‘Intermodal Taşımacılık’ ve ‘Yeşil Lojistik’ günümüzde taşımacılık sektörünün yeni kavramları haline geldi. Bu kavramlarla birlikte lojistik firmaları bir taraftan müşterilerine sunduğu hizmet kalitesini yükseltirken bir taraftan da çevreye olan zararı en aza indirmeyi hedefliyorlar.
Bu kapsamda Kamyonum Dergisi olarak Türkiye’nin en büyük lojistik firmalarından birisi olan Reysaş Lojistik’in Yönetim Kurulu Başkanı Durmuş Döven’i ofisimizde ağırlıyor ve ona kendisi ve sektörü ile ilgili merak ettiklerimizi soruyoruz.
Kuruluşu 1990 yılında olan Reysaş Lojistik’in tamamen tesadüf eseri hayat bulduğunu belirten Döven, kuruluş hikayesini şu sözlerle anlatıyor: “Ankara’da otomobil bayisi iken arabaları İstanbul’dan Ankara’ya şoför marifetiyle getiriyorduk. Fakat arabaların kaza yapması gibi sıkıntılar oluyordu. Japonya’dan gelen sıfır arabalar sahibinin ilk kullanacağı sıfır özellikte gitmiyordu. Fransa’da oto taşıma tırı gördüm. ‘Neden biz de bunu yapmıyoruz?’ dedim. Ben bunu OSTİM’de yaptırdım. Tabi istenilen miktarlarda taşıyamadığı için yeterli olmadı. Aynı zamanda civar illerdeki insanlar sıfır araba alacağım diye Konya’dan Samsun’dan Kayseri’den Ankara’ya gelip bizden araç aldıklarından bu konu markanın Türkiye distribütörünün de dikkatini çekti. ‘Siz oto taşıma tırı yüzünden çok satıyorsunuz. Diğer bayilerimizin bölgesindeki arabalar da buradan satılıyor. Sizden ricam tır sayınızı artırın hem kendi malınızı hem bizim araçları taşıyın’ dedi. Ben önce üç sonra yedi tıra çıkarak başladım. 1993’de 67 tıra ulaştım. İnanılmaz karlı inanılmaz yoğun bir taşıma yaptık.”
Krizde Yeni Çözümler
1994 yılında Türkiye’nin içine girdiği krizde çözüm yolu aradığını belirten Döven, çözümü de bulduğunu belirtiyor ve şöyle devam ediyor; “Hemen araçların kasalarını değiştirip kuru yük kamyon kasası denilen tarza geçtim. Bu arada da müşterilerin yedek parçalarını taşımaya başladım. 1996’da ekonomi tekrar düzeldi. Bu durumda biz hem kuru yükçü hem de oto taşımacı olduk. Tırlar 250 -300’lere ulaştı.”
“Ancak Bunların Hepsinde 1 Numara Olduk”
“1998’lere doğru müşterilerinden uluslararası taşımacılık yönünde talepler geldi.” diyen Döven bu taleplere karşılık uluslararası taşımacılık yapmaya başladıklarını ifade ediyor. “Böylelikle durup dururken oto taşımacı, yurt içi dağıtım, bir de uluslararası taşımacı olduk.” ifadelerini kullanan Döven “Ancak bunların hepsinde 1 numara olduk. Uluslararası taşımada yıllık 14 bin sefere ulaşan bir duruma geldik. Sene 2000’li yıllara geldiğinde sadece taşıma değil daha farklı hizmetler de vermeye başladık.
Halkla Açılan İlk Lojistik Şirketi
2004 yılında Türkiye’nin ilk ve son halka açık lojistik şirketi olan Reysaş Lojistik bugün Türkiye’nin 202’inci büyük şirketi konumunda. Reysaş Lojistik borsada işlem görmeye başladıktan sonra ‘Intermodal Taşımacılık’ın temellerini atmaya başlıyor. Tren istasyonları, tren hatları, gemiler, depolara sahip olan Reysaş Lojistik bugün 12 ülkede ofisleri, depoları, 1750 tırı, 1000 civarında vagonu, bir lokomotifi, 4 tane gemisi, 74 tane deposu olan yani yatırımsal değeri olan lojistik kompleks haline dönüştü.
Entegre lojistik olarak ilerlediklerini belirten Döven “Reysaş Lojistik olarak herkesin yapamadığını yapıyoruz. Depo olarak 591 bin m2 alanı geçtik. Yakında 700 bin m2’yi geçeceğiz. Türkiye’nin 37 bölgesinde depolarımız var.” diyor.
Türkiye’de 30 tane fındık deposu yaptıklarını belirten Döven “Dünyada sadece Reysaş ve dolayısıyla Türkiye bu standartlarda depo yaptı. Dünya Sağlık Örgütü Türkiye’den fındık alımını bir dönem durdurmuştu. Devlet bizi buna teşvik etti. Dünyanın en yüksek teknolojili fındık deposudur. Saklanma standartları çok yüksek düzeydedir.” diyor.
Türkiye’de depo algısının çok farklı olduğunu üzülerek belirten Döven, Reysaş Lojistik’in depolarının Türkiye’nin en lüks otellerin balo salonlarından bile lüks olduğu ve bundan gurur duyduğunu söylüyor.
Depolarında inanılmaz yüksek aydınlatma sistemlerinin olduğunu ifade eden Döven, elektriğe ihtiyaç duymadan aydınlatma sağladıklarını belirtiyor ve devam ediyor; “Çatı aydınlatmayı, yan duvarları aydınlatma için verimli kullanıyoruz.”
“AB Lojistik Ödülü Aldık”
Yeşil lojistiğe çok önem verdiklerini vurgulayan Döven, “Türkiye’de iki tane devletin verdiği yüksek standartlarda iki yeşil ödülü aldık. İki sene önce de AB Lojistik Ödülü aldık. Biz Türkiye Cumhuriyeti’nde depolarında elektrik üreten en büyük firmayız. Bunun yanında depoların çatı sularını depoluyorum, 280 bin ton yıllık su topluyorum, bunları da her deponun yanında dikilmiş olan ağaçları suluyorum.”
“100 Tırımız CNG/LNG’li”
Doğalgazlı araçlar konusunda da girişimleri olduğunu belirten Döven, “Araçlarımızı bundan 4 sene önce CNG, LNG ve dizel olarak birlikte çalıştırmak istedik. Amerika’ya tırımızı gönderdik, gönderme süresi bile 6 ay sürdü. Kimse sıfır arabasını verip ikibuçuk üç sene Amerika’da bekletmez. Dizel, CNG/LNG yakan, biri bittiğinde diğerine geçebilen bir sistem yaptırmak istedik. Çünkü Türkiye’de onu dolduracak tesisler her yerde yok. İlk gönderdiğimiz aracımızda başarılı olduk. Daha sonra 100 tane tırımızı CNG/LNG’ye çevirdik.