“PARK ALANLARI YOK; TESİSLER ZATEN KAMYONCUYU KABUL ETMİYOR”
Koperatifin sıkıntılarını ve sektöre dair beklentileri dile getiren Başkan Günaydın, “Devletimizin bu sorunlarımız ile ilgilenmesi ve bizim haklarımızı savunması gerekiyor. Devletimiz bizlere sahip çıksın; gecemizi gündüzümüze katarak, karda kışta hizmet sağlıyoruz”diyor.
Başkan Günaydın, 1972 yılında kurulan kooperatife dair şu sözleri dile getiriyor; “Kooperatifimiz Amasya’da pancar, tahıl, küspe, mısır taşıyor ve un fabrikalarının işlerini yapıyor. Şu anda da erik tohumu, ay çekirdeği taşıyoruz ve organize sanayinin işlerini yapıyoruz. 216 aktif üyemiz; 110 adet tır; bunun yanı sıra on teker, kırkayak gibi araçlarımız var. Bölgede bulunan 3 maden ocağının işlerini de yapıyoruz. Aynı zamanda bölgemizdeki Polat Madencilik ve Yeni Anadolu Madencilik’in de işlerini yapıyoruz. R1 kooperatifimizin, K1 belgesi ise üyelerimizin ve tamamının belgesi mevcut. Yeni belge alan arkadaşlarımız da var. C1, C2 belgeli 15- 20 aracımız var; onlar yurt dışına çalışıyor. Bunun gibi C1 ve L1 belgelerimiz var. TİO Belgesi ile ilgili tam detayları bilmiyoruz. Bize verilene uyacağız ve TİO’ya geçeceğiz. Şu an sermayemiz yeterli olmadığı için genel kurulda sermaye artırımına giderek R1’den TİO belgesine geçeceğiz. Bizim 216 üyemiz var; ne şartlarda olursa olsun kooperatifimizi devam ettireceğiz.”
“Araziden Çiftçinin Pancarını Yükleyip Fabrikaya Getiriyoruz; Ancak Tartılmadığı İçin Eksik ya da Fazla Olabiliyor”
Kooperatif olarak bölgede yaşadıkları sorunları dile getiren Başkan Günaydın, “Bölgede zaman zaman sıkıntılarımız oluyor. Pancar çekiyoruz; arazide kantarımız yok. Araziden çiftçinin pancarını yükleyip fabrikaya getiriyoruz; ancak tartılmadığı için eksik ya da fazla olabiliyor. Asfalta çıkıp tartıma girdiğinde araçlar bu sefer ceza yiyor; hiçbir arazide kantar olmaz, fabrikaya gidince tartılır kilosu belli olur. Bu nedenle çok fazla aracımız ceza yedi ve halen devam ediyor. Yollarımız güzel, ben buradan Doğubeyazıt’a kadar gittim; yollarımızda en ufak bir sıkıntı yok. Geçenlerde de Urfa’ya gittim; o bölgede çok virajlı, rampalı yollarımız vardı; şu an hepsi düzeltilmiş, yollarımızda sıkıntı yok.” diyor.
“Üyeleri Kooperatifimizde Tutmamaya Çalışıyoruz”
Pandemi dönemine yönelik değerlendirmelerde bulunan Günaydın, bu dönemde işlerinin devam ettiğini ve sıkıntı yaşamadıklarını; “Eskiden akşama kadar iş verirdik, şimdi ‘arkadaşlar bir araya gelmeyin, mesafeyi koruyun’ diyoruz. Önlem alıyoruz; ‘çıkan işleri telefon ile bilgilendireceğiz’ diyoruz. Üyeleri kooperatifimizde tutmamaya çalışıyoruz; şimdiye kadar bir kişide covid belirtisi oldu, o arkadaşımız 14 gün karantinada kaldı. Bunun dışında kooperatifimizde hastalık yaşanmadı. Pandemi döneminde işlerimiz devam etti, halen de devam ediyor; yani bir sıkıntı yaşamadık. Konya ve Eskişehir’den mevcut ihalelerimiz vardı; hepsini çektik, sıkıntı yaşamadık.” sözleri ile dile getiriyor.
“Park Alanı Yok; Tesisler Zaten Kamyoncuyu Kabul Etmiyor”
Takograf uygulaması için altyapının oluşturulması gerektiğini vurgulayan Günaydın, takograf sistemi için biz devletimizden öncelikle bir altyapı oluşturulmasını istiyoruz. Tabii ki bunlar uygulanacak; ancak şu an ton kilometrenin çıkması, altyapının oluşturulması gerekir. Avrupa’da nakliyecilerin konaklayacağı bir park alanı mevcut; fakat bizim ülkemizde şu an böyle bir altyapı yok. Rize’ye giderken ‘bizim araçlarımız saati dolduğunda nerede bekleyebilir’ diye yol kenarlarına baktım; fakat öyle bir yer göremedim. Hopa’ya, Sarp’a kadar gittim, park alanları yok; tesisler zaten kamyoncuyu kabul etmiyor. Bu nedenle altyapı oluşturulmadan takograf uygulaması getirilmemeli.” açıklamasında bulunuyor.
Takograf uygulamasına yönelik yaptığı değerlendirmeleri şöyle sürdürüyor; “Mesela bugün İstanbul’a 1 günde gidiyorsa 2 buçuk günde gidecek; iki şoför tutsa aldığı nakliye kurtarmıyor. Sigortası, maaşı, harcırahı, yemesi… Devletimizin buna bir çözüm bulması en azından ton kilometreyi getirmesi gerekiyor. Ton kilometre ile taban tavan fiyatlar ayarlanır. Bu da nakliyeyi kurtardığı zaman biz uygulamaya karşı değiliz. Kazalar olmaz; insanlar istirahat ederek, dinlenerek gider. Bunlar yapıldıktan sonra en önemlisi de ton kilometrenin çıkması. Biz fabrikadan hakkımızı istiyoruz, fabrika da vermiyor. Ton kilometre olsa kimsenin kimseye söyleyecek sözü olmaz; devletin belirlediği taban tavan fiyata göre anlaşmalar olur. Bu şekilde kimse kimse ile sıkıntı yaşamaz, vatandaş da para kazanır. Ben o zaman iki şoför tutarım; iki şoförüm olursa aracım İstanbul’a da Kars’a da rahat rahat gider gelir.”
“Eğitimi Verilmeden Geçilmesi Yanlış Olur”
Üyelerinin birçoğunun akıllı telefon kullanmayı bilmediği için veri girişinde zorlanacağını dile getiren Başkan Günaydın konuya ilişkin; “Altyapı sağlanmadan; eğitimi verilmeden geçilmesi yanlış olur. 216 üyemizin içinde 80 tanesi bu işi yapamaz; neredeyse 50 tanesinin akıllı telefonu yok. Ben de e- fatura kesemem; nasıl yapılması gerektiğine dair eğitim almamız gerekiyor. Geçenlerde bir üyem 3 bin lira fatura keseceğine 3 triyon fatura kesmiş; bunun geri dönüşü de yok. İade faturası keserek iade oluşturduk. Bunun eğitimi olmadan yapamazlar. Fabrikaların yapacağı işi biz yapıyoruz; fabrika bana yükü taşımam için vermiş, iş veren bu işlemi kendisi yapsın.” diyor.
“Bu Sektörde Nakliyecinin Can Güvenliği Yok”
Sektörün sorunlarına dair açıklamalarda bulunan Günaydın, cezaların ve otoban geçiş ücretlerinin yüksek olduğunu şu sözlerle dile getiriyor; “Yollar, otobanlar fahiş fiyatlarda; cezalar çok arttı. Biz şeker çekiyoruz ve bu yük değerli. Bizim 5 aracımız çalındı; bunu fabrikaya ve şeker alan tüccara ödedik. Şu an sigorta yapıyoruz, önceden yoktu; ancak sigorta yaptırsak bile, hırsızlık için ödeme yapılmıyor. Geçenlerde aracımızın biri İstanbul’da Sultanbeyli’ye gitti. Arkadaşa ‘sabah erkenden yanaş’ deniliyor; arkadaşımız dükkanın önüne sabah 06.00’da yanaşıyor. Minibüs ile 3 kişi geliyor, ‘şekeri sattık başka dükkanlara dağıtım yapacağız’ diyor ve arkadaşımıza saldırıp 30 torba şekerini çalıyorlar. Bu sektörde nakliyecinin can güvenliği de yok; can güvenliği için mecburen kaçacak. Nakliyeci esnafı çok zor şartlar altında bu işi yapıyor.”
“Devletimiz Bizlere Sahip Çıksın”
Yüksek miktarlarda gelen cezalara değinerek beklentilerini sıralayan Başkan Günaydın, “Bana da fahiş fiyatta ceza geldi. Benim hesabımdan para OGS’ye geçmemiş; bana bunun bilgisi de gelmedi. Ben 17 bin lira ödedim; ödeyemeyen, aracı bağlanan, icra gelen arkadaşlarımız oldu. Bana bilgi gelseydi bankama talimat verirdim ya da elden öderdim. Devletimizin bu sorunlarımız ile ilgilenmesi ve bizim haklarımızı savunması gerekiyor. Devletimiz bizlere sahip çıksın; gecemizi gündüzümüze katarak, karda kışta hizmet sağlıyoruz.” sözlerini dile getiriyor.
“Türkiye’nin Yükünü Biz Taşıyoruz; Devletimizden Çok Şey Bekliyoruz”
Söyleşimize S.S. Suluova Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Üyesi Ertan Kalabalık, Hüseyin Dalgıç ve Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Özen ile devam ediyoruz. Kooperatifin ve sektörün sorunlarına değinen üye Ertan Kalabalık, Türkiye’nin yükünü biz taşıyoruz; devletimizden çok şey bekliyoruz” diyor.
Nakliye işini 1989 yılından beri yaptığını ifade eden Kalabalık yaşadığı sıkıntıları şu sözler ile dile getiriyor; “Aldığımız parçalar ve geçtiğimiz otobanlar pahalı. Türkiye’nin yükünü biz taşıyoruz; devletimizden çok şey bekliyoruz. Bugün sigortalarımız aldı başını gidiyor; kaskolara, sigorta ücretlerine yetişemiyoruz. Aracın İstanbul’a bir gidiş gelişi 600 lirayı geçiyor; İzmir otobanına hiç giremiyoruz. Otobanın parası yükün parasından daha çok tutuyor. Kara yolları kantarlarından geçtiğimizde 10-20 kiloya ceza yazılıyor;bu cezaların azamisi bin 800 lira. Çok pahalı olduğu için K1 belgesi alamıyoruz. 30 yılın üzerinde nakliyecilik yapıyorum; kiralık belge ile çalışıyorum ve bu durum beni üzüyor. Parasını devletin alması gerekirken bizleri başka yerlere, taşeron firmalara yönlendiriyor. Durduğumuz tesislerde can güvenliğimiz yok. İnsanlar sprey ile uyutuluyor; cep telefonu, parası ya da yükü çalınıyor. Çok zor bir meslek icra ediyoruz; bu mesleği yapan arkadaşlarıma başarılar diliyorum.”
Bu mesleği 39 yıldır yaptığını belirten S.S. Suluova Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Özen; “Köprülerden, otobanlardan şikayetçiyim. Vergiler ve sigortalar pahalı; bu nedenle sigorta ve kasko yaptıramıyoruz. Bir kaza yaptığımızda işin içinden çıkamıyoruz.” diyor.
Nakliye sektöründe 23 yıldır çalışan S.S. Suluova Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Üyesi Hüseyin Dalgıç ise işini severek yaptığın belirtirken sektöre yönelik sıkıntıların olduğunu dile getiriyor. Dalgıç konuşmasında; “Bugün kömür yüklüyoruz; Mersin’e gideceğiz. Yollardayız, bu duruma biz de ev hanesi de alıştı; sonuçta ekmek paramız. Yollarda bazı maddi manevi sıkıntılar yaşanıyor. İstanbul’da şeker çekiyorduk hırsızlık olayı yaşandı; bir kısmını kendimiz, bir kısmını kooperatif ödedi. Maliyetlerimiz fazla. Takograf mecburen taktırıldı; bugünkü maliyeti bize 4 bin lira. Mecbur kaldığımız için gerekeni yapıyoruz.” sözlerine yer veriyor.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |