“Türkiye’de üretim yapan kazanıyor!” diyen Şentürk, Türkiye’nin önemli bir lojistik ve üretim üssü olma potansiyeline sahip olduğunun altını çizdi, ayrıca yeniden “Avrupa’nın Üretim Üssü Olma” gayretinde olduklarını belirtti.
Şentürk, 70 ülkeye ihracat yapan Türk treyler sanayicilerinin hedeflerinin bir milyar dolarlık ihracat yapmak olduğunu söyledi.
2024 yılının Türkiye sanayisi için zor bir yıl olduğunu ifade eden Şentürk, tüm dünyanın zorlu bir değişim sürecinden geçtiğini ve Türk treyler sanayisinin bu dönüşüm sürecine hızla uyum sağlaması gerekliliğine değindi.
Sektörün başlıca sorunlarına ve bu konulardaki çalışmalarına da değinen Şentürk, önceliklerinden bazılarının sahtecilik ve merdiven altı üretimle mücadele ve hurda teşviki uygulamasının devreye sokulması olduğunu belirtti. Şentürk ayrıca ürünlerine kredi temin edilememesini ise “Kanayan Bir Yara!” olarak tanımladı.
“2023 Yılında Avrupa’nın En Büyük İç Pazarı Olduk”
“Avrupa’nın İkinci Büyük Üreticisiyiz”
Sözlerine Türkiye treyler pazarının 2023 ve 2024 yılları değerlendirmesiyle başlayan Şentürk, Türkiye treyler pazarının 2023 yılında Avrupa’nın en büyük iç pazarı olduğunu söyledi. 2024 yılında Avrupa rakamları henüz netleşmemiş olsa da ilk iki sırada olduklarını belirten Şentürk, üretim açısından ise 100 bin kapasite, 50 bin üretim ile Avrupa’nın ikinci büyük üreticisi olduklarını sözlerine ekledi.
“Hedefimiz Bir Milyar Dolarlık İhracat Yapmak!”
“Türkiye’de Üretim Yapan Kazanıyor!”
Şentürk, 70 ülkeye ihracat yapan Türk treyler sanayicilerinin, 2023 yılında 777 milyon 402 bin dolarlık rekor bir ihracat gerçekleştirdiğini söyledi. 2024 yılında ise yüzde 13,8 düşüşle toplamda 670 milyon 91 bin dolar ihracat gerçekleştirdiklerini ifade etti. Şentürk hedeflerinin yakın zamanda bir milyar dolarlık ihracat yapmak olduğunu belirtti.
Avrupa yan sanayisinin, üreticileriyle Türkiye’de üretim yapmayı tercih ettiğini sözlerine ekleyen Şentürk; “Çünkü ‘Türkiye’de üretim yapan kazanıyor’” dedi.
“Treyler Üreticileri Yaklaşık 40.000 Adetlik Üretim Kapasitesine Ulaşmıştır”
“Türkiye Önemli Bir Lojistik ve Üretim Üssü Olma Potansiyeline Sahiptir”
Dünya ticaret hacminin artması ve küresel lojistik ağlarının genişlemesinin, ticari taşımacılığın en kritik unsurlarından biri olan treyler sektörüne olan talebi sürekli olarak artırdığını ifade eden Şentürk sözlerine şöyle devam etti; “Türkiye, sahip olduğu sanayi altyapısı, coğrafi konumu ve üretim kapasitesi ile Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde önemli bir lojistik ve üretim üssü olma potansiyeline sahiptir. Türkiye’de treyler üretimi, 2000’li yıllardan itibaren hız kazanmış ve sektör, özellikle 2010 sonrasında ihracat odaklı bir büyüme sürecine girmiştir. Günümüzde ülkemizde faaliyet gösteren treyler üreticileri, yıllık yaklaşık 40.000 adetlik üretim kapasitesine ulaşmış ve Avrupa’nın en büyük beş treyler üreticisi arasına girmiştir. İhracat hacmi her geçen yıl artmakta olup toplam üretimin yüzde 50’ye yakın kısmı Avrupa Birliği olmak üzere Orta Doğu, Afrika ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkelerine ihraç edilmektedir. Bu büyüme trendinde yüksek dayanımlı çelik kullanımı, alüminyum alaşımlı hafif yapı çözümleri ve kompozit malzemeler gibi ileri mühendislik uygulamalarının yaygınlaşması etkili olmuştur.”
“2024 Yılı Türkiye’nin Sanayisi için Zor Bir Yıl Oldu”
“Zorlu Bir Değişim Sürecinden Geçiyoruz”
2024 yılının, Türkiye'nin sanayisi için zor bir yıl olduğunu belirten Şentürk; yüksek faizler, hızla artan maliyetler ve enflasyona paralel artış sağlamayan döviz bedelinin hem iç pazarı daralttığını hem de ihracatımızı azalttığını söyledi. Treyler sektöründe yaşanan düşüşün, ekonomik aktivitedeki dalgalanmaların önemli bir göstergesi olarak öne çıktığını ifade eden Şentürk; “Sektör, bir önceki yılın rekor seviyesi olan 36.522 adetlik yurt içi satıştan %20,7 oranında düşerek 28.953 adede geriledi. İhracat performansında da benzer bir trend gözlemlendi ve %13,8'lik bir azalmayla 670 milyon 91 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildi.
Günümüzde tüm dünya zorlu bir değişim sürecinden geçiyor, dünyadaki yeni jeo-politik denge arayışları, değişen hükümetler, ticarette yaşanan korumacı politikalar tüm üreticiler için hayatı zorlaştırıyor ve değişimi zorunlu kılıyor.
Türk treyler sanayisi, küresel pazardaki rekabetçiliğini artırmak ve sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için bu dönüşüm sürecine hızla uyum sağlamalıdır. 2024 yılında yaşanan üretim ve ihracat düşüşü, sektörümüzün dinamiklerini yeniden gözden geçirmemiz gerektiğini ortaya koyarken, tedarik zincirinden üretim süreçlerine, filo yönetiminden regülasyonlara kadar her alanda stratejik adımlar atılmasını zorunlu kılmaktadır. Avrupa Birliği’nin Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması (CBAM) gibi yeni düzenlemeleri, sürdürülebilir üretimi bir gereklilik haline getirirken, dijitalleşme, elektrifikasyon gibi teknolojik gelişmeler de rekabet avantajı elde etmek için kaçınılmaz hale gelmektedir. Öte yandan, yalnızca üreticiler değil, sektöre hizmet eden tedarikçilerin yatırımları ve uluslararası nakliyecilerin filo yönetimi ve lojistik hizmetlerindeki yükselen kalite standartları da Türk treyler sanayisini küresel arenada daha güçlü bir konuma taşıyacaktır. TREDER olarak, yeşil dönüşüm, Ar-Ge ve inovasyon yatırımları, verimli üretim sistemleri ve sürdürülebilir tedarik zinciri yönetimi gibi alanlarda sektörümüzü desteklemeye devam edecek; üyelerimizin yeni teknolojilere ve uluslararası standartlara uyum sağlamasını kolaylaştırarak, Türk treyler sanayisinin geleceğe güvenle ilerlemesini sağlamak için yoğun çalışmalarımıza devam edeceğiz.” dedi.
“Dünyanın Treyler İhtiyacını da Karşılıyoruz”
Treyler sektörünün karayolu taşımacılığımızın, en önemli tedarikçisi olduğunu ifade eden Şentürk, Türk karayolu taşımacılığının her türlü treyler ihtiyacının Türkiye’de üretildiğini söyledi. “Bununla gurur duyuyoruz. Sadece Türkiye’deki uluslararası taşımacılarımızın değil, yurtiçi taşımalarımızın ve dünyanın treyler ihtiyacı da Türkiye’den karşılanıyor.” ifadelerini kullanan Şentürk, TREDER’i kurma amaçlarını ise şu şekilde açıkladı; “Treyler sanayini ve üretimini geliştirmeye hizmet etmek, sektör ihracatını geliştirmeye yönelik çalışmalar yapmak, üyeler arasında işbirliği geliştirmek, Türkiye’nin Avrupa Birliği ve çevre ülkeleri için bir üretim merkezi olması adına çalışmalar yapmak ve sektörde standardizasyonu sağlamak.”
“Avrupa’daki Standartların Ülkemizde de Uygulanmasına Öncülük Ettik”
“Ülke Ekonomisinde Önemli Bir Yer Edindik”
Gelişmiş ülkelerle aynı standartlara ve koşullara sahip olmadan rekabet etmenin sürdürülebilir olmadığını söyleyen Şentürk; bu nedenle Avrupa’daki karayolu taşımacılığında hangi standartlar uygulanıyorsa ülkemizde de bunların uygulanmasına öncülük ettiklerini belirtti. Şentürk, hem ülkemizdeki taşımacılığın daha güvenli ve verimli olmasına katkı sağladıklarını hem de ülke ekonomisinde önemli bir yer edindiklerini vurguladı.
“Sahtecilik ve Merdiven Altı Üretimle Mücadele Önceliklerimizden Oldu”
“Sektörümüzün Uluslararası Standartlara Uyum Sağlamasını Hızlandırdık”
“Yerli Üreticilerimizi Dünya Pazarına Açtık”
Geçtiğimiz yıllarda TREDER Yönetimi olarak Türk treyler sanayisinin uluslararası pazarda hak ettiği yere ulaşması için yoğun çaba harcadıklarını söyleyen Şentürk şöyle devam etti; “Özellikle sahtecilik ve merdiven altı üretimle mücadele, sektörün daha güvenilir ve sürdürülebilir hale gelmesi her zaman önceliklerimizden oldu. Attığımız adımlarla, Türkiye’nin treyler üretiminde Avrupa’da ilk üçe girmesi için gerekli altyapıyı oluşturduk. Kamu kurumlarıyla iş birliği içinde hareket ederek, ADR ve ATP gibi uluslararası regülasyonların Türkiye’de uygulanmasına yönelik önemli çalışmalara imza attık, sektörümüzün uluslararası standartlara uyum sağlamasını hızlandırdık. TREDER olarak düzenlediğimiz fuarlar ve zirvelerle, yerli üreticilerimizi dünya pazarına açtık.”
“Elektrifikasyonun, En Kritik Değişim Başlıklarından Biri Haline Gelmiş Durumdadır”
“Türkiye Ağır Ticari Araç Endüstrisinin İleri Mühendislik Çözümlerine ve Sürdürülebilir Teknolojilere Yatırım Yapması Kritik Bir Gerekliliktir”
Elektrifikasyonun, ağır ticari araç sektöründe en kritik değişim başlıklarından biri haline gelmiş durumda olduğunu söyleyen Şentürk, elektrikli kamyonların ve batarya teknolojilerinde yaşanan hızlı ilerlemelerin, karbon nötr taşımacılık hedeflerine ulaşmak için büyük bir ivme sağladığını da sözlerine ekledi. Şentürk sözlerini şöyle sürdürdü; “Elektrifikasyonun yaygınlaşmasıyla birlikte batarya teknolojilerinde yaşanan gelişmeler, menzil ve şarj sürelerinde kayda değer iyileştirmeler sağlıyor ve bu dönüşüm, taşımacılık sektöründe maliyet avantajı yaratacak yeni iş modellerinin önünü açıyor.
Sektörde dikkat çeken bir diğer dönüşüm alanı ise otonom sürüş teknolojileri. Otonom ağır ticari araçlar, lojistik operasyonlarında verimliliği artırırken, yakıt tüketimini optimize ederek karbon ayak izini düşürme potansiyeline sahip. Dijitalleşme, ağır ticari araç sektöründe giderek daha fazla önem kazanan bir diğer dönüşüm unsuru olarak karşımıza çıkıyor. IoT ve bağlantılı araç teknolojileri, filo yönetimini optimize ederek operasyonel verimliliği artırıyor.
Türkiye ağır ticari araç endüstrisinin küresel rekabette güçlü bir konum elde edebilmesi için ileri mühendislik çözümlerine ve sürdürülebilir teknolojilere yatırım yapması kritik bir gereklilik haline gelmiştir. Avrupa Birliği regülasyonları ile uyumlu düşük emisyonlu yakıt çözümleri geliştirmek, dijitalleşme süreçlerini hızlandırmak ve yerli üretimi destekleyen politikaları güçlendirmek, sektörün rekabet gücünü artıracak temel unsurlar arasında yer almaktadır.”
“Damper Kilidi Zorunluluğu Yanlışını Düzeltmeye Çalışıyoruz”
“Damper Kilidi Kazalara Engel Olmada Fayda Sağlamaz”
Sözlerinin devamında treyler sektörünü etkileyen bir yanlışı düzeltme gayreti içerisinde olduklarını söyleyen Şentürk bunu şöyle açıkladı; “Damper kilidi zorunluluğu hakkında bir yanlışı düzeltmek istiyoruz. Yaşanan kazalar dolayısı ile kamuoyunun da sıklıkla duyduğu bir yanlış bu. Hiçbir bilimsel dayanağı olmayan, Avrupalı alıcıların şaşkınlıkla karşıladığı bu aparat ne yazık ki kazalara engel olmak noktasında fayda sağlayan bir tertibat değildir. Aksine oluşan çok büyük bir hidrolik gücü mekanik bir metalle engellemeye çalışarak daha büyük sıkıntılara sebep olabilecek bir uygulamadır. Bu nedenle TSE-Sanayi Bakanlığı nezdinde girişimlerimiz sürmektedir. Zira bizim ürettiğimiz araçlar yeterince güvenli ve kazalara mahal vermeyecek özelliklere sahiptir.”
“Hurda Teşviki Uygulamasının Devreye Sokulması Gerekmektedir”
“Ürünlerimize Kredi Temin Edemememiz Büyük Bir Yaradır”
Son olarak geçmişten gelen temel sıkıntıları olduğunu belirten Şentürk, tüm olanaklarıyla bu konuların üzerine gittiklerini belirterek bunları şöyle açıkladı;
“Yeniden “Avrupa’nın Üretim Üssü Olma” gayretindeyiz.
Dünya’da 60 ülkeye ihracat yapan sektörümüzün daha geniş alana yayılmasını hedefliyoruz. İhracatımızı 1 milyar dolara ulaştırmaya çalışıyoruz.
İç pazarın canlandırılabilmesi ve karayollarında güvenliğin sağlanması için hurda teşviki uygulamasının devreye sokulması gerekmektedir. Halen kullanılan eski model araçlar ekonomik yükü arttırdığı gibi karayollarında da ciddi kazalara sebebiyet verebilmektedir. Bu anlamda da ciddi bir süreç takip etmekteyiz.
Bunlar arasında önceliğimiz sahtecilik dediğimiz, ‘change’ diye nitelendirilen işlemlerle mücadeledir. Bir ürünün üzerindeki şasi numarasının değiştirilerek yeni imajı ile tekrar tescile sunularak yapılan bu aldatma işlemine bir ölçüde Araç Sicil ve Tescil Sistemine (ARTES) geçiş sayesinde kısmi bir çözüm bulacağımıza inanıyoruz. Bu nedenle ARTES sistemine geçilmesi aşamasında dernek olarak çok önemli çalışmalar yaptık.
Yine kanayan bir yaradır; bizim ürünlerimize maalesef kredi temin edemiyoruz. Bir çekici ile birlikte hareket etmesi gereken, mütemmim cüz kapsamındaki araçlarımıza finans olanağı temin edememek büyük bir sıkıntı. Zaman zaman kampanyalar, teşvikler açıklanıyor fakat her defasında biz kapsam dışı kalıyor. Gerekçe ise; bizim ürettiğimiz araçların motorsuz olması! Böyle bir şey bu devirde gerçekten de kabul edilebilir gibi değil. Çekici için kredi olanağı sunuluyor, kampanya yapılıyor ancak mütemmim cüzü yani ayrı ayrı çalışmaları mümkün olmayan diğer aracın kapsama alınması mümkün olmuyor. Bizim ürettiğimiz araçların trafiğe çıkabilmesi için hem tescil yaptırmaları yani ruhsatlandırılmaları hem de taşıma belgesine ekletilmeleri zorunluluktur. Gerçekten de anlamak mümkün değil.”
![]() |
![]() |
|||||
|
![]() Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |