35. Nolu S.S. Hentır Kooperatifinde toplanıyoruz; zaman zaman seslerin yükseldiği ortamda herkes biraz yaralı… Sıkıntıların temel nedeni olarak gördükleri tonxkm’nin uygulanmamasına tepkilerini yüksek sesle dile getiriyorlar. İlk söz mekanın sahibi 35. Nolu S.S. Hentır Kooperatifi Başkanı İsmail Aydoğdu’da…
Kooperatifinizi kısaca tanıyabilir miyiz?
108 üyeden oluşan kooperatifimiz 1997’de kuruldu. 12 yıllık bir geçmişimiz var. Bölgemizde sadece tır nakliyesi yapıyoruz. Organize sanayide değişik firmalarla çalışıyoruz. Öncelikle yurtiçi çalışıyorduk; son bir yılda C2 belgesi alarak yurtdışı da çalışmaya başladık. 40 tane kapalı, 100’e yakın da açık tırımız var. Bölgemizde güvenli ve istikrarlı bir kooperatifiz.
Kamyoncuların en büyük sıkıntısı nedir? 4925 Sayılı yasa sizi ne ölçüde etkiledi; bu yasadan memnun musunuz?
Yasadan kısmen memnunuz; yasanın yarım kalan taraflarının olduğunu düşünüyoruz. Mesela henüz tonxkm’nin üzerinde çalışılmasına rağmen yararlanamıyoruz. Tonxkm hayata geçirilmeden haksız rekabetin önüne geçilemez. Tonxkm uygulandığında kamyoncuların sorunlarının % 90’ı çözülmüş olacak.
Otokontrol sistemi ile bu denetimler yapılır; mesela üs birlik başkanları kendi bölgesinde buna aykırı davranan, yasaya uymayanları bildirip denetime katkı sağlayabilirler. Böylece kendiliğinden yasa oturacak. Derdimiz çok, anlatsak altı ay sürer.
“Cezalar caydırıcı değil”
Belge sisteminin tam hayata geçirildiğini ve denetlemenin tam yapıldığını düşünmüyorum. Dolayısıyla belge alan ile almayan arasında fazla bir fark kalmıyor. Belge alan, belgesini yanında taşımadığında ceza yiyor; almayan “Evde unuttum” diyor; denetimden ceza almadan geçiyor. Cezaların caydırıcılığı da yok.
Şu an taşımacıların kaderine terk edildiğini düşünüyorum; kara taşımacılığı Türkiye’nin can damarıdır. Seminerlerde bakanlar “vefakâr, cefakâr kamyoncular” diyor; ama sözde kalıyor.
Hurda araç alımları ile ilgili değerlendirmeme gelince; prosedürü o kadar fazla ki kişi canından bezip, teslim etmek istemiyor. İllerde belli merkezlerde bu araçlar toplansın; kişi doğudan kalkıp, yürütemediği aracını nasıl teslim edecek? Yeni araç alırken işlemler kısa sürüyor; teslim ederken öyle değil; kırk deren su getirtiyorlar. İlgilileri kooperatiflerin derdini dinlemeleri için bekliyoruz.
Benim bu kooperatifin giderleri aylık 15 milyarı buluyor. Başka bir yerde de aylık 150 milyona bir oda kiralıyor; nereye yük varsa onu da cama yazıyor; bizim kamyoncular da olduğundan daha ucuza o yükü taşıyorlar; odayı kiralayan da o kamyoncunun üzerinden bir de komisyon parası alıyor. Yani hiçbir gideri olmadan bizimle rekabet ediyor. Ben vergimi ödüyorum; ama bizim sırtımızdan para kazanıyor; bunun adı fırsatçılıktır.
“Sivrisinek öldürmekle bu iş çözülmez, bataklığı kurutun”
Kişinin neden ağır tonaj attığının sebeplerini araştırmak lazım. Yoksa kişi yollara, aracına zarar vereceğini bile bile ağır tonaj atar mı? Daha fazla para kazanmak için fazla tonaj atmak zorunda kalıyor. Aracını ezme pahasına ağır tonaj atıyor. O nedenle bataklığı kurutmak lazım; sivrisinek öldürmekle bu işi çözülmez. Yolun ortasında tenekelerle yağı diziyor; ona ceza yok. Ama yağ yakan kamyoncuya ceza var; bu ne yaman çelişki!
Sözü burada 35. Nolu Hentır Kooperatifi Başkan Yardımcısı Mehmet Köse alıyor
Bu işe ilk başladığımızda her şey çok daha farklıydı. Aracını aldığında umduğunu bulamazsa satardı, iflas etmezdi; hatta iflası olmayan tek meslekti. Bakkal, emlakçı herkes iflas etse de kamyoncu iflas etmezdi. Şimdi hem herkes kamyoncu oldu; hem de iflaslar başladı. Kamyonculuktan anlamayanların bu işe girmesiyle fiyat kırmalar, haksız rekabet başladı ve kamyoncu da iflas etmeye başladı.
Kamyoncular neden isteklerini duyuramıyorlar? diye soruyoruz Çamlıca Beldesi Tırcılar Kooperatif Başkanı Selim Gençler’e.
Türkiye’de büyük lojistik firmalar parasına para katarken; biz hak ettiğimiz kazancı elde edemiyoruz. Bunda bizim payımız da var. Mesela kooperatifler arasında iletişim kopukluğu var. Tek çatı altında toplanamıyoruz. Sadece istemekten öte bizim de bir şeyler yapmamız gerekiyor. Biz şu an merkez birliğine üye olmalıyız. Çünkü Ulaştırma Bakanı Merkez Birliği Başkanı Cemil Ok’u muhatap alıyor. Bu nedenle bizim çıkarlarımız iletmemiz ve sorunları anlatmamız için Merkez Birliği üyesi olmamız kaçınılmazdır. Merkez Birliği her ne kadar kendi çıkarlarını ön planda tutup, tam bizi temsil edemese de buna mecburuz.
Sizin en önemli sorununuz ne?
Bizler için en önemli konu tonxkm. Devlet bunu belirleyip bir sisteme oturtmalı ve oto-kontrol sistemi ile biz kendi kendimizi denetleyeceğiz. Bunun başka çıkış yolu yok. Bizim ülkemizdeki kadar karmaşık bir yapı yok.
Avrupa sistemine ayak uydurulmaya çalışılıyor; kamyoncuların kurumsal bir yapıda toplanması yasalarla güvence altına alınıyor. Ama bu işi kanunlar sonucu yapamayanlara ne gibi bir istihdam sağlamayı düşünüyor devlet bunun cevabı yok.
1990 yılından bu yana Aytaç Su, Gıda-san ve fındık fabrikalarının yanı sıra pek çok firmanın nakliye işini yapan S.S. 14 Yeni Hendek Kamyoncular Kooperatifi 2. Başkanı Nazmi Ayar ise tek cümleyle tepkisini ortaya koyuyor; “Sahibimiz yok. Odalar bizlere sahip çıkmada eksik kalıyor.”
Hendek’ten ayrılıyoruz… Yanımızda bizlere refakat eden Üs Birlik Başkanı aynı zamanda S.S. 15 Öz Arifiye Kooperatif Başkanı Ali Dayıoğlu ile yolda da sürüyor sohbetimiz. İkinci durağımız onun mekanı…
Kooperatifiniz kaç yılında kuruldu ve genel yapısı üzerine bilgi verir misiniz?
Kooperatifimiz Öz Arifiyeciler Motorlu Taşıtlar Kooperatifi olarak 1975 yılında kurulmuş. Kurulduğundan bu yana Goodyear fabrikasının işlerini yapıyoruz; yapısal olarak diğer fabrikalar bize ilişemediği için başka fabrikaların işini yapamıyoruz. Kooperatif kurulduğundan bu yana yaklaşık 10 yıl yönetim kurulu üyeliği yaptım; 12 yıldır da başkan olarak devam ediyorum. Sıkıntılarımız büyük.
Nedir sıkıntılarınız?
Asıl sıkıntı tonxkm fiyat belirsizliği… Bir an önce tonxkm fiyatı çıkıp, üreten firma tarafından uygulanması gerekiyor. Tonxkm fiyatları açıklandığı zaman işverenler düşük fiyattan kimseye iş teklif edemeyecek. Taban fiyatı aynen uygulanacak. Böylece sektörümüz fiyat açısından da rahatlayacak.
Bir de belge denetimleri yerine oturmadı. Biz neden verdik bu kadar paraları! Bizim belge süreleri bitti; daha almayan var. Belgeler beş yılını doldurdu; % 15 gibi bir değer ödeyeceğiz şimdi; bu payın % 5’e çekilmesini istiyoruz. Önceden C2 sahiplerine K belgesi verilmiyordu; büyük şirketlerin bastırmasıyla onların K belgesi almasının önü açıldı; böylece bizim alanımıza girmeye başladılar. Haksız rekabet ortamı doğdu. Belge kontrollerinden biz gocunmayız. C Belgesi sahiplerinden K Belgesi alınsın.
“Hurda araç alımlarındaki prosedür vatandaşı canından bezdiriyor”
Hurda araç alımlarında devlet çok prosedür uyguluyor; kişinin aracını teslim etme sürecini zorlaştırıyor.
Belgesini iade edenlere 750 TL para ödüyor; bu çok komik rakam. 12 milyar verip bu belge alınıyor. Bir de bir defaya mahsus belgesini istediğine devretme hakkı verilsin. Yetki belgesi uygulaması çıktığında Sakarya’da önderliğini ben yaptım; Ticaret Odasında belgelerin verilme sürecinde yardımcı oldum. Çünkü herkes belgesini alsın; kimse sıkıntıya girmesin istedim.
Araç muayene istasyonlarında can noktalarından hayati önem arz eden konularda dikkatli davransınlar ona sözümüz yok; ancak onun dışında çok gereksiz ayrıntılara takılmamaları gerekiyor.
İşveren firmalar iş verdikleri yere belgeleri sorarlarsa oto kontrol kendiliğinden işler.
Hangi bakanlıkla istişare edilecekse edilsin mazotu bir sisteme oturtsunlar.
Kooperatiflere karşı devletin yerine getirmesi gereken sorumlulukları nelerdir?
Nakliyeci ve kamyoncu esnafı zavallı; devlete sorumluluklarını yerine getiren insanlar. Bu işi sevmesek yapmayız. Bu mesleğe bir giren pişman, bir de girmeyen. Taşıdığımız malın kıymetini bilen insanlarız. Sorumluluk taşıyoruz; çünkü üyemden ziyade başkan olarak ben bu sorumluluğu hissediyorum. Çalıştığımız yerlere bizden beklentilerini, şikayetleri olup olmadığını sorarız.
Kooperatifler güvenli ve itimatlı taşımacılık yapan yerler; kooperatiflerin hak ettiği yere getirilmesinde hepimizin sorumluluğu var. Denetim konusunda bizimde sorumluluk hissedip çevremizde bu işi yanlış yapanları bildirmemiz gerekiyor. 6. ayda Üs Birliğin Genel Kurulunu yapacağız; Merkez Birliğe bağlanmamıza ilişkin karar da çıkacak. Merkez Birliğe kaydolmamızı isteyenler, bakanlığın onları muhatap alması nedeniyle istiyorlar.
Ankara’ya dönmeden Düzce’ye de uğramak istiyoruz. Taşımacılık ve kooperatif açısından oldukça yoğun olan bu ilde S.S. Düzce Kamyon ve Tır Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Yılmaz karşılıyor bizi… Düzce’ye has tütün kolonyalarının esintilerinin duyulduğu odasında sıkıntılar ve istekler dile geliyor.
Kooperatifinizle ilgili bilgi verir misiniz?
Kooperatifimiz 1978 yılında kurulmuş. Ben bu göreve 1995 yılında seçildim. Kooperatif başkanlığı bıçak sırtı bir iştir; kimseye kendimizi sevdiremeyiz; ancak elimizden geldiğince hizmet ederek üyelerimizi memnun etmeye çalışıyoruz. Kooperatifimize bir alan kazandırdık. Batı Karadeniz bölgesinde en önemli taşıma yeri olduk. Araç performansımız çok iyi; biz de 110 tane tam teşkilatlı tır; 120 tane kamyon var; bunun bir kısmı kırkayak diye tabir edilenlerden. 15 tane personelimiz var; Kooperatifimiz üzerine düşen ve devlete karşı tüm sorumluluklarını yerine getiriyor. Personelimizin kıdem tazminatları dahi ödenmiştir; vergi ve SSK borcumuz yoktur.
Kooperatiflerin en önemli sıkıntıları neler? Ve Düzce’nin teşvik kapsamına alınmasından memnun musunuz?
Düzce’nin 5084 Sayılı yasayla teşvik kapsamına alınmasının bazılarının çok beğenip abarttığı sonuçları olmadı. Buraya ilin teşvik kapsamına alınmasıyla gelen sanayiler kendi istihdamlarıyla geldiler; buradaki insanlar yararlanamadı. Nakliyelerini bizimle paylaşmıyorlar.
“Kooperatifler isim itibarını yeniden kazansın”
Kooperatifler uygun taşıma fiyatlarına, ulaştırmadan aldıkları yetki belgelerine ve güvencelerine rağmen oluşturulan kötü imaj nedeniyle lojistiklerin gerisinde kaldılar. Lojistikler ortada yokken Türkiye’nin yükünü kooperatifler sırtlamıştı; ne oldu da şimdi lojistiklerin adı öne çıktı. Tüm kooperatiflerin bir araya gelip isim itibarını kazandırması gerekiyor.
Kooperatifler ile lojistikler arasındaki çekişme neyden kaynaklanıyor?
Kooperatiflerin güçlü birliktelikleri yok; şirketlerin güçlü birliktelikleri müşavirleri, danışmanları var. Kooperatifler insan birlikteliği esasına göre kurulmuş. İnsan birlikteliği ile birlikte güçlerimizi ortaya koymuşuz. Bir tarafımız üyelerimize; diğer tarafımız o üyelerin sahip olduğu firmalara dayanıyor. Kooperatifin tanımı, malınız üzerinizde kalmak kaydıyla kooperatif çatısı altında hizmetlerin pazarlandığı yerdir. Devlet kooperatifleri bir disiplin altına almayı masaya yatırmalı. Kontrolsüz güç, güç olmaktan çıkıyor. Demeli ki kooperatif misin? Ticaret oda kaydın var mı? Bir birliktelik oluşturmak zorundasın demeli. Birliktelik oluşturma şartını keyfiyete bağlamış. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Teşkilatlandırma Genel Müdürlüğü bu işi bir sisteme bağlamalı.
Kooperatiflerin isim itibarını kazandıralım; iş adamları daha kafadan bizim pahalı taşıyacağımızı öne sürüp, ön yargıyla yaklaşmasın.
Kooperatiflerin itibar kaybetmesinin nedeni ne? Ve bu itibar nasıl kazandırılır? Ayrıca yasa kurumsallaşmayı ön plana çıkarıyor; siz bu yasada kooperatiflerin yerini nerede görüyorsunuz?
Bu bir ekmek kavgası; önce burada yaşayanlar buranın nimetlerinden faydalanıp; ekmeğini kazanacak. Bence R1 yetki belgesi kurumsallaşmanın başlangıcıdır. Teminatını veriyorsun; bu belgeyi çalıştıracak üst düzey, orta düzey yönetici bulunduracaksın; kurumsal yapıya ulaşmanın ölçüleri bu. Zaten bu kriterlere ulaşamayan bu belgeleri alamıyor. Dolayısıyla bu belgeleri alanlar Ulaştırma Bakanlığı’nın gözünde aynı olmalı; kooperatifler üvey evlat olmaktan çıkarılmalı. Şirketlerin ve fabrika sahiplerinin bu kadar kolay araba almasının önüne geçilmesi gerekir.
Sizden son dönemlerde yapılan değişikliklerin ve bütün şikâyetlerin sıralamasını alabilir miyiz?
Ben 1978 yılında aldığım kamyonla bu işe başlamıştım, 30 yıl sonra kazanmış olduğum nakliyecilik kimliğini devletten bir kez daha satın aldım; yetki belgesi ile… Sektörden alınan bu paraların sektörü güzelleştirmeye mi gideceğini Bakan beye sorduğum zaman bana eski araçların alınacağını MKEK’ya verileceğini söylediler. Şimdi gördüğüm bu yasadaki en büyük eksiklik bütün borçlarının silinmesi; bari siliyorsun kökünden çöz. Gelir vergisini de kat… Zaten adam trafiğe çıkamıyor; her şeyi hacizli… Bütün borçlarını sil; 5 bin lira da ver; vatandaş toptan rahatlasın. Bir taraftan atıl kapasitenin önüne geçeceğiz diyerek hurda araç alımları yapıyorlar; diğer taraftan piyasaya araç pompalamak için ÖTV’yi indiriyorlar.
Hala yetki belgeleri olmadan nakliye komisyonculuğu ve taşımacılık yapan yerler var. Fabrika yükünü taşıtacağı firmaya, kişiye sormuyor ki…
Paraya gelince devlet atmaca gibi davranıyor. Şimdi beş yıl bitti ya, yetki belgelerinin belli bir tarihe kadar % 15’inin ödenmesi söz konusu. 200 milyara aldığımız R belgesinin % 15’i 30 milyar lira… Bu adamlar beş yılda bu kadar kazandı mı?
“Devlet esnafını koruyucu ve kollayıcı tedbirleri alır” diyor yasa
Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu mazotların belli bir fiyattan satılması ile ilgili sözüm ona düzenleme yapıyor; ama piyasada birbirinden farklı fiyatlarda kaçak mazotlar dolanıyor. Herkes motor yağı yakıyor; çıkan motor yağını, yanık yağları topluyor; kadın tül çorabında süzüyor; onu yakıt olarak kullanıyor. Doğuda bir liraya mazot alıyor; dönüşünü ucuza getiriyor. Haksız rekabet yaparak başkalarından ucuza taşıyor; çünkü mazota daha az para ödüyor.
C2 Belgesi ile yurtdışı taşımacılık yapanlara da bir eleştirim var; ben K belgemle yurt içi taşıma yapıyorum; yurt dışı yapamıyorum. C Belgesi olan niye yurt içi taşıma yapıyor?
Bizim bir sendikamızın olması gerekiyor. Çünkü Avrupa ülkelerinin çoğunda taşıma sendikaları var.
“Devlet esnafını koruyucu ve kollayıcı tedbirleri alır” diyor yasamız; bu yasa dikkate alınmalı…
Taşımacılık bu kadar sıkıntılı da neden yapıyorsunuz hala?
Ben 30 yıldır bu işi yapıyorum; baba mesleğim. Biz sektöre girdiğimizde bu kadar araç fazlası yoktu; bu işi suistimal edenlerin sayısı bu kadar fazla değildi. Bizim yakınımızda fabrikalar var; biz ne fabrika kurabiliriz; ne mevcut fabrikaya ortak olabiliriz. Biz de taşımacılığı ile kazancımızı sağlamaya başladık. En rahat sektöre girip, yaşamınızı devam ettireceğiniz iş bu olmuş.
Bizim hala sektörden beklentimiz ve umudumuz var. Sektörümüzün daha iyi, düzeyli, bereketli olacağı günlerin gelmesini bekliyoruz. Kimseye haksızlık yapmak istemiyoruz; bu hükümet döneminde de para kazandık; yalnız sektöre çeki düzen verelim derken, bazı şeyleri karıştırdılar. Yapılmaması gereken şeyler de yapıldı.
Bir de son zamanlarda kazancımızda biraz düşme oldu; kriz var deniliyor; ama krizin arkasına sığınan ahlaksızlar var bence.
Son olarak ise atıl kapasitenin önüne geçeceğiz diye şirketlere yeni girişlerde 75 ton özmal istiyorlar; eskilerden bunu hiç değilse istemeyelim. Bireysellerde de bunu 22 tona çekelim.
Orhan Yılmaz ile sohbetimiz biterken odada bizi dinleyen kamyoncu İbrahim Yılmaz tek bir isteği ile getiriyor sohbetin sonunu; “Bir de aracını satmak isteyenler aracı ile birlikte K Belgesini de devredip satabilsinler.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|