Cindilli, Ford’un birçok rakibinin olduğunu hatırlatarak, “Ford, hikayesi olan bir marka, bir ürün, bir firma ve arkasında defalarca filmlere konu edilmiş, romanlara konu edilmiş, muhteşem hikayesi olan kurucu bir irade var” diyor.
Ama bu ticari merkez olma vasfını çok uzun süre devam ettiremeyecek. Zira artık Ağrı’dan, Van’dan, Rize’den insanlar gelip Erzurum’dan mal almayacaklar gelecekte.
Sektörde, Ford markasını en iyi şekilde temsil eden Erzurum Ford Cindilli bayii, Muammer Cindilli tarafından 1993 yılında Ford Otosan’ın binek araç satış ve servis hizmetlerini yürütmek üzere, Hamle Otomotiv Sanayi Ticaret ve Limited Şirketi unvanıyla kuruldu. 2008 yılında Cindilli Otomotiv Sanayi Ticaret Limited Şirketi olarak, Muammer Cindilli (yüzde 95) ve oğlu Ali Erdem Cindilli (yüzde 5) ortaklığında tescil edildi.
Tortum Yolu üzerinde kurulan Cindilli Ford Trucks tesisi, 350 metrekare satış ve showroom alanı, 440 metrekare servis, 180 metrekare yedek parça ve toplamda 1060 metrekarelik alanı ile 2015 Temmuz verilerine göre, Erzurum’daki pazar payı yüzde 29, bölgedeki pazar payı ise yüzde 18,5 seviyesinde. Birçok ödüle ve başarıya da imza atan Ford Cindilli Otomotiv, 2003 yılında servis müşteri memnuniyeti üstün başarı ödülünü, 2007 ve 2009 yıllarında gelir vergisi Erzurum 3’üncülüğü, 2010 yılında 9. Kez liderlik yolunda üstün performans sebebi ile teşekkür belgesi ödüllerinin yanında ayrıca, 2011 yılında kurumlar vergisi Erzurum 7’inciliği, 2011 yılında ‘Ülkem İçin’ sosyal sorumluluk projesi kapsamında yürütülen ‘Kan bağışı kampanyasında en büyük kan bağışı kazanımı teşekkür belgesi, 2012 yılında 11’inci kez liderlik yolunda üstün performans sebebiyle teşekkür belgesi, 2013 yılında ‘Ülkem İçin Engel Tanımıyorum’ projesi kapsamında Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü özürlü çocuklar için Custom araç hibesi ve Erzurum ilinde, Türk Silahlı Kuvvetleri Mehmetçik Vakfı, Polis Meslek Yüksek Okulu, Erzurumlu Şehit Aileleri Yardım Vakfı, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı’ na bağlı yeni kurulan ilk ve orta öğretim okullarına yapılan yardımlar nedeniyle takdir belgesi gibi ödüllere layık görüldü.
Üç erkek çocuğu olan Muammer Cindilli, Otomotiv bayiliği dışında başka bir iştiraki bulunmamasının yanında, aynı zamanda Doğu Anadolu Sanayici ve İş Adamları Derneği’nde İstişare Kurulu Başkanlığı görevini yürütüyor.
Yerli Malı Yurdun Malı, Her Türk Onu Kullanmalı
Otomotiv sektörüne girdiklerinde Ağır vasıta araçları satmadıklarını belirten Cindilli, ağır vasıta satılarına şimdiki yerlerine geldiklerinde başladıklarını söylüyor. Cindilli, “Ağır vasıta Ford’un ehemmiyetli bir ürünü. Bizim neslimiz ‘Yerli malı yurdun malı her Türk onu kullanmalı’ diye yerli malı haftalarını kutlayarak büyüdü. Bize ait olan her şey mübarekti, mukaddesti, değerliydi… Bu küresel mantalite, küresel yönelim insanları bize ait değerlerden belki uzaklaştırdı. Biz dünyaya bir şeyler satmaya başladık ama duygu planında da birçok şey aldık. Otomotivde Türkiye’de bizim emeğimiz, bizim alın terimiz, bizim sermayemizle yani Türkiye’ye mahsus değerler üreterek belli bir yere vardık. Artık bu sektörde Türkiye’nin sattığı aldığından daha fazla; ama ağır vasıtada Ford, anonsu kendisinden güçlü olması gereken bir ürün ortaya koydu. İsmi küresel bir isim. Ancak her şeyiyle bu coğrafyanın bu insanın malı. Biz yurtiçinde müthiş bir pazar payı elde ettiğimiz zaman bizim değerimiz, bizim yollarımızda diyorduk ama birkaç yıldan beri Türkiye’nin evladı olan Türkiye’nin ürünü olan Ford’un uluslararası yollarda, yabancı plakalarla dolaştığını görüyor olmak müthiş bir milli haz veriyor” diyor.
Akıl Kirası Ödemeden Değer Üretmek
Milli haz noktasında bunun bir ‘Vatan, Millet, Sakarya gibi hamasi bir tatmin olmadığını anlatan Cindilli, bunun aynı zamanda Türkiye’nin dış ticaret açığının lehine bir süreç yönetimine girmesi açısından ilk defa yabancı akıllara kira ödemeden değer üretmek bakımından çok önemli olduğunu belirtiyor. Cindilli, “Dolayısıyla Ford Trucks bir ürün, makine, motor olmaktan çok Erzurum’un cağ kebabı, kadayıf dolması ve Oltu taşı tespihi gibi Türkiye’nin Türklere ait değerleri alt alta sıralansa, Ford’da sıralamanın ehemmiyetli bir noktasında yer alır.Fiyat yönünden, kalite yönünden ve her yönden” diyor.
Dünyada Otomotivin Öncüsü Ford
Dünyadaki bütün ilklerin, Ford tarafından hediye edildiğini, Ford’un dünyada otomotivin öncüsü olduğunu vurgulayan Cindilli, Ford’un hikayesi olan bir marka, bir ürün, bir firma ve arkasında defalarca filmlere konu edilmiş, romanlara konu edilmiş, muhteşem hikayesi olan kurucu bir irade olduğunu belirtiyor. Cindilli, “Bu kurucu iradenin Türkiye’de Vehbi Koç ile yakınlaşma kurması da aslında sadece ticari bir birliktelik değil, aynı zamanda bir duygudaşlık. Çünkü Ford’un kurucuları uzunca bir süre para ile para kazanmayı, Osmanlıca tabirle kerih kabul etmiş. Kerih, yani makbul olmayan bir iş olarak görülmüş. Ford’un kurucusu, sürekli iş alanları açıp yeni insanlara ekmek kapısı sunmak gibi bir yönü var. Türkiye’de de Koç Grubu’nun böyle bir yanı var. Koç Grubu gerektiğinde bütün mal varlığını riske ederek yeni sanayi yatırımlarına girmiş. Türkiye’deki toplam ihracatın çok önemli bir bölümünü Koç Grubu’nun karşılaması tesadüf değil. Verginin büyük bir bölümünün Koç Grubu tarafından ödenmesi tesadüf değil. Taşrada da bu manada Koç Grubu ile birlikte hareket eden, bu aileye dahil olmaya çalışan bayilerin servislerinin bariz özelliği iş üreterek, istihdam yaratarak mutlu olmaları, vergi ödeyerek başı dik yürümeleri ve bu manada toplam kalite üretiyor Ford Bayileri, Ford Fabrikası çalışanları” diye konuşuyor.
Yarını Bugünden Daha İyi Görüyoruz
“Ford Trucks uzun yolculuğun daha başında ve müthiş bütçeler ayırıyor” diyen Cindilli, “Bütçenin büyük bir kısmının Ar-Ge’ye yani mühendislik hizmetlerine ayrılıyor olması bizim gelecek satın almamızı ifade ediyor. Yani Ford, tercihini şu şekilde kullansa: 2016-2017 yıllarını bütçelendirirken tamamen rekabetçi bir fiyata odaklanarak Ar-Ge’ye ve mühendislik çalışmalarına ehemmiyet vermese biz belki bu yılları pazar lideri olarak kurtarırız; ancak geleceği satın almakta tembel davranmış oluruz. Yani bu işe yatırım yapmamızın, çocuklarımızı yönlendirmemizin çok önemli sebebi yarını bugünden daha iyi görüyor olmamız” diye belirtiyor.
Bölgenin Gelişmişlik Düzeyi Sektörü Etkiliyor
Türkiye’de bölgelerarası gelişmişlik bakımından en geri olan bölgenin yüksek bir merkezinde yer aldıklarını söyleyen Cindilli, Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi ve Doğu Karadeniz Bölgelerinin de gelişmişlik bakımından, fert başına düşen milli gelir bakımından, okullaşma oranı bakımından birçok insani kriter bakımından Türkiye ortalamasının altında olduğunu ifade ediyor. Buradaki coğrafi zorluklar, asayiş bozuklukları ve birçok gelişmişlik kriterinin ortalamanın çok altında olması elbette bizi de etkiliyor. Türkiye’de üretim merkezleri bu bölgede değil! Fabrikalar, sanayi tesisleri ve hatta kamu yatırımları Türkiye’de rasyonel bir şekilde dağıtılmamış. Hakkaniyte uygun hareket edilmemiş. Dolayısıyla burada ağır ticari işten ekmek kazanan insanların işi Türkiye’deki diğer bölgelerde yapanlara göre daha zor.
Kiralama Yöntemi Şehirleri Olumsuz Etkiliyor
Cindilli, “Son 10 yılda hızla artan ve birkaç yıldır ağır vasıtada da kendisini hissettiren kiralama yönteminin bölgeyi ve Türkiye’deki ortalama gelişmişlik düzeyinin altında olan her şehri olumsuz etkiliyor. Diyelim ki eskiden vatandaş araç alırdı, baba oğul, biri muavinlik birisi şoförlük yapardı. Hem aracın taksitini kazanır, hem de evlerine ekmek götürürlerdi. Ama son yıllarda artık bu işler 50, 200, 500 adetlik büyük filolarla yapılıyor ve o filoları kesinlikle taşra bayileri veremiyor. Ya merkezden temin ediyor, yahut büyük firmalar merkezlerle bu işi görüyorlar.”
Erzurum’a Ticaretin Egzozu Kalacak
“Türk edebiyatının gelmiş geçmiş en büyük kalemi, zirvesi Ahmet Hamdi Tanpınar beş şehir adlı kitabında Erzurum’u da anlatıyor” diyen Cindilli, “Tanpınar ta o yıllarda diyor ki; ‘Erzurum, bölgesini besleyen ve beslenen bir ticari merkez. Ama bu ticari merkez olma vasfını çok uzun süre devam ettiremeyecek. Zira artık Ağrı’dan, Van’dan, Rize’den insanlar gelip Erzurum’dan mal almayacaklar gelecekte. Kamyonlar icat edildi. Artık üretim merkezleri direkt tüketicilere bu kamyonlarla malı götürecekler ve Erzurum’a bu ticaretin egzozu kalacak eğer kendini yenilemezse.’ Bu tespit yapılalı 60 yıldan fazla oldu. Ama bir edebiyatçının tespitini şehir aydınları, şehir önderleri veya ülke aydınları, ülke önderleri bir hakkaniyet ölçütünde değerlendirememişler. Satışlar giderek büyük merkezlerden gerçekleşiyor. Ancak bakım, onarım veya yol yardımı bu merkezlerden olmak gibi bir hizmet açısından katkı veriyorsunuz ama netice itibariyle, karın bölüşülmesi noktasında Türkiye’de bir menfi durum giderek oluşuyor. Ama yine de bu noktada şunu söylemek mümkün en ileri hakkaniyet ölçütlerini de hayata geçirmeye çalışan bizim firmamızdır diyebilirim. Yani Ford bu noktada ticareti sadece vahşi kapitalizmin ilkelerine göre değil, bu coğrafyanın ruhuna uygun bir hakkaniyet noktasında da sentezleyebiliyor” diye konuşuyor.
Burada Büyük Sanayi Merkezleri Yok
Cindilli, bölgede bulunan ve otomotiv işi ile uğraşan firmaların, pazar paylarını yükseltmeyi ve satışlardan azami istifadeyi sağlamayı hedeflediği ancak bölgede büyük sanayi merkezlerinin olmadığını, buna bağlı olarak da taşıma işinin burada zayıf olduğunu belirtiyor. Cindilli, “Taşıma sanayinin olduğu yerden tüketimin olduğu yere doğru olur. Tüketimin olduğu yerden de bir takım ara mamuller buradaki sanayi merkezlerine gelir. Yani Türkiye’deki toplam sanayiyi göz önüne aldığınızda Erzurum Türkiye’nin nüfusunun yüzde 1’inin yaşadığı bir yer ancak sanayi burada yüzde 1 bile değil. Dolayısıyla bu iş burada çok kolay değil” şeklinde konuşuyor.
Müesseseler İhtiyaçtan Doğar
Müesseselerin ihtiyaçtan doğacağını aktaran Cindilli şunları söylüyor: “Bölgedeki odalar, sivil toplum örgütleri, kafasını bu işe yoranlar çözüm odaklı akıl sergileyenler bunu söylüyorlar ama artık bu işler bir milli mesuliyet ya da sosyal sorumluluktan çok ne kadar ekmek o kadar köfte işine dayandığı için özlenen şeyler birden bire hayata geçemiyor. Ama hepten yok da değil. Mesela şu anda Türkiye’nin en kaliteli suları burada… Birkaç yıldır Türkiye’nin batısına Erzurum’dan su gidiyor. Çünkü burası aynı zamanda Fırat’ın doğduğu yer. Birkaç büyük nehir buradan doğuyor. İleride belki devlet yeterince nakliye teşvikleri oluşturduğunda dağlardaki kaliteli granit kaynakları da değerlendirilebilir. Çünkü Batıda taş varlığı işletmek açısından da çok zor. Belki tabii kaynaklarını kullanacak, belki işleyerek ve satarak, bizim markamızın yarınının bugününden iyi olacağına dair kuvvetli inancımız olduğu gibi bölgenin de yarınki iş potansiyelinin bugünden iyi olacağı gibi öngörülerimiz var.”
Ticaret Kar İçin Olduğu Kadar Ar İçindir
Kendilerini emsallerinden ayırması gereken, farklı kılan ne gibi hedefleri olması gerektiği üzerine kafa yorduklarını anlatan Cindilli, “Mesela bir slogan belirledik, ‘Ticaret kar için olduğu kadar ar içindir de’. Yani bu ardan kasıt moral ve değerlerdir. Helal haram olgusuna dikkat etmektir. Mesuliyetleriniz sadece devlete karşı, vergi dairesine karşı, sigortaya karşı değil aynı zamanda işte bu coğrafyadaki çiçeklere karşı da, böceklere karşı da insana karşı da... Para kazanabilirsiniz de ama Türkiye ortalamasının, yaşadığınız kentin ortalamasının üzerinde bir israf, bir gösteriş yapamazsınız. Bunu yapmayınca da insanların içini milli mesuliyet projeleri gıdıklar. Yani kendinizden daha varlıklı kesimlere göz atıp kıskançlığa kapılacağınıza hayatın sizin kadar maddi değer bahşetmediği insanlara bakıp kendini ona borçlu hissetmek. Sadece ona değil dediğim gibi tabiata karşıda borçlu hissetmek” diyor.
Ford Trucks Etkinlikleri Hız Kesmiyor
Ford markasının kendilerini bazen zor duruma sokan (!) ‘Ford’da beklediğinizden fazlasını bulacaksınız’ şeklinde bir slogan ortaya attığını anlatarak, “Dolayısıyla biz müşterimize ne kadar hizmet etsek de müşteriye peşinen demişiz ya; ‘Ne bekliyorsan fazlası’ fazlalığın sınırı yok diyor. Dolaysıyla bizim merkezi organizasyonumuz bu noktada sürekli kendisini hatırlatıyor. Yani müşteriye de Türkiye’ye değer katan herkese ‘Biz buradayız’ diyor. Bazen ‘Servis günleri’ adı altında, bazen de spor karşılaşmalarının sponsoru olarak diyor. ‘Ülkem için engel tanımıyorum’ diyor ve Kan vermenin ne büyük ibadet olduğunu hatırlatmaya çalışıyor” diye belirtiyor.
Haksız Rekabete Göz Yumuluyor
Devletin sürekli kontrol edilenlere karşı kendisini hissettirdiğini aktaran Cindilli, ruhsatsız iş yerlerinde bir kuruşluk fatura kesilmeden yedek parça alınıp satıldığını, kendilerinin 100 liraya faturalı ürünü müşterinin 95 liraya aldığını ve kendilerini suçladığından dert yanarak, o iş yerlerinin vergi vermediğini, KDV olmadığını, sigortalı çalışanlarının olmadığını ve hatta malın girişinin ahlaklı olmadığını ifade ediyor.
Cindilli sözlerine şu şeklide devam ediyor: “Pert olan aracın gelişmiş tüm ülkelerde imha edilmesi gerekiyor. Bizde pert araçlar trafiğe de girer, parçası da sökülüp satılır. Yani biz vergi verenler sigorta verenler piyasada haksız bir algıyla da mücadele etmek zorundayız. İşte mücadele etmenin yollarından bir tanesi bu haksız rekabeti kim göz yumuyorsa Allah ıslah etsin demek. Onlara vazifelerini hatırlatmanın yanında ve arkadaş gel verdiğiniz parada helal, aldığınız hizmette kaliteli, garanti veriyoruz bu parçaya işte yasanın öngördüğü garantinin dışında ahlaklı garantiler veriyoruz. Çayını kahveni iç bilgisayar oyna, yemeğini ye burada 100 liraya bu hizmet var. Senin 95 lira zannettiğin hizmet ya bir hırsızlık malının pazarlanmasıdır. Ya sigortaların pert ettiği aracın ikinci defa ekonomiye ahlaksız bir şekilde sokulmasıdır ya nadir parça diye Türkiye’de yutturulan dış görünüşü aynı iç kalitesi çok farklı… Can taşıyorsunuz neticede, kendi canınızı taşıyorsunuz. Yani bu 5 liraya satın aldığınız potansiyel bir tehlikedir. İşte bunu da biraz hatırlatmak bakımından eğlenmek tanışmak kaynaşmak açısından Ford’un zaman zaman ‘Biz buradayız’ dediği işlerden birisi bugün Erzurum’da. Gelirken baktım ilgi var. Öğleden sonra daha da ilgi artar. Yarın daha da fazla olur. Bizim yaptığımız işler toprağa tohum atmaktır. Birazda toprağın kabiliyeti, yağmurun yağması, güneşin açmasıdır sonuç. Bizimki tohum atmak tarlayı sürmek…”
Planlamaları Bayilerimizle Birlikte Yapıyoruz
Cindilli Otomotiv olarak pazarlama için ayırdıkları bütçenin bir kısmını bayilerinin lendi bölgelerinde yapacakları faaliyetleri desteklemek için ayırdıklarını söyleyen Muammer Cindilli, bayilerinin kendi bölgesel dinamiklerini çok daha iyi tanıdıklarını, dolayısıyla da onlara hitap edecek her türlü faaliyeti, destek faaliyetini bayileri ile birlikte yapmanın ve planlamanın en önemli önceliklerinden birisi olduğunu vurguluyor.
Doğu Anadolu Hak Ettiği Yerde Değil
Cindilli, Doğu Anadolu Bölgesi’nin hak ettiği yerde olmadığını ifade ederek, bölgede ciddi bir potansiyel olduğunu söyledi. Cindilli, “Biz bir tohum atıyoruz ve onun gelişeceğine inanıyoruz, bütün beklentimizde bu bölgenin önümüzdeki dönemlerde hak ettiği yere gelmesi ve bizimde bundan maksimum ölçüde faydalanmamız” diyor.
“Bizim için müşteri yok, çalışma arkadaşı var!”
Türkiye genelinde Ford Trucks bayilerinde gerçekleştirilmekte olan “servis Günleri” etkinliği çerçevesinde Erzurum Cindilli Ford Trucks’da bulunan Ford yetkililerinden Ford Trucks Pazarlama, Strateji ve Ürün Planlama Müdürü Armağan Hazar çalışma hakkında bizi bilgilendirdi.
“İş ortaklarımıza her bütçeye uygun servis imkânları sağlıyoruz!”
“Biz de müşteri tanımı yoktur, çalışma arkadaşlarımız vardır.” diye belirten Hazar, Servis Günleri’nin amacının çalışma arkadaşlarıyla bir araya gelmek olduğuna değiniyor. “Ürünü tasarlarken de ürünü tasarladıktan sonraki hizmetlerimizde de, her zaman iş ortaklarımızın taleplerini önceliğimiz olarak belirliyoruz. Bu tip etkinlikler düzenleyerek de, yeni açılan, birbirinden güzel 4S plazalarımızda misafirlerimizi ağırlıyor, her bütçeye uygun servislerimizden faydalanmalarını sağlıyor, araçlarına ücretsiz check-up hizmeti veriyor ve ‘Ford Sürüş Akademisi’ kapsamında kısa bir eğitimle güvenli sürüşe dair bilgilendirmeler yapıyoruz. Misafirimiz olarak hem keyifli bir gün geçiriyorlar, hem de birçok fırsattan yararlanıyorlar.” diyen Hazar, son derece olumlu geri dönüşler aldıklarını da sözlerine ekliyor.
“Ford bayilerine yakın bir markadır.”
Türkiye’deki bölgesel farklılıkları asla göz ardı etmediklerini ve her bölgeye ayrı yatırım planladıklarını söyleyen Hazar; “ Pazarlama olarak ayırdığımız bütçenin bir kısmı, bayilerimizin kendi bölgelerinde yapacakları faaliyetleri desteklemek amacıyla planlanıyor. Bayilerimiz kendi bölgesel dinamiklerini çok iyi tanıyorlar. Dolayısıyla biz de merkez olarak onları, her türlü aktivite, pazarlama, destek faaliyeti vs. alanında yanlarında oluyor, planlamalarımızı yapıyor ve bu aktiviteleri hayata geçirmeyi en önemli misyonlarımızdan biri olarak belirliyoruz.” şeklinde Ford’un bayilerine yakın duruşunu vurguluyor.
“Doğu Anadolu’dan maksimum faydayı sağlayacağız!”
Erzurum ve çevre illerin hak ettiği yerde olmadığını düşündüğünü belirten Hazar, buradaki ciddi potansiyelin göz ardı edilmemesi görüşünde olduğunu belirtiyor; “Bu potansiyeli değerlendirebilmek adına biz tohumlarımızı atıyoruz. Bu tohumların gelişeceğine dair inancımız tam. Bu bölgenin önümüzdeki dönemlerde hak ettiği yerlere gelmesi için sonuna kadar çalışacağız ve maksimum faydayı sağlayacağız!”
Nuray Pekcan Soruyor…
Servis günleri kapsamında deneyimli eğitmenler tarafından şoförlere yönelik özel video gösterimli ve simülasyonlu eğitimler veriliyor. Bu eğitimlerin bir bölümüne bizler de eşlik ettik.
“İnsanlar hayatlarıyla kumar oynuyor!”
Ford Trucks ‘Güvenli Sürüş Eğitimleri’ sürüş ve yaya güvenliği açısından büyük bir öneme sahip. Eğitimde, şoförler bilgilendirilirken, aynı zamanda yaşanmış gerçek kazalar ile de dikkatleri çekiliyor. Son derece etkili olan bu eğitimlerden sonra birçok şoför yanlış yaptıklarını bildikleri ancak her daim tekrarladıkları hataları artık tekrarlamamaya kararlı. Eğitimden sonra bir de simülasyon ile şoförlere olası bir trafik kazasında emniyet kemerinin önemi aktarılıyor. Dergimizin Genel Yayın Yönetmeni ve İmtiyaz Sahibi Nuray Pekcan’ın Güvenli Sürüş Eğitmeni ve emektar şoförlerle yaptığı söyleşi de ise ortaya şu sonuç çıkıyor; “İnsanlar hayatlarıyla kumar oynuyor!”
Emniyet kemerinin öneminin farkında değiliz!
Güvenli sürüş eğitimini kendine misyon edinmiş eğitmenimiz bizi verdiği eğitimlerle ilgili bilgilendiriyor; “Bu eğitimlerde ağır vasıta sürücülerinin yaşadığı riskleri birebir göstererek anlatmaya çalışıyoruz. Emniyet kemerinin önemi, gece sürüşünün tehlikeleri, yorgunlukla mücadele eğitimi, sürüş, çalışma süreleri ve yasal mevzuatlar hakkında bilgiler veriyoruz. Emniyet kemeri ile ilgili videolarımızı bizzat gösteriyoruz. Türkiye’de emniyet kemeri takma oranlarının ne kadar düşük olduğunu, emniyet kemeri kültürü açısından ne kadar geride olduğumuzu anlatıyoruz.”.
“Eğitimler genele yayılmalı..”
Eğitimi bitiren birçok şoför, ilk eğitimin vermiş olduğu heyecan ve izledikleri kazaların şaşkınlığıyla tarifsiz bir ruh haliyle çıkıyorlar eğitimden. “Bu işin sıkıntısı, stresi, hasreti derken kendimizden vazgeçiyormuşuz da haberimiz yokmuş” diyor içlerinden biri. Bir diğeri ekliyor; “Bilmediğimiz şeyler değil aslında. Ama unuttuklarımızı hatırladık bu eğitimlerle. Mesela ben hiç emniyet kemeri takmazdım ama bundan sonra takacağım!”.
Şoförlerin hepsi ise bir konuda ortak bir fikre sahip; “Bu eğitimler temelden verilmeli, gelecek nesillere bir faydamız olmalı. Eğitimler genele yayılmalı!”
“Ne Ford Ne Cindilli, ikisi de bizi yarı yolda bırakmıyor!”
Emektar şoförler Ford’dan memnun; “Mükemmel bir araç!” diyen de var; “Ford’dan başkasına binmem!” diyen de…
“Peki ya Cindilli?” diye soru yönelttiğimiz şoför dostlarımız hiç düşünmeden yanıtlıyor; “Cindilli servisinde yetkili amirler olsun, personel olsun herkes birebir bizimle ilgileniyor. Ford gibi Cindilli de bizi yarı yolda bırakmıyor!”