Geleceğin deprem politikası hakkında da konuşan İmrak, “İnsanlık söz konusu olduğunda sektör olarak hiçbir ticari rakamı da önemsemediğimizi ortaya koyduk. Gerek şirket olarak gerek sektör STK’ları olarak böyle hareket ettik” dedi. İmrak, Afet Bakanlığı kurulması gerektiğini de kaydederek, lojistik sektörünün paydaş olma konusunda üzerine düşeni yapabilecek durumda olduğunu vurguladı.
“Söz Verdiğimiz İşler Harici Ticari Faaliyetlerimizi Askıya Aldık”
Sürecin başlangıcı ve devamıyla ilgili olarak konuşarak sözlerine başlayan İmrak; “Depremin yaşandığı 6 Şubat günü Mersin’deydim. Doğrusu büyük bir sarsıntıydı. İlk başlarda felaketin büyüklüğü hakkında tabii ki fikrimiz yoktu. Depremin yaygınlığı, etki alanı hakkında bilgi aldıkça yerimizde duramaz olduk. Şirket olarak söz vermiş olduğumuz işleri saymazsak ticari faaliyetlerimizi askıya aldık. Mersin, depremin yaşandığı illere çok yakındı ve büyük şans bu illere giden yolların bazıları depremden zarar görmemişti. Bu anlamda ilk elden lazım olabilecek çadır, battaniye, uyku tulumu, gıda gibi ürünleri hızla toplayarak araçlarımıza yükledik. Ulaşılabilecek illere doğru yola çıkardık.” dedi.
“Depremin Boyutu Televizyon Ekranlarına Sığamayacak Kadar Büyük”
“Depremin Büyüklüğü, Yaygınlığı En Büyük Zorluktu”
“Çok konuşuldu ama tekrar etmekte fayda var: Depremin boyutu televizyon ekranlarına, fotoğraf karelerine, yazılı metinlere sığamayacak kadar büyük. Sadece ülkemizi değil ülkeleri ve komşularımızı etkileyen bir depremden söz ediyoruz.” diyerek sözlerine devam eden İmrak ekledi; “Doğal afet, savaş gibi durumlarda bölgeye ilk olarak komşu iller veya ülkeler yardıma gider. Deprem iller arası ulaşımı dahi zora sokacak büyüklükteydi. O nedenle biz de ne yapacağımızı şaşırdık ama boş da durmadık. Sürekli yollarda olan ve her bölgede her an bir aracı olan bir sektörden olunca iletişim kurma şansımız daha fazla oldu. Ama genel olarak depremin büyüklüğü, yaygınlığı en büyük zorluktu.”
“Bir Şey Beklemenin Değil, Yapmanın Zamanıdır”
“Geniş Ölçekte Bir Afet Politikasının İçinde, Sektörümüzün Nasıl Yer Alacağı ile İlgili Somut Bir Plan Görmedik”
“Deprem, ne kadar hayati bir sektör olduğumuzu bir kez daha ortaya koydu.” Şeklinde konuşan İmrak bunun pandemi döneminde de çok net görülen bir durum olduğunun altını çizdi ve devam etti; “Depremden bu yana geçen dönemde şirketimiz ve meslektaşlarımız adına şunu söyleyebilirim ki biz ülkemizin yaşadığı bu durum karşısında tereddütsüz tüm imkanlarımızı seferber ettik. Devletten herhangi bir beklenti içinde olmadık. Kaldı ki bir şey beklemenin değil, yapmanın zamanıdır. Ama geniş ölçekte bir afet politikasının içinde lojistik sektörünün nasıl yer alacağı ile ilgili somut bir plan gördüğümüzü söylemek mümkün değil.”
Depremin ilk günlerindeki seferberlik halinin görece durulduğunu belirten İmrak; “Artık devletin elindeki imkanları iş dünyası, STK’lar ve diğer paydaşlarla değerlendirip bir plan yapmasının zamanıdır.” diyerek devam etti.
“Afet Bakanlığı Kurulması Türkiye Cumhuriyeti İçin Bir Şarttır”
“İnsanlık Söz Konusu Olduğunda Sektör Olarak Hiçbir Ticari Rakamı Önemsemediğimizi Ortaya Koyduk”
“Ülkemizin bir deprem bölgesi olduğunu görelim ve artık bu gerçeğe göre hareket edelim. Afet Bakanlığı Türkiye Cumhuriyet için şart. Sadece enkaz kaldıran değil geleceği deprem gerçeğine göre kuran, şehirleri buna göre inşa eden bir afet politikasına ihtiyaç var. Lojistik sektörü bu politikanın bir paydaşı olmalı.” şeklinde konuşan İmrak; “Biz yasa yapıcı değiliz ama bu konuda ne şekilde dahil edileceksek üzerimize düşeni yaparız. Tabii bu konuda sektörden destek alacak uygulamalar, sektöre destek verilmesini de şart kılar. Şunun da altını çizelim. İnsanlık söz konusu olduğunda sektör olarak hiçbir ticari rakamı da önemsemediğimizi ortaya koyduk. Gerek şirket olarak gerek sektör STK’ları olarak böyle hareket ettik.” dedi.
“Devletin Bazı Zorunluluklar Getirmesi Şart”
“Lojistik Sektörü Olarak Bizim de Depreme Hazırlıklı Olmamız Lazım”
“Devlet elbette bir politika ortaya koymalı. Bir yol izlemeli.” diyen İmrak devam etti; “Ancak, lojistik sektörü olarak bizlerin de her an depreme hazırlıklı olmamız lazım. Personel eğitimimizden tutalım da yerleşkelerimizdeki birimlerimize varana kadar her ayrıntıyı düşünmeliyiz. Devletin de bazı zorunluluklar getirmesi şart. Bakın, bu tür felaketler istenmez ama yaşandığında da toplumlar ve devletler için önemli deneyimlerdir. Biz bu depremleri yaşayacağız ama bu kadar kaybı ve acıyı bir daha yaşamamalıyız.”
“Depremin Varlığını Hayatımızın Bir Parçası Haline Getirmeliyiz”
“Deprem çok büyük bir alanda yaşandı. Yetkililer 13 buçuk milyon insanımızın etkilendiğini söylüyor. Suriye’de yaşanan felaketi de eklersek bu bölgesel bir yıkımdır. Bununla beraber deprem ve diğer doğal afetlerle ilgili uygulamaların eksikliği, yanlışlığı ortadadır. Örneğin bir şehirlerin tarım alanlarına kurulamayacağını tekrar etmeye gerek var mı?” diyen İmrak sözlerini şu şekilde bitirdi; “Depremin varlığını hayatımızın bir parçası haline getirmeliyiz. İlkokullardan başlayarak bu alanda eğitimler verilmeli. Her evde, her işletmede ve kamusal alanda eksiksiz bir şekilde deprem ile ilgili hazırlıklar yapılmalı. Her kentin deprem buluşma alanları gözden geçirilmeli. Üzgünüz ve tüm ülkemizin başı sağ olsun."
Öykü İmset
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |
|
|
|
||||||||||||||||||||
|
|
|
||||||||||||||||||||
|
|
|
||||||||||||||||||||