İzmir Ticaret Odası’nda gerçekleştirilen 2. Bölgesel Bilgilendirme Toplantısı yoğun katılımla gerçekleşti. Toplantının açılış konuşmasını yapan Kamyonum Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Nuray Pekcan “kuzey-güney, doğu-batı ayrımı yapmadan sektörün sorunları ve gelişmesi için Kamyonum Dergisi’nin üzerine düşen misyonu yerine getirdiğini” ifade etti. “İlgili tarafları bir araya getirerek iletişim olanaklarını arttırmak konusunda kararlı oluklarının” altını çizdi.
Sektör temsilcileri ise yaptıkları konuşmalarda sektörün yaşadığı süreçte adaptasyon konusunda bazı sorunlar yaşadığını ifade ettiler. Özellikle araç muayene istasyonları, Karayolu Taşıma Kanunu gibi konuların biraz sancılı bir süreçten geçtiğini belirttiler. SS. Ovakoop. Başkanı Nizamettin Karadağ sert eleştirileri ile bazı konularda duydukları memnuniyetsizlik ve bakanlıklar arası koordinasyon eksikliği yaşandığına değindi.
Kara Nakliyeciler Sitesi Başkanı Adnan Çetin, “belgesi olmadan çalışmaya devam eden araç ve firmaların haksız rekabet yarattığını, belge denetimlerinin artırılması, yeni zorunluluklar getirilmesi, bakanlıklar arasında belge düzeni konusunda koordinasyon kurulması gerektiğini” bildirdi.
İzmir Ticaret Odası Meclis Üyesi Koç Ali Al ise; “İzmir Limanı'nda nakliye konusunda sıkıntılar yaşandığını, bu sorunu çözmek için yeni alanlara ihtiyaç duyulduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''İzmir limanındaki trafiği rahatlatmak için Alsancak Stadı'nın kaldırılmasını öneriyoruz. Alsancak limanının artık genişleyecek yeri yok. Stat kent kirliliği ve trafik yaratıyor. Stat yerine liman içine tüp geçitle bağlanacak bir konteyner terminali olur. Biz sadece bir yılda 1 milyar doları gemilere bekleme parası olarak verdik.''
Sektör profesyonellerin elinde
Toplantıda konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş 2003 yılında yürürlüğe giren Karayolu Taşıma Kanunu'nun sektör için bir milat olduğunu, sektörün artık profesyonellerin elinde bulunduğunu söyledi.
Sektörün krizden derin şekilde etkilendiğini dile getiren Demirtaş, uluslararası taşımalarda olduğu gibi yetki belgesi almış firmaların vergiden arındırılmış motorin hizmetinden faydalanmasını talep ettiklerini belirtti.
Demirtaş, K türü belge alan firmaların eski araçlarının yenileriyle değiştirilmesi konusunda da ÖTV desteğinin beklendiğini ifade ederek İzmir'de servis taşımacılığında kullanılan S plaka tahsisinin yapılamaması nedeniyle sorunlar yaşandığını ifade etti.
İzmir'de bir lojistik merkez açılması için çalışmalara başladıklarını bildiren Demirtaş, yüzde 50'si TOBB, diğer hisseleri Ege Bölgesi odaları ve sektör mensuplarının ortaklığıyla bir şirketin kurulduğunu, merkezin kente yakın bir bölgede 1-2 yıl içinde hizmete alınabileceğini de sözlerine ekledi.
Bakan Yıldırım ise konuşmasında kara yolu taşımacılığında son yıllarda gerçekleştirilen düzenlemeler sonrası gelinen durum hakkında bilgi verdi.
Bakan Yıldırım, 2003 yılı ortalarında 4925 sayılı kanunun çıkmasını takip eden aylarda yaşanan tablonun bugün değiştiğini, o zaman kanunun derhal iptal edilmesi seslerinin yükseldiğini kaydederek, gelinen noktada problemin kalmadığını, yasanın daha etkin uygulanması için tedbir alınması yönünde önerilerin geldiğini ifade etti.
“Amacımız ceza kesmek değil”
Bunun önemli bir reform başarısı olduğunu kaydeden Yıldırım, şunları söyledi: ''Ben bunu görmekten mutlu oldum. Başından beri sektörle el ele çalışılmış olmasının çok büyük katkısı oldu. Çok açık bir şey söylemek istiyorum biz bugüne kadar sadece bakanlığımızın yetki ve sorumluluğunda olan konularda sektörün beklentilerini hiç geciktirmedik ama bazı konular bir kaç bakanlık koordinasyonu gerektiğinde, konularda istediğimiz hızda yol alamadık. Bir koordinasyon sorunu var. Çıkarılan her tür mevzuat ile ilgili uygulamayı denetlemek kolluk kuvvetlerinin görevidir. Yapılan denetlemelerin yeterli olmadığını sizlerden duymak zihinsel değişimi gösteriyor. Eskiden 'denetimlerden bunaldık, çekin polisi jandarmayı' diye feryat eden sektör, bugün 'denetimde daha sıkı davranın daha fazla denetleyin' diyor. Biz bunun için kendimiz denetlemeye başladık. Bakanlıklar, bölge müdürlükleri arkadaşları seferber ettik. Bu denetlemeler kolluk kuvvetlerinin yaptığının 10 katına çıktı. Amacımız ceza kesmek değil. Denetleyelim de ceza keselim maliyeye para aktaralım değil. Birinci beklentimiz bu değil.''
Bakan Yıldırım, Türkiye'nin finansal krizin oluşumuna hiçbir katkısının bulunmadığını, tersine oluşmaması yönünde çabalarının olduğunu, dünyaya açık bir ekonomi olması nedeniyle bu krizden etkilenilmesinin kaçınılmaz hale geldiğini dile getirdi.
''Dünyaya kapalı bir ülke olsaydık, Kuzey Kore, Suriye gibi ülkelerden olsaydık bu krizle ilgili hiçbir sorunumuz olmazdı'' diyen Yıldırım, krizden en az etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu yabancı uzmanların dile getirdiğini ifade etti.
Türkiye'nin yaşanan krizin provasını 2001 yılında yaşadığını, 2003 sonrası krizin getirdiği yaraların kapandığını ve ekonomik verilere ilişkin rakamların üç kat artış yakaladığını dile getiren Yıldırım, hükümet olarak şu an yaşanan krizin etkilerini en aşağı düzeye indirmeye çabaladıklarını söyledi.
Krizin iç piyasada durgunluk ve istihdamda azalmaya yol açtığını bildiklerini ancak Avrupa ve Amerika'da iş kayıplarının Türkiye'nin 4-5 katı olduğunu, bir panik havasının görüldüğünü ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ama Türk insanının hem kültüründen gelen, hem geçmişinde kazandığı krize karşı bağışıklığından dolayı, hem de finans sektörünün sağlam temeller üzerine kurulu olmasından dolayı Allah’a şükür panik havası Türkiye'de yok. Tedbirler parça parça alınıyor.
Nakit darlığı nedeniyle piyasa bozuldu. 5 ay önce yüz lira eden malı 50 liraya alan yok. Bu sefer banka paniğe kapılıyor. Ek teminat istiyor bunu veremeyince 'paraları geri ver' diyor. Böyle bir kısır döngü yanlış bir anlayış peydah oldu. Biz diyoruz ki 'devam edin, biz arkanızdayız'.
Krizden kriz üretmeyelim, krizden yarar sağlama gayretine girmeyelim. Finans sektörünü çalıştıracağız. Onlar fonlamaya devam edecek biz de onların dış taahhütlerini, sendikasyon kredilerini, hepsini teminat altına alacağız, böylece sistem yürüyecek. Tek şartımız var bunu fırsat bilip; üreten, kazanan iş gücünü 'bana yük oluyor, sırtımdan atayım' kolaycılığına, fırsatçılığına asla girmeyin. Bunu yaparsanız bizi arkanızda, yanınızda göremezsiniz. Burada vefakar davranırsanız hükümet her zaman arkanızda her zaman sizinle beraber.''
Bakan Yıldırım, uluslararası taşımacılık borsalarının tekrar canlanmaya başladığını belirterek, dünya ekonomisinin 2010 yılından itibaren büyümeye geçeceğinin tahmin edildiğini, bu dönemde altyapı yatırımlarının ön plana çıkacağını dile getirdi.
“12 tane lojistik merkezi kamu eliyle yapılacak”
Türkiye'nin lojistik açıdan çok şanslı olduğunu, dünyanın merkezinde yer aldığını anlatan Yıldırım lojistiği geliştirmek için 12 tane lojistik merkezini kamu eliyle yapacaklarını, bunu özel sektörün de takip edeceğini bildirdi.
Bakan Yıldırım, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın işsizlik fonunu devreye sokarak çalışanların yükünü kısmen, geçici süreyle üstlenmesi konusunda çalışmasının bulunduğunu, gelecek dönemde sektörel tedbirlerin de ilavesiyle krizin etkilerinin en aza indirileceğini ifade etti.
Bakan Yıldırım eski aracını hurdaya ayırmak isteyenlerin yeni araç alımlarında vergi indirimi getirileceği müjdesini de verdi. Böylece eski araçların vergi borcu silinecek.
Bakan Yıldrıım elinde hurda aracı olanların yeni otomobil almak şartıyla bu araca ilişkin vergi boçlarının sıfırlanacağını söyledi.
Bakan Yıldırım, toplantıda bazı katılımcıların Türkiye'de yolların düzgün olmadığı için kamyonların fenni muayenesinde Avrupa standartlarının aranmaması gerektiği görüşlerine de dikkati çekerek, şunları söyledi: ''Yollarımıza insafsızlık yapmayın. 4-5 yılda yollar için çok yatırım yaptık. 2008'de 6,5 milyar TL harcama yaptık karayollarına. 2008'de Türkiye'nin tıkanan damarlarını açtık. 6 bin 101 km ile devraldık. Bu sene 17 bin kilometre, 2011'de 22 bin 500 kilometreye ulaşacağız. Tek başına bölünmüş yollardaki kazalar yüzde 85 azaldı. Genel olarak yollara baktığımızda son 5 yılda motorlu araç sayısı yüzde 55 arttı. Kazaların da sayısı artmış, 1 milyona yakın kaza var. Evvelki gün İzmir'de maalesef acı bir kaza oldu, 4 genç, fidan gibi arkadaşımızı kaybettik. Onlara Allah'tan rahmet diliyorum. Tüm bunlara baktığımızda gördüğümüz tablo, sürücü hatalarında kaza sayısının artmasıyla birlikte yüzde 6 artış var. Kazaların yüzde 85'i sürücü kusuru. Buna yüzde 6 ilave gelmiş. Yolların fiziki ve geometrik standardından dolayı 4 kat iyileşmiş. Yollarımız iyileşmeye devam ediyor. Fenni muayene, sektör temsilcilerinin canını yakıyor ama ölen her insan, sönen her ocak da hepimizin canını yakıyor. Bunu da gözden ırak tutmayın. İnsan hayatından daha değerli bir şey yok. Kaybettiğimiz insanı asla yerine getiremeyiz. Emniyet konusunda kimse bizden taviz beklemesin.''
Bakan Yıldırım, sahte belge oluşturma gibi olayların bilişimin daha iyi kullanılmasıyla ortadan kalkacağına inandığını dile getirdi.
Yıldırım, AB standartlarını uygularken ana amaçlarının ülke menfaatleri olduğunu, ''Önce Türkiye sonra AB, önce Türk insanı, sonra Avrupa'ya entegrasyon'' anlayışıyla çalıştıklarını belirtti.
''Tüm vergi borçlarının silinmek suretiyle" hurdaya çıkarılması konusunda çalışma yürütülüyor
Bakan Yıldırım, taşımacılık filosunun yenilenmesi için eski model araçların ''tüm vergi borçlarının silinmek suretiyle hurdaya çıkarılması'' konusunda da bir çalışma yürütüldüğünü kaydetti.
Bakan Yıldırım, İzmir'e yapılan yatırımlar ve gelecek hedefleriyle ilgili de bilgiler verdi.
Bakanlık olarak 5 yılda İzmir'e toplam 6 milyar TL yatırım yaptıklarını, kruvaziyer turizmin önemli gelişme katettiğini, yeni havaalanıyla bu konudaki ihtiyacın karşılandığını anlatan Yıldırım, yeni bölünmüş yolları hizmete soktuklarını söyledi.
Bakan Yıldırım, İzmir'de belediyenin astığı bazı afişlerde Aliağa Menderes Raylı Sisteminin tamamen belediyenin öz kaynaklarıyla yapıldığına ilişkin ilanlar gördüğünü belirterek, şunları kaydetti: ''İyi güzel de insan biraz da bu işe kim destek verdi, kredisini kim sağladı, izinlerini kim aldı, kim ortak şirketi kurdu, buna bakar. İnsaflı olacağız, herkesin hakkını teslim edeceğiz. Biz İzmir'e destek veriyoruz, belediyeye değil, İzmir halkına destek veriyoruz.
Başbakanın talimatıyla, çıkmaza girmiş bu projeyi ele aldık, yürüyün dedik. Şimdi yapılıyor. Öyle yazacağına 'Hükümetle, Ulaştırma Bakanlığı, demir yollarıyla elele. Aliağa Menderes Demiryolu hizmete girecek' desen İzmirli daha çok takdir eder. Gerçekleri bir süre için saklayabilirsiniz ama uzun vadede hizmeti yaşayan, gören insanlar kimin ne yaptığını takdir eder. Eminim ki önümüzdeki seçimlerde İzmir halkı bunu en iyi şekilde değerlendirecektir.
Viyadükleri, o garabet kolonları da kaldırıyor, limana indiriyoruz. Şimdi o cenazeyi kaldırmak da bize nasip oldu. Liman trafiğini şehir içinden çekiyoruz.''
Bakan Yıldırım, Balçova ilçesinden merkeze doğru trafikte sürekli sıkışıklık yaşandığını, buna çözüm getirilmesi, limanın rahatlatılması için de Alsancak Stadı'nın kaldırılması önerisinin düşünülmesi gerektiğini belirtti.
Çandarlı'da yapılacak Kuzey Ege limanının YPK kararı sonrası ihaleye çıkacağını, sürecin uzamasının ÇED raporu sürecinden kaynaklandığını dile getiren Yıldırım, İzmir için daha fazlasını yapacaklarını söyledi.
İzmir'in EXPO'yu kazanamadığını ancak kentin ihtiyaçları neyse onun yapılacağını kaydeden Yıldırım, ''İzmir nisandan itibaren yeni bir döneme girecek. Belediyesiyle, merkezi yönetimiyle, sivil toplum örgütleriyle elele, köyleşiyor dediğimiz İzmir'i tekrar Türkiye'nin dünyaya açılan vitrini hale getireceğiz, buna ahdettik, bunu başaracağız'' diye konuştu.
Bakan Yıldırım, Ankara-İzmir hızlı tren projesinde zemin etütlerinin devam ettiğini, 2009 sonunda bitirileceğini ve 4-5 milyar dolarlık bu projenin yapımına başlanacağını kaydetti.
Toplantının öğleden sonraki panel bölümünde, araç muayene istasyonları, taşımacılık mevzuatı, euro normlarına ilişkin değerlendirmeler, hurda araç alımları ve vergi affı gibi konular ele alındı. Panelde söz alan Kara Ulaştırması Genel Müdür Yardımcısı Nesip Kemaloğlu bugüne kadar gelinen süreci anlattı. Ağır tonajın yollara verdiği zararın yanı sıra araç muayene istasyonlarının getirdiği güven konusunun üzerinde durdu. Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Daire Başkanı Mustafa Erdin ise; “Hurda araçların alımında vergi affına ilişkin bir çalışmanın olduğunu ve beklentinin üzerinde bir ödenek ayrılacağı umudunda olduklarını” belirtti. İzmir Gümrük Müdürü Mesut Doğru “Konteyner takip sistemi ile ilgili bir program oluşturulduğu” bilgisini verdi. Dış Ticaret Uzmanı Tuğba Kurtuluş Kara ise; “Dış ticaretteki gelişmelerden, ülkemizin 2008 yılında 131 milyar ihracat kapasitesine ulaştığından” bahsetti ve uluslararası platformlarda dile getirilen vize ve kota sorunlarına değindi. TÜVTURK Genel Müdürü Naci Başerdem ise; “Araç muayene istasyonlarının hedefleri ve çalışmaları konusunda” bilgi verdi.
Panelin sonunda yapılan soru-cevap bölümünün ardından ana sponsor Tırsan ve sektör ana sponsoru Petrol Ofisi’nin yaptığı hediye çekilişi bölümüne geçildi. Heyecan ve merakla beklenen bu bölümde panelistlerin belirlediği şanslı kişiler hediyelerin sahibi oldu.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |