Sayın meslekdaşlar, kıymetli müşterilerimiz,
Bir önceki makalemizde sektöre yeni katılarak uluslararası kara taşımacılığı yetki belgesi talebinde bulunan kuruluşlara, yetki belgesi başvurusundan önce ve tahsisinden sonra bazı yeterlilik ve dayanıklılık araştırmalarından geçirilmelerinin gerekliliği konusuna değinmiştik. Bugün ise, sektörde faaliyet gösterip de faaliyetine uygun yetki belgesine, hatta hiçbir yetki belgesine sahip olmayan firmaların ve bunlara karşı uygulanması gereken denetim ve yaptırımların durumundan bahsedeceğiz.
Malumunuz, yürürlükteki Karayolu Taşıma Yönetmeliği;
“MADDE 5- (1) Bu Yönetmelik kapsamına giren taşımacılık, acentelik, taşıma işleri komisyonculuğu, taşıma işleri organizatörlüğü, nakliyat ambarı işletmeciliği, kargo işletmeciliği, lojistik işletmeciliği, dağıtım işletmeciliği, terminal işletmeciliği ve benzeri faaliyetlerde bulunacak gerçek ve tüzel kişilerin yapacakları faaliyetlere uygun olan yetki belgesini/belgelerini Bakanlıktan almaları zorunludur.“
hükmünü getirmektedir.
Bu hüküm, yönetmeliğin Madde 45/1,6 paragraflarında daha da netleştirilerek, göndericiyi de mükellefiyet altına sokmaktadır. Şöyle ki;
“(1) Gönderen, gönderilerini, ilgili kanunlara ve diğer mevzuata uygun bir şekilde taşımayı yapacak yetki belgesi sahibine teslim etmekten sorumludur.”
“(6) Gönderen; gönderilerini teslim etmeden önce taşımayı gerçekleştirecek gerçek veya tüzel kişiliğin yetki belgesi sahibi olup olmadığını kontrol etmekten/ettirmekten sorumludur.”
Yani, yapılan taşıma işine uygun belgesi olmaksızın taşımayı yapan taşımacı kadar, ona bu taşımayı yaptıran da, ortaya çıkan usülsüzlükte eşit sorumluluğa sahip oluyor.
Yönetmelikte gayet açık ve kesin bir dille ifade edilmiş olan bu hükümler, gerçek hayatta maalesef sürekli, hatta sistematik olarak ihlal edilmektedir. Bu ihlallerin en yoğun yaşandığı ticari ilişkilerin başında hava/denizyolu taşımacılarının (forwarder), K1 yetki belgesi sahibi yurtiçi eşya taşımacıları ile olan ilişkileri gelmektedir desek abartmış olmayız. Hava/denizyolu taşımacılığı ile iştigal
Günümüzde dış ticaret erbabının uluslararası taşımacılık konusunda door-to-door (kapıdan kapıya) talebini karşılamadan hizmete soyunmak mümkün olmadığından, forwarder tarzında çalışan hava/denizyolu taşımacılarının, sadece limandan limana iş üstlenerek bunun öncesinde ya da ertesinde yurtiçi karayolu taşıması yaptırmadan varlık göstermeleri imkansızdır. İşin özü itibarı ile ihracatçının
Yönetmeliğe uygun olarak tüm gerekli yetki belgelerine sahip olan bazı istisnalar ile yönetmeliği fütursuzca ihlalde beis görmeyenleri bir kenara bırakacak olursak, piyasada bu durum nasıl aşılmaktadır? Karşımıza genelde uygulanan 3 çözüm çıkıyor:
Karayolu Düzenleme Müdürlüğü, yönetmeliği açıkca ihlalde beis görmeyen gözü karalar ile bu 3. çözüme sapan hüllecilere karşı yönetmeliğinin arkasında ne derece durmaktadır, ne türlü denetimlerde ve yaptırımlarda bulunmaktadır? İşte cevabı zor bir soru. Yurt sathında her gün yüzlerce kez yapılan, yaptırılan bu işlemlerin denetiminin nasıl ve ne derece yapıldığı sorusuna cevap aramadan önce iki noktaya değineceğim:
Yıllardır Ulaştırma ile Maliye’nin ortak denetim hazırlıklarından bahsediliyor. Hayata geçirilmesine pek ihtimal vermiyorum. Neticede Maliye, kasasına giren vergiye bakar. Demek ki iş, Ulaştırma’nın başına kalmıştır. Bu bir.
İkincisi; uluslararası karayolu taşımacıları için büyük önemi olan UBAK (CEMT) belgelerinin tahsisinde, taşımacıların bir önceki dönemde bu belgeleri ile yapmış oldukları 3. ülke taşımaları (yurt dışındaki 2 nokta arasında gerçekleştirilmiş taşımalar) önemli bir puan avantajı sağlamaktadır. Şimdi, gerçek hayatta bununla ilgili yaşanmış bir olayı dikkatinize sunuyorum:
Ülkemizin en önde gelen lojistik kuruluşlarından birisi, UBAK belgeli bir taşımacı firmaya 2 AB ülkesi arasında bir taşıma işi yaptırıyor. UBAK belgeli firma taşımayı yaparak, hizmetini anlaşılan bedel üzerinden lojistik kuruluşuna fatura ediyor. Bu taşımasını da doğal olarak Karayolu Düzenleme Müdürlüğü'ne yük senedi ve tanzim etmiş olduğu navlun faturası suretleri ile ibraz ediyor ki, yeni dönemde UBAK belgesi tahisi değerlendirmesinde puan avantajı elde etsin. Fakat bu taşıma, Karayolu Düzenleme Müdürlüğü tarafından reddedilerek değerlendirmeye alınmıyor. Sebebi de; işi veren lojistik kuruluşunun R2 (uluslararası taşıma organizatörlüğü) belgesine sahip olmaması, dolayısı ile böyle bir taşıma yaptırmaya hakkı olmayışı!!! Dikkatinizi çekerim; bahsedilen lojistik kuruluşunun her gün onlarca, haftada belki yüzlerce R2 belgesi gerektiren taşıma işi yaptırdığını tahmin edebilmek için kahin ya da piyasanın kurdu olmaya gerek yok. Buyrunuz, suç burada, suçlular burada, deliller önünüze suçluların kendi elleri ile konulmuş. Sonuç: UBAK değerlendirmesinde gözardı edilen bir taşıma. Hepsi bu kadar.
Evet, denetimlerin nasıl ve ne derece yapıldığı sorusuna cevap aramaya bu noktadan devam edebiliriz. Tabii, bir yere varabileceksek...
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|||||
|
|
|||||
|