Yolu Türkiye’den Geçmektir”
“Avrupa Birliği Aynı Zamanda Demir Yolu ve Deniz Yolunu da Geliştirmek İstiyor”
Global Gateway Projesi ve bu Projede Türkiye’nin konumu hakkında konuşan Özel şunları söyledi; “Ocak ayında Global Gateway’in Yatırımlar Forumu yapıldı. Oraya biz de davet edildik ve gittik. Hatta birkaç panelde de söz aldım. Özellikle Avrupa Birliği’ni biraz eleştiren bir yönde söz aldım. Orada Orta Asya ülkelerinin de panelleri vardı. Avrupa Birliği, Orta Asya ile ticareti geliştirme konusunda çok istekli, Orta Asya’nın da böyle bir isteği var. Çünkü Orta Asya ülkeleri de ticarette yavaş yavaş genişlemeye başlıyor, yeni pazarlar kurmaya çalışıyor. Brüksel’de yapılan toplantıda Orta Asya-Avrupa Birliği’ni ilgilendiren boyutu ele alındı. Orada 33 tane proje var, bunların hepsi aslında Avrupa Yatırım Bankası’nın ve Avrupa bankalarının sağlayacağı fonlar, kredileri sağlayacak. Bizim işimize gelen birçok proje var orada. Ayrıca Türkiye ile de ayrıca bir oturum olacak. Yani Türkiye-Orta Asya ayrıca Kafkaslar veya Türkiye-Kafkaslar veya Avrupa Birliği-Orta Asya ve Türkiye gibi bir oturum da gerçekleşecek. Ama Orta Asya boyutuyla ilgili. Onlar da biliyor ki; oraya ulaşabilmenin yolu Türkiye üzerinden geçmektir. Tabi şuna dikkat çekmek isterim; Avrupa Birliği sadece karayolu bağımlı gitmek istemiyor, aynı zamanda demir yolu ve deniz yolunu da geliştirmek istiyor. Özellikle Karadeniz üzerinden geliştirmek istiyor ve ona yönelik projeler var. Dolayısıyla sonuçta ticaret bunun kararını verecek ama biz de Türkiye olarak hazır olmalıyız. Şöyle bir şanssızlığımız var, Avrupa Birliği’nde de seçimler olacak, onların tekrardan yerine oturması en azından bir altı ayı bulacaktır. Ama hedefimiz o yönde kilitlenmiş vaziyette. Brüksel’deki Türk Derneklerinin temsilcileri ile de sürekli bir araya geliyoruz, onlara da fikrimizi anlatıyoruz, onlar da fikrimizi kabul edip kendi networklerine bunları anlatmaya çalışıyorlar. Herkes, her kurum her toplantıda bu konuları gündeme mutlaka taşıyor. Sonuçta bunlar karşılıklı olacak şeyler, dolayısıyla bizim işimiz bunu sürekli anlatmak.”
“Amacımız; Orta Asya’da Çok Yüksek Olan Maliyetlerin Yüksekliğine Neden Olan Unsurları Tespit Etmek ve Azaltmak”
“Devlet Başkanları Seviyesinde Büyük Bir Destek Var”
Türk Devletleri Teşkilatı, TDT Ulusal Taşımacılık Dernekleri Birliği’nin kurulması ve kurma görevinin UND’ye verilmesi üzerine yorumlarını belirten Özel; “Türk Devletleri Teşkilatı biliyorsunuz çok önemli bir örgüt. Bunun Genel Sekreteri de Türkiye’de. Biz Orta Asya Türk Cumhuriyetleriyle birlikte, derneklerle çok yakın ilişkiler içerisindeyiz. Kendi aramızda Türk Devletleri Teşkilatı adı altında bir yapılanmaya gitsek, neler yaşadıklarımızı üst tarafa daha etkin sunabilmek birlikte hareket etsek nasıl olur diye bir fikir jimnastiğimiz oldu. O zaman bunu Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreterine de aktardık. O da fikrimizi beğendi ve bizleri bir araya getirdi. Orada da bir özel sektör istişare mekanizmasının kurulması kararı çıktı. Dolayısıyla UND’nin ve Türk nakliyecisinin o bölgedeki yıllardan gelen tecrübesi ve UND’nin kurumsal yapısı vs. nedeniyle bu görev UND’ye verildi. Şimdi bunun altyapısını hazırlamaya çalışacağız, sonra da bunları Genel Sekreterliğe sunacağız. Bu daha sonra bir Türk Devletleri Teşkilatı Nakliyeciler Birliği’ne dönüşebilir. Orta Asya’nın önemi gittikçe artıyor. Amacımız sadece Türk nakliyecilerin sorunlarını çözmek değil. Bizim amacımız; Orta Asya’da çok yüksek olan maliyetlerin yüksekliğine neden olan unsurları tespit etmek, maliyetleri azaltmak. Bunları adım adım bertaraf etmek ve yukarıya taşımak. Yani Bakanlar seviyesine, Genel Müdürler seviyesine taşımak ki toplantılarda, zirvelerde bu konular daha çok gündeme gelsin. Şöyle bir şansımız var; Cumhurbaşkanımız da dahil olmak üzere Devlet Başkanları seviyesinde büyük bir destek var.” dedi.
“’Bu Konuda Avrupa Birliği Ne Yapmayı Düşünüyor?’ Sorusuna Net Bir Cevap Alamadık”
“Hırvat Tarafının Hızlanması Lazım”
Hırvatistan geçişlerinde oluşan uzun kuyruklara ilişkin yorumlarını da dile getiren Özel; “Biz birkaç ay öncesinde giderek sınır kapısını ziyaret ettik. Bizimle birlikte Yunan ve Bulgar nakliyeci dernekleri de vardı. Onlar da aynı sıkıntıyı yaşıyor. Sırp Hırvat kapısında 10 kilometre kuyruk var, Hırvat kapıda bize gelen, pasaporta bakan bir kişi var. Nasıl eriyecek bu kuyruk? Yani aynı zamanda orada kaçak göçmen güzergâhı üzerinde şoförlerin hepsi korkuyor. Bu kuyruk daha da uzarsa daha çok risk artacak. Orta Koridor diyorsunuz, Orta Asya taşımaları diyorsunuz ama senin sınır kapıların bu şekildeyse bu taşıma nasıl gerçekleşecek? Ben Brüksel’deki toplantıdaki panelde yetkililere şu soruyu sordum; ‘Bu konuda Avrupa Birliği Komisyonu ne gibi projeler sunacak, ne yapmayı düşünüyor?’ Ama çok net bir cevap veremediler. Nakliyeci ve şoför etkileniyor bu süreçten. Biz bunu her defasında gündeme getiriyoruz ama Sırplar da şikâyetçiler bu konuda. Karışık bir durum var ortada. Hırvat tarafının hızlanması lazım. Sorumluluk Hırvatlara da düşüyor.” dedi.
“Sırbistan’da Görev Alan Polislerimiz Son Dört Yılda 170 Bine Yakın Sürücüye Temas Etmiş”
“Türk Polislerin Yabancı Bir Toprakta Görev Alması Kolay Bir Süreç Değil”
Şu anda Sırbistan’da Türk polislerinin görevde olduğunu belirten Özel bunun yine de Avrupa Birliği açısından çok tercih edilir bir seçenek olmadığını ifade ederek şunları söyledi; “Özellikle Sırp-Hırvat kapıda üç tane polisimiz görev yapıyor. Onlar da orada Türk sürücülerimize her türlü desteği veriyorlar. Son dört yılda 170 bine yakın sürücüyle mülakat yapmışlar, bilgilendirme yapmışlar, broşür vermişler, ilacı bitmiş yardımı olmuş, hasta olmuş yardım etmiş ve 1300’den fazla kaçak göçmen yakalamışlar. Şimdi her araçtan beş tane ortalama kaçak göçmen çıksa 600 küsur araç yapar, Hırvat tarafında geçtiğiniz zaman da ortalama beş bin Euro’dan ceza yediğinizi düşünün ortada sektöre ne kadar bir kazanç olduğu da ortada. Bunu biz destekliyoruz, sürdürüyoruz. Ama Türk polislerin yabancı bir toprakta görev alması kolay bir süreç değil. Sırbistan Avrupa Birliği ülkesi değil. Avrupa birliği bir Türk polisinin diğer sınır kapılarında böyle bir görev almasına çok sıcak bakmayacaktır.”
“Avusturya Meselesi Daha Özel”
“Amacımız Bir An Önce Avusturya ile Ulaştırma Görüşmesi Yapmak”
Avusturya polisinin Türk şoförlere baskı olacak şekilde uyguladıkları yaptırımlara ilişkin değerlendirmelerini de dile getiren Özel; “Her ülkede sorunlar oluyor. Avusturya meselesi biraz özel. Avusturya bizim Avrupa ve özellikle Almanya’ya ulaşımımızda ana geçiş sağladığımız ülkelerden bir tanesi ya da en önemlisi. Avusturya ile olan geçiş belgesi sayımız 21 bin. Bu âdetin bir kısmını ikili taşımalara veriyoruz, bir kısmını transit taşımalara veriyoruz. Ama biz Avusturya’dan çok daha fazla geçiyoruz. Buradaki eksikliği de UBAK belgelerimiz ile karşılamaya çalışıyoruz. Diğer taraf eksikliğini de Ro-La geçişleriyle karşılamaya çalışıyoruz. Burada kullandığımız her tren kullanımında Avusturya o nakliyeciye iki tane geçiş belgesi ödülü veriyor. Dolayısıyla buradaki eksikliğimizi bu geçiş belgeleriyle gidermeye çalışıyoruz. Ama bu da yetmiyor. O yüzden Avusturya’da çok sık geçiş belgesi kontrolleri yapıyorlar diye düşünüyorum. Bu eksikliği de bir şekilde mecburiyetten gidermeye çalışan firmalarımız da oluyor. Onlar yakalanıyorlarsa cezası oluyor doğal olarak. Ama özellikle 2015’ten beri Avusturya-Türkiye ile herhangi bir şekilde ulaştırma görüşmesi yapmıyor. Ne zaman başvursak gelen resmi yanıtta; ‘Avusturya’nın çevreci politikası budur. Biz size Ro-La’da ayrıca şu kadar bonus belgesi veriyoruz. Ro-La’yı kullanın, bonus belgesini hakedin, öyle geçin.’ diyorlar. Avusturya’nın böyle bir çevreci politikası var. Daha fazla aracın karayollarında olmasını istemiyorlar. Ama amacımız tekrardan bir an önce Avusturya ile ulaştırma görüşmesi yapmak. Ama şu ana kadar çok da yanaşmıyorlar.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |