İlk turun en büyük sürprizini bana göre Jean-Luc Melenchon yaptı. Kullanıla0yların yüzde 22’sini alan Melenchon eğer solda bu kadar fazla aday çıkmasaydı, bu başarısı ile ikinci tura çıkacak ve büyük olasılıkla da yeni başkan olarak Fransız siyaset sahnesindeki yerini alacaktı.
Bu durum gerçekleşseydi, zaten oldukça başarısız ve yıpranmış görüntü veren Emmanuel Macron’un alt edilmesi oldukça kolay olabilirdi. Ama olmadı. İlk turdaki oyların yüzde 27,8’ini alan Macron ile, yüzde 23,1’i alan Marine Le Pen ikinci turda kapışacak. Bir diğer ifadesi ile merkez sağ ile aşırı sağın ikinci kapışmasına tanıklık edeceğiz. Hoş bu ilk Macron Le Pen kapışması da değil. 2017’de de iki aday ikinci tura kalmış, oyların yüzde 66,10’unu alan Macron 5 yıl süreyle başkanlık koltuğuna oturmuştu.
Ancak bu sefer Macron’un işinin hiç de kolay olmayacağı da yapılan anket sonuçlarından anlaşılıyor. Eğer Macron seçilirse bu çok az bir farkla olacak.
Peki iki liderin söylemlerinden ne anlıyoruz. Macron’a göre, Le Pen’in kazanması Avrupa’da milliyetçilik rüzgarlarının şahlanmasına yol açacak, bu da Avrupa’da savaş tamtamlarının çalınmasına yol açacak. Ukrayna-Rusya savaşı yetmezmiş gibi, yeni cepheleri Avrupa genelinde görme olasılığı yüksek.
Le Pen ise görüşlerini çok basit ifade ediyor: “Eğer seçilirsem, Fransa NATO’dan çıkacak!”
Hoş, daha önce “NATO’nun beyin ölümü gerçekleşti!” diyen Macron’un da NATO’ya çok sıcak baktığını söylemek güç. Ne var ki Ukrayna’da yaşananlar şimdilik olmak kaydıyla Macron’a fren yaptırdı gibi duruyor.
Peki Fransız seçimlerinin bizimle ilgisi ne? Öyle ya son yıllarda Türkiye’ye karşı husumetini giderek artıran Macron mu, yoksa her ne kadar son dönemlerde aksini iddia etse de ırkçı görüntü veren Le Pen mi bizim için daha iyi?
Bana göre kim seçilirse seçilsin, bundan sonra Türkiye – Fransa ilişkilerinde bir normalleşme, hatta daha ötesinde iyileşme dönemine gireceğiz. Malumunuz, uluslararası ilişkilerde aşk, nefret, onur, gurur vb. duygulara yer yok. Çıkarlar örtüştüğü oranda iyi, çok iyi ilişkiler olur, çatıştığında da ilişkiler bozulur. Dolayısı ile Fransa’nın enerji gereksinimlerinde bundan böyle Türkiye kilit rol oynayacak ise, Fransa’nın çıkarı Türkiye ile iyi geçinmektir. Hele NATO’lu ya da NATO’suz yeni bir Avrupa Savunma Güvenlik Kimliği arayışı söz konusu olacak ise, Fransa ve Almanya’nın Türkiye aşkı fazlası ile depreşebilir.
Bekleyip göreceğiz.
Peki Almanya, Macaristan ve şimdi de Fransa seçimleri önümüzdeki yıl yapılacak Türkiye seçimlerini etkiler mi? Şimdiden bir şey söylemek çok zor. Ama şu kadarını belirtmekle yetinelim, eğer mevcut iktidar ekonomik koşulları düzeltecek doğru girişimlerde bulunmaz ise, işi çok zor. Zira yapılan bütün araştırmalar oy kullananların dış politika başarılarına (ki şimdilik ile sınırlı, gelecek günlerin ne göstereceği çok tartışmaya açık) bakarak değil, akşam evde kaynayan çorbanın kalitesine bakarak oy kullandıklarını bize gösteriyor.
Ekonomi düzelir mi? Bunu da bir başka yazının konusu olarak ele alalım…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |