Mersin’de genel olarak ne tür problemler yaşıyorsunuz?
“ Türkiye’de hiçbir limanda bu kadar eziyet, prosedür yok.”
Hangi problem yok ki? Limandan çok rahatsızız. Türkiye’de hiçbir limanda bu kadar eziyet, prosedür yok. Kartınız olacak bir, giriş beyannamesi vereceksiniz iki, giriş çıkışta fiş alacaksınız üç, yani prosedür çok fazla ve çok uzun bir süre alıyor bu da işlerimizi engelliyor.
Limanlarda, gümrüklerde parasız hiçbir iş yaptıramıyoruz. Mesela, bir posta 6 saatte 12 araba indiriyor ama biz götürü verdiğimiz zaman bu işi üç saatte 20 araba indiriyor. Limandaki derdimiz budur. Limanda sevkıyat çok yavaş ilerliyor. Limana ödenek çıkmadığından arabalarımız tarla gibi yollardan gidiyor. Yollarımız çok bozuk; gerek liman içi olsun gerek Adana yolu olsun gidip gelmekte zorluklar yaşıyoruz..
Peki, yapılan düzenlemelerden memnun musunuz?
“ Biz neden verdik 60 milyarı?
Memnunuz ama eksiklikleri var. Kanunlar çıktı biz 60 milyar ödeyip belgemizi aldık. Üyelerimiz de aldı fakat hiç bir uygulama yapılmıyor. Hani uygulanacaktı. Biz neden verdik 60 milyarı?
Sizin, bu durumun düzeltilmesi için Ulaştırma Bakanlığı’ndan istedikleriniz nelerdir?
“…herkes fatura kesiyor.”
Bizim her şeyimiz faturalı, kooperatifimiz kar amaçlı değil. Örneğin biz 600 YTL’ye fabrikaya gidiyorsak ve 600 YTL fatura kesiyorsak fabrikaya, üyelerimiz de 600 YTL fatura alıyor. Giderler, diyelim ki 5 milyar. Bu parayı üyelerimizden topluyoruz ve giderleri karşılıyoruz yani kar amacı gütmüyoruz. Ulaştırma Bakanlığı, bize “belgesiz araç fatura kesemeyecek” dedi ama herkes fatura kesiyor.
“devletin yaptığı bizim gibi alt tabakadakileri öldürüp büyük firmaları yükseğe çıkarmak.”
Bu sektörden Türkiye’de 2–3 milyon kişi ekmek yiyor. Tarıma teşvik veriliyor, fabrikaya teşvik veriliyor, her şeye teşvik veriliyor, fakat kamyoncuya teşvik verilmiyor. Kamyoncuya da teşvik verilmesi gerekir. Arabalarımızın hepsi eski. Neden? Para kazanamadığımızdan. Bize de teşvik verilsin biz de arabalarımız yenileyelim, borcumuzu ödeyelim, vergimizi ödeyelim, çalışalım. Biz çalışmıyor muyuz? Biz onlardan daha fazla çalışıyoruz. İyi arabası olandan daha çok sıkıntı çekiyoruz, fakat para kazanamıyoruz. Artık bu iş büyük firmaların eline kaldı. Biz ikinci üçüncü elden iş alabiliyoruz. Sadece kanunlar uygulansın istiyoruz. Şu an devletin yaptığı bizim gibi alt tabakadakileri öldürüp büyük firmaları yükseğe çıkarmak.
Rekabet Etmekte Zorlanıyoruz.
Erdemli Tömük Taşıyıcılar Kooperatifi 2. Başkanı Ali Öztürk:
Kooperatifinizden bahsedebilir misiniz?
1996 yılının Ekim ayında kooperatifimizi kurduk. Bu işe 50 üyeyle başladık. Şu an 230 üyemiz var. 100 civarında kamyonumuz var. Üyelerimizden belge paralarını toplayıp, belgelerimizi aldık. Zamanla üyelerimiz arasında azalmalar oldu. Biz tüccarlarla iş yapıyoruz. Burada daha çok narenciye ve limon işi yapılıyor. Erdemli sınırları içerisinde tüm narenciyeyi biz taşıyoruz. Yabancı araç sokmamaya çalışıyoruz. Kaç tüccarımız varsa yıl içinde biraya gelip dertlerimizi paylaşırız. Fiyatlar konusunda bir anlaşma sağlarız. Tüm iller için sandık başına nakliye fiyatlarını netleştiririz. Sayıya göre biz kasa yüklemesi yapıyoruz. Tonajla ilgili sıkıntı yaşıyoruz. 800 sandığım var, 17 ton yapıyor. O konuda biraz zorlanıyoruz.
Mersin’de ne gibi problemler yaşıyorsunuz?
Kaçak mazot kullananlar bizleri olumsuz etkiliyor. Bir de Mersin’e doğudan gelen insanlar fazla, bunlar kaçak mazot kullandıkları için ayrıca arabaları da son model olunca bunlarla rekabet etmekte zorlanıyoruz.
Peki, Ulaştırma Bakanlığı’nın yaptığı yasal düzenlemelerden memnun musunuz?
“Herkes belgeli çalışsın, kaçak mazota çare bulunsun.”
Memnun değiliz. Çünkü kantarları kurdular ama şu anda kantarlar kapalı. Bize ceza yazıldığında, kantarlar kapalı diyoruz ama yine de ceza yazıyorlar. Sorunların ortadan kalkması için yollara maliyecileri 24 saat dikmeleri lazım. Ben de vergimi ödeyeceğim. Tonaj kontrollerinin sıkı bir şekilde yapılması gerekiyor. Herkes belgeli çalışsın, kaçak mazota çare bulunsun.
Son olarak ne söylemek istersiniz?
“… rızkımızı elimizden alıyorlar.”
Kıbrıs araçları İstanbul’dan boş geliyor. Biz burada bin sandığı1,5 milyara götürüyorsak onlar ‘750 milyona götürürüm’ diyor, rızkımızı elimizden alıyorlar. Biz de şikİ¢yet ettik. Sağolsun, Kaymakamımız aradı söyledi, yüksek cezalar geldi. Şimdi o firma bir daha gelmiyor buralara ama simdi başka firma geliyor. Biz kooperatifçiysek biz de C2 belgesini almak istiyoruz.
Feleğin çemberinin geçtiği her yerde biz varız.
Tarsus Kamyoncular Tankerler ve Tırlar Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi Feridun Ergül
Taşımacılık sektörünün sorunlarını değerlendirir misiniz? Sektörün ihtiyacı olan şey nedir?
Biz bir yasamız olsun diye çok uğraştık. Ama yasanın çıkarılış amacına ne kadar hitap ettiği tartışılır. En kötü yasa yasasızlıktan iyidir dedik… Kooperatifler yasanın içerisinde tam olarak tanımlanmamış, bir yer bulsun diye mücadele ettik. Mesleğin beş yıl sonrasına bakıldığında bu yasanın bizi ayakta tutmayacak tuzaklarla dolu olduğu gözüküyor. C2 belgeli araçların yurtiçinde taşıma yapmasını yasal hale getirdiler. Zaten yurtiçinde çalışan insanlar kan kaybetmiş, bitmek üzere.
“Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir uygulamadır.”
Büyük şirketlere holdinglere teşvik veriliyor, onlar büyüyor ve biz onlarla mücadele edemeyecek duruma geliyoruz. Nasıl ki hipermarketler bakkalları yutuyorsa… istesek de istemesek de bitmişliğe doğru gidiyoruz. Daha aracı alırken eşitlik bozuluyor. Yurtdışına gidip gelirken akaryakıtı ÖTV’siz kullanabiliyorlar, deniz taşımacılığında da teşvik amacıyla ÖTV kaldırıldı. Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı bir uygulamadır bu. Eğer ki devlet sosyal adalet ilkelerine inanan bir devlet ölçüsündeyse, eşitlik ilkesini uygulamalı.
“teşvik edilmesi lazım. “
Devletin alıp sattığı akaryakıt benim yüzde 90 giderimi oluşturuyor. Rafineri çıkışıyla pompa fiyatı arasındaki fark çok fazla. Bir yılda ben kamyon sürücüsü olsam yaklaşık 35 bin yakıt tüketiyorum. Bu 77 bin YTL’nin üzerinde bir para ediyor. Bunun yüzde 75’ini ben devlete veriyorum. Bunun dışında; “niçin matrahını arttırmadın, motorlu taşıt vergini ödemedin” diye aracımı bağlıyorlar. Halbuki benim teşvik edilmem lazım; devlete bu kadar kaynak aktardığım için. Demeliler ki; ‘sen ne kadar yakıt tüketirsen ben o kadar gelir sağlıyorum.’ Bırakın bizden vergi almayı teşvik etmeleri azım. Feleğin çemberinin geçtiği her yerde biz varız. Ya da bir de birde
“…haklı olanın güçlü olduğu değil, güçlü olanın haklı olduğu bir sektör.”
Şu an piyasaya arz edilen iş ile piyasadaki talep farklı. İnsanlar bir takım teşviklerle yurtdışında çalışabiliyorsa bırakın yurtdışında çalışsınlar. Neden yurtiçinde çalışma izni verildi. Benimle aynı ihaleye giriyor, aynı şartlarla yer alıyor. Onun aldığı motorin fiyatıyla benimki farklı. Düşünün ki yüz kiloluk biriyle 50 kiloluk biri mindere çıktığında sonuç bellidir. Bu sektör haklı olanın güçlü olduğu değil, güçlü olanın haklı olduğu bir sektör.
“…ekmeğimizi bölüyorlar”
Biz de şu anda bu durumdayız. Sonucu şimdiden belli olan, üç beş yıl içinde bitecek bir senaryonun içerisindeyiz. ÖTV ve KDV’siz akaryakıt yurtiçinde taşımacılık yapanlara da uygulansın ya da herkese kaldırılsın. Kıbrıs’tan gelen ve yurtiçinde taşıma izni olmayan, vergi ödemeyen insanlar burada taşımacılık yapıyor. Bu problemin çözülmesi gerekir. Beni kurtarmayan işlere boş gitmemek için ne kadar verirlerse gidiyorlar. Bizim ekmeğimizi bölüyorlar. Bu bölgede Kıbrıs plakalı bir araca işveren şirket nasıl fatura kesiyor bunu öğrenmek istiyorum.
Mersin’deki Nakliyecilerin Sorunları Bitmiyor…
Türkiye’de taşımacılık dendiğinde akla gelebilecek başlıca yerlerden birisi olan Mersin, gerek deniz yolu gerekse de karayolu taşımacılığı bakımından önemli bir kavşak noktası. Mersin Limanı’nın, yarattığı bu büyük iş sahası nedeniyle birçok firma burada faaliyet gösteriyor.
Şimdi de söz Mersin’de faaliyet gösteren nakliye firmalarında. İşte bu firmalardan birisi olan Kılıç Grup, kurulduğundan bu yana taşımacılık, dış ticaret, gümrükleme ve inşaat alanlarında çalışıyor. Ortadoğu ve özellikle Irak’a yapılan taşımalar konusunda iddialı olan Kılıç Grup, 509 adetlik araç filosu, 300 kişilik uzmanlaşmış iş gücü ile taşımacılık sektöründe hizmet veriyor. Kılıç Grup Yönetim Kurulu Başkanı Nejdet Kılıç ile yaptığımız röportajda taşımacılık konusunda yaşanan sorunları konuştuk.
Bize biraz şirketinizden bahsedebilir misiniz? Kaç yıllık bir şirketsiniz ve daha çok nerelere taşımacılık yapıyorsunuz?
18 yıllık bir şirketiz. Genel olarak Ortadoğu, Avrupa, Irak üzerine taşımacılık yapılıyor; araç filomuzla petrol dışında her türlü taşımayı yapıyoruz.
Mersin’de taşımacılık sektöründe yaşadığınız sorunlardan bahseder misiniz?
“Ulaştırma Bölge Müdürlüğü’nün Adana’ya verilmesi iyi olmadı.”
Türkiye’de İstanbul’dan sonra en çok nakliyeci Mersin’de bulunuyor. Araç olarak da yine İstanbul’dan sonra en çok araç burada. En büyük problemimiz, Mersin’de 350 civarında nakliye firması varken, Ulaştırma Bölge Müdürlüğü’nün Mersin’den alınıp altı kadar nakliye şirketi olan Adana’ya verilmesi. Bu durum Mersin nakliyecileri için iyi olmadı. En ufak bir işlem için Adana’ya gidilip gelinmesi nakliyecilere sıkıntı yaratıyor. Diğer bir sorun da limanın özelleştirilmesi ile ilgili. Liman özelleştirildi ama bunun Danıştay’a takılması nedeniyle sorunlar yaşanıyor. Bir başka sorun ise Habur’un bir türlü istikrara kavuşamamasıdır. Araçlarımız giderken sınırda 15 gün kadar bekliyor.
Peki, bu problem nereden kaynaklanıyor?
“ … avantajı ülke olarak iyi değerlendirmeliyiz”
Problem, karşı tarafta muhatabın olmamasından kaynaklanıyor. Habur’a işlerlik kazandırılmıyor. Uzun zamandan beri aynı sorunlar devam ediyor. Irak ile olan dış ticaretimiz 3 milyar dolar yerine neden 10 milyar dolar olmasın? Irak’ta büyük bir pazar var ve üretim yok. Sürekli dışarıdan mal alıyor. Bizi bu pazara yönlendiren birçok etken var. Birincisi, Irak’la kültürel, dini, dilsel, komşuluk bağlarımız var. İkincisi nakliyemiz daha ucuz, bu yönden avantajlıyız. Bu avantajı ülke olarak iyi değerlendirmeliyiz.
Sektöre kazandırılan yasal düzenlemeler hakkındaki düşüncenizi alabilir miyiz?
Şu anda minimuma inmiş durumda. Yeni Karayou Taşıma Kanunu’nun devreye girmesiyle her şey kayıt altına alındı. Gerekli denetimler yapılıyor. Tüm bunlardan memnunuz.
C2 belgesiyle taşımacılık yapanların, yurtiçinde de taşımacılık yapmasına ilişkin yapılan eleştirilere yanıtınız nedir?
“… bir sakınca yoktur.”
Kamyoncu arkadaşlarımızın daha fazla kazanmasını istiyoruz. Bence en önemlisi şuan yurtiçi kiralarının ucuz olması. Ucuz yurtiçi kiralarının yükseltilmesi gerekir. Hem kamyoncu olsun, hem C2 sahibi filolar olsun; yurtiçinde aldıkları kira, mazot masrafını bile karşılamıyor. Zaten C2, K1 yerine geçiyor. İlk kanun çıktığında D2 yanında K1’de aldık. Daha sonra C2’nin K1 yerine de geçerli olacağı tebliğ edildi. C2 yetki belgeli araçlarında yurtiçinden yük almasından bir sakınca yoktur.
Eklemek istedikleriniz…
“ Devletin nakliyecinin sorunlarıyla daha fazla ilgilenmesini bekliyoruz.”
Her şeyin kayıt altına alınmasını istiyoruz. Devletin nakliyecinin sorunlarıyla daha fazla ilgilenmesini bekliyoruz. Bir tane ödül aldık. Mardin Deftarlığı’nın düzenlemiş olduğu 2005/2006 vergilendirme dönemi istihdam yaratan mükellef rekortmenler sıralamasında, Mardin Çimento’dan sonra ikinci olduk. Aynı şekilde yine Mardin Deftardarlığı’nın düzenlemiş olduğu 2005/2006 vergilendirme dönemi ihracat rekortmenleri sıralamasında da üçüncü olduk
Kamyoncuyu Sıkıntıya Sokmaya Gerek Yok!
Mersin’deki iş hacminin şimdilerde çok düşük olduğunu söyleyen SAF Nakliye Organizatörlüğü Başkanı Nuri Bayır, bunun da kendilerini sıkıntıya soktuğunu belirtti. Bayır, yeni düzenlemelerden yana dertli olduklarını kaydederek bunları “dayatma” olarak nitelendirdi.
Firmanızdan bahsedebilir misiniz?
21 yıldır kamyon ağırlıklı uluslararası taşımacılık yapıyorum. Ülke ne satarsa ben de onu taşırım. Yurt dışından ne gelirse: yağından, demirine kadar; çimentosundan gıdasına kadar ben onu taşırım.
Mersin genelinde yaşadığınız problemlerden bahsedebilir misiniz, bölgesel anlamda hangi sorunları yaşıyorsunuz?
Şimdi bölgede iş sıkıntısı yaşıyoruz. Altı ay önce ben size on araç getirtemezdim, herkes çalışıyordu ama şimdi bir telefonla 30 araç getirebilirim. Çoğu kamyoncu çalışmıyor. İş hacmi çok düşük.
R2 yetki belgeniz var değil mi?
R2 yetki belgesi yok almayı da düşünmüyorum, ben nakliye organizatörü olarak çalışıyorum. Bir arkadaşımın yetki belgesini kullanıyorum.
Yeni yapılan yasal düzenlemelerden memnun musunuz?
Bu konuda çok dertliyiz. Gerek kamyoncuya getirilen dayatmalar, gerekse de bizim gibi nakliye organizatörlerine getirilen dayatmalar. Dayatma demeyelim de fahiş fiyata belge satmak diyelim!
Şu ana kadar bunlarla ilgili herhangi bir dayatmayla karşılaştınız mı?
Benim kamyoncum karşılaşıyor, onun karşılaşması beni de ilgilendiriyor. İster istemez onların sıkıntıları bize de yansıyor.
Ne gibi problemlerle karşılaşıyorsunuz?
Sınır kapılarında problemler oluyor. Uzun kuyruklar oluyor. En büyük sıkıntıyı Irak’ta yaşıyoruz. İş yoğun olunca kapılar hemen kapanıyor. Bilgisayarlar bozuk diyorlar, bu yüzden bir araç ancak 40 günde gidiş-geliş yapabiliyor.
Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Yeni Karayolu Kanunu’nda devlet, kamyoncuya diyor ki; sen K1 alacaksın, yurtiçi taşıma yapabilmek için. Kamyoncu bunu zor şartlarda alıyor ama aynı kamyoncu bu K1 ile yurt dışına gidemiyor. Ne yapması lazım? R2 yetki belgesi alması lazım Bu seferde diyor ki; senin K1’in var R2 belgesi alamazsın. Bir de R2 parası veriyor. K1 parası veriyor. Şimdi ikinci bir değişiklik yaptılar. K1’i iptal edin, R2 çıkarın. Tamam, iptal edelim de ver o zaman K1 parasını. Kamyoncuyu sıkıntıya sokmaya gerek yok.
Kapasitenin Değerlendirilmesi Lazım
Henüz iki yıllık bir şirket olan ama otuz yıllık deneyimi bulunan Sel Lojistik Mersin Ro-Ro A.Ş.nin ortaklarından aynı zamanda. Şirketin Genel Müdürü Hayrettin Tümbek alelacele yapılan düzenlemelerin yanlış olduğundan ve limanda yaşanan ikilemden dem vuruyor.
Bize Sel Lojistik’ten bahseder misiniz?
Yapımız yeni. İki yıllık bir şirket ama bizler 30 seneye aşkın bu işi yapan insanlarız. Ve süreç içerisinde 50 tane araca sahip olduk. Genel olarak ulusal taşımacılık yapıyoruz. Şehirlerarası konteynır taşımacılık. Ama yeni hedeflerimiz de var. Uluslararası taşımacılığa da yavaş yavaş girmeye başlıyoruz.
Mersin de nakliyecilik alanındaki potansiyeli değerlendirir misiniz?
Nakliye yönünden Türkiye’nin en zengin bölgelerinden bir tanesidir. Türkiye’deki aracın neredeyse yarısı Mersin piyasasından. Ama potansiyel burada araç burada maalesef para yok. Haksız rekabet yüzünden.
Haksız rekabet ortamını yaratan nedir peki?
Nakliyecinin bilinçsiz çalışması. Günü kurtarmaya çalışıyor. Ama gerçek anlamda aracın vergisi, aracın taşıt pulu, aracın mazotu, lastiğini düşünürsen… kurtarmaz. Ama nakliyeci arkadaşlarımız çalışıyor. Irak’tan gelen ucuz mazotu kullanıyorlar. Ama şimdi Ulaştırma Bakanlığı’nın yönetmelikle ilgili çalışmaları var. Uygulamaya konulursa bundan da kurtuluruz.
Yapılan düzenlemeler hakkında ne düşünüyorsunuz. Yapılması gereken yeni düzenlemeler neler olmalı?
“ Kanunu bir sene geç çıkarsalardı ama temiz çıkarsalardı daha iyi olurdu.”
Bence çok alelacele bir Kanun çıkartıldığından hatalar görüldükçe hemen ek bir yönetmelikle düzeltilmeye çalışılıyor. Ama olacak o kadar. Biraz daha üzerinde çalışma yapsalardı, bir sene geç çıkarsalardı ama temiz çıkarsalardı daha iyi olurdu.
Ön araştırmasının çok iyi yapılmadığını söylüyorsunuz…
Evet. Sorunlar halen yaşanıyor. Ama arızayı gördükleri yerde ek bir yönetmelikle bu durumu düzeltmeye çalışıyorlar.
Limanın özelleştirme süreciyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Aslında bu bilmecenin bir an önce çözümlenmesi gerekir. Mersin limanı ne olacak? Bu ekiple bu liman yürümez. Ne teknik olarak ne eleman olarak… Bunların hepsi gidecek yeni ekip gelecek. Mersin limanı birçok limandan büyük, bu kapasitenin değerlendirilmesi lazım.
Peki, limanın ikilemde olmasının ticareti etkilediğini düşünüyor musunuz?
“ Liman tarifesi çok yüksek”
Tabi ki etkiliyor. Şimdi orada konteynır elleçmesi yapılıyor. Limana fosfat alımında bulunuyorsun. Her gün şu konteynıra şu malı yükleyeceğim diyorsun. Senden yükleme parası almasına rağmen, sana işçi tahsis etmiyorlar senin dışarıdan işçi getirip yüklettirmen gerekiyor. … Liman tarifesi gerek işçilik gerek gemi açısından çok yüksek. Buradan yükler kaçıyor gidiyor.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |