Kooperatif Dosyamız kapsamında ziyaret ettiğimiz kooperatiflerden biri de Afyonkarahisar’da bulunan S.S. 57 Nolu Yeni İscehisar Taşıyıcılar Kooperatifi oldu. Ziyaretimizde kooperatif binasının konumu, kapasitesi, temizliği, restoranı ve oteli dikkatimizi çekti. Türkiye’deki diğer taşıyıcı kooperatiflerin de örnek alması gereken tesis, şoförlerin dinlenip kaliteli zaman geçirmelerini sağlayacak tüm donanıma sahip. Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Azgın ise, ortaya çıkan tüm bu kalitenin çok çalışma ile bağlantılı olduğunu söyledi.
2004 yılında kurulan kooperatif hakkında bilgiler veren Başkan Ümit Azgın “Şu anda 90 ortaklı ve 150 araç kapasiteli bir kooperatifiz. Akaryakıt istasyonu, 3 yıldızlı oteli, restoranı bulunan kooperatifimizde lastik ve akü bayiliklerimiz de var. Avrupa Birliği hibesi kullanarak 3 yıl önce tesisimizi tamamladık. Mermer sektörüne hizmet veriyoruz, ayrıca maden suyu da taşıyoruz. Ağırlıklı olarak taşımalarımızı liman bölgelerine götürüyoruz.” dedi.
“Tonajdan Dolayı Kamyon Bitti”
Son 10 yılda sektörün büyüdüğünü fakat gelirlerin artmadığını vurgulayan Azgın “9 yıldır başkanlık yapıyorum. Bu sektör bizim girdiğimizde farklıydı. Kamyondan tıra geçmeye ve sektörün büyümesine şahit olduk. Son 10 yılda güzel bir büyüme yaşandı. 10 yıl öncesinde kırkayak kamyonlar çoğunluktaydı. Tır sayımız 10 taneydi, sonrasında araçlarımızın tamamı tır oldu. Tonajdan dolayı kamyon bitti.” bilgilendirmesinde bulundu.
“Sigorta Şirketleri Yük Sigortası Yapmaları Konusunda Uyarılmalılar”
Her sigorta firmasının yük sigortası yapmadığını hatırlatan Ümit Azgın, devletin bu konuda bir çalışma yapmasını önerdi. Yük sigortası yapan firmaların az sayıda olduklarını ve tekelleşmenin oluştuğunu kaydeden Azgın “Yük sigortası maalesef yapılmıyor. Bizim araçlarımızın hepsi kaskolu olduğu için, taşıdığımız yükü de biz sigortalatıyoruz. Her aracın 40 bin lira gibi bir taşıma sigortası mevcut. Müşterimiz talep ederse, kombine sigortalar yapıyoruz. 2010 yılında başımıza gelen olayda, bir kamyon maden suyu çalınmıştı. Sigortasız olduğu için başımız çok ağrıdı. O günden sonra yük sigortasına daha çok dikkat ediyoruz. Devletimizin de bu konuya biraz daha önem vermesi gerekiyor. Her firma bize yük sigortasını yaparsa, şu an yapan firmalar tekelleşip fiyatlarını yükseltemezler. Hepsinden teklif alabiliriz. Nasıl ki hepsi trafik sigortasını ve kaskoyu yapıyorsa, yük sigortasını da yapmaları konusunda bir uyarı yapılmalıdır.” diye konuştu.
“C2 Belgeliler, Yurt İçinde Taşıma Yapmayacak Denildi Ancak…”
Şimdiye kadar alınan belgelerin kendilerine bir fark katmadığını ifade eden Başkan Azgın “2003 yılındaki kanunla birlikte herkes belgelerini aldı. O günleri çok iyi hatırlıyorum. Kooperatif olarak bizler de R1 Belgesini aldık. Alırken çok zorlandığımızı söyleyebilirim. Çoğu arkadaşımız o paraları yatırmak için fedakarlık yaptı. Ama R1 Belgesinin bir faydasını görebildik mi? Hiçbir zaman göremedik. Yenilenmesi bile şu an 20-25 bin lira tutuyor. K1 Belgesi olmayan araçlar bile şu anda piyasada çalışıyor. Bunlar bizimle rekabet içerisine girebiliyor. C2 ve L1’e sahip arkadaşlar bunlara kiralama yönetimiyle belgelerini veriyorlar. Devlet burada farkında olmadan yeni bir rant sektörü oluşturmuş oldu. Biz bunu defalarca dile getirdik. En başta, ‘C2 Belgeli lojistikler, yurt içinde taşıma yapmayacak’ denildi. Sonradan bunu değiştirerek yurt içine de açtılar. Bu kişiler bırakın mazot parasına, mazot parasının yarısına bile yükü taşıyabiliyorlar. Bu da piyasa dengesini bozuyor. Çünkü onlar gümrükten girerken ÖTV’siz mazot alıyorlar. Bizim öyle bir şansımız yok. Şu anda en pahalı mazotu kullanan yine biziz. Halbuki araç başına 20 bin lira mazot yakıyoruz, bunun 12-13 bin lirası da devlete gidiyor. Devlete biz burada bir ivme kazandırıyoruz. Bunun karşılığında da devlet bize uzak kalıyor.” şeklinde konuştu.
“Denetimler İyi Yapılırsa, Belgesi Olmayanla Kimse Çalışamaz”
Verilen sözlerin yerine getirilmediğini söyleyen Azgın, “Belgelerimizin hiçbir faydasını göremiyoruz. Denetimler az! R Belgesi olmayan kişiler organizasyon yapamayacaktı. E-irsaliyede R Belgesi aranacaktı. Bunların hiçbiri yerine getirilmedi. Bırakın nakliyeyi ve kamyoncuyu, şu anda bir masa sandalye ile ofis açan nakliyecilik yapabiliyor. Buna da 4-5 bin liraya farklı bir belge alıyor. Özmalı yok, hiçbir şeyi yok ve size rakip oluyor. Firmaların da kafası karışıyor. Burada devletimizden özellikle kooperatiflere destek olmasını istiyoruz. Denetimler iyi yapılırsa, belgesi olmayanla kimse çalışamaz. Bizler de sıkıntı çekmeyiz diye düşünüyorum. Ama bakınca 2003’ten bu yana çok zaman geçti. Yavaş yavaş düzelmeler var ancak hala çok yetersiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“Başka Sektördeki Kooperatifler ile Aynı Kanuna Sahibiz”
Farklı sektöre hizmet veren kooperatifler ile aynı tüzük ve kanuna sahip olduklarını anlatan S.S. 57 Nolu Yeni İscehisar Taşıyıcılar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Azgın, “Üst birliklerimiz ve Merkez Birliğimiz var. Çok uğraşıp çalışıyorlar. Bugüne kadar bir yerlere geldiler ama onlar da bir noktadan sonra kitlenip kalıyorlar. Devletimizin onlara da bir kimlik kazandırması lazım. Bize de bir genel müdürlük kurulması gerektiğini düşünüyorum. Kooperatifler Kanunu’nda çok fazla eksiklik var. Başka sektördeki kooperatifler ile aynı tüzüğe ve kanuna sahibiz. ‘Taşıyıcılar kooperatifini ayıracağız’ demişlerdi. Bunlar hep lafta kaldı, bir uygulama yapılmadı. Yapılacak şeyler basit aslında. Devletin bize eğilmesi gerekiyor. Özel bir birim kurulup bizimle ilgilenilmesi lazım. Bu sektör Türkiye’nin bel kemiği. Devletimiz bize destek olsun, biz de vatan millet için ülkemize her konuda destek olalım. Katma değer kazandıralım. Bizim amacımız çalışmak. Çalışırken de devletimizden destek bekliyoruz.” açıklamasında bulundu.
“Avrupa Yakasına İş Çıktığı Zaman Üyelerimiz Gitmek İstemiyor”
Köprü ve otoyol ücretlerinin yüksek olmasının yanında geçişlerde birçok sıkıntının da yaşandığına yer veren Başkan Ümit Azgın “Yeni yapılan köprü ve yollarda geçiş ücretleri pahalı olduğu için kullanmamaya çalışıyoruz. Aslında devlet onu kullanılması için özel sektör aracılığıyla yaptırıyor. Ama Avrupa yakasına iş çıktığı zaman üyelerimiz gitmek istemiyor. HGS’de yüklü para oluyor, bakiye yok denilerek nakit almaya çalışıyorlar. Gişelerde de böyle eziyetler yapıyorlar. Bunların dışında yeni açılan otobanlar yüksek ücretli. Otobanı devlet yaptıysa, halkın kullanması için yapmıştır. Böyle yüksek bedellerle yapılacaksa, biz yılda 1-2 bandrol fazla ödeyelim. Bir birlik olsa, kooperatifler bu konuda devlete destek verir. Yeter ki geçerken bu kadar yüksek bedeller ödemeyelim.” diye konuştu.
“Dijital Takograf Son Aşamadır”
Son olarak dijital takografa Türkiye’nin hazır olmadığını söyleyen Ümit Azgın, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Türkiye dijital takografa kesinlikle hazır değil. Bu durum sadece kanun çıkartıp, insanların omzuna yük bindirmek gibi oldu. Sektörümüz bu uygulamaya en az 5 yıl daha hazır değil. Araçlarımız da hazır değil. Dijital takografa geçildiğinde süre kısıtlamaları başta olmak üzere çok problemle karşılaşacağız. Çift şoför çalıştırmak gerecek ancak navlun ücretleri buna uygun değil. Bu sektörü ayağa kaldırmak için yapılması gereken o kadar çok şey var ki, onların ardından dijital takograf son aşamadır.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |