TÜRK İHRACATI VE TAŞIMACILIK SEKTÖRÜ GÖZDEN ÇIKARTILIYOR MU?

Bulgaristan’ın Türk tırlarından geçiş ücreti  olarak 271 Dolar talep etmesi  üzerine UND Yetkilileri; “Bulgaristan Hükümetinin Uluslararası hukuka aykırı olarak ücretli geçişleri başlatması Türk ekonomisine 100 milyon dolar ek maliyet getirmektedir.” görüşünü savunuyor. UND Yönetim Kurulunun yaptığı basın açıklamasında şöyle denildi; “Sektörümüzün uzun süredir karşı karşıya geldiği ve dile getirmeye çalıştığımız sorunlar son olarak Bulgaristan’ın tek taraflı olarak ve hukuka aykırı şekilde geçiş ücreti koymasının ardından iyice katlanılmaz noktaya gelmiş, diğer ifadesiyle bardağı taşıran son damla olmuştur. Şüphesiz bu durum sektörümüzün zaten altında ezilmekte olduğu pek çok sorunla birlikte bizi neredeyse sektörü terk etme noktasına getirmiştir.

Bizler bu sorunlarla mücadele ederken ne yazık ki arkamızda bizlere esas sahip çıkması gereken başta Ulaştırma Bakanlığımız olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşların ilgisinden mahrum kaldığımızı gördük. Öte yandan, bugün başlattığımız eylemin bir nakliye sektörü eylemi olarak algılanması da yanlış olacaktır. Bizler, taşıdığımız yükün aracılarıyız. Bizler için her ek maliyet aslında Türkiye’nin ihracatı, Türkiye’deki yatırımlara; Türk sanayine ve nihayet Türk işçisine vurulan bir darbedir. Bizlerin karşı karşıya kaldığı haksız rekabet fiilleri son analizde sanayi işletmelerinin kapanmasına, Türkiye’nin hak ettiği yatırımları cezp edememesine ve nihayet istihdamın olumsuz etkilenmesine giden bir zincir içerisinde düşünülmek zorundadır. Bugün itibarıyla Bulgaristan’ın geçiş ücreti olarak tahsil etmek istediği 271 Dolar’ın sektörümüze maliyeti yıllık 100 milyon Dolar olarak hesap edilmekteyse de aslında yarattığı etkiler itibarıyla çok daha büyük bir fatura niteliğindedir. Ve Türkiye bu haksızlığı ödemek zorunda olan ülke değildir. Biliyoruz ki, özellikle AB’ne katıldıktan sonra Bulgaristan’ın finanse edilmesinde Avrupa Birliği fonları yetersiz kalmış ve bazı büyük AB ülkeleri bu ülkeyi fonlamak için Türk ulaştırma sektörünü hedef almıştır.

Bizler, ortaya çıkan bu fiili durumun bir taraftan Türkiye’nin katılmaya çalıştığı AB’ne ve AB’nin hukuk sistemine aykırılığını daha önce başlattığımız kotasız Avrupa Eylem Planı çerçevesinde defaten dile getirdik ve gerekli hukuk mücadelesini başlattık. Ancak, ortaya çıkan bu durumun aynı zamanda AB kurallarını da belirleyen Dünya Ticaret Örgütü Anlaşmalarına da aykırılığını net şekilde gerekçelendiriyoruz ve bunun için ayrı bir hukuk mücadelesi daha vermemiz gerektiğinin bilincindeyiz.

Ancak, unutulmaması gerekir ki, her türlü haklı olduğumuz mücadele doğru zamanda, doğru eylemi yapmamanız halinde sizin aleyhinize sonuçlanabilmektedir. Bu noktada, bahsettiğimiz kişi sadece nakliye sektörü değil, Türkiye ekonomisinin bütün aktörleridir. Dolayısıyla, biz bugün Türkiye çapında nakliye sektörü olarak özellikle uluslar arası taşımacıların önderliğinde sınırlı süreli bir Uyarı Eylemi yapıyoruz. Bu çerçevede, belli başlı noktalarda topladığımız ve sektörümüzü darboğaza sürükleyen sorunlarımızın aşılması için başta Hükümetimiz ve Hükümetimizin içinde yer alan Ulaştırma Bakanlığımız olmak üzere bütün ilgilileri ikaz etmeyi hedefliyoruz.

Bu uyarımız, dikkate alınmadığı takdirde yine Temmuz ayı içerisinde süresi belirsiz eylemlerimiz bu kez ikaz etmekle kalmayıp sonuç alıncaya kadar genişleyerek devam edecektir. Bu vesileyle bugün başlattığımız sürecin verebileceği bazı sorunlar nedeniyle halkımızdan peşinen özür dileriz. Ancak, süreci iyi inceleyenler aslında bu eylemin onlar adına yapıldığını da anlayacaklardır.

Başta Hükümetimiz olmak üzere bütün ilgililerden çözümünü beklediğimiz belli başlı sorunlar şu şekildedir:

* 45.000 aracı, 400 bin kişi istihdamı ile 5 milyar dolar yatırımı olan, Türk ihracatının % 53’ünü taşıyan (56 milyar dolar), yıllık olarak 6 milyar dolar döviz girdisi sağlayan biz taşımacılar bugünkü durumu hak etmiyoruz.

Günden güne artan sorunlarla ayakta durma mücadelesi veren taşımacılarımızın faaliyetleri son olarak Bulgaristan’ın tek taraflı ve uluslararası hukuka aykırı bir şekilde geçişlerden araç başına 271 Dolar ( yıllık 100 milyon dolar ) almaya başlaması ile durma noktasına gelmiştir.

1979 tarihli Türkiye Bulgaristan Karayolu Taşımacılık Anlaşmasının tek taraflı iradesi ile fesh  ederek, geçiş belgesi kota engelini başlatıp, daha sonra da ücret uygulamasını başlatan Bulgaristan’ın bu haksız uygulamalarına artık Hükümetimiz tarafından dur denilmesinin zamanı gelmiştir. 27 Mart 2008 tarihinde Başbakanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın Bulgaristan’a yaptığı resmi ziyaret sırasında Bulgar Başbakanına “Yapılanlar uluslararası hukuka, Dünya Ticaret Örgütü’nün GATT anlaşmasına aykırıdır. Gerekirse bu konuyu DTÖ’ye taşıyabiliriz.” Şeklinde ifade etmiş olmasına rağmen uygulama 28 Haziran 2008 tarihinde başlatılmıştır.

Türkiye dış ticareti için alternatif çıkış noktası olan ve Pendik-Trieste RO-RO hattını işleten şirketin, diğer RO-RO şirketlerinin Bulgaristan ile eş zamanlı olarak zam yapması Rekabet Hukuku açısından da düşündürücüdür.

Bir “Lojistik Üs” olarak 2025 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefi olan ülkemizde tüm sektörlerin ve lojistiğin temelini oluşturan uluslararası karayolu taşımacılık sektörünün sorunlarına zamanında ve yeterince sahip çıkılmaması sektörün yok oluş sürecini başlattığı gibi bu hedeflere ulaşmak da olanaksız hale gelecektir.”

		Bulgar Konsolosluğuna Siyah Çelenk Bırakılıyor		BULGARİSTAN TÜRK TIRLARINDAN GEÇİŞ ÜCRETİ İÇİN 271 DOLAR TALEP EDİYOR