‘Davulun sesi uzaktan hoş gelir’ deyimi şu günlerde lojistik sektörünü anlatan bir deyim olduğunu söyleyebiliriz. Dış ticaretin büyümesine paralel nakliye hacmindeki artış ve kredi imkanı lojistik sektöründe yeni yatırımları ve yeni oyuncuları da beraberinde getiriyor. Fakat mevcut lojistik şirketleri bilinçsiz yatırımlardan pek de memnun değil. Türkiye’de bir dönem TIR mezarlığı oluşmuştu şimdi de bir depo mezarlığı oluşma riski var” diyor Galata Taşımacılık CEO’su Vittorio Zagaia ve nedenini şöyle açıklıyor: “Galata olarak 14 bin metrekarelik yeni bir depoya taşındık. Bu depoyu ararken çok sayıda depo gezdik. 15 bin metrakerelik depolar yapılmış ama fazlasıyla bilinçsizce kurulmuş. Sadece 5 kapısı var, rampası yok. Kimi depolarda kolonlardan dolayı hareket edecek yer yok. Çünkü bir ’know how’ yok. Bu sektör için hiç sağlıklı değil.” Lojistik sektörünün, bankaların kredi verdiği ve aynı zamanda çok imtina ettiği bir sektör olarak öne çıktığını söyleyen Zagaia, “Firmalar, müşterilerin gözünü boyamak için 2012’de şu kadar yatırım yapacağız, şöyle büyüyeceğiz, şu kadar kazanacağız diye demeçler veriyorlar. Lütfen herkes reel olsun. Türkiye’de şu an tabelaya oynama modası var. Bu sadece lojistik sektörü için geçerli değil. Ben şirketi süsleyip satayım isteği var. Herkes şirketini bir vesileyle satmak derdinde. 2012’de sektörün en büyük sıkıntısı tahsilat problemi olacak. Bu nedenle biz firma olarak bu yıl için büyüme koymadık. Çünkü fatura kesmenin bir anlamı yok. Büyüme kesilen faturanın parasının kasaya girmesiyle olur. Ucuz krediye devam edilirse sektörde canı yanan ciddi firmalar olacak” diye konuştu.
Nakit sıkıntısı var
Sektörde firmalar arasında rekabetin fiyat ve vade sürelerinde yaşandığına dikkat çeken Zagaia, şunları söyledi: “Son dönemde sektörün en büyük sıkıntısı tahsilat. Bu şekilde devam ederse sektör çok üzüntülü bir noktaya gidebilir. Artık faizsiz kredi vermekten vazgeçmek lazım. Çünkü nakliyecilerin verdiği uzun vade faizsiz kredidir. Çünkü tedarikçime zamanında
para ödemem lazım. Havayolu taşımacılığında ortalama 45 günde ödemek zorundayız.
Denizcilerin vadesi de belli. Kötü müşteriysen 7 gün, çok iyi müşteriysen en fazla alabileceğin vade 45-50 gündür. Müşteriye 90 gün vade veriyorsan 45 günü faizsiz kredidir. Sırf müşterinin malını taşımak için sektördeki oyuncuların birbiriyle olan kıran kırana rekabetinde, minimal karlar ve verdiğimiz vadeler karşısında aldığımız riskler çok büyük.”
“Denize de standart getirilmeli”
Lojistik sektöründe uluslararası pazarda süreci çok başarılı yöneten özel şirketlerin olduğuna ve büyümek için ellerinden geleni yaptıklarını söyleyen Zagaia, sektördeki haksız rekabetin bu firmaları sıkıntıya soktuğunu belirterek şöyle konuştu: ”Hava taşımacılığı yapabilmek için IATA üyesi olmak ve teminat yatırmanız lazım. Karayolu taşımacılığı için çeşitli belgeler almak gerekiyor fakat deniz taşımacılığında bir standart veya yeterlilik bulunmuyor. Evinin salonunda iş yapan insanlarla rekabet ediyoruz. Deniz taşımacılığına da bir standartın mutlaka getirilmesi gerekiyor. Bunlar yetmezmiş gibi bir de ‘etik davranmayan müşteri’ potföyü var. Elinde bir yükü var, en uygun fiyat verene taşıtıyor. Her seferinde başka firma ile çalışıyor ve ödeme yapmıyor. Lojistik sektörünün deli gibi gidişatı beni kaygılandırıyor. Bu durum ciddi yatırımlar yaparak kurumsallaşmak isteyen, istihdamı artırmak ve büyümek isteyen firmaların keyfini kaçırıyor.”
İthalatı kesmek ihracatçıya zarar verir
Cari açığı azaltmak için ithalatı kesmeye yönelik çalışmalara anlam veremediğini söyleyen Zagaia, “Eğer ben Avrupa’ya gönderdiğim TIR için dönüşte yük bulamayacaksam. İhracat yükün taşınması için iki kat navlun isterim. Bu da ihracatçının maliyetini artırır ve rekabet gücünü kaybettirir” dedi. Türkiye’nin uluslararası taşımacılıkta köklü bir geçmişi olmadığının altını çizen Vittorio Zagaia, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin uluslararası karayolu taşımacılığı en fazla 40 yıllık bir geçmişe sahiptir. Bugün mal değeri 500 milyar dolar bir ihracatın sevkini 35-40 yıllık bir sektöre teslim ediyorsanız ve bu sektörde son 10 yılda ticaretin gelişimiyle bir büyüme yakaladıysan, bu sektörü ciddi anlamda desteklemeniz gerekiyor. Bu altyapı yatırımları, bürokrasinin azaltılması, uygulamaların basitleştirilmesi gibi destekler şeklinde olabilir. Vagon taşımacılığına önem verin, sanayileşmeyi tüm yurda yayacağız dediğiniz zaman benim bugün 250 kg yükü Ardahan’a göndermem Portekiz’e göndermemden daha zor olmayacak. Bu nedenle iç lojistiği doğru oturtmamız gerekiyor.”
Kaynak:Perşembe Rotası