Otomotiv Distribütörleri Derneği Yönetim Kurul Başkanı İbrahim Aybar, 2010 yılında herhangi bir destekleme projesi olmazsa bu senenin satışlarından yüzde 30 civarında gerilemiş bir pazarla karşılaşmaktan korktuklarını bildirdi.
Türkiye'de yaşayan bir kişinin yıllık ortalama gelirinin otomobil almaya yetmediğini dile getiren Aybar, otomobillerin satılması, sektörün gelişmesi için insanların alım gücünü desteklenmesi gerektiğini söyledi.
AB'nin bu uygulamayla, kriz ortamında sektörde yüzde 6'lık bir büyüme gerçekleştirdiğini kaydeden Aybar, ''Ülkemiz de bu çözüme geçmeli. Bu, Türkiye'ye uygulandığında önümüzdeki yıl, pazarımız canlanacaktır'' dedi.
Aybar, araçlar yenilendikçe karbondioksit salınımının düştüğünü, yeni teknolojilerde karbondioksit salınımının çok az olduğunu vurgulayarak, bu araçlar yeniden hammadde haline gelirken harcanan enerjinin düşüklüğüne dikkati çekti. Aybar, ''Yapılan hesaplara göre, eğer Türkiye'de 3 milyon civarında 16 yaş üstü eski teknoloji araçlar var. Bunları yenileriyle değiştirirsek, karbondioksit salınımını yüzde 8,3 azaltmak mümkün. Yani bu kadar önemli bir çevre avantajı var'' görüşünü aktardı.
EYLÜL AYINDA REKOR SATIŞ RAKAMI
Sektörde gerçekleştirilen ÖTV indirimine de değinen İbrahim Aybar, vergi indiriminin olduğu 6,5 aylık sürede satışların 150 bin büyüdüğünü ifade ederek, geçen Eylül ayının, indirimin son ayı olması nedeniyle avantajlı bir ay olduğunu kaydetti.
Aybar, şöyle devam etti: ''O yüzden rekor bir satış ayı oldu. Hafif ticari ve binek araç olarak toplam 81 bin adetlik satış gerçekleşti. Bu, yakın geçmişimizde Türkiye'deki otomotiv tarihi olarak en fazla satış yapılan ay demek. Şu söylenebilir, vergi indirimin son ayı olduğu için Ekim ve Kasım aylarının satışları bir miktar öne çekildi. Ekim bir miktar bunun etkisinde kaldı. Çünkü ekim ayında satışlar anormal düşük çıktı, 21 bin oldu. Ekim 2008-2009 mukayesesine baktığımızda yüzde 36'lık düşüş görüyoruz.''
Ekim ayındaki satışlarda, Eylül ayına göre yüzde 75'lik düşüş gözlendiğini dile getiren Aybar, vergi eski seviyeye çekildiğinde Türkiye pazarında yüzde 30-40 arası bir düşüşün görüldüğünü söyledi.
Aybar, şu görüşleri dile getirdi: ''Bu, bizim için önemli bir sinyaldir. Yani önümüzdeki sene herhangi bir destekleme projesi olmaz ise korkumuz bu seneki satışların yüzde 30 civarında gerilemiş bir pazarla karşılaşmaktır. Maalesef gözüken budur. Bu, hiç birimizin arzusu değildir. Bunun için iç pazar canlı tutulmalıdır. AB'deki uygulama bizde de yapılmalıdır.''
Yeni bir vergi indiriminden çok AB'deki çözümün uygulanmasını isteyen Aybar, ''Artık çözümü, AB'de, ABD'de uygulanıp başarılı olan çözümlerde aramamız lazım. Böylece, hem çevreyi koruyacağız, hem sanayimizi geliştireceğiz, hem pazarımızı canlı tutarak insanlarımıza iş imkanı sağlayacağız, hem de yeni hurda sanayini AB standartlarında oluşturarak yeni iş imkanları, yeni teknolojiler getireceğiz'' dedi.
Aybar, otomotiv sektörünün gittiği noktanın, sıfır emisyonlu araçların üretileceği bir yön olduğunu belirterek, insanların artık fosil yakıtlı araçlardan sıfır emisyon çıkaran elektrikli araçlara doğru bir geçişi izlediklerini kaydetti.
İbrahim Aybar, bu konuya ilişkin şunları söyledi: ''Bu geçiş, özellikle 2011 yılında dünyada çok net kendini gösterecek ve tahminler öyle ki 2020 gibi, yani 10 yıllık süre geçtikten sonra dünyada üretilecek araçların en az yüzde 10'u elektrik motorlu, yani sıfır emisyonlu araçlar olmaya başlayacak. Böyle araçların çalışması için belli altyapı hizmetlerin yerine gelmesi lazım. Belli şarj ünitelerinin, belli pil teknolojilerinin uygulanacağı yerlerin ortaya çıkması lazım. O yüzden bununla ilgili yasal yapıların bir an evvel oluşması lazım. Dünyada bu başladı. Türkiye olarak ben bu konuda da sektörümüzün geç kalmaması gerektiğinin altını çizmek istiyorum.''
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |