Söz konusu sıkıntıları önceden öngören veya mevcut sıkıntılara önlem almaya çalışan, alternatif geliştiren planlı ülkeler küresel lojistikteki akışı hızlandırmak ve mevcut yüksek lojistik maliyetleri minimize edebilmek için yeni güzergahlar bulmaya çalışmaktadır. Özellikle Çin ve Avrupa ülkeleri birbirleriyle olan ticaret hacmini geliştirmek için önemli çaba sarf etmektedir. Bu çabalardan en önemlilerinden birisi Çin’in baş rolünü oynadığı, Türkiye’nin de tam ortasında yer aldığı “Kulak-Yol” projesidir. Bu kanalla Çin ile Avrupa ticareti daha güvenli, ucuz ve hızlı bir şekilde sağlanacak, kıtaların birleşmesiyle önemli bir sosyo-ekonomik, siyasal ve kültürel bir bağ oluşturulacaktır.
Çin’in önemli hamlesi elbette karşılıksız kalmamış, özellikle son yıllarda küresel rekabette önemli atılımlar yapmaya başlayan Hindistan’ın alternatif bir lojistik koridoru oluşturmasını sağlamıştır. Hindistan’ın koridoru, liman ve demiryolu bağlantılarıyla birlikte fiber optik kablolar, yenilenebilir enerji ve çevreye duyarlı hidrojen boru hatlarından da oluşacaktır. Bu koridor ile, Asya ile Avrupa arasındaki bağlantının Ortadoğu ve Afrika üzerinden yapılması planlanmaktadır. Buna göre temel güzergâh Hint limanları, Birleşik Arap Emirlikleri limanları, kara yolundan S. Arabistan, Ürdün, Filistin ve ardından İsrail limanlarından Avrupa şeklindedir. Bu projenin dahilinde Türkiye başlangıç itibariyle bulunmamaktadır. Bununla birlikte, özellikle İsrail’in Filistin topraklarına orantısız müdahalesi ile birlikte ortaya çıkan savaş durumu Hint koridorunun uygulanmasını zorlaştırmaktadır.
Kaynak: Bloomberg
Yemen’de Husilerin Kızıldeniz üzerinden taşımacılık yapan ticari gemilere saldırmasıyla birlikte ortaya çıkan gerilim dünya ticaretinin en önemli güzergâhlarından birinin son zamanlarda mecburen pas geçilmesi zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır. Dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 15’inin Kızıldeniz yoluyla gerçekleştiği düşünüldüğünde, dünya ticaretinin önemli bir darbe alacağı aşikardır. Zira örneğin Çin’den yola çıkan ürün günümüzde mecburen daha güvenli olduğu düşüncesiyle mecburen Afrika kıtasının güneyinden, Ümit Burnu’nu dolaşarak Avrupa’ya ulaşmaktadır. Bu durumda Hint koridoru ile kıyaslandığında yaklaşık 10 günlük bir gecikme ortaya çıkmaktadır. Bu da haliyle ek navlun ve sigorta maliyeti anlamına gelmektedir.
Tüm bu zorluklar düşünüldüğünde, daha farklı alternatiflerle Uzakdoğu ürünlerinin Avrupa’ya daha kısa zamanda, daha düşük lojistik maliyetleriyle ve daha güvenli bir şekilde taşınmasını sağlayan yeni koridorlara gerek duyulmaktadır. Bu koridorlardan birisi de, Türkiye ve Irak’ın baş rolünü üstlendiği “Kalkınma Yolu “projesidir.
Kaynak: Ekonomist.com.tr
Bu proje kapsamında Türkiye, Irak, Katar ve BAE bulunmaktadır. Bu sayede Uzakdoğu ile Avrupa yeni bir kanalla, Basra Körfezi’nden bağlanacaktır. Basra Körfezi de kara ve demiryolu ile Türkiye’ye bağlanacak ve bu güzergâh ile Avrupa’ya taşınacaktır. Özellikle Türkiye-Irak arasındaki siyasi ilişkilerin son dönemlerde gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan bu oluşumda kritik liman Irak’ta yapılan ve 2025 yılında tamamlanması planlanan, Ortadoğu’nun en büyüğü olacak Fav Limanı’dır. “Kalkınma Yolu” projesi ile birlikte Çin’den Londra’ya gerçekleştirilecek ticaret Hint Koridoru’na (Güney Koridor) göre 10, Ümit Burnu güzergahına göre 20 gün daha kısa sürede gerçekleşecektir. Küresel lojistik zincirindeki sıkıntılar ve yüksek maliyetlerle birlikte güvenlik endişeleri dikkate alındığında, fiiliyata girdiği taktirde Kalkınma Yolu’nun çok önemli bir alternatif oluşturacağı kesindir. Özellikle baş rolünde Türkiye’nin olması da Türkiye’yi küresel ticarette ve siyasette daha stratejik bir ülke haline getirecektir.
İskenderun Teknik Üniversitesi Ekonomi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Birol Erkan
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |