Bilindiği gibi bu lojistik koridorlar; doğuyu batıya kuzeyi güneye bağlarken birçok farklı ülke topraklarını da aşarak tamamlanabiliyor.

Ancak son yıllarda, dünyanın özellikle en önemli koridorları üzerinde yaşanan siyası çalkantılar, büyük ölçekli savaşlar bu güzergâhların etkin bir şekilde kullanımına izin vermiyor.

Türkiye’nin de içinde bulunduğu bazı lojistik koridorların işlevini son olaylardan sonra büyük ölçüde yitirdiğini görmekteyiz. Her ne kadar Türkiye jeopolitik konumu nedeniyle bu bağlamda büyük avantajlara sahip olsa da ilgili bazı ülkelerin içinde bulunduğu olumsuz şartlar ülkemize beklenen faydayı engeller durumda.

Ancak Cumhurbaşkanı önderliğinde gündeme sokulan “Kalkınma Yolu” projesi doğuyu batıya bağlayan ve işlerliği en olası görünen bir alternatif olma yolunda ilerliyor. Uzakdoğu ürünlerinin Avrupa’ya en kısa zamanda, düşük lojistik maliyetlerle ve daha güvenli bir şekilde taşınmasını sağlayan bu projede Türkiye ve Irak başrolü üstlenmiş durumda. Bu proje kapsamında ayrıca Katar ve BAE bulunmakta. Değerli hocamız Prof. Birol Erkan’ın da yazısında belirttiği gibi; bu sayede Uzakdoğu ile Avrupa yeni bir kanalla, Basra Körfezi’nden bağlanmış olacak. Basra Körfezini aşan mallar kara ve demiryolu ile Türkiye’ye üzerinden Avrupa’ya taşınmış olacak. Irak’ta yapımı süren ve 2025 yılında tamamlanması planlanan, Ortadoğu’nun en büyüğü olacak Fav Limanı bu projede önemli bir geçiş teşkil ediyor. “Kalkınma Yolu” projesi ile birlikte Çin’den Londra’ya gerçekleştirilecek ticaret Hint Koridoru’na (Güney Koridor) göre 10, Ümit Burnu güzergahına göre 20 gün daha kısa sürede gerçekleşecek.

Bu arada devlet kurumları nezdinde ilgili ülkelerin heyetleri ile görüşmeler devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde Kalkınma Yolu Projesi 1. Bakanlar Konseyi Toplantısı Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu başkanlığında yapıldı. Bakan toplantı sonrası yaptığı açıklamada; Irak, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar ile birlikte projeyi etraflıca değerlendirdiklerini kaydetti. “Kalkınma Yolu Projesi sadece bu dört ülke için değil hem bölge coğrafyası için hem de küresel tedarik zincirleri açısından çok önemli bir projedir.” dedi.

Bu önemli proje dergimizin ana konusu. Gündemdeki bu konuya ilişkin gelişmeleri ve değerli hocamızın yazısını dergimizin içeriğinde bulabilirsiniz.

İyi okumalar