Haber çalışmamıza kamyon arkası yazılarından biriyle başlıyoruz… “Ankete gerek yok, eskiler daha iyi” diyen kamyoncu ne düşündü bilemeyiz; ama artık yollar da, markalar da, araçlar da değişti… Eskiler mi yeniler mi? Yerli araçlar mı, ithal araçlar mı? Bu soruların cevabı araştırma yapmadan bilinemez şüphesiz… Biz de öyle yaptık; marka savaşlarını kendi dillerinden verdik…
“Yollar doç'un bastır koçum”
Kamyoncularla sohbet ettiğimizde eskiden Dodge vardı; herkesin bildiği, aldığı diye başlıyorlar söze… “Kurbanda kesilir koç, yollara yakışır doç… ya da “Yollar doç'un bastır koçum” gibi jargonlarla başlayan kamyon arkası yazıları da böylece piyasa dilini oluşturmaya başlıyor… Satışlar da, yollar da bu jargonun esiri oluyor bir dönem…
Yerli üretimlerin piyasaya girmesi sektöre farklı bir ivme kazandırırken sözler de yazılar da başka türlü artık…
“Sarı kızın nazı, ford’un ara gazı…” “Al BMC, vur yamaca…”
Ford’un piyasa savaşında kamyoncular da araçlarını süsleyen mesajlarla tercihlerini ortaya koyuyorlar adeta… “Sarı kızın nazı, ford’un ara gazı… Kızı kolda, fordu yolda severim… Yolların kurdu babanın fordu” ve bir diğer yerli rakip “Bence BMC ve Al BMC, vur yamaca…” yerli üretimden kamyoncunun desteğini çekmediğinin göstergesi…
Çekimleri 1987 yılından 1992 yılına dek süren, yönetmenliği ve senaristliği Tunç Okan'a ait Türk Fransız Alman ortak filmi “Sarı Mercedes” bir anda en çok izlenen filmler arasına giriyor. Bol ödüllü bu film, aynı zamanda Mercedes markasını en iyi şekilde akıllara kazımayı başarıyor.
Almanya'da azimle çalışıp Mercedesini alan Bayram'ın Almanya'dan Türkiye'ye gelirken yaşadıklarının anlatıldığı film Adalet Ağaoğlu'nun bir yol hikâyesini ele aldığı “Fikrimin İnce Gülü” eserinden beyaz perdeye uyarlanmıştı. Binek araçta elde ettiği güçlü marka imajını tüm segmentlere taşıyan Mercedes artık sarı, kırmızı, beyaz tüm renkleriyle ağır vasıtada da yollarda arzı endam ediyor…
“Damarımda kan; gölümde MAN…”
Filmin etkisinden midir bilinmez ama Mercedes azimle çalışılıp alınan ve şoförlerin gözü gibi baktığı evleri oldu zamanla… Kamyon şoförleri de kendince sebepleriyle Mercedes kamyonlar alarak marka alışkanlıklarında tercihlerini ortaya koydular. Yollarda kendilerini kral hisseden kamyoncu kral gibi hissettiren araçlardan yana tercihini ortaya koyduğunu belirtirken, firmalar da kendilerine özgü nedenlerle marka yarışını kızıştırmaya başladılar. Kamyon segmentinin eskimeyen markası MAN ise kamyoncuların bir diğer tercihi olmaya hem devam etti; hem de jargonuyla piyasa da varlığını hissettirdi; “Damarımda kan; gölümde MAN…”
“Bence DAF; gerisi laf”
Ve diğer ithal markalardan DAF da “bence DAF; gerisi laf” ile kamyoncuların gönlünü çeldi… Ve diğer markalar Renault, Volvo, Isuzu, Iveco, Scania kamyoncular için tercih sebebi olmaya devam ediyor… Kendine özgü jargonları da oluşmaya başlıyor. Tercih nedenleri değişkenlik gösterse de kamyoncu evi gibi gördüğü kamyonun kendisini huzurlu ve rahat hissettirmesini istiyor şüphesiz. Tabi sadece kamyoncu belirlemiyor tercihleri; firmalar da araç alırken maliyet, dayanıklılık, ikinci el piyasasına dikkat ediyor…
Kamyonum Dergisi bölgesel marka alışkanlıklarını irdelemek için yeni bir yola çıktı. İlk durağımız İç Anadolu Bölgesi… Kooperatifler, bireysel taşıma yapan nakliyecilerin yanısıra uluslararası taşımacılarla bire bir yaptığımız görüşmelerde en çok hangi markayı, neden tercih ettiklerini sorduk. Gelin nedenlere ve sonuçlara birlikte bakalım…
Uluslararası taşımacılar tercihlerini “Mercedes”ten yana kullanıyor
Uluslararası taşımacılık yapan firmaların marka alışkanlık sıralamasına baktığımızda firmaların tercihlerini Mercedes’ten yana kullandıklarını görüyoruz. Diğer markalarda ise sıralama şöyle şekillendi; ikinci sırada MAN ile IVECO çekişiyor. Üçüncü sırayı ise ikisi arasındaki ufak farkla Renault ve Daf sahiplenirken, sıralamanın kalanını ise Volvo, Scania oluşturuyor.
İlk sırada yer alan MERCEDES kullanıcılarının tercih nedenleri arasında kalite, yakıt avantajı, yedek parçanın bol olması başta geliyor.
2. sırayı paylaşan MAN ve IVECO kullanıcılarının tercih nedenleri arasında ise sağlamlık kriteri başta geliyor.
DAF kullanıcılarının gerekçelerine baktığımızda ise yetkili servis avantajı ve 2. el pazarının büyüklüğünün tercih nedenleri arasında ilk sıralarda olduğunu görüyoruz.
RENAULT kullanıcıları ise tercih nedenlerinde yakıt avantajını ilk sıraya oturtuyor.
Bu gerekçelerin dışında “bir nedeni olmadan” marka tercihi yaptıklarını söyleyenler de var.
Tercihlerde nelerin baz alındığı bu şekilde ifade ediliyor. Ama acaba bu gerekçeler gerçeği yansıtıyor mu? Gerçekten ifade edildiği gibi tercihler en avantajlı ürün konusunda doğruyu mu yansıtıyor? Piyasayı ne kadar yakından takip etme olanağına sahipler? Bir başka pencereden üreticiler sundukları avantajları firmalara yeterince ulaştırabiliyorlar mı sorusu da burada devreye giriyor…
Firmaların en çok hangi ülkelere ne taşıdığını da soralım istedik; her ürün, her marka araçla taşınamaz bildiğiniz üzere. Acaba firmalar marka tercihlerinde taşıdıkları ürünün öneminin farkındalar mı? Ve üreticiler yeterince ürünlerinin özelliklerinin duyurusunu yapıyorlar mı? Bu soruların cevaplarını kendilerine bırakıyoruz; biz ilk cümlede sorduğumuz sorunun cevabının peşindeyiz…
Uluslararası taşımacıların en çok gittikleri Avrupa Ülkeleri olurken, ikinci sırada Türk Cumhuriyetleri yer alıyor. Ortadoğu ülkeleri ise üçüncü sırada hala Türkiye için vazgeçilmez bir pazar. Asya ülkeleri ve Bağımsız Devletler Topluluğu ile Balkanlar ise sıralamada yer alan diğer bölgeler…
Gelelim uluslararası taşımacılar en çok ne taşıyor sorusuna… Şüphesiz ki her tür yükü taşıyanların yanında ilk sırada kuru yük geliyor; ikinci inşaat malzemeleri gelirken, makine, tekstil, ev eşyası, gıda, beyaz eşya sıralamadaki diğer yük cinsleri olarak yerini alıyor. Tabi motorin, pamuk, hammadde, sıvı, mobilya, deterjan da son sıralarda bulunuyor.
Kooperatifler de “Mercedes” diyor…
Kooperatiflerde ise en çok tercih edilen marka yine değişmiyor ve Mercedes ilk sıraya oturuyor. İkinci sırada Ford gelirken, üçüncü sırada BMC geliyor. Sıralamanın devamı ise şöyle şekilleniyor; MAN, Scania, Renault…
Yurt içi taşımacı maliyet açısından kendisini zorlamayacak ürünlerin peşinde. İşte burada yerli üretimin gücü de devreye giriyor…
Kooperatif başkanları marka tercihlerinde şoförlerin kişisel araçlara ilişkin kriterlerden ziyade alışkanlığın ilk sırada yer aldığını söylüyorlar bizlere. Görünen o ki, babadan kalma gelenek ya da kulak dolgunluğu ile edinilen bilgi şoförün alışkanlıklarında etkili rol oynuyor.
Yurtiçi taşımacı biraz daha maliyet hesabı yapmak zorunda hissediyor kendini… İstiyor ki bütçesi zorlanmasın, ekstra masraf başını ağrıtmasın. Ekmek teknesi sorunsuz ilerlesin; kendinden fazla birşey istemesin. İşte ikinci sırayı yakıt ve maliyette avantaj sağlayan markalar alıyor…
Tonaja dayanaklılık da tercih nedenleri arasında yer alıyor; yurtiçi taşımacı etkin denetimlere ve Ulaştırma Bakanlığı’nın sıkı takibine rağmen hala tonajda ısrarlı galiba.
Kooperatiflerde iş beklerken kendi aralarında araç kıyaslama ve arkadaş tavsiyesi sonucu yeni alacağı aracı belirleme de oldukça sık başvurulan bir yöntem.
Uluslararası taşımacılarda ilk sıralarda yer alan kalite yurtiçi taşımacılığın tercih nedenleri arasında geriye düşüyor. Kaliteli aracın pahalı olacağı ve bütçeyi zorlayacağı inancı bu seçeneğin geriye düşmesinin temel nedeni galiba….
Görüştüğümüz kooperatif başkanlarından biri özellikle Mercedes tercihi ile ilgili, “Dağda, bayırda dozer gibi gidiyor” ifadesini kullanıyor.
Peki yurt içi taşımacı en çok hangi illere taşıma yapıyor ve ne taşıyor?
En çok taşıma yapılan iller sıralaması ise şöyle;
İstanbul, İzmir, Mersin, Adana, Gaziantep, İç Anadolu Bölgesindeki iller ve Karadeniz Bölgesi illeri…. Türkiye’nin her yerine taşıma yaptıklarını söyleyenler de hayli fazla…
En çok taşınan yük cinsinde ise tabii ki bölgenin ekonomik yapısının rolü büyük; tahıl ürünleri ve şeker pancarı ilk sırada yer alırken diğerleri ise şöyle; tuz, patates, maden, kömür, sebze, kereste, odun, harfiyat, kağıt, halı, iplik, kumaş, mermer, yem…
BMC Ankara Bölge Müdürü Gürcan Bulut ise markalar açısından İç Anadolu Bölgesini şöyle değerlendiriyor; “Türkiye ağır ticari araç pazarının son beş yılı incelendiğinde il bazındaki satışların son pazarın % 80'ini oluşturan 28 il içerisinde Ankara ili ortalama yıllık 1300 adet kamyon satışı ile 2. sırada yer almakta ve Türkiye de satılan her 100 kamyondan 10 adedi Ankara'ya girmektedir. Konya ili ortalama yıllık 400 adet kamyon satışıyla 7. sırada ve Türkiye pazarından % 3'lük bir pay almakta, Eskişehir ili ortalama yıllık 150 adet kamyon satışıyla 22. sırada ve Türkiye pazarından % 1'lik bir pay almaktadır . İç Anadolu Bölgesi ise toplam 2500 adet araç satışı ile Türkiye kamyon pazarından % 16 bir pay almaktadır. Marmara bölgesi % 35, Ege ve Akdeniz Bölgesi % 17 'lik payla ilk iki sırayı almaktadır.”
Ve bu pazardan ne kadar faydalandıklarına yönelik ise şu bilgileri veriyor; “İç Anadolu Bölgesi’ndeki BMC'nin pazar payı yıllar itibarıyla bazı dalgalanmalar göstermekle beraber ortalama % 20'ler seviyesindedir. BMC özellikle inşaat sektörünün yoğun olduğu Ankara başta olmak üzere tüm İç Anadolu'da damper pazarında yıllardır liderliğini sürdürmektedir. Ticaretin ve uzun yol kamyonları ile çekici satışlarının yoğun olduğu Konya ve Eskişehir gibi illerde ise pazarda yerli üretim yapan ilk üç marka arasında yer almaktadır.”
Iveco Hafif ve Orta Kamyon Ürün Müdürü Süha Yılmaz ise; “İç Anadolu Bölgesi satışları 2009 yılı için kamyon ve çekici adetlerinde toplam satışlarımızın % 16’sını teşkil etmektedir.” sözleriyle pazardaki yerlerini açıklıyor.
Kimlerin Üretimleri İç Anadolu Bölgesi’nde?
Üretici firmaların fabrika yapılanmalarına baktığımız zaman İç Anadolu Bölgesi’nde faaliyet gösteren üç firmanın etkinliğini görüyoruz. Mercedes-Benz Türk Aksaray’daki kamyon üretim üssü ile İç Anadolu Bölgesi’nin nabzını tutuyor.
MAN Ankara’daki fabrikasında kamyon üretimi yapmıyor; ancak fabrikasının varlığının bile satışlara yansıdığını kabul etmek gerekebilir.
Ford Otosan ise Eskişehir İnönü’deki fabrikasıyla yerli üretimde İç Anadolu’da etkin bir rol oynuyor.
İç Anadolu Bölgesi’nde yetkili bayiler müşterilerin aklını çelmeye çalışarak pazardan pay kapmak istiyorlar. Yaygın ve etkin bayii ağı hem markanın yaygınlığının, hem de satışın ipuçlarını veriyor bize. Çünkü kendine yakın olan bayii müşterinin uğrak yeri…
Gelelim üretici firmaların yetkili bayilerine;
BMC yetkili bayii açısından oldukça zengin… Ankara’da dört tane, Nevşehir, Niğde, Sivas ve Tokat’da ise birer bayi ile hizmet veriyor.
Mercedes-Benz Türk iki tane Ankara, bir Eskişehir, bir Konya, bir Kayseri olmak üzere beş yetkili bayi ile etkin bir ağa sahip.
Renault ise İç Anadolu Bölgesinde dört bayi ile çalışmalarını sürdürüyor; bayiler Ankara, Eskişehir, Kayseri, Konya’da faaliyet gösteriyor.
Iveco Ankara ve Konya’da bulunan ikişer bayi ile satışlarını İç Anadolu Bölgesi’nde sürdürüyor.
Scania Ankara, Kayseri, Konya’da birer tane bulunan bayileriyle müşterilerinin ziyaretlerini bekliyor.
MAN İç Anadolu Bölgesinde Konya ve Ankara’da bulunan iki bayisiyle müşterilerine ulaşıyor.
DAF ise Ankara ve Konya’da bulunan bayileriyle yeni araçlarını müşterileriyle tanıştırmayı bekliyor.
Müşteri “marka”yı bayinin önünde tutuyor
Müşterilerin bayilerden ne bekliyorsunuz sorusuna verdikleri cevaplar ise bayilerin kendi performanslarını gözden geçirmeleri ve satış stratejileri için yol gösterici olacak. Müşterinin bayiden beklentileri konusunda çok çeşitli faktörlerin rol oynadığını görebiliyoruz. Özellikle fiyat ve ödeme konusunda esneklik sağlanması, yakın ilgi, araç bakımı ve servis ağının genişliği, fırsat ve kampanyaların uygunluğu bu beklentilerin ilk sıralarını oluşturuyor. Diğer beklentiler ise dürüstlük, kaliteli hizmet, güvenilirlik, düzenli bakım…
Araç tercihlerinizi marka mı bayi mi belirliyor sorusuna ise verilen cevapların %
*Araştırma kapsamında İç Anadolu Bölgesinde faaliyet gösteren toplam 52 kooperatif ile 79 uluslararası nakliye firmasıyla görüşülmüştür.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |