Türkiye’nin teknolojik ve bilimsel çalışmalarına destek amacıyla kurulan firma, Kocaeli Teknopark’ta gelişerek vücut buldu. Türkiye’nin ilk ve yerli dijital takografı ‘Pars DT-101’i geliştiren Pars Ar-Ge, dijital takograf cihazının yanı sıra, veri indirme ve analiz sistemleri sağlayarak, kullanıcılara önemli avantajlar sağlıyor.
Avrupa Tip onayına sahip ilk yerli dijital takograf cihazını üreten Pars Ar-Ge, Türkiye’nin önde gelen firmalarına özgün çözümler ve ürünler geliştirerek hizmet veriyor. Ülkenin hemen hemen her bölgesine ulaştırılan cihaz, kamuoyunda ülke teknolojisine Türk mühendisleri tarafından sunulan büyük bir katkı olarak görülüyor.
Kocaeli Üniversitesi’nde Öğretim Üyeliği görevini de yürüten ve Pars Ar-Ge firmasının kurucusu olan Prof.Dr. Sarp Ertürk, geliştirdikleri yerli dijital takograf, ‘Pars DT-101’ hakkında merak edilen tüm ayrıntıları anlattı. Ertürk, “Uluslararası standartlarda güvenliği sağlayan, yerli ve milli takografı ürettik” dedi.
“3 Odak Noktamız Bulunuyor”
Pars Ar-Ge firması olarak Türkiye’nin ihtiyacı olan teknolojik ürünleri üretmeye ve geliştirmeye çalıştıklarını aktaran Ertürk, “Otomotiv, biyomedikal ve savunma sanayii olmak üzere, 3 tane odak noktamız bulunuyor. Burada hem Türkiye’deki büyük firmalara hizmet veriyoruz, hem de özellikle otomotiv sanayiinde kendi ürünlerimizi üretiyor ve geliştirmelerini yapıyoruz” şeklinde konuştu.
“AETR’ye Tamamen Uygun Üretildi”
Geliştirdikleri dijital takograf, ‘Pars DT-101’ hakkında bilgi veren Ertürk, “Ürettiğimiz cihaz tamamen Avrupa tip onaylı, Avrupa ve ülkemizde de kabul ‘Dijital Takograf Yönetmeliği’ne ve AETR’ye tamamen uygun olarak üretildi. Gerekli olan tüm sertifikasyonlardan geçmiş ve sadece İtalya’nın yaptığı ‘birlikte çalışabilirlik’ sertifikasyonundan geçtikten sonra tip onayını almış durumdayız” dedi.
“Türkiye, Dünyada 4. Ülke Oldu”
Tamamen yerli olarak, Türk mühendisleri tarafından cihazı geliştirdiklerinin altını çizen Ertürk, “Biz bu ürünü çıkarana kadar dünyada sadece 3 tane dijital takograf üreticisi vardı. Türkiye, dünyada 4. ülke oldu. İlk yerli ve milli takograf cihazını çıkarmakla ülkemize teknolojik bir katkı sağladık. Baktığınız zaman çok teknolojik bir ürün. Sürücü kartını okumakta araç hızını hesaplamaya kadar birçok işlemi kendi içerisinde yapabilen bir cihaz olarak dikkat çekiyor” şeklinde ifade etti.
“Biz Üretene Kadar Dışarıya Bağlıydık”
Takograf üreten firma sayısının az olmasının nedeninin çok zahmetli bir iş olmasına bağlayan Ertürk, “Zahmetinden dolayı sayılı üretici ve ülkeyle piyasaya çıkıyor. Biz bu çalışmalara başlayana kadar ülkemizde maalesef dışarıya bağlılık vardı ve bu teknolojiyi çok pahalıya kullanıyorduk. Gerçekten ürünler çok yüksek rakamlara satılıyordu. Bizim sahaya girmemizle beraber, dijital takograf teknolojisini en uyguna kullanan ülke olduk. İleri teknoloji bir cihaz var ve en uygun Türkiye’de kullanılıyor” diye konuştu.
Aynı Anda Birçok İşlemi Gerçekleştiriyor
Takograf cihazının birçok işlemi aynı anda gerçekleştirmesi gerektiğini bildiren Ertürk , “Cihaz bir yandan sürücü kartlarını alıyor ve sürücü sürelerini analiz ediyor. Diğer taraftan araçtan bilgiler alıyor ve bunları yaparken güvenli bir şekilde yapması gerekiyor. Bunlar dışında veri paylaşımı ve indirme gibi olanakları sağlıyor. Ayrıca, ara yüzü sayesinde hız, sürüş süresi ve kilometre bilgisi veriyor” dedi.
“Bütün Satışlarımızı TL Üzerinden Yapıyoruz”
Ürünlerini piyasa sunduktan sonra takograf satış fiyatlarının yarı yarıya düştüğünü belirten Ertürk, sözlerine şöyle devam etti; “Bizim sayemizde yurt dışına muhtaç durumundan çıkıldı. Yabancı firmaları biz istediğimiz fiyata satarız noktasından, yerli ürünlerle rekabet etmeliyiz noktasına getirdik. Şu anda en yakın rakibimizden yüzde 20 daha uygun fiyata satıyoruz. Bizim en büyük avantajımız yerli ve milli ürün olmamız. Cihazımızı ulusal bir ürün olarak benimsiyoruz ve bütün satışlarımızı Türk Lirası üzerinden yapıyoruz. Bu anlamda Türk Lirası üzerinden satış yapan tek firmayız. Herkes döviz üzerinden ürün satışı yaparken, biz Türk Lirası üzerinden satışlarımızı gerçekleştiriyoruz. Fiyatlarımızı böylece sabit tutabiliyoruz.”
“Ürünün Servis Süresi En Fazla 2 gün”
Kendilerinden önce, cihazlarını servise yollayan müşterilerinin en 1 ay beklediğine vurgu yapan Ertürk, “Bizim en büyük avantajımız, ürünün her noktasına hâkim olabilmemiz. Böylece servise gelen tüm ürünlerimize hızlıca dönüş yapabiliyoruz. Bize ürünün gelmesi ve gitmesi arasında sadece 2 günlük bir süre bulunuyor” dedi.
“Türkiye’nin Dört Bir Yanında Çözüm Ortaklarımız Var”
Türkiye’nin her yerinden kullanıcıların kendilerine ulaşabildiklerini ifade eden Ertürk; “Takografları, Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı’nın yetkilendirdiği servisler takabiliyorlar. Onların özel servis kartları var. Bu servislerin bulunduğu her yerde bizim çözüm ortağımız, servisimiz bulunuyor. Aslında Kocaeli’nde olsakta Türkiye’nin dört bir yanında çalıştığımız servislerimiz var. Dolayısıyla Türkiye’nin herhangi bir yerinden cihazımızı alan bir araç, o anda seyahat ediyor olsa da bir sorun halinde, bulunduğu yerdeki servise giderek, çözümü bulabiliyor.”
“Amacımız İnsan Hayatını Kurtarmak”
Konuyla ilgili bakanlıklar ve TOBB ile ortak bir proje üzerinde çalışmalarını sürdürdüklerini dile getiren Ertürk, sözlerini şöyle tamamladı; “TOBB’un Dijital Takograf verilerinin tek bir merkezde toplanarak denetleyici kurumların bu merkezden verileri alarak incelemesini sağlayacak Dijital Takograf Veri İndirme ve Analiz Sistemi Yazılımı ihalesini kazandık. Firmamız ülkemizin bu konudaki önemli bir ihtiyacını da üstlendi. Bizim bu cihazı yapmamızdaki en büyük amaç kaza sayılarını azaltarak, insan hayatını kurtarmak.”