“Yeni Giren Araç Sayısını Toplasak 30’u Bulmuyor”
S.S. 61 No’lu Orhangazi Karayolu Yük Taşıma Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Beytullah Güneş, 5 yıldır başkanlık görevinde olduğunu belirterek “Orhangazi’deki bütün endüstriyel kuruluşların nakliyesini yapan bir kurumuz. Asil Çelik, Bamesa Çelik Servis, Faurecia Automotive, Aka Otomotiv’in yanında Carrgil, Ormo gibi firmaların yüklerini taşıyoruz. Kurumumuzun Orhangazi’deki katma değeri ve Türkiye’de sektörel olarak mevcudiyetteki yapılanması dikkat çekiyor. Kooperatifimizde çalışan 335 tane aracımız var. Bu araçlarımız 12 ayrı modülde hizmet veriyor. Üye sayımızı da 283’e yükseldi. Araç sayımız her geçen gün artmakta ancak araç modelleriyle ilgili aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Faiz oranları ve otomotiv sektöründeki destekler neticesinde 2005 ile 2008 aralığında kooperatifimizde 280 araç varken, yıllık 35-40 arası yeni araç girişi oluyordu. 2015 ve sonrasında ise 330 araç kapasitesine ulaşmamıza rağmen, kooperatifimize yeni giren araç sayısını toplasak 30’u bulmuyor. Bu durum sektörün şu andaki kazancı ile doğru orantılıdır. Bu açıdan baktığımızda da araç yaş sayımız 10 yıla tekabül edebilir.” dedi.
“Hiçbir Şey Kazanamayan, Yok Olan Bir Sektörden Bahsediyoruz”
Arz talep dengesinde yaşanan bozuklukların sektörü geriye götürdüğünü söyleyen Güneş, sektöre bilinçsiz girişlerin de devam ettiğini vurguladı. Sektörün yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kaldığına dikkat çeken Güneş “Türkiye’de değişen bir ekonomik konjonktür var. Ancak sektörel olarak taşımacılığa dair bu ivme özellikle son 15 yıldır aşağı doğru sürükleniyor. Bunun ilk sebebi arz talep dengesindeki bozukluk olarak görünüyor. Sektöre girişler çok bilinçsiz ve önü açık bir şekilde devam ediyor. Öyle ki artık sermayesi ve aldığı risk ile hamallığa dönüşen bir sektör olduk. Bu kadar riske, emeğe, gayrete ve sermayeye rağmen hiçbir şey kazanamayan, yok olan bir sektörden bahsediyoruz. Devlet büyüklerinin bu esnaf için yapmıyorlarsa bile Türkiye’deki taşımacılığın garanti altına alınması için tedbir üretmesi gerektiği kanısındayım.” şeklinde konuştu.
“Bu Yükü Sırtlayacak Emektarlar Kalmayacak”
Sektörün kazanç açısından kontrol altına alınması gerektiğini vurgulayan Güneş “Bu sektöre sonradan girenlerin daha şanslı olduğunu görüyoruz. Niye? Önce girenler ise yediği darbelerle hayatlarını sürdürmeye çalışıyor. Bu gidişata göre bir sonraki noktada onlar da aynı mağduriyetleri yaşayacaklar. Bizim bu noktada devletten beklentimiz; çok kısa sürede sektörün geleceğinin kazanç açısından garanti altına alınması. Ben umut ediyorum ki, artık bundan sonraki süreç sadece denetimlerin arttırılması yolunda değil de; fiyatların koordinasyonu ve iyileştirilmesi noktasında da adımlar atılacaktır. Bu adımlar atılmazsa zaten önümüzdeki yıllarda sektörel olarak çok büyük bir ekonomik çöküş gerçekleşecek. Bunun neticesinde toplumsal problemler de ortaya çıkacak. Bu da kimsenin hoşuna gitmeyecek. Çünkü bu yükü sırtlayacak emektarlar kalmayacak.” ifadelerine yer verdi.
“Bir Belge Satın Alıyoruz ve Devir Hakkımız Yok”
Taksi, dolmuş ve servis araçlarının plaka uygulamalarını örnek göstererek, yük taşımacılığında da benzer bir uygulamanın oluşturulabileceğini ifade eden Güneş “Devletin S, T ve M plaka uygulamaları var. Ancak K1 Yetki Belgesi’ne sahip olan taşımacı esnafının bu noktada herhangi bir uygulaması yok. Diğer esnaf gruplarında plaka üzerinden oluşturulan sistemle hem katma değerleri oluyor hem de bu sınırlandırmanın neticesinde devlet eliyle kazançları koordine ediliyor. Bir gün emekli olduğunda kendi hak edişini bir başkasına devrettiğinde bir gelir elde edebiliyorlar. İşi döndürüp bizlere baktığınızda bir belge satın alıyoruz ve devir hakkımız yok. Devir hakkı olmayan belge için ödenen para günün sonunda bitiyor. Taşımacı esnafı bugün bu işi bıraktığında mevcuttaki aracı belki de vergi borcuna bile yetmiyor. Devlet bu noktada elbette bir şeyler yapmak zorunda kalacak. Bizi düşündüğü için değil, kendi bekası için mutlaka bir şeyler yapacak.” çıkarımında bulundu.
“Bu Projede Ne Amaçlandı?”
Dönüş yükü problemlerinin çözülmesi ve fiyat standartlarının belirlenmesi konusunda bir sistem geliştirdiğini açıklayan Güneş “Kendime ait bir projem var. Kabul görmesi ya da doğruluğu tartışılabilir. Bu projede ne amaçlandı? Türkiye’deki bütün kooperatiflerin ortak bir formda ve araç başı teminatla mevcuttaki kendi işlerinin belli bir kısmını dönüş güzergahındaki bir başka araç için paylaşarak, birim kilometre fiyatlarının belirlendiği bir yapıyı ortaya koymak amacındaydı. Bununla alakalı birtakım çalışmalar da ortaya koyduk. Ama konunun muhatapları ya da muhatap olabileceğimiz kişilerin duyarsızlıkları ve işi becerememeleri üst üste gelince sonuç almamız mümkün olmadı.” açıklamasında bulundu.
“Bizim Problemimiz Para Kazanamamak”
Avrupa ile Türkiye arasındaki maliyetleri ve kazanımları kıyaslayan Güneş “Avrupa’daki firmaların köprü ve otoyollara ödedikleri ücretlerin liraya tekabüllerini, Türkiye’deki köprü ve otoyollar ile karşılaştırdığımızda bizim fiyatlarımız komik kalıyor. Orada o işi yapan adam köprüye o paraları ödüyor ancak yaptığı nakliye karşılığında aldığı bedel maliyetleri çıktıktan sonra yüzünü güldürüyor. Bu işi devam ettirip, 5 yılda bir aracını değiştirebiliyor. Bunları üst üste koyduğunuz zaman bizim problemimiz para kazanamamak. Ben para kazanmak istiyorum. Para kazanmayı da biliyorum. Ama devlet benim para kazanmama engel olacak şekilde, Türkiye’de taşınacak 5 milyonluk yük varken, 10 milyon tonluk aracı piyasaya salmasın. Benim katma değerimi arttırsın.” diye belirtti.
“Devletin Maliyet Girdilerini Düşürüp, Kazancı da Kontrol Edip Denetlemesi Gerekiyor”
Son olarak sektördeki 10 yıldaki maliyet ve kazanımları rakamlarla açıklayan Güneş, sözlerini şu şekilde tamamladı; “2008 yılında bir aracın liraya tekabülü ile fiyat karşılığı 115 bin TL yani 66 bin Euro. O zamanlar kasko sigortadan daha pahalı. Aracın kaskosu 1.286 TL. Bir litre motorin, 1.86 TL. Gebze’den Bursa’ya nakliye bedeli birim kilogram olarak 0.22 kuruş. (İnşaat demirinden örnek veriyorum.) 2018’e bakıyoruz, bir araç 550 bin TL. Bu aracın sigortası bugün 8 bin 500 lira ile 9 bin lira arasında. Bir litre motorin, 6.53 kuruş. Nakliye ise 0.32 kuruş. Nakliyenin yekun bedelindeki artışa bakıyorsunuz, yüzde 42 olmuş. Maliyetlere bakıyorsunuz, yüzde 500-600-700 artmış. Biz 2008 senesinde esnaf olarak yatlar katlar almadık. Aracımızı yeniliyorduk ve yolumuza devam ediyorduk. Şimdi bakıyorsunuz bu insanlar ne yapacaklar? O günlerde alınan yat-kat da yok ki satıp hayatlarını devam ettirsinler. Mevcudiyetlerini kaybedip, yok olup gidecekler. Bunları göz önünde bulundurduğumuzda dediğim gibi devletin sektörü bilinçli ve profesyonel bir duruma getirip, maliyet girdilerini düşürüp, kazancı da kontrol edip denetlemesi gerekiyor.”
“Sektörel Anlamda Sıkıntılarımızı Sıralayarak Bitiremeyiz”
145 No’lu S.S. Gemlik Treyler Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı İsmail Kardoruk, 100 ortakları ve 200 araçları ile birlikte hizmet verdiklerini belirterek lojistik sektöründe birçok konuda sıkıntılar yaşadıklarını ifade etti. Kardoruk, dijital takograf uygulaması üzerine değerlendirmelerde bulunarak “Sektörel anlamda sıkıntılarımızı sıralayarak bitiremeyiz. Hareket olan yerde muhakkak sorun olacaktır. Öncelikli olarak dijital takograf şu an gündemimizde. Dijital takografta geçmişe dönük bir yıllık veri alınabiliyor. Durum böyle olunca da arkadaşların kısmen yapacağı hatalar günü geçmiş de olsa cezaya dönüşecek.” diye konuştu.
“Takograf Kuralları İstemeyerek İhlal Ediliyor”
Dijital takografa geçişin kademeli bir şekilde yapılması önerisinde bulunan Kardoruk “Her sektörün değişik kuralları var ama Türkiye gerçekleri de var. Bunu da gözden kaçırmamak lazım. Türkiye gerçeklerine göre bizim gibi firmaların yaptığı sözleşmeler var. Bu sözleşmeleri tahrip etmemek ve taahhütlerini yerine getirebilmek için, maalesef dijital takograf kurallarının istemeyerek ve zorunlu olarak ihlal edilmesi söz konusudur. İlk etapta eminim ki çok büyük sıkıntılar yaşayacağız. Konuyla ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve gerekli birimlerden imtiyazlı, şeffaf ve kademeli bir geçişin yapılmasını rica ediyoruz. Bizi de anlamalarını istiyoruz. İşin seyrine baktığımızda ihracat ve ithalat yapan tüm nakliyeciler ayın ilk 15 gününü sakin geçirirken, ayın son 10-15 günü müthiş bir talep patlaması ve akabinde de hizmeti yerine getirmek üzere bir telaş sarıyor. Hemen burada sözleşmeler devreye giriyor ve bunları yerine getirmek için mücadele ederken de dijital takograf kuralları bizi boğuyor ve sıkıntı içine düşürüyor. İlgili birimlere iletmeye devam ediyoruz. Bu röportaj vasıtasıyla devletimize bir kez daha bu konuyu iletmiş olalım.” şeklinde konuştu.
“Dijital Takograf Bizim Hareket Alanımızı Kısıtladığı için Bu Durum Fiyatlara da Yansıyacak”
Dijital takograf uygulamasının fiyatları da etkileyeceğini anlatan Başkan Kardoruk, araçların aktif olarak kullanılamayacağını belirtti. Müşterilere bu durumu anlatmanın çok zor olduğunu söyleyen Kardoruk “Son 10 yıldır her sektörün rekabet yaşadığı malum. Lojistik sektörü de bu rekabetin içerisinde ve dijital takograf bizim hareket alanımızı kısıtladığı için bu durum fiyatlara da yansıyacak. Fiyatlara yansıdığı zaman da sanayici arkadaşlarımızla karşı karşıya gelip, maalesef birbirimizi üzüyor olacağız. Şu bağlamda bakmak lazım; 200 araçla yaptığınız taşıma işini yaklaşık 230 araçla yapmak zorunda kalacaksınız. Çünkü araçlarınızı aktif kullanamıyor noktasında olacaksınız. Müşteriniz olduğu için sanayiciye bunları anlatmak çok zor. İnşallah kademeli olarak düzeltmeye gayret göstereceğiz.” açıklamasında bulundu.
“Özmalın 20 Araca Kadar Düşürülmesi Ciddi Bir Problem”
L1 Yetki Belgesi üzerine kayıt ettirilen araç sayısının 50’den 20’ye kadar düşürüldüğünden söz eden Kardoruk “Kooperatifimizin özmal araçları var. Eskiden ulaştırmada kabul gören formatta ‘Bir aracın üzerine 50 adet ortağınızın aracını kaydedebilirsiniz’ deniliyordu. Bir tane kurum L1 Yetki Belgesi alıyordu ve onun üzerine ortak araçları kaydettiriyordunuz. Bu rakam 50 adetti, kademeli olarak 20 adete kadar düşürüldü. Şirketler bu noktada biraz daha farklı çalışıyorlar ama biz çok zor durumda kaldık. Kooperatiflere ek yatırım maliyeti getirildi. Biz kar odaklı değil, ortaklarımıza hizmet odaklı çalışıyoruz. Yani kooperatifin yatırım yapması bizim için uygun bir anlayış değil. Yapımızı bozdu ancak bir şekilde çözdük. Çözdük ama özmalın 20 araca kadar düşürülmesi ciddi bir problem. Benzer bir uygulama geldiğinde eminim ki çok zor durumda kalacağız. İnşallah bu durum revize edilir ya da sabit tutulur.” dedi.
“Kooperatif Üyelerinin Araçlarının Özmal Olarak Kabul Edilmesini Bekliyoruz”
S.S. 65 Nolu Mudanya Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Servet Şahiner, ilk olarak Mudanya ilçesinde yaptıkları taşımacılık faaliyetleri ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Ardından C2 Yetki Belgesi’ndeki sorunlara değinen Şahiner “Kooperatifimiz 1978’den beri faaliyet göstermektedir. 76 üyesi bulunan bir kooperatifiz. Prysman Kablo, Marmara Birlik ve Çevikler Madencilik firmalarının yüklerini taşıyoruz. Kooperatifimizde R1 Yetki Belgesi, üyelerimizin de K1 Yetki Belgeleri var. C2 Yetki Belgesi ile ilgili kooperatif üyelerinin araçlarının özmal sayılması için devlet tarafından bir çalışma yapılacağını duyduk. Ama henüz bir somut adım atılamadı. Biz sadece yurt içinde değil, yurt dışına da taşımacılık yapmak istiyoruz ancak C2 Yetki Belgesi önümüzde engel olarak görünüyor. Bununla ilgili devletimizden destek bekliyoruz. Kooperatif üyelerinin araçlarının da özmal olarak kabul edilmesini bekliyoruz.” dedi.
“Sigortada Yüksek Bedellerle Karşılaşıyoruz”
Her sigorta firmasının yük sigortası yapmadığını belirten Şahiner “Yük sigortasını 4-5 firmadan başka yapan yok. Sigorta için teklif veren firmalar; kaza ve hırsızlık olayları incelendiğinde fiyatlarını geri çekiyorlar. Burada da zorluklar yaşıyoruz. Taşıdığımız yüklerin fiyatı yüksek olduğu için sigortada da yüksek bedellerle karşılaşıyoruz. Yola çıkan şoför arkadaşlarımızı da kamera bulunan güvenlikli alanlara yönlendiriyoruz. Sigorta şartları da bunu gerektiriyor.” diye konuştu.
“Şoför İniyor ve Aracı Çalınıp Götürülüyor”
Taşıdıkları yüklerin yüksek bedelleri olduğundan dolayı riskli durumlarla karşılaştıklarından söz eden Şahiner “Şu ana kadar yanılmıyorsam bizim başımıza 6-7 olay geldi. Düşünebiliyor musunuz? Bir adres sormak için şoför iniyor ve aracı çalınıp götürülüyor. Sadece sigorta değil başka önlemler de almak durumunda kaldık. Araçlarımıza takip cihazları taktırdık. Böylece şoförlerimizin de güvenliğini sağlamış olduk. Şoförlerimiz araçlarını park edip evlerine gittiği zamanlarda da yine sistemden araçlarını görebiliyorlar. Bu konularda devletten beklentimiz çok. Bütün yük bizlerin üzerinde. Bu konularda çalışma yapılarak bize yardımcı olunması gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu’ndan da Beklentimiz Büyük Ama Beklentilerimiz Karşılanmıyor”
Şimdiye kadar sıkıntılarını birçok kez dile getirdiklerini fakat bir çözüm üretilmediğine dikkat çeken Şahiner “Bağlı olduğumuz üst birlikler var. Sorunlarımızı direkt üst birlikle paylaşıyoruz. Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu’ndan da beklentimiz büyük ama beklentilerimiz karşılanmıyor. Taksicilerin ve servisçilerin sıkıntıları çözüldü. Kamyoncu esnafının ise yıllardan beri talep ettiği K1 Yetki Belgesi’nin devredilmesine ilişkin bir çözüm bulunamadı. Temel hedefimiz K1 Yetki Belgesi’nin biran önce çözüme ulaştırılmasıdır. Nasıl ki taksicinin ve servisçinin devir hakkı varsa, kamyoncunun da bu hakkı olmalı. Devlet büyüklerimize, Ulaştırma Bakanlığımıza çok kez bu sorunu dile getirdik. Görüşüleceğini söylediler ama sonuç yok. Federasyon’un ve üst birliğin bu konu üzerinde daha çok durması lazım. Biz öksüz evlat gibiyiz. Taksicilerin, servisçilerin hepsine devir hakkı veriliyor, bizim neden bu hakkımız yok?” sorusunu yöneltti.
“Biz Bu Zamları Çalıştığımız Fabrikalara Yansıtamıyoruz”
Son olarak her yıl gelen zamların karşılığında fabrikalardan fiyat artışı sağlayamadıklarını sözlerine ekleyen Şahier, konuşmasını şu şekilde tamamladı: “Yılbaşında köprü ve otoyollara yüzde 20 zam yapılıyor. Biz bu zamları çalıştığımız fabrikalara yansıtamıyoruz. Yaptığımız zamlar, yılbaşında devlet tarafından yapılan zamları karşılamıyor. Köprü ve otoyol ücretleri ile ilgili devletimizden yardım bekliyoruz. Ayrıca lojistik firmalarına yapılan mazot desteğini biz de istiyoruz. Yat ve gemilere nasıl düşük bedellerle akaryakıt veriliyorsa, bizlere de verilmesi gerekiyor.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |