Konuşmasında yılın ikinci yarısında hafif ticari araç ailesinin yeni modellerini ve tamamen elektrikli eSprinter ve EQV’yi Türkiye pazarına sunacaklarını belirten Akdeniz aynı zamanda 2026'dan itibaren modüler ve ölçeklenebilir Van Elektrik Mimarisi'nin (VAN.EA) tanıtımını gerçekleştireceklerini de söyledi. Akdeniz ayrıca elektrikli araç pazarına ilişkin görüş ve öngörülerini de okuyucularımız için paylaştı.
“Müşterilerimizin İhtiyaçlarını Karşılayacak Şekilde Araçlarımızı Uyarlıyor, Farklı Özelleştirilebilir Araç İçi Düzenlemeler ve Donanımlar Sunuyoruz”
“Otonom Sürüşün Önümüzdeki Dönemde Özellikle Hafif Ticari Araçlar İçin Daha da Önemli Hale Geleceğini Düşünüyorum”
Hafif ticari araçlara ilişkin yeni teknolojiler, pazarın talepleri ve araçlarda olması beklenen özellik ve fonksiyonları anlatan Akdeniz sözlerine şöyle başladı; “Hafif ticari araç sektörüne baktığımızda gerek araç sahipleri gerekse de sürücüler, araçların hem ekonomik hem de işlevsel olmasını bekliyor. Bu nedenle, düşük işletme maliyetleri, yüksek yakıt verimliliği ve uzun ömürlü dayanıklı araçları tercih ediyorlar. Ayrıca geniş iç hacim ve esnek yükleme çözümleri ile kullanıcıların çeşitli iş gereksinimlerini karşılayacak fonksiyonel tasarımlar da hafif ticari araç alımında üzerinde durulan noktalar. Biz de Mercedes-Benz olarak müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde araçlarımızı kullanılacakları sektörlere uyarlıyor, farklı özelleştirilebilir araç içi düzenlemeler ve donanımlar sunuyoruz.
Hafif ticari araçlarda gelişmiş güvenlik sistemleri, elektrifikasyon, bağlantılı hizmetler, otonom sürüş, ergonomik ve esnek iç tasarımın yanında verimlilik ve ekonomi de son dönemde araç sahipleri, sürücüler ve müşteriler tarafından özellikle talep ediliyor.
Özellikle otonom sürüşün önümüzdeki dönemde özellikle hafif ticari araçlar için daha da önemli hale geleceğini düşünüyorum. Ticari araçlar, taşımacılıkta belirli bir rotayı izleyerek malları teslim ederken servis olarak da çalışıyorlar. Otonom sürüş olduğunda hem yerden tasarruf ediliyor hem de verimlilik artıyor. Bu tür gelişmeler sürüş güvenliğinin sağlanması alanında da önemli oluyor.”
"VAN.EA Araç Mimarisi Tanıtıldığında, Tüm Yeni Geliştirilen Orta ve Büyük Hafif Ticari Araçların Yalnızca Elektrikli Olması Amaçlanıyor”
"Bu Proje Sayesinde Araçlar Yüzde 30'a Kadar Daha Yüksek Menzil Vadediyor”
“Toplam Sahip Olma Maliyeti Açısından Değerlendirme Yapmalıyız”
Sundukları avantajlara değinerek sözlerine devam eden Akdeniz şunları söyledi; “Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar olarak premium hafif ticari araç üreticisi konumumuzu daha da güçlendirmek istiyoruz. Bu doğrultuda, ticari ve özel kullanım için portföyümüzün özelleştirilmiş çeşitliliği ile orta ve büyük hafif ticari araç segmentlerinde tamamen elektrikli ve geleneksel güçle çalışan araçlar sunarak rekabette daha da avantajlı duruma geliyoruz.
2026'dan itibaren modüler ve ölçeklenebilir Van Elektrik Mimarisi'nin (VAN.EA) tanıtımını gerçekleştirerek, ticari araçlar için odaklanmış premium stratejiye kademeli bir şekilde geçeceğiz. Modüler ve ölçeklenebilir VAN.EA araç mimarisi tanıtıldığında, tüm yeni geliştirilen orta ve büyük hafif ticari araçların yalnızca elektrikli olması amaçlanıyor. VAN.EA, temelde elektrikli hafif ticari araçların tek bir banttan ve doğuştan elektrikli şekilde üretilmesini amaçlıyor. Böylece farklı ölçekteki modeller, aynı taban üzerinde modüler olarak ekleme ya da çıkarmalar yapılarak tek bir banttan üretilebiliyor. Bu proje sayesinde araçlar doğuştan elektrikli olduğundan batarya konumları ve elektronik aksamların sıfırdan oluşturulan mimari düzeni sayesinde mevcut elektrikli ticari araçlara göre yüzde 30'a kadar daha yüksek menzil vadediyor.
Her endüstrinin kendi özel gereksinimleri olduğundan ve bu da bazı durumlarda temel araçların ötesine geçtiğinden satılan hafif ticari araçların yaklaşık yüzde 50'si özel ürün çözümlerine dönüştürülüyor.
Hafif ticari araç sektörüne bakıldığında Mercedes-Benz’in diğer araçlardan pahalı olduğunu görüyoruz. Burada toplam sahip olma maliyeti açısından değerlendirme yapmalıyız. Araç alımlarında genellikle kredi kullanılıyor, bu yüzden de bir faiz maliyeti oluyor. Mercedes-Benz olarak kendi kredi şirketimiz sayesinde kredi oranlarını piyasanın altında belirleyebiliyoruz.
Ayrıca ikinci el araç hizmetini de veriyoruz. Müşterilerin araçlarını satıp bize gelmesine gerek kalmıyor. Rakip marka araç olsa bile müşterimiz Sprinter veya Vito alacaksa, aracın hangi şartlar altında çalıştığı, dönüşümünü kimin yaptığı gibi faktörleri değerlendirdikten sonra Mercedes-Benz olarak müşterimizin aracını satın alıyoruz.”
“2023’te Şirket Tarihinin En Büyük Satışına Ulaştık”
“2024’ün İlk Çeyreği Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar Grubu’nun Tarihindeki En İyi Satış Yapılan Çeyrek Oldu”
Araçlara ilişkin pazar değerlendirmesi de yapan Akdeniz; “2023’te bir önceki yıla oranla yaklaşık yüzde 47 büyüme elde ederek toplam 9 bin 294 adet araç sattık ve şirket tarihinin en büyük satışına ulaştık. Bu satışların yüzde 49’u Sprinter, yüzde 51’i Vito modellerinden geldi. ODMD verilerine göre Sprinter ile minibüs adetlerinde orijinal minibüs olarak en çok tercih edilen aracız. Mercedes-Benz Sprinter’ın premium algısı yüksek. Dolayısıyla iş yolcu taşımaya gelince güvenlik ve konfor gibi unsurlarla daha çok tercih ediliyor.
2024’ün ilk çeyreği de geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 26’nın üstünde artış göstererek Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar Grubu’nun tarihindeki en iyi satış yapılan çeyrek oldu.
Vito Tourer ile segmentinde yolcu taşımacılığında 1’inci sıradayız. EQV ve V-Serisi MPV'ler ile aileler ve eğlence meraklılarından VIP'lere ve CEO'lara kadar uzanan geniş bir yelpazeye sesleniyoruz. Tourer, Panelvan ve Mixto modelleri de Vito’da yer alıyor. Bu modeller esnaftan filo müşterilerine kadar her tür iş koluna yönelik olarak geliştiriliyor.
Tüm modeller her zaman yüksek derecede işlevsellik ve konforun yanı sıra yüksek kalitede benzersiz bir tasarımı da bir araya getiriyor. Buna ek olarak, araçların her biri iş, aile ya da şehir dışı seyahatlerde bol miktarda alan da sunuyor.” dedi.
“Yılın 3. Çeyreğinde Tamamen Elektrikli Mercedes-Benz eSprinter’ın Türkiye’de Müşterilerle Buluşmasını Planlıyoruz”
“Tamamen Elektrikli Yeni EQV’yi de Eylül Ayında Türk Tüketicileriyle Buluşturmayı Planlıyoruz”
Elektrikli hafif ticari araçlar kapsamında markanın pazara sunacağı modellerin özellikleri ve hedef kitleye ilişkin bilgileri aktaran Akdeniz devam etti; “Yılın 3. çeyreğinde tamamen elektrikli Mercedes-Benz eSprinter’ın Türkiye’de müşterilerle buluşmasını planlıyoruz. Menzil, gövde varyantları ve taşıma kapasitesi açısından yüksek esnekliğin yanında CO2 emisyonu olmayan taşımacılık imkânı sunacak. İlk defa arkadan itiş olması, daha büyük bir çeşitliliğin temsil edilebilmesi anlamına geliyor. Yeni eSprinter, iki gövde stili ve uzunluğunun yanı sıra 4,25 tona kadar izin verilen daha yüksek toplam ağırlığa sahip olacak. İlk kez sahip olduğu opsiyonel römork çıkışı ile iki tona kadar römork yükü de sunuyor. 81 kWh ve 113 kWh olarak iki batarya seçeneği bulunuyor. Bu da müşterilerin yük ve menzil açısından belirli uygulama alanlarına uygun yapılandırmayı seçmelerine olanak tanıyor. Farklı batarya kapasiteleriyle, Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar, şehir içi yerel taşımacılıktan bölgesel gıda taşımacılığına kadar birçok müşteri ihtiyacını ve toplam sahip olma maliyetini karşılıyor. Kullanılabilir enerjisi 81 kWh olan batarya, 329 kilometreye kadar menzil sağlarken 113 kWh batarya ise 478 kilometreye kadar elektrikli WLTP[1] sürüş menzili sunuyor. Ayrıca gelişmiş Mercedes-Benz reküperasyon teknolojisi sayesinde, şehir içi kullanımda bu menzil değerlerinin de üstüne çıkmak mümkün olabiliyor.
Tamamen elektrikli yeni EQV’yi de Eylül ayında Türk tüketicileriyle buluşturmayı planlıyoruz. Müşteri yelpazesi, ailelerden eğlence meraklılarına ve VIP kullanımdan iş insanlarına kadar uzanan EQV, geniş iç hacimleri, yüksek konforları ve kaliteli ve benzersiz tasarımlarıyla öne çıkıyor. Ayrıca çok sayıda donanım serisiyle farklı kişiselleştirme seçenekleri de sunuyor. 150 kW’a kadar güç üreten elektromotoru ve 90 kWh batarya boyutu ile standart olarak satışa sunuluyor. EQV, verimli enerji geri kazanım sistemi ve verimliliği ve menzilini daha da artıran optimize edilmiş termal yönetimin de katkısıyla 277-365 km arasında sürüş menzili sağlıyor. Yeni kişisel kullanıma yönelik orta boy MPV EQV yeni dış ve iç tasarımıyla daha da gelişmiş bir yapı ortaya koyuyor. Özellikle daha akıllı dijital ağ çözümleri ek konfor ve güvenlik sağlıyor.
“Mercedes-Benz Sprinter Müşteri ve Endüstriye Özgü İhtiyaçlara Kolaylıkla Uyum Sağlıyor”
"Sprinterların Yüzde 75'ten Fazlası, Sektöre Özgü Araçlara Dönüştürülüyor”
“1.600 Tane Varyasyona Ulaşabilen Sprinter, Segmentinin En Çok Yönlü Modellerinden”
"Modern hafif ticari araç segmentini tanımlayan Mercedes-Benz Sprinter, Hafif Ticari Araçlar’ın satış payının yüzde 50'den fazlasını oluşturuyor.” diyen Akdeniz sözlerini şöyle sürdürdü; “Yeni Mercedes-Benz Sprinter’ın 2024’ün ilk aylarında Avrupa’da satışa sunulmasının ardından şimdi de Türkiye’deki müşterilere ve sektörlere özgü ihtiyaçlara uygun bir şekilde satışına başlanıyor.
Mercedes-Benz Sprinter, büyük hafif ticari segmentinde özellikle müşteri ve endüstriye özgü ihtiyaçlara da kolaylıkla uyum sağlıyor. Panelvan, temel formunda şasi ve minibüs olarak sunuluyor. Ayrıca üç gövde uzunluğu, arkadan veya dört tekerlekten çekiş, klasik sürücü kabini veya çift kabin, değişken tonajlar ve yükleme alanı yüksekliklerinin yanında karavan gibi özel gövdeler için güç aracı olarak da kullanılarak hedeflenen tüm sektörlere özel çözüm sağlıyor. Satılan ticari Sprinterların yüzde 75'ten fazlası, sektöre özgü araçlara dönüştürülüyor.
Sprinter ağırlıklı olarak servis aracı olarak kullanıldığından satışların yüzde 85-90’ı minibüs olarak gerçekleşiyor. Yeni Sprinter, Türkiye'de Türk mühendisliğiyle minibüs haline de çevriliyor ve Almanya’da sertifikalandırıldıktan sonra pazara çıkıyor.
1.600 tane varyasyona ulaşabilen Sprinter, segmentinin en çok yönlü modellerinden. İhtiyaç duyulan her sektör için farklı uygulama alanlarında kullanılacak şekilde fabrika çıkışlı olarak alınabiliyor. Son dönemde de karavan tarafında hızla büyüyor. Belli bir düzene oturduktan sonra orada da ciddi bir pazar olacağını düşünüyoruz.”
"Sunulan Ürün Çeşitliliği Tüm Tüketicinin İhtiyacını Karşılayabilecek Seviyede Değil”
“Elektrikli Araçların Uzun Dönemde Oldukça Karlı Bir Yatırım Olduğu Görülebiliyor”
Elektrikli araçlara olan talebin özel kullanım, toplu taşıma ve ticari filolar da dahil olmak üzere çeşitli sektörlerde artışını sürdürmesi ve devlet teşvikleri, artan çevre bilinci ve teknolojideki ilerlemeler gibi faktörlerin de etkisiyle elektrikli araç pazarının büyümeye devam edeceğini öngördüklerini belirten Akdeniz; “Arada çeşitli regülasyonlar ve tüketici taleplerindeki değişimlerle dalgalanmalar olsa da otomotiv sektöründeki genel stratejide büyük bir değişim olacağını öngörmüyoruz. Çünkü karbon nötre giden yolda elektrikli araçlar en önemli motivasyonlardan biri. Bunun için biz de dahil olmak üzere tüm markalar bu alana çok önemli yatırımlar yapıyor ve pek çok yeni modeli elektrikli modellerden oluşturuyor.
Türkiye’de ise elektrikli araca geçişte içten yanmalılara göre daha yüksek bir satın alma maliyeti ile karşılaşılıyor. Her ne kadar elektrikli araçlar için belirli bir vergi avantajı olsa da şu ana kadar sunulan ürün çeşitliliği tüm tüketicinin ihtiyacını karşılayabilecek seviyede değil. Bunun için de Türkiye’de elektrikli araçlar ürün çeşidi yükselirse daha hızlı yol alabiliriz.
Elektrikli araçların bu avantajlarının yanında tüketicilerde çekince oluşturan bazı konular da var. İlk sırada şarj altyapısının yetersizliği geliyor. Bu konuda ciddi yatırımlar yapılıyor ve hızlı şarj istasyonlarının yaygınlaştırılması için çalışmalar devam ediyor. Özellikle hafif ticari araç konusuna bakıldığında şarj ve menzilin araçların verimli bir şekilde kullanılması için çok önemli olduğunu söyleyebiliriz. Batarya kapasitelerinin artırılması konusunda yapılan çeşitli çalışmalar da hafif ticari araçların çok daha uzun menzillere sahip olmasını sağlıyor. Mercedes-Benz olarak biz de çeşitli araştırma ve geliştirme çalışmalarında bulunuyoruz. Yüksek satın alma maliyetlerinin de elektrikli araçlara geçişi yavaşlatacağı düşünülse de uzun dönemli bakıldığında oldukça kârlı bir yatırım olduğu görülebiliyor.” dedi.
“Daha Uzun Menzil Sunan ve Daha Hızlı Şarj Olan Bataryalar Elektrikli Hafif Ticari Araçların Kullanımını Daha Cazip Hale Getirecek”
"Yeni İş Modelleri ve Hizmetlerin Gelişeceğini Düşünüyoruz”
Elektrikli araçların geleceğine ilişkin öngörü ve beklentilerini paylaşan Akdeniz talebin önümüzdeki yıllarda hızla artmasını beklediklerini ifade ederek devam etti; “Şehir içi taşımacılığın artan önemi, çevre bilincinin yükselmesi ve yasal düzenlemelerin sıkılaşması bu talebin artmasının arkasındaki en önemli faktörler olarak öne çıkıyor. Elektrikli araçların düşük emisyonları ve işletme maliyetlerinin özellikle lojistik ve dağıtım sektöründe tercih edilmelerini sağlayacağını öngörüyoruz.
Batarya teknolojilerindeki hızlı gelişmeler, menzil ve şarj süreleri konusundaki endişeleri de giderek azaltıyor. Daha uzun menzil sunan ve daha hızlı şarj olan bataryaların elektrikli hafif ticari araçların kullanımını daha cazip hale getireceğini söyleyebiliriz.
Şarj altyapısının genişletilmesi de elektrikli araçların benimsenmesinde kritik bir rol oynuyor.
Elektrikli hafif ticari araçlar, işletme maliyetlerinde de önemli avantajlar sunuyor. Yakıt maliyetlerinin düşük olması, bakım ihtiyaçlarının azalması ve uzun vadeli tasarruflar, bu araçların ekonomik açıdan daha verimli olmasını sağlıyor. Bu durum, özellikle filo yönetimi yapan şirketler için büyük bir avantaj.
Elektrikli hafif ticari araçların yaygınlaşmasıyla birlikte, yeni iş modelleri ve hizmetlerin de gelişeceğini düşünüyoruz. Araç paylaşımı, abonelik tabanlı hizmetler ve akıllı lojistik çözümleri gibi yenilikçi iş modelleri, ticari taşımacılık sektöründe verimliliği artıracak.”
“Hibrit Teknolojisi, Tamamen Elektrikli Araçlara Adaptasyonunu Kolaylaştırıyor”
“Hidrojen Yakıt Hücresi Teknolojisinin Daha Fazla Gelişmesi Gerekiyor”
Alternatif; hibrit, hidrojen gibi diğer teknolojilere ilişkin değerlendirmelede de bulunan Akdeniz; “Hem hibrit hem de hidrojen yakıt hücresi teknolojilerinin otomotiv endüstrisinin geleceğinde önemli bir yere sahip olduğuna inanıyoruz. Her iki teknoloji de farklı kullanım senaryoları ve müşteri ihtiyaçlarına yönelik çözümler sunuyor.
Hibrit teknolojisi, şehir içi kullanımda ve geçiş döneminde ideal bir çözüm sunarken, kullanıcıların tamamen elektrikli araçlara adaptasyonunu kolaylaştırıyor.
Hidrojen yakıt hücresi teknolojisinin yaygınlaşması için ise gerekli altyapının geliştirilmesi ve hidrojen üretiminin ekonomik olarak sürdürülebilir hale gelmesi gerekiyor. Hidrojenin enerji yoğunluğu yüksek olduğundan uzun menzil ve yüksek performans sunarken özellikle ağır ticari araçlar ve uzun mesafeli taşımacılık için hidrojen yakıt hücreleri ideal bir çözüm sunuyor. Ancak bu konuda teknolojinin daha fazla gelişmesi gerekiyor. Hidrojen üretmenin en çevreci yolu elektroliz yapmak. Yani suyu hidrojen ve oksijen atomlarına ayırmak için elektrik kullanmak. Ama bunun için çok büyük bir enerji gerekiyor ve verimliliği çok düşük. Üretilen hidrojeni dolum istasyonuna taşırken de yine kayıplar yaşanıyor. Nakliye maliyetinin yanı sıra depolama maliyeti de oldukça yüksek.” şeklinde konuştu.
“Turizmde Öngörü 2024’ün Geçen Seneden Daha İyi Olması Yönünde”
"Liderliğimizi Güçlendirerek Sürdüreceğiz”
Son olarak 2024 yılı için pazar beklentileri ve markanın kendi araçlarına ilişkin beklentilerini paylaşan Akdeniz şunları söyledi; “Bu yıl hafif ticaride elektrikli iddiamızı ortaya koyacağız. Yılın ikinci yarısında hafif ticari araç ailemizin yeni modellerini ve tamamen elektrikli eSprinter ve EQV’yi Türkiye pazarına sunacağız.
Pandemi sonrasında turizm sektörü kendini geliştirerek hızla pandemi öncesi başarılarını elde etmeye başladı. Turizmde öngörü 2024’ün geçen seneden daha iyi olması yönünde. Mercedes-Benz olarak biz de üzerimize düşen görevi yerine getiriyoruz. Sektörde iş birliği yaptığımız müşterilerimizin her türlü ihtiyacına cevap verebilmek amacıyla konforlu, kaliteli, güvenli ve en son teknolojiye sahip araçlarımızın yanında finansman, ikinci el ve satış sonrası hizmetlerimizle de geniş bir hizmet yelpazesi sunuyoruz. İş birliklerimiz sayesinde müşterilerimizin ihtiyaçlarını çok daha iyi anlayarak bu yönde geliştirdiğimiz araç ve hizmetlerimizle turizmin kalitesinin artmasına da yardımcı olduğumuzu düşünüyoruz. Bu sektörde giderek artan premium araç talebi ve Türkiye’yi ziyaret eden müşterilerin konfor arayışını karşılayacak şekilde ürettiğimiz araçlarımızla turizm ve taşımacılık sektöründe premium segmentteki liderliğimizi güçlendirerek sürdüreceğiz.”
[1] *WLTP: Belirtilen rakamlar, belirlenen WLTP (Dünya çapında uyumlu Hafif Araçlar Test Prosedürleri) ölçüm prosedürüne uygun olarak belirlenmiştir. Verilen değerler Alman pazarına ilişkindir. Gerçek menzil ayrıca bireysel sürüş tarzına, yol ve trafik koşullarına, dış sıcaklığa, klima/ısıtma kullanımına vb. bağlıdır ve değişebilir.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |