BAKANLIK C-2 BELGELİ NAKLİYECİLERE GOL ATTI
Ülkemizde 2001 yılına kadar karayolu nakliyesinin payı %90 civarında idi. Hükümetin diğer taşıma türlerine uyguladığı ayrıcalık ve yatırımlar sonrası bu oran aşağılara düştü..! Bugüne kadar karayoluna yapılan yatırımlar hep firma sahiplerinin kendi öz kaynakları ile gerçekleşmiş, devlet teşvikleri belirli dönemlerde olmuştu..!
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu taslağı hazırlanırken, karayolu yolcu ve yük taşıma sektörünün sivil toplum kuruluş temsilcileri ile birden fazla toplantılar yapıldı..! Ortaya çıkan veriler ile kanun taslağı hazırlandı ve 2003 yılında Karayolu Taşıma Kanunu çıktı. Kanun çıktı ama çıkarken de belgelere verilen isimler, alfabemiz karşılayamaz oldu..! Harflerin yanına eklenen sayılar ile belge isimleri çoğaltıldı. Kanun, yayımlanan yönetmelikler ile düzenlenmeye çalışıldı. Komşumuz Bulgaristan’ın bile 1978 den beri taşıma kanunu var iken, biz 2003 yılında bir kanuna kavuştuk..!
Uluslararası karayolu nakliye firmaları bu kanun kapsamında C-2 yetki belgesi ile yetkilendirildi..! 1 Nisan 2013 tarihi itibari ile de 1975 C-2 yetki belgeli firma bakanlık kayıtlarına göre faaliyetlerine devam etmektedir. Kanun çıktığında geçiş süreçleri ve ertelemeler oldu. C-2 yetki belgeli firmalar, C-2 yetki belgeli firmalara 2010 yılına kadar yük verebiliyor ve ortak taşımalara imza atabiliyorlardı..! Yayınlanan yönetmelikle 2010 yılında bu duruma son verildi. Ancak 2013 yılına kadar herhangi bir yaptırım söz konusu olmadığından firmalar yine kendi aralarında ortak taşımaları gerçekleştirdi.
2013 Mart ayı itibari ile sektöre, bakanlık öyle bir gol attı ki, bu topu kaleden çıkarmak artık çok zor gözüküyor..! C-2 belgeli firmaların, C-2 belgeli firmalara yaptırdığı taşımaları; denetimlerle bir bir tespit etmeye başladı. Ceza tutanakları ise aynı trafik cezaları gibi posta yolu ile adrese teslim gönderilmeye başlandı. Ceza tutanaklarını ellerine alan nakliye firma sahipleri, adeta şok içerisinde..! Çünkü cezalar az da değil..! Her bir ceza makbuzu 2.615 TL ve “yapılan denetimlerde başka firma belgesine kayıtlı araca yük verip, taşıma organizatörlüğü yaptığı tespit edilmiştir” ibaresi yer alarak 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 26’ıncı maddesinin a bendine göre ceza kesildiği ifade ediliyor. 26’ıncı Maddenin a bendinde ne diyor? “ yetki belgesi almadan taşıma işinde faaliyette bulunanlara 2.615 TL ceza kesilir…” diyor. Peki C-2 yetki belgesi değil mi? Bugün birC-2 yetki belgesi alabilmek için belge ücreti olarakbakanlığa 67 bin 727 TL para yatırılıyor. Bu yetiyor mu? Yetmiyor..! En az 300 ton istiap haddine sahip araçlarının olması şart. Yani ciddi bir yatırım gerektiriyor. Belge ve araç alımları ile bu iş bitiyor mu? Bitmiyor..! Bunun gibi bir sürü yatırım yapmak gerekiyor.
Gelelim asıl istenilen R-2 belgesine; yine Nisan ayı itibarı ile 221 adet R-2 belgeli firma bulunuyor. Bu belgenin ücreti ise 338 bin 656 TL’dir. Nakliye firması olmadan organizatörlük yapan yani forwarder hizmeti sunan firmalar bu hizmeti sunamaz. Bakanlık belgeleri alfabe ile sıralar iken asıl işinin sektörü ileriye taşımak olduğunu unutup, galiba bir tüccar gibi davranmaya başladı.
Sektörün sivil toplum kuruluşlarının hazır bulunduğu bir toplantıda konu gündeme getirilmiş ve Müsteşar Yardımcımız Sayın Talat AYDIN, bu konuda geri adım atılmayacağını organizatörlük yapmak isteyen C-2 belgeli firmaların R-2 belgesi alması gerektiğini vurgulamış. Kısacası sektörün kucağına şoför davalarının dışında yeni bir bomba bırakılmış oldu…
Her ne kadar Müsteşar Yardımcımız Sayın Talat AYDIN geri dönüş yok dese de yapılacak tek bir şey var..! O da; birlik ve beraberliktir..! Firmalar güç birliği yapıp, ortak hareket ederlerse bu sorun mutlak ve mutlak çözüme kavuşur. Aksi takdirde firmalar ya sürekli ceza ile karşı karşıya gelecek, ya da bu belgeyi almak zorunda kalacak.