Scania, yaptığı AR-GE çalışmalarında kompozit malzemeler kullanılarak araçların ağırlığını yüzde 40’a varan oranda düşürüyor.
Scania; İsveç Kraliyet Teknik Üniversitesi ile gerçekleştirdiği AR-Ge çalışmaları sonucunda aracın hem şasi yapılarında, hem de diğer yüke-mukavemetli parçalarında daha hafif malzemeler kullanımına yönelik araştırmalar yapıyor.
Ağır ticari araç sahipleri için araçlarının taşıyabileceği yük ağırlıkları oldukça önemlidir. Araçlar hafifledikçe kullanıcıların taşıyabileceği yük miktarının artması, karlılık ve sürdürülebilirlik temel kriterlerdendir. Scania, Kompozit gibi yeni hafif malzemelerle araçlarını hafifleterek iş ortaklarının daha fazla kar elde etmesini hedefliyor.
İsveç Kraliyet Teknik Üniversitesi araştırmacısı Magnus Burman ”Geleceğin araçlarında, araç hafifliği oldukça önemlidir. Çalışmalarımızda kullandığımız kompozit malzemeler ile aracın ağırlığını yüzde 40’a varan oranda düşürebileceğiz” açıklamasında bulunuyor.
Çevre için büyük bir fırsat
Daha düşük araç ağırlığı veya başka bir deyişle daha düşük yapısal ağırlık, nakliye başına daha fazla yük ve bunun sonucunda daha az nakliye seferi anlamına gelmektedir. Böylelikle daha akıllı lojistik operasyonlar ile çevrenin korunmasına katkı sağlanacaktır.
Kompozit malzemeler mukavemet sağlar ve aracın ömrünü uzatır
Kompozit malzemelerin kullanım ömrü dikkate alındığında daha avantajlıdır. Kompozit malzemeler, daha düşük ağırlığa ilaveten, mukavemet sunarken aracın kullanım ömrünü arttırır. Kompozitler, ayrıca, metal yapılarla aynı şekilde aşınmaya uğramazlar.
Geleceğin araçlarında gelişmiş yapısal çözümler
Şasi yapısında kompozit malzeme kullanımının sunduğu başka bir avantaj ise Çeliğe kıyasla daha gelişmiş entegre yapılar ile araçta daha az destekleyici kullanılabilmesidir.
İsveç Kraliyet Teknik Üniversitesi araştırmacısı Burman “Geleceğin araçlarında hem işlev, hem de ağırlık üzerine odaklanılarak daha farklı malzemeler bir arada kullanılmıştır. Biz yalnızca doğru malzemeyi doğru yerde kullanmak istiyoruz. Yani, geleceğin kamyon yapılarında farklı işlevlerin daha büyük entegrasyonunu görüyoruz. Bu şekilde tasarım sürecinde, üretim aşamalarında tamamen yeni olanaklara sahip olacağız” açıklamasında bulunuyor.