AB’ye uyum çalışmaları kapsamında Kara Ulaştırması olarak yürüttüğünüz projelerden bahseder misiniz?
Kara Ulaştırması, AB mevzuatına uyum açısında en fazla ilerleme kaydeden sektörlerden biri olmuştur. AB’ye uyum çalışmaları ve AB destekli projeler kapsamında yürütülen faaliyetler Karayolu Taşıma Kanuna ve kanun kapsamında çıkarılan Yönetmeliklere temel teşkil ediyor. AB Mevzuatına uyum sağlamak için Ulusal Programda Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğünün sorumluluğu altında yer alan kısa ve orta vadeli olmak üzere toplam 26 tane düzenleme mevcuttur. Yeni çıkarılan Karayolu Taşıma Kanunu ve kanun çerçevesinde çıkarılan Yönetmelikler ile Ulusal Programda, Ulaştırma Bakanlığı’nın sorumluluğu altında yer alan, özellikle karayolu taşımacılığında pazara ve mesleğe girişi sağlamaya yönelik önemli tüzük ve direktifler arasında büyük oranda uyum sağlanmıştır. Özellikle taşıma piyasası ve mesleğe giriş koşulları açısından AB mevzuatına içerik olarak % 95 oranında bir uyum söz konusu. Bu husus 25–26 Eylül 2006 tarihlerinde Brüksel’de yapılan Ulaştırma Tarama Toplantısında AB yetkililerince de teyit edilmiştir. 2006 ilerleme raporunda da buna övgüyle vurgu yapılmıştır. Bu çok önemli bir gelişme. Çünkü AB mevzuatı bizim Karayolu Taşımacılığı Kanunu ve kanun kapsamında çıkardığınız Yönetmeliklere temel teşkil ediyor. Henüz uyum yapılma çalışmaları başlatılmayan yedi adet düzenleme mevcut. Bunlarda daha çok kabotaj taşıma ile ilgili olan veya üye ülkeler arasında yapılan taşımalarda sınırdaki kontrollerin kaldırılmasını öngören düzenlemelerdir. Bunlar müzakere sürecine bırakılmış veya üyelikle beraber ele alınacak olan düzenlemelerdir. Bunun dışındaki diğer düzenlemeler ulusal mevzuata büyük oranda aktarılmıştır.
“Bu AB’ye uyum çalışmaları bir tarafta devam ederken bir taraftan da yine Türkiye – AB mali işbirliği çerçevesinde bir takım projelerle destek sağlanıyor. Bunların içindeki en önemli proje “Türk Karayolu Sektörüne Destek Projesi” dir. Bu proje karayolu sektörüne müdahil tüm kurum ve kuruluşların gerek mevzuat uyumu ve gerekse idari kapasitenin artırılması hedefine yönelik bir takım faaliyetler içeren bir projedir.”
Bu AB’ye uyum çalışmaları bir tarafta devam ederken bir taraftan da yine Türkiye – AB mali işbirliği çerçevesinde bir takım projelerle destek sağlanıyor. Bunların içindeki en önemli proje “Türk Karayolu Sektörüne Destek Projesi” dir. Bu proje karayolu sektörüne müdahil tüm kurum ve kuruluşların gerek mevzuat uyumu ve gerekse idari kapasitenin artırılması hedefine yönelik bir takım faaliyetler içeren bir projedir. 5.5 milyon Euro bütçeli bu proje üç bileşenden oluşuyor. Bunun ilki Eşleştirme (twinning). Bu proje Mayıs 2006’da başladı ve 21 ay sürdü. İkinci bir proje de karayolu taşıma sektöründeki ilgili kurum ve kuruluşların yine idari ve kurumsal kapasitesini güçlendirmeye yönelik hizmet alımı dediğimiz eğitim programıydı. Bu da yine 2006 yılının sonunda başladı ve bir yıl devam ederek tamamlandı. Üçüncü bölümü ise ekipman alımı oluşturuyor. Burada 1500 adet tablet PC (taşınabilir el bilgisayarı) ile 10 tane mobil yol kenarı denetim istasyonunun alımını öngörülüyor. Bu yol kenarı denetim ve kontroller için ön görülen bir projeydi. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından ihaleye çıkıldı. Proje kapsamında Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından altı adet mobil yol kenarı denetim istasyonunu ve 1180 tane de taşınabilir el bilgisayarları tedarik edilmiştir.
Eşleştirme projesine yine değinecek olursak bu proje kapsamında 70 yabancı uzman Türkiye’yi ziyaret etmiş ve 47 adet çalıştay ve toplantı düzenlenmiştir. Bu toplantılara karayolu sektörüne müdahil olan yaklaşık 13 tane kurum ve kuruluş partner olarak yer aldı. Karayolu sektörü ile ilgili yapılan düzenlemeler ve mevcut uygulamalar bu toplantılarda ele alınmıştır. Proje kapsamında yapılan en önemli çalışma ise AB mevzuatına uyumlu olarak çıkarılan mevcut kanun ve yönetmeliklerin AB mevzuatına uyum açısından gözden geçirilmesi imkanı bulunmuş olmasıdır. Yani bizim kanun ve kanun çerçevesinde çıkardığımız yönetmeliklerin ne derece AB mevzuatına uyumlu olduğu burada bir nevi gözden geçirilmiştir. Pazara ve mesleğe giriş açısından, sosyal şartlar açısından, teknik şartlar açısından, rekabet şartları açısından, geçiş ücretleri açısından ve transit geçişler gibi birçok alanda gözden geçirilme gerçekleşmiştir. Mevzuatımız ile AB müktesebatı arasındaki farklılıklar tespit edilerek, ilerde mevzuat konusunda yapılacak çalışmalar belirlenmiştir. Bu bağlamda, Eşleştirme Projesinden elde edilen önemli sonuçlardan biri; gerek karayolu güvenliğinin artırılmasına ve gerekse karayolu sektöründe pazara ve mesleğe giriş şartlarına yönelik olarak çıkarmış olduğumuz yasal düzenlemelerin % 95 oranında AB mevzuatı ile uygunluğunun teyit edilmiş olmasıdır.
Yine proje kapsamında, yabancı uzmanlarının katkılarıyla Tehlikeli Eşya Taşımacılığına İlişkin Yönetmelik hazırlanarak 31 Mart 2007 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmıştır.
Projenin diğer bir bileşeni olan “hizmet alımı” kapsamında ise projeye müdahil kurum ve kuruluşların katılımıyla 14 farklı konuda 1039 kişiye eğitim verilmiştir. Genel Müdürlüğün ve tüm ilgili kurumların insan kaynakları ve idari kapasitelerinin artırılması hedeflenmiş ve bu amaca ulaşılmıştır. AB’nin en çok önem verdiği konulardan bir tanesi sadece mevzuat uyumu yapmak değil bunu aynı zamanda uygulamaktır. Bunu uygulamak içinde insan kaynakları ile idari kapasitesinin iyileştirilmesi şarttır.
“Ülkemiz için de yol güvenliğinin artırılması çok büyük önem taşıyor. Dolayısıyla bu kapsamda ADR’nin uygulanması, yol kenarı denetim ve kontrollerin etkin yapılması, yol güvenliği açısından karayolu alt yapısının iyileştirilmesi, işletmeye yönelik bir takım iyileştirmelerin yapılmasına yönelik işbirliği imkanlarını araştırıyoruz.”
AB destekli yeni projeler nelerdir?
AB destekli yeni projelerimizin başında 30 adet yeni araç ağırlık ve boyut kontrol istasyonlarının kurulması geliyor. Bilindiği gibi 2013 yılına kadar 162 adet sabit ağırlık ve boyut kontrol istasyonlarının kurulması planlanmıştır. Biz 11 milyon Euro bütçeli bir proje hazırladık ve AB’ye sunduk; bu proje AB tarafından şartlı olarak kabul gördü. Yine AB fonlarıyla, İstasyonların nerelere kurulacağına yönelik bir detaylı fizibilite çalışması ve gerçek ihtiyaç değerlendirilmesi yapılacaktır. Fizibilite çalışması yapıldıktan sonra bu proje hayata geçecektir. Yol güvenliği ile ilgili olarak gerek AB, gerekse MATRA programı kapsamında (Hollanda ile işbirliği içinde) sunduğumuz projeler var. Bildiğiniz gibi AB karayolu güvenliğine çok büyük önem veriyor. Ülkemiz için de yol güvenliğinin artırılması çok büyük önem taşıyor. Dolayısıyla bu kapsamda ADR’nin uygulanması, yol kenarı denetim ve kontrollerin etkin yapılması, yol güvenliği açısından karayolu alt yapısının iyileştirilmesi, işletmeye yönelik bir takım iyileştirmelerin yapılmasına yönelik işbirliği imkanlarını araştırıyoruz. Bu alanda, Mayıs 2008 de Hollanda ile işbirliği içinde başlayacak küçük ölçekli bir projemiz var. Ancak, karayolu güvenliğinin gelişmesine yönelik daha büyük ölçekli ve kapsamlı bir yol güvenliği strateji planın hazırlanması için yeni bir proje hazırladık ve MATRA Programı kapsamında sunduk. Bunun içerisinde yol güvenlik kapasitesinin etkin kullanılması, sürücülerin, işletmelerin ve tehlikeli madde taşımacılığı için güvenlik danışmanlarının eğitimi var. Ayrıca güvenlik kültürünün geliştirilmesi var.
“Haziran 2010’dan itibaren dijital takograf kullanımı zorunluluğu getiriliyor. Bu konuda da Türkiye’ye çok iş düşüyor.”
Diğer bir projemiz ise dijital takografın uygulanmasına yöneliktir. Bilindiği gibi, Uluslararası taşıma yapacak yeni tescilli araçlarda, AB ye yönelik taşımalarda, Haziran 2010’dan itibaren dijital takograf kullanımı zorunluluğu getiriliyor. Bu konuda da Türkiye’ye çok iş düşüyor. Dijital takografların uygulanmasında ve konuyla ilgili mevzuatın hazırlanmasında ulusal bir otoritenin belirlenmesi gerekiyor. Akıllı takograf kartlarının hazırlanması (4 farklı kart söz konusu) gerekiyor; montaj, bakım ve kalebirasyon atölyelerinin onay ve denetimlerinin yapılması gerekiyor. Bu konuda, biz Sanayi Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı (Emniyet Genel Müdürlüğü) ile koordinasyon toplantıları yapıyoruz. Önümüzde sadece iki yıllık bir süre var; çok fazla bir zamanımız yok. Dijital takografın uygulanmasına yönelik bu geçiş döneminde, AB üyesi ülkelerin tecrübelerinden yararlanmak için, AB uluslararası bazı platformlarda (BM/AEK, UBAK gibi) teknik destek/mali destek verebileceğini söylemektedir. Bu teknik desteğin sağlanmasına yönelik girişimlerimiz var, projemiz var.
“İkili anlaşmamız olan bu 56 ülke içerisinde 27 tane AB üyesi ülkede var. Bakanlık olarak uluslararası eşya taşımacılığımıza özel bir önem ve destek veriyoruz. Bakanlığımızın temel politikası “Geçiş Belgesiz ve Kotasız Bir Uluslararası Eşya Taşımacılığı” dır. Biz Bakanlık olarak, ilgili kamu kurum/kuruluşları ve özel sektör kuruluşları ile istişare ederek uluslararası taşımacılığın engelsiz sürdürülmesi yönünde çalışmalar yapıyoruz, stratejik hedefler belirliyoruz ve girişimlerde bulunuyoruz.”
Uluslararası taşımalara getirilen kısıtlamalar konusundaki girişimleriniz hakkında neler söyleyeceksiniz?
Uluslararası taşımalara getirilen kısıtlamalara bakacak olursak; ülkemiz 56 Avrupa, Asya ve Afrika ülkesi ile ikili karayolu taşıma anlaşması yapmıştır. Bu ikili karayolu taşıma anlaşmaları ve taraf olduğumuz çok-taraflı uluslar arası anlaşmalar uluslararası taşımalar için önemli bir mevzuat alt yapısını oluşturuyor. İkili anlaşmamız olan bu 56 ülke içerisinde 27 tane AB üyesi ülke de var. Bakanlık olarak uluslararası eşya taşımacılığımıza özel bir önem ve destek veriyoruz. Bakanlığımızın temel politikası “Geçiş Belgesiz ve Kotasız Bir Uluslararası Eşya Taşımacılığı” dır. Biz Bakanlık olarak, ilgili kamu kurum/kuruluşları ve özel sektör kuruluşları ile istişare ederek uluslararası taşımacılığın engelsiz sürdürülmesi yönünde çalışmalar yapıyoruz, stratejik hedefler belirliyoruz ve girişimlerde bulunuyoruz. Uluslararası karayolu taşımacılığının kolaylaştırılmasına yönelik olarak yaptığımız bu çalışmalar/çabalar iki kolda yürütülmektedir; biri uluslararası kuruluşlar nezdinde yapılan girişimler, diğeri de ikili ilişkiler çerçevesinde yapılan girişimler. Uluslararası bölgesel kuruluşlar ve organizasyonlar altında yürütülen çalışmalara bakacak olursak; Özellikle Karadeniz Ekonomik İşbirliği (KEİ) ve Ekonomik İşbirliği (EİT) teşkilatları, TRACECA (Avrupa-Kafkasya-Asya Ulaşım Programı) ve EUROMED kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda oluşturulan resmi yasal belgelere transit ve ikili taşımaların serbestleştirilmesini sağlayacak hükümlerin yer alması için çaba sarf ediyoruz. Bunda da büyük ölçüde başarılı olduk. Özellikle KEİ kapsamında malların karayolu ile taşınmasının kolaylaştırılmasına ilişkin bir mutabakat zaptı yürürlüğe konuldu. Bu mutabakat zaptında transit ve ikili taşımaların kademeli olarak serbestleştirilmesini öngörüyor. Geçiş ücretlerinin uyumlaştırılmasını ön görüyor. Bunun da uygulanması için bir yönlendirme komitesi kuruldu. Bu komitenin başkanlığını iki dönemdir Türkiye yürütüyor. Dolayısıyla bu ikili ve transit geçişlerin serbestleştirilmesi için belli hedefler konuldu. Eylem planında yer alan bu hedefler doğrultusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Yine Ekonomik İşbirliği teşkilatının bir Transit Taşımacılık Çerçeve Anlaşması var. Bu çerçeve anlaşmasının 15. maddesi açık şekilde transit taşımacılığının kota olmadan transit izin belgesinden muaf olmasını öngörüyor. Bu transit taşımacılık çerçeve anlaşmasının kara taşımacılığı ile ilgili konularını takip etmek ve uygulamak için kara ulaştırması çalışma grubu oluşturuldu. Biz bunun içinde aktif olarak rol alıyoruz. EİT üyesi ülkeler arasında bunun uygulanması için çaba sarf ediyoruz.
Bir de TRACECA ve EUROMED Projeleri var. Bildiğiniz gibi, AB Karadeniz ve Hazar Bölgesine yönelik ulaştırma politikalarını TRACECA programı kapsamında uygulamaya koyuyor. Akdeniz’e yönelik ulaştırma politikalarını da EUROMED Ulaştırma Projesi kapsamında uygulamaya koyuyor. TRACECA için 2015 yılına kadar bir strateji planı hazırlandı EUROMED için 2013 yılına kadar bir eylem planı hazırlandı. Transit taşımaların serbestleştirilmesine de vurgu yapan bu her iki belge de Ulaştırma Bakanları toplantılarında onaylandı.
Yine uluslararası organizasyonlara baktığımız zaman; BM Avrupa Ekonomik Komisyonun “uluslararası karayolu taşımacılığının kolaylaştırılmasına ilişkin 2004 yılında revize edilen konsolide kararı” var. Bu kararda transit taşımacılığın serbestisine, engellenmeyeceğine açık bir şekilde vurgu yapılıyor. Diğer önemli bir karar da dünya ticaret örgütünün GATT anlaşmasının 5. maddesidir. Burada da yine transit serbestisine açık bir şekilde vurgu yapılıyor. Bakanlığımız tarafından, BM Avrupa Ekonomik Komitesi, İç Ulaşım Komitesi ve de Kara Çalışma Grubunda taşımacılığa getirilen kısıtlamalara sürekli dikkat çekilmektedir. Türkiye olarak biz bu konuyu bu platformlarda canlı tutmaya çalışıyoruz. Şubat 2008’de Cenevre’de yapılan son BM/AEK toplantısında, transit taşımaların serbestleştirilmesine ilişkin olarak, resmi bir pozisyon dokümanı tarafımızdan hazırlanarak toplantıya sunuldu. Başta alınmış bu iki kararı örnek göstererek bazı gerekçelerle transit taşımacılığın kısıtlanmaması yönünde talepte bulunduk. Bu belge gündeme alınarak kabul edildi ve kara çalışma grubuna bu konuda bir rapor hazırlaması görevi verildi. Bunun yanı sıra, Ulaştırma Bakanlığı, TOBB ve derneklerle koordineli olarak Dış Ticaret Müsteşarlığının yine DTÖ nezdinde önemli girişimleri var.
Uluslararası taşımaların serbestleştirilmesi ile ilgili olarak 2005’de Moskova’da yapılan UBAK Bakanlar toplantısında pazar şartlarının harmonizasyonu ile birlikte uluslararası taşımaların kademeli olarak serbestleştirilmesi yönünde bir prensip kararı aldılar. Bu kararın uygulanmasına yönelik olarak, bakanlığımızın talebi üzerine UBAK Kara Çalışma Grubu altında çalışmalar yapılmaktadır. Bildiğiniz gibi bunun öncesinde bakanlığımızın yoğun çabaları sonucunda çok girişli UBAK izin belgesi sistemi 2005 yılında yeniden yapılandırılmıştır. 2006 yılında temel kotamız 141’den 250’ye yükseltilmiştir. UBAK izin belgeleri sıralamasında 21. sırada yer alan Türkiye 3. sıraya yükselmiştir.
“AB ile Türkiye arasında 1 Ocak 1996 tarihinde sağlanan Gümrük Birliği ile “malların serbest dolaşımı” kabul edilmiştir. Malların serbest dolaşımına olanak tanıyan böyle bir karar söz konusuyken Türk plakalı karayolu taşıtlarının serbest dolaşımına kısıtlama getirilmesi doğru değildir.”
Yine nakliyeci derneklerimiz tarafından da sık sık vurgu yapılan, AB -Türkiye Gümrük Birliği Anlaşması var. AB ile Türkiye arasında 1 Ocak 1996 tarihinde sağlanan Gümrük Birliği ile “malların serbest dolaşımı” kabul edilmiştir. Gümrük birliği içerisinde malların serbest dolaşımı sadece ithalat ve ihracat serbestisini kapsamamalı, üye devletler üzerinden serbest transit geçişini de kapsamalı. Malların serbest dolaşımına olanak tanıyan böyle bir karar söz konusuyken kara Türk plakalı taşıtların serbest dolaşımına kısıtlama getirilmesi doğru değildir. Ayrıca, bazen sağlanan ikili veya çok taraflı izin belgesi ile kara taşıtlarına dolaşım imkanı sağlıyorsunuz ama bu sefer aracı kullanan sürücüye bir takım vize kısıtlamaları getirerek ayrı bir engel oluşturuyorsunuz. Bu durum tabiİ® ki uluslararası ticaret mantalitesi ile de bağdaşmıyor.
“Ülkeler ile yaptığımız ikili müzakerelerde kısa vadede tam serbestlik ve çok-girişli belge sistemi mümkün olmuyorsa, ihtiyaç oranında kotaların artırılması yönünde çaba sarf ediyoruz. Yürütülen bu kararlı ve başarılı müzakereler sonucunda, gerek geçiş belgesi kotasındaki artış, yıl içinde yeni ilave belgeler elde edilmesi, tek giriş için geçerli belge sisteminin çok girişli belge sistemine dönüştürülmesi ve gerekse UBAK’ taki belge artışı suretiyle yapılan sefer sayıları dikkate alındığında, taşıma sayılarında son beş yılda % 110’nun üzerinde artışlar sağlanmıştır.”
İkili Uluslararası ilişkiler kapsamında 56 ülke ile ikili anlaşmalarımız var. Bu anlaşmalara ve ilişkilere değinirsek neler söylersiniz?
Karayolu taşıma trafiğinin yoğunluğuna, ülkelerle yaşadığımız sorunlara ve uluslararası dengelere bağlı olarak anlaşmamız olan ülkelerle periyodik olarak toplantılar yapıyoruz. Bu toplantıların ana konularını geçiş belgesi kotası, geçiş ücretleri, sürücü vizeleri ve sınır geçiş problemleri gibi konular oluşturuyor. Daha öncede vurguladığım gibi; Bakanlığımızın temel politikası, geçiş belgesiz ve kotasız bir uluslararası eşya taşımacılığının sağlanmasıdır. Bu temel politika çerçevesinde, temel hedefimiz öncellikli olarak ikili ve transit taşımaların libere edilmesini imkan sağlayan yeni anlaşmalar/protokoller yapmaktır. Geçmişte yapılan anlaşmaları bu yönde revize etmektir. Bugün itibari ile 15 ülke ile ikili ve transit taşımalar libere edilmiştir. Bu sayıyı artırmak için çaba sarf ediyoruz. Bu mümkün olmuyorsa tek girişli belge sistemini çok girişli belge sistemine dönüştürmek istiyoruz. Bu da izin belgesi kullanımı açısından tam serbestlik kadar olmasa da yine de önemli bir avantaj sağlayan bir sistemdir. Bunu Belçika, Fransa, Portekiz, Almanya ile kısmen gerçekleştirdik. Hollanda ile 2009 yılında başlatmak üzere karar aldık. Ülkeler ile yaptığımız ikili müzakerelerde kısa vadede tam serbestlik ve çok-girişli belge sistemi mümkün olmuyorsa, ihtiyaç oranında kotaların artırılması yönünde çaba sarf ediyoruz. Yürütülen bu kararlı ve başarılı müzakereler sonucunda, gerek geçiş belgesi kotasındaki artış, yıl içinde yeni ilave belgeler elde edilmesi, tek giriş için geçerli belge sisteminin çok girişli belge sistemine dönüştürülmesi ve gerekse UBAK’ taki belge artışı suretiyle yapılan sefer sayıları dikkate alındığında, taşıma sayılarında son beş yılda % 110’nun üzerinde artışlar sağlanmıştır. Bakanlığımızın hesaplamalarına göre 2002 de toplam 492.601 adet olan geçiş belgesi stokumuz, 2007 yılı sonunda 1.036.000 İ¢dete çıkarılmıştır. İkili veya transit taşımaların libere edildiği ülkelerle yapılan taşımalar da dikkate alındığında bu sayı 1.300.000’i aşıyor. Ancak bu belge stoku yine de yetmiyor. Çünkü globalleşmeyle birlikte uluslararası mal hareketi sürekli artıyor. Türk dış ticaretindeki artış, uluslararası Türk firmalarının hem sayısının artması hem de dünya pazarındaki rekabet gücünün artması belgeye olan talebi artırmaktadır. Bir taraftan geçiş belgesi stokumuzu artırmaya çalışırken, diğer taraftan da mevcut geçiş belgesi stokumuzun etkin ve verimli kullanılması da önem arz etmektedir. Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğümüz son yıllarda bu konuda da ciddi çalışmalar yaptı ve yapmaya da devam etmektedir. Hazırlanan yeni Geçiş Belgesi Dağıtım Esasları Yönergesi ‘nde ilk defa taşımacıların izleyeceği uluslararası güzergİ¢hlar belirlenmiştir.
Ayrıca, Sn. Bakanımız, ikili veya çok-taraflı uluslararası platformlarda, kota ve vize sorunu yaşadığımız ülkelerin Ulaştırma Bakanları ile her fırsata bir araya gelmekte ve sorunların çözümüne yönelik girişimlerde bulunmaktadır. Bu girişimler, gerek sorunların doğrudan çözümünde gerekse İkili Kara Ulaştırması toplantılarına yansıması yönünde çok olumlu sonuçlar vermiştir.
Son olarak bu konuda şunu vurgulamak istiyorum. AB üyesi ülkeler teoride serbest taşımacılık pazarını benimsediklerini her fırsatta vurguluyorlar. Ama uygulamaya gelindiğinde maalesef korumacı bir politika uyguluyorlar. Bazı kısıtlayıcı tedbirler ile kendi pazarını koruma veya karşı ülkenin taşıma pazarından pay almak için direniyorlar. Bunu kırmaya çalışıyoruz; tabi bu da kolay olmuyor. Gerekçe olarak gösterdikleri şey; uluslararası taşımanın kademeli olarak serbestleştirilmesini Pazar şartlarının harmonizasyonunda sağlanacak gelişmeye bağlıyorlar. Nedir bu? Pazar şartlarının harmonizasyonu diye sorduğumuzda sosyal ve teknik şartların harmonizasyonu, çevresel etkileri mazeret olarak gösteriyorlar. Bu mazereti kabul etmiyoruz ve bu durumun Türkiye için artık söz konusu olmadığını vurguluyoruz. Türkiye sosyal ve teknik şartların harmonizasyonu ve çevreye duyarlı araçlar bakımından tüm şartları yerine getiriyor. AB ye yönelik yapılan tüm taşımalarda güvenli yeşil araçlar (EURO 3 ve üzeri) kullanılmakta, AETR kurallarına ve uygulamada olan AB mevzuatına uygun taşımalar yapılmaktadır. Taşımacılarımız, Kuralların ihlali halinde büyük cezaların uygulanacağının bilincindeler. Uluslararası bir takım anlaşmalar ile sağlanan haklarımızın törpülenmesini engellemek, Ülkemizin ve Türk taşımacılarının menfaatini korumak ve geliştirmeye yönelik girişimlerimiz ve bu girişimlerimizi sonuçlandırmak için çalışmalarımız devam edecektir.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |