SELAMİ KILIÇ: Nakliyeci. 1980’den beri bu işi yaptığını ifade eden Kılıç işe ilk başladığı dönemle günümüzü kıyaslıyor ve şunları söylüyor; “Bu işe ilk başladığımızda kurumsallaşmamış, karmaşık bir işti. Yavaş yavaş belli bir düzene oturarak kurumsallaştı.”
Meslekteki sıkıntılarına yönelik ise Kılıç; “Ulaştırma Bakanlığı verdiği belgeleri kontrol etmiyor; belgelerin peşine düşmüyor. Biz haksızlığa uğruyoruz. Bazıları fatura kesiyor; ancak yetki belgesi yok. Aldıkları komisyon bizden fazla. Maliye Bakanlığı ben bu işe karışmam diyor; ne olacak bu işin sonu? Bazılarının yetki belgesi, trafik sigortası yok; ama benim gibi şartları yerine getirenle aynı statüde çalışıyor. Nasıl olacak? Otobüslerde zorunlu koltuk sigortası var; bunu kamyoncular için de uygulasınlar. Nakliyeye de zorunlu sigorta getirilsin. Balık baştan kokuyor. İyi niyetli kamyoncuya zararı dokunuyor. Örneğin; adam Konya’dan gelmiş; burada yük alıyor. Trafiğe ve araç sorgulamaya giriyorsun; bir sorun gözükmüyor. Ama ikiz plaka olduğu sonradan ortaya çıkıyor. Nasıl bileceğim ikiz plaka olduğunu… En azından cezai işlem uygulanırsa bu iş caydırıcı olur.” diyor.
Ulaştırma Bakanlığı’ndan talep ve isteklerini ise şöyle sıralıyor; “Aracım 74 model; K belgesi 31.12.2008 itibariyle son. Ulaştırma Bakanlığı bu konuda herhangi bir tebliğ yayınlamadı. “Senden parayı aldık; K belgesini verdik; aracın modeli düşük olduğu için bu aracı hurdaya ver” ya da buna benzer hiçbir açıklama yapmadı. Yani çıkarılan yasa muallakta. Kamyon sayısı biz de çok fazla, herkes bu işi yapıyor. Zorunlu taşıma sigortası çıkarılacak; belgeler kontrol edilecek. Ulaştırma Bakanlığı’na kendimizi zorla kontrol ettiriyoruz. Ulaştırma ve Maliye’nin bu konuda koordinasyon içinde çalışması gerekir. Araçların metal yorgunluğunu ölçmek için üniversitelerle işbirliği yapılmalı; sonra teknik servisler kontrol etmeli. Doğru düzgün tamirci yok; tamircileri birleştirip düzgün bir servise dönüştürmek gerekir.” Kılıç sözlerini şöyle tamamlıyor; “Kamyoncunun sırtından uçan kuş dahi geçiniyor. Tek çözüm araç sayısını düşürmek. Araç sayısını düşürmezlerse, devlete olan borçlarını ödeyemeyecek ve zararı yine devlete dokunacak. Kamyonculara plaka sınırlaması getirseler çok daha iyi olur.”
SERDAR İPEKÇİ: 1980’den bu yana nakliyecilik yapıyor. İpekçi konuşmasına şöyle başlıyor; “Kamyoncu peşin parayla çalışıyor; ama nakliyeci sıkıntıya giriyor.”
İpekçi çok mağdur olduklarını ve çözüme ilişkin önerilerini ise şöyle sıralıyor; “Her aracın mal taşıma zorunlu sigortası olması gerekir. Malı alan kişiyi buldum. Emniyet Müdürlüğü’ne götürdüm; ifadesini aldırdım. Ama bir sonuca ulaşamadım. Bu yasayı çıkarıp önümüze koydular; ancak kontrolü yok. Zorunlu sigorta olması lazım; emniyeti suistimalin kalkması lazım. Çözüm yasayı çıkaran Ulaştırma Bakanlığı, Ticaret Odası ve Maliye’nin bir araya gelmesi gerekir. Şu anda en mağdur olan esnaf. Kiralar iki milyar; emin olun kamyoncu bizim kadar mağdur değil.” 2009’dan beklentilerine ilişkin ise Serdar İpekçi şunları söylüyor; “Sanayi ve üretim düşünce krizin etkisi bize de yansımaya başladı. 2009’dan umudumuz yok. Kamyoncu yine de iyi para kazanıyor. Nakliyeciler üzerlerine sorumluluk aldıkları için daha zor durumdalar. Kamyonculuk mesleğinin bittiğini düşünüyorum; büyük firmalar lojistikler bu işi bitirdi.”
PAŞA ESEN: Paşa Esen 2003’ten beri kamyonculuk yapıyor. Esen şunları söylüyor; “Zaten kamyoncunun sahibi yok; kamyoncunun sorununu hiç kimse üstlenmiyor. Kamyoncular sadece Oda ve Federasyon seçimlerinde hatırlanıyor. Şu anda kamyoncunun durumu çok kötü; iş durumumuz kötü. Kamyoncu ve nakliye fiyatları düşük. Kamyonu satıp, kurtulamıyoruz da iş yok.”
Paşa Esen devletin kamyoncuların sorunlarını görmezden gelmemesi gerektiğini söyleyerek şunları ifade ediyor; “Devlet bu işe el atmadıkça, bu iş kurtulmaz. 500 tane kamyon çalışacağı yerde 1500 kamyon çalışıyor; bu işi yapan insan sayısı haddinden fazla. Sistem tam oturmadığı için, uygulamalar yetersiz olduğu için belgesi olan da bu işi yapıyor olmayan da. Şoförler ve Kamyoncular Odasına bağlıyız; ancak bizimle hiçbir konuda ilgilenmiyorlar. Yaz döneminde burada yasal olamayan bir eylem yaptık; yasal olmadığı için cılız bir ses olarak kaldı. Kredi kartı borcumuz vergi borçlarımızla 2009’dan zor çıkacağız gibi görünüyor.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |