Trabzon’un en önde gelen uluslararası taşıma firmalarından Kaytrans’tayız. Kaytrans Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Kayıkçıoğlu aynı zamanda Asya Otomotiv’in sahibi… Ekrem bey ile sohbetimize başlarken çok dertli olduğunu ve özellikle İtalya’ya taşımalarında bazı haksızlıklara maruz kaldığını öğreniyoruz.
Uluslararası taşımacıların sıkıntılarını kendisi şöyle sıralıyor:
· Transit sorunu
· Şoförlerde aranan belge sayısının çokluğu
· İtalya’ya taşımalarda karşılaşılan bazı sorunlar
· RODER’in ve TÜVTURK’ün araç muayenesi yapması
· UND ve RODER’in nakliyecilerin sorunlarıyla ilgilenmekte yetersiz kalması
Ve gelelim ayrıntılara… Söz şimdi onda…
Ne zamandan beridir Kaytrans faaliyetlerini sürdürüyor ve hangi ülkelere? Firmanızın iç yapısından biraz bahseder misiniz?
Kaytrans, Kayıkçıoğlu ailesinin bir firması olarak faaliyetlerini yürütüyor. Aile olarak 1950’li yıllardan beri nakliye işiyle uğraşıyoruz. Bizler çocukluk döneminden beri bu işle iştigal etmeye başladık. 92’de ferdi olarak yaptığımız işi firma çatısı altında yapmaya karar vererek Kaytrans’ı kurduk. Şu anda Kaytrans’ın yaklaşık 70 civarında aracı var. Başladığımız günden beri Avrupa’ya çalışıyoruz. Trabzon’un fındığını ve fındığın türevlerini Avrupa’nın hemen her ülkesine ulaştırmaya çalışıyoruz. Avrupa’ya çalışan bir firmanın araçları, ödemeleri, alacakları bir düzen içerisinde olmak zorunda. Bu düzenin de bir maliyeti var; zor da olsa Avrupa’ya çalışan tüm firmalar bu maliyetlere katlanıyorlar. Asya pazarı biraz daha rahat bir çalışma alanı; maliyetleriniz daha az. Bizim tercihimiz Avrupa ülkelerine çalışmaktan yana.
Nakliye esnasında bize çıkartılan zorlukları aşma konusunda etkinliğini sürdüren sivil toplum kuruluşlarının (UND ve RODER) yetersiz kaldığını düşünüyorum.
Bildiğim kadarıyla iki derneğin de üyesisiniz… Neden sizin sorunlarınızı çözme konusunda yetersiz kaldıklarını düşünmenize rağmen üyeliğiniz devam ediyor?
Ummak diye bir deyim vardır; biz ummaya devam edeceğiz; ancak umduğumuzu bulduğumuz söylenemez. Derneğin hiç mi faydası olmadı mı derseniz tabi ki, faydaları olmuştur.
RODER araçlar TÜF’e girecek demiştir. Bu bize yapılan bir iyilik midir; kötülük müdür? Para ödeyerek RODER’in TÜF’üne giriyoruz; sonra araçlarımızı bir de TÜVTURK’ün kontrolünden geçirmek zorunda kalıyoruz. Hem RODER’in TÜF’üne hem de TÜVTURK’ün muayenesine para ödeyecek lüksümüz yok. Bu kadar para kazanmıyoruz; nakliyeciler borçlarını ödeyemiyor. Beynelminel ehliyet, SRC ehliyet, RODER ehliyet… Nedir allahaşkına bu kadar ehliyetle taşıma yapamıyoruz. Beş tane ehliyetle şoförlük yapmaya çalışıyoruz. Şoförlerden istenen evrakların çokluğu yani ehliyet çöplüğü konusuna çözüm bulunsun; bu evrakların teke düşmesi lazım.
En büyük sorunumuz ise transit sorunu. Biz altı noktaya uğramadan diğer kapıya varamıyoruz. Bu işin kesinlikle kaldırılması lazım; Avrupa’da bir örneği yok.
Bir diğer husus da İtalya. İtalya’ya gitmek zulüm. Benim aracım 47 gün boyunca İtalya’da bağlı kaldı. Aracın bağlanması için suçlu olman lazım. Neymiş biliyor musunuz bağlanmasının nedeni? UBAK Belgesinin üzerindeki Ulaştırma Bakanlığı’nın vurduğu Kaytrans kaşesinin silinebilir mürekkepli olmasıymış. Bu kaşeyi devletimizin bize vurduğunu söylediğimizde; “Öyleyse bu resmi evrak sahte olabilir” diye cevap alıyoruz. Biz de Bakanlığımızın bu kaşeyi vurduğuna dair yazı aldık; İtalya’ya Bakanlığımız cevap yazdı; İtalya ise bu mürekkebin silinebilir olmasından kaynaklı ceza verdiğini yazıyor; şimdi benim ne yapmam lazım. Ulaştırma Bakanlığı’nı mahkemeye mi vermem lazım. Beklemeden dolayı yüküm aracın içinde çürüdü (bitki vardı); zarara uğradım; şoförüm orada 47 gün perişan kaldı; avukatlara harcadığım masraflar… Bu gibi olaylar benim başıma daha öncede geldi; devletçi yapımdan dolayı tazminat davası da açmadım. Ben dava açmadım; ama bu işi takip edecek mercilere yani temsilcilerimize UND ve RODER’e bildirdim. Ancak bu işle ilgilenip hakkımı savunduklarını göremedim.
UND’nin geçtiğimiz yıl Bulgaristan’la yaşanan sıkıntılarda ve bu yıl Rusya ile yaşanan sıkıntılarda etkin bir rol oynadığını biliyoruz. Size göre nerede eksik kalınıyor?
Bütün firmalar Bulgaristan’dan geçiyor; bu da şu demek UND üyesi nakliyecilerin hepsi Bulgaristan’dan geçmek zorunda. Bu nedenle alaka göstermek zorundadırlar. Yani bu durumun acısı onlar dokunmasaydı çok da ilgilenecekleri yoktu. Gürcistan’da aynı sorun yaşansaydı, aynı derece ilgi gösterilir miydi? Eski bir tabir var; “Reşit sen de, sen işit.” Biz de burada reşitlik yapıyoruz biz deyip biz işitiyoruz. Gürcistan’da bir kaza olduğunda hiçbir sahibiniz yok; doğru düzgün bizi temsil eden bir avukatımız yok.
Gelelim İtalya’ya ben RODER’in gösterdiği avukata para verdim; aracımı çıkar diye… Benim aracım bir ay sonra çıktı geldi; ancak bana ne mahkemeden, ne de başka yeren bir evrak gelmedi. Param avukata ulaştıktan sonra makbuz bile gelmedi; ne yapayım ben şimdi… İşim gücüm yok herkesi mahkemeye mi vereyim…
En azından çok fazla problemin yaşandığı yerlerde iyi avukatlarımızın bulundurulması lazım.
Bahsettiğim sorunlardan hiçbirisi benim şahsi sorunum değil; bunların hepsi Türk nakliyecisinin sorunu.
RODER ve UND’nin birleşme kararını ise bir masraf azaltma kapısı olarak böyle bir yolu uygun bulmaları diye yorumluyorum. Bu derneklerde bugüne kadar Karadeniz kökenli kişiler söz sahibi olmuştur; ancak yapılan işlerden en az Karadeniz insanı yararlanmıştır; en az Karadeniz’in sorunları giderilmiştir. Gümrük kapılarının yenilenmesi zaten devletin bir yükümlülüğü; sınır kapısı olmadan ihracat olmaz ki; bu ekstradan bir iş değil. Ulaştırma Şurası’nda sorunlara ilişkin Karadeniz’den hangi yetkilinin sorunlarını dinlediklerini ve bu konuların görüşülmesi için not aldıklarını bilmiyoruz.
Krizden ne ölçüde etkilendiniz ve bünyenizde bir küçülmeye gittiniz mi?
Gelecekten umutluyuz; büyük bir kriz yaşadık; yaşıyoruz da. Öyle hemen 2010’da biteceğini de beklemiyoruz; hatta bazıları krizin henüz gelmediğini savunuyor. Pek çok firma kayıplı bir yıl geçirdi. Bir yıllık bir zarar var; dolayısıyla pek çok yer borçlu; borcunu ödeyemediği gibi bir yıl da zarara girdi. Borçlu olduğu yerlerin para taleplerini karşılayamadıklarından bir bölümü battı.
Biz iş yok; navlunlar düşük para kazanamıyoruz diyoruz; yoksa alacaklarımızın tahsilinde zaten krizden dolayı sorun yaşamaya başladık; o başka bir şey. Bence devlet finans kurumlarını toplamalı; kayıp bir yılı herkesin borcunun sonuna kopyalamalı. Nakliyecilik herkese lazım ve tüm sektörleri doğrudan etkiliyor.
Eklemek istedikleriniz…
UND ve RODER Türkiye’ye eşit gözle bakıp herkes için verimli çalışmalara imza atamadılar. Sorunlarımızla yeteri kadar ilgilenip çözüm üretemediler; kısacası beceremediler bu işi… Üye olduğum bir sistemi eleştirebilmeliyim; bunlar yapıcı eleştiriler… Firmaların menfaatleri ölçüsünde birşeyleri anlatabilmeliyim; bu sektör herkese lazım ve her sektörün temeli…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |