“ALTYAPI TAKOGRAFA UYGUN HALE GETİRİLMELİ”
İlk olarak S.S. Kocaeli Marmara Taşıyıcılar Bölge Birliği Başkanı Hakan Zorlu bizlere yaşadıkları sorunlardan ve bu sorunların çözümlerinden bahsetti. Yakın zamanda başkanlık görevini devralan Zorlu, “Bir nakliyeci şu anda takograf kurallarına uyumlu bir şekilde taşımacılık yaparsa, bu işten para kazanamaz” diyor.
“Takograf konusunda ülkemizde çıkmazlar var. Devletimiz bizden Avrupa Birliği standartlarında taşımacılık yapmamızı istiyor ve bu yüzden takograf meselesi ortaya çıkarttı. Fakat ne yazık ki bizim ülkemizde; yollar, dinlenme tesisleri ve bizim yaptığımız iş Avrupa Birliği standartlarına uygun değil. Bu konuda altyapı çalışmalarının tamamlanması gerekiyor. Bir nakliyeci şu anda takograf kurallarına uyumlu bir şekilde taşımacılık yaparsa, bu işten para kazanamaz. Çünkü gideceği yol, nakliyeci esnafının maliyetini bile karşılamaz. Bir de; takograf kullanmazsanız ya da kuralların dışına çıkarsanız büyük cezalar ödüyorsunuz. Bizim devletten beklentimiz; öncelikle altyapının takograf kurallarına uyumlu bir hale getirilmesi ve daha sonra takografa tam anlamıyla geçişin sağlanması.”
“OGS’den Kaynaklanan Cezaların Düşürülmesi İçin Hukuki Süreci Başlattık”
“OGS’lerimizde limit olmasına rağmen, köprü geçişi sırasında bandrollerimizin okunmamasından kaynaklı olarak cezai işleme tabi tutulduk. Tabi bizler bu konunun üzerine hassasiyetle yaklaştık ve ilgili kurumlara dilekçeler yazdık, madde madde anlattık. Sonunda ise 11 kat olan cezaları 4 katına düşürdük. Biz bunu başardık ama nakliyeci esnafımız bu durumlarla bireysel olarak uğraşamadığı için cezaları ödemek zorunda kalıyor. Hatta bu yüzden araçları bile bağlanıyor. Bizler bu cezaların tamamen silinmesi adına hukuki süreci de başlattık, bütün belgeleri sunduk. Bu problemin çözüleceğine inancımız tam. Böyle bir problemi olan nakliyeci esnafımızın da bizlere başvurmasını talep ediyoruz.”
“Kooperatifleri Birleştirerek Tek Bir Yerden Akaryakıt Alma Planı Yapıyoruz”
“Kocaeli’de şu an 16 kooperatif faaliyetlerini sürdürüyor. 8 kooperatifimize lojistik firmaları girdi. Bizden farklı olarak, sadece fatura keserek bizim üzerimizden para kazanmaktalar. Büyük şirketler oldukları için maliyetleri bizden daha az oluyor. Mesela, akaryakıtı bizden daha uygun alıyorlar ama işi yine bize yaptırıyorlar. Onlara verilen akaryakıt indirimleri bizlere verilmiyor. Devletimiz bu konuda bizlere destek olursa, bizim de daha iyi şartlar altında çalışacağımızı düşünüyoruz. Bizim bu konuda ayrıca bir çalışmamız var; 4 bin üyeye sahip bir birliğiz, ileride lojistik firmaları gibi kooperatifleri birleştirerek tek bir yerden akaryakıt alma planı yapıyoruz.”
“Bu Belgeleri Sadece Oğluna Devredebiliyorsun, Donduramıyorsun”
“Bizler K1 belgelerimizle iş yapıyoruz. Bu belgeleri sadece oğluna devredebiliyorsun, donduramıyorsun. Bu belgeleri dondurabilirsek bizlerin tazminatı gibi olur. Diğer taşımacılık sektöründe plakalar dondurulabiliyor. Bizlere de bu imkânın sağlanması gerekiyor. Eğer devletimiz bizlere, bu konularda yardımcı olup destek verirse sektörün çok daha iyi yerlere geleceğine inanıyoruz.”
“ÖMRÜ BİTMEK ÜZERE OLAN ARAÇLARA TAKOGRAF ZORUNLU TUTULUYOR”
Bir başka durağımız ise Kocaeli Derince. Yaklaşık 10 yıldır 18 Nolu Derince Kooperatifi Başkanlığı yapan Yılmaz Kaymak ile görüştük. Kaymak “Zorunlu olarak getirilen takograf cihazını neden bu fiyattan bize veriyorlar? Bize maliyeti 3.300 TL. Şoför zaten para kazanmıyor. Üstelik, madem bizim için faydalı 2013’te bu yasa çıktıysa 1996 modelden itibaren araçlara zorunlu olmamalı. Zaten bu araçların ömrü bitmek üzere.” diye belirtiyor.
“Küçük Esnafın Yok Olmasını Üzülerek İzliyoruz”
“Sektörümüz gittikçe sıkıntılı bir sürece giriyor. Bir taraftan hükümetin çıkardığı mevzuata uymaya, bir taraftan da serbest ticaretin küçük nakliyeci esnafı yok etmeye çalıştığı süreçte mücadele etmeye çalışıyoruz. Belli bir sermaye kesiminin bu sektöre girmesiyle küçük esnafın yok olmasını üzülerek izliyoruz.”
“Büyük Firmalarla Rekabet Edemiyoruz”
“Devletimizin yapacağı düzenlemelerle bizi, büyük firmalarla rekabet etme konusunda desteklemesi gerekiyor. Fakat bizim yerimize büyük firmalara sağlanan destekler, teşvikler ve uygun krediler sektörümüzde haksız rekabet oluşturuyor. Onlara akaryakıtta kilometre bazında uygulanan avantajlar bizlerin onlarla mücadele etme durumunu ortadan kaldırıyor. Gemi firmalarının bile nakliye filosu var. Gemiye verilen mazot ile yurt içinde nakliye yapıyorlar. Biz bu durumu tabi ki ispat edemiyoruz, elimizde belge yok ancak bu durumdan çok rahatsız oluyoruz.”
“Zorunlu Olarak Getirilen Bir Cihazı Neden Bu Fiyattan Bize Veriyorlar?”
“Biz Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlıyız ama iş bizim sorunlarımızla ilgilenmeye gelince herkes bizim işimiz değil diyor. Örneğin, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına yazı yazıyoruz, “Biz Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına sorduk, bu sizin görev kapsamınızda değil, dediler” diye açıklama yapılıyor. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığına gidiyoruz, “Biz bu konuyu araştırdık, bu iş doğrudur” diyorlar. Doğru diye bahsettikleri konu da “takograf”. Sizin güvenliğiniz için biz bu işi yaptık, diye belirtiyorlar. Peki, zorunlu olarak getirilen bir cihazı neden bu fiyattan bize veriyorlar? Bize maliyeti 3.300 TL. Şoför zaten para kazanmıyor. Üstelik, madem bizim için faydalı 2013’te bu yasa çıktıysa 1996 modelden itibaren araçlara zorunlu olmamalı. Zaten bu araçların ömrü bitmek üzere.”
“Türkiye’de Ekmeğin Bile Tarifesi Varken Nakliyenin Bir Tarifesi Yok!”
“Taksicilerin, minibüsçülerin, otobüslerin bir fiyat cetveli var. Trenin, uçağın, deniz yolunun bir tarifesi var bu kamyoncunun bir tarifesi, bir sahibi yok. Mazot parasına yük taşımakla bu esnaf nasıl ayakta durabilir? Devletin buna müsaade etmemesi lazım. Türkiye’de ekmeğin bile tarifesi varken nakliyenin bir tarifesi yok! Görüştüğümüz tüm yetkililer diyor ki, “Siz bir birlik kurmalısınız”. Birlik kuruyoruz ama birliklerin yaşayabilmesi için hiçbir imtiyaz gösterilmemiş. Kooperatifler ve bireysel kamyoncuların zorunlu kayıt olacağı birlikler oluşturulsa, seçim yoluyla başına yöneticiler geçse bu iş çözülebilir. Ama bizim bir birlik olmamız zaten istenmiyor. Biz birlik olursak yarın fırında ekmek, manavda domates bulamayabilirsiniz. Birlik olursak sesimiz çıkar ancak biz hakkımızı aramak için yollara çıksak suç işlemiş sayılıyoruz. Bizler de haklarımızı aramak, sesimizi duyurmak için sizler gibi basın yayın yolunu deniyoruz. Bölge birlik başkanlarımızla da konuşuyoruz, onlar da mutlaka bu mevzuları görüşüyorlar ama bir yaptırımı yok. Sadece konuştuğumuzla kalıyoruz. Ankara sesimizi duymuyor, sesimizi duyurmak için elimizden geleni yapıyoruz. Başka da elimizden bir şey gelmiyor.”
“TAKOGRAF, BÜTÜN HALİNDE DÜŞÜNÜLÜP ÇÖZÜLMESİ GEREKEN BİR KONU”
Röportaj gerçekleştirdiğimiz bir diğer isim de S.S. İzmit Shell ve Civarı Motorlu Taşıyıcılar Kooperatif Başkanı Mustafa Taş. Başkan Taş, kooperatif olarak iyi şartlarda çalıştıklarını, Shell&Turkas’ın kendilerine hak ettikleri bedelleri verdiğini için takograf kurallarına tam anlamıyla uyabildiklerini ifade ederken, takograf meselesinin bütün halinde düşünülüp çözülmesi gereken bir konu olduğunu söylüyor.
“Aldığınız Nakliye, Masraflarınızı Çıkarabilecek Düzeyde Olmalı”
“Shell&Turcas adına taşımacılık yaptığımız için bağlı olduğumuz firma bize takograf konusunda fazlasıyla destek oluyor. Hak ettiğimiz bedelleri alabildiğimiz için takograf kurallarına uyabiliyoruz. Takografa tam uyumlu bir nakliye yapabilmeniz için nakliye yaptığınız süre boyunca bizleri destekleyen bir şeyler olmalı. Örneğin, aldığınız nakliye, masraflarınızı çıkarabilecek düzeyde olmalı. Çünkü zaman uzadıkça maliyet artıyor. O zaman da yapılan iş, işi yapan kişiyi kurtarmıyor ve kamyoncu esnafı zor durumda kalıyor. Ayrıca; bir araç yola çıktığı zaman mola vereceği uygun yerler mevcut değil. Mola verilen tesislerin park alanlarında sıkıntılar var. Kamyoncu esnafı, gittiği tesislerde istediği kalitede yemekler bulamıyor, ihtiyaçlarını gideremiyor. Takograf meselesi, bütün halinde düşünülüp ona göre çözülmesi gereken bir konu.”
“Bizleri Bu Kadar Sıkı Denetleyen Mekanizma, Maalesef Bizim Hakkımızı Alıp Almadığımızı Sormuyor”
“Bizler kooperatif olarak iyi şartlar altında çalışsak da sektörün genel sıkıntıları bizleri de etkiliyor. Mekanizmalar bizlere birçok kural, kanun koyuyor. Tüm bu kanunlara bizler uymaya çalışıyoruz fakat sektörün denetlenmesi konusunda problemler olduğu için günün sonunda zararlı çıkan yine biz oluyoruz. Sektörün emekçileri olarak birçok denetime tabi tutuluyoruz, birçok evrak işiyle uğraşıyoruz, kanunlara uyuyoruz. Ancak bizleri bu kadar sıkı denetleyen mekanizma, maalesef bizim hakkımızı alıp almadığımızı sormuyor. Resmi kurumların, ilgili bakanlıkların sektörde nakliye yaptıran firmaların hangi koşullar altında nakliye yaptırdıklarını kontrol etmesi gerekir diye düşünüyorum. Böyle bir kontrol sağlanmadığı için sektör başıboş kalıyor ve piyasada serbest şekilde hareket eden nakliyeciler ve işverenler bu boşluktan faydalanıyorlar. Sektörde işi göğüsleyen genellikle bizler oluyoruz fakat ortada haksız rekabet olduğu için mücadele etmekte zorlanıyoruz. Lojistik firmaları işleri alıp yürütüyorlar, kooperatiflere ve bireysel kamyonculara haklarını adil bir şekilde sunmuyorlar.”
“Muayene Randevusu Alındığı Zaman Muayene Tarihini Kaçırmamak İçin 10 Gün Çalışmıyoruz”
“Araçların muayene takibi çok önemli bir konu. Fakat bizler bu konuda da sıkıntılar yaşıyoruz. Örneğin, istediğimiz tarihlere muayene randevusu alamıyoruz. Bizlerin çalışma saatleri belli olmadığından, muayene randevusu alındığı zaman muayene tarihini kaçırmamak için 10 gün çalışmıyoruz. Bazen çok basit konularda muayeneden geçemiyoruz. Tabi ki kontrol edilmesi gerekiyor fakat böyle bir durumla karşılaşınca tekrar muayene randevusu almamız gerekiyor ve yine zaman kaybı yaşıyoruz. Son olarak; araç muayenesi yapan arkadaşların teknik bilgileri zayıf. Muayene yaptıkları araçların teknik özelliklerine çok fazla hâkim değiller. Bunlar da bize ekstra zaman kaybına yol açıyor. Tüm bu problemler muayene istasyonlarının yeterli gelmediğini gösteriyor.”
“POLİS MEMURU BİLE TAKOGRAFI KONTROL ETMEYİ BİLMİYOR”
Bir diğer durağımız ise Ankara oldu. Ankara’da, Şereflikoçhisar Güven Tır Taşıyıcılar Kooperatif İkinci Başkanı Fatih Altuntaş mikrofonlarımıza konuştu. Altuntaş, sorunlarını anlatırken altını çizdiği nokta takograf oldu. Altuntaş “Son dönemde bir de takograf meselemiz var. Dijital takografa geçtik fakat çoğu şoför arkadaşımız kullanmayı bilmiyor. Nasıl rapor alacağını bilmiyor. Hatta polis memuru bile takografı kontrol etmeyi bilmiyor.” diyor.
“Devlet Kooperatiflere, Lojistik Firmalarına Göre Çok Daha Az Destek Veriyor”
“Taşımacılık sektöründe büyük problemler var, şu anda zor bir süreçten geçiyoruz. Kamyoncu esnafı olarak lojistik firmalarıyla mücadele edemiyoruz. Onlar büyük firmalar olduğu için gerek yedek parça gerekse akaryakıt bakımından avantajlılar. Hal böyle olunca onların maliyetleri bizlere göre daha az oluyor. Taşımacılık yaptıracak firmalar da bizleri değil onları seçiyor. Devlet kooperatiflere, lojistik firmalarına göre çok daha az destek veriyor.”
“Takograf Kurallarıyla Para Kazanmamız Çok Zor”
“Son dönemde bir de takograf meselemiz var. Dijital takografa geçtik fakat çoğu şoför arkadaşımız kullanmayı bilmiyor. Nasıl rapor alacağını bilmiyor. Hatta polis memuru bile takografı kontrol etmeyi bilmiyor. Takograf saatlerine uymamız isteniyor fakat bu saatlere uyacak yeterli altyapı bulunmuyor. Yeterli sayıda, kalitede tesisler mevcut değil. Bazen takograf saatim dolduğu için emniyet şeridine park etmek zorunda kalıyorum. Bu sefer de polis gelip “Neden duruyorsun?” diyor. Takograf saatimin dolduğunu söylüyorum, beklememe izin vermiyor. Hal böyle olunca devam etmek zorunda kalıyorsunuz. İlerde bir polis yine çevirip bu sefer takograftan ceza yazıyor. Bir kanun yapılırken, bu işin altyapısı var mı, uygun mu araştırılması gerekiyor. Takograf kurallarına uyulmamız isteniyorsa koşulların da ona göre sağlanması lazım. Biz bu krallara uyarak gidiyoruz ama ücretini alamıyoruz. Günümüz şartları göz ününe alındığında, bizim takograf kurallarıyla para kazanmamız çok zor. Devletimizi seviyoruz. Devletimize canımız feda ama devletimiz de bize sahip çıksın. Görmezlikten gelmesin. Su aksın da yolunu bulsun demesin. Sesimizi duysun, o suya bir yol yapsın.”
“Bizlerin İletmiş Olduğu Şikâyetler Dikkate Alınmıyor”
“Türkiye’de taşımacılık yapan kişilerin yüzde 50’si kaçak akaryakıt kullanıyor. Devletin kontrolünü sağlaması gerekiyor. Bunlar sadece devlete zarar değil ki doğaya da zarar veriyor. Defalarca kaçak akaryakıt kullanımına şahit olduk, şikâyet ettik ama müdahale edilmedi. Bizlerin iletmiş olduğu şikâyetler dikkate alınmıyor.”
“Her Şeyi Devlete Verirsek Çocuklarımız Ne Yiyecek?”
“Tüm bu problemlerle uğraşırken araçlarımızın da bakımları aksıyor. Çoğu aracımız bakımsız. Araç parçalarının çoğu euro olarak geliyor. Euro kurunu düşündüğünüzde geçen seneye göre bütün araç parçalarının fiyatları ikiye katlandı. Bizim bütün masraflarımız yüzde 50’nin üzerinde artarken, kiramız sadece 50 lira arttı. Şoför masraflarımız, lastik, kasko, sigorta derken bütün kazancımızı harcamak zorunda kalıyoruz. Her şeyi devlete verirsek çocuklarımız ne yiyecek?”
“DİJİTAL TAKOGRAFA NEDEN GEÇTİĞİMİZİ BİLMİYORUZ”
Şereflikoçhisar Güven Tır Taşıyıcılar Kooperatifi’nde görüştüğümüz kooperatif üyesi İshak Çetin ise; “Eski takografla yeni takograf arasında işlev anlamında hiçbir fark yok. Yeni takograf raporu dijital yazıyor eski takograf ise mekanik yazıyor. Bizler aynı işleve sahip olan bu iki takografta neden dijital takografa geçtiğimizi bilmiyoruz. Bu yeni takografın bize üç bin lira maliyeti var. Ayrıca, takografı taktırmazsanız muayeneden geçemiyorsunuz.” diye belirtiyor.
“Akaryakıt İstasyonlarında Fiyatlar Birbirini Tutmuyor”
“Akaryakıt fiyatları başlı başına bir problem. Durumu şöyle özetleyeyim; bizim bölgemizde hiçbir istasyonda, akaryakıt fiyatları birbirini tutmuyor. Şu an kontrol etmeye gidelim, birkaç istasyona girelim fiyatların tutmadığını görürüz. Ayrıca, akaryakıt fiyatlarına indirim gelince hiçbir istasyon bu indirimi yansıtmıyor fakat zam geldiğinde fiyatlara hemen yansıyor.”
“Devlet C Belgesi ile Yurt İçinde Taşımacılık Yapanları Denetlesin”
“Problemlerimizi saymakla bitiremeyiz. Bir konuya daha değinmek istiyorum; bizlerin bir de C belgesi problemi var. C belgeleri, yurt dışı taşımacılık yapan arkadaşların belgesi. Bu belgelerle ayrıca yurt içinde de çalışabiliyorlar. Yurt dışından buraya nakliye getiriyorlar. Geri dönerken boş gitmemek için, bizim vereceğimiz fiyatın çok altında fiyat verip malzemeyi alıp gidiyorlar. Neden? Çünkü yurt dışından çok ucuza akaryakıt alıyor, maliyeti bize göre çok az. Bu yüzden bizler yine mağdur oluyoruz. Bizim beklentimiz, biz nasıl yurt dışına taşımacılık yapamıyorsak onlar da yurt içinde taşımacılık yapamasın. Devlet bu tarz taşımacılık yapan kişileri, firmaları denetlesin istiyoruz.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |