?2009?da Performansımızı Katladık?

Denetim Sorularını Bölge Müdürü Cevaplıyor Karayolu denetim istasyonları yenilenen altyapılarıyla giderek daha verimli ve etkin bir denetim imkanı sundu. Ankara Ulaştırma Bölge Müdürlüğü 2009 yılında performanslarını ikiye katlamaktan memnun görünürken özveri ile çalışan personellerinin haklarının da gözardı edilmemesini...

Bir de AB kaynaklarından temin edilen mobil istasyonumuz var; mobil istasyonumuzda da seyyar tartım cihazı kullanıyoruz; mekanizma ağır işliyor. Ancak sabit karayolu denetim istasyonlarında aracın hem fotoğrafını çekebiliyoruz; hem aracı denetleyip tonaj çıkışını alabiliyoruz. Aks ağırlıklarını alabiliyoruz. Denetlenen sürücü ekranda kendisini görebiliyor; dolayısıyla itiraz edemiyor.

Bizi sıkıntıya sokan olay istasyona uğramadan kaçma olayı; bunun da kendimize göre çözümünü bulduk. Böylesi bir durumda Emniyet’e bilgi verdiğimiz gibi, plaka tespitini yaparak gereğini yapıyoruz. Bir günde bir istasyonumuzda 600 civarında araç kontrole tabi tutuluyor; boş veya dolu bütün araçlarımızın kontrollerini yapmaya azami gayret sarf ediyoruz. En faal istasyonumuz Gölbaşı ile Kazan. Her gün aynı sayıda araç aynı güzergahtan geçmiyor; mevsime, yol şartlarına, gece-gündüz saatlerine, özel günlere bağlı olarak araç trafiği değişiyor.

Biliyorsunuz, bir istasyonda üçlü denetim yapılıyor; ağırlık-gabari denetimi, yetki belgesi, taşıt kartı olup olmadığı ve SRC Belgesi denetimi yapılıyor.

2009 yılı Ankara Ulaştırma Bölge Müdürlüğümüz için performansın en fazla olduğu yıl olmuştur. Artışın nedeni önceden altyapıda eksiklikler çoktu; gece denetim yapmamıza mani engeller vardı. Örneğin Gölbaşı istasyonundaki engelleri ortadan kaldırdıktan sonra denetimlerimiz iki katına çıktı. Kayseri’deki istasyonumuz gece çalışmaya elverişli değil; saha içi ve yol aydınlatmasında sorun var; şimdi orayı tekrar gündeme getirdik. Yakında oradan da istediğimiz verimi alacak duruma geleceğiz.

2009 yılının ilk 9 ayını Bölge Müdürlüğünüzün performansı açısından değerlendirir misiniz?

2007–2008 yılları arasında denetlenen araç sayısından daha fazlasını 2009 yılında denetlemişiz. 2009 yılında 29.11.2009 tarihi itibariyle 906.473 araç denetlemişiz. Bu araçlara 4925 sayılı kanun çerçevesindeki denetimde 4.800 civarında idari para cezası makbuzu düzenlemişiz. 15 milyon 144 bin civarında ceza uygulamışız.

2918 sayılı kanun çerçevesinde ise 3.306 makbuz düzenlemişiz; 8 milyon 631 bin civarında ceza uygulamışız.

Sonuç itibariyle 8.107 makbuz düzenlenmiş; 23 milyon 776 bin TL idari para cezası uygulanmış.

“Altyapı eksiklikleri giderildikçe performansımızın katlandığını görüyoruz.”

Bölge Müdürlükleri arasında ceza tutarları arasındaki büyük farklar neyden kaynaklanıyor? Bir de başka Bölge Müdürlüğünün sınırlarından sorunsuz geçip Adana Ulaştırma Bölge Müdürlüğü içersinde ceza alan araçlar olduğu söyleniyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?

Ankara’dan Çukurova istikametine giden araçlar için bizim denetimimiz ağırlıklı olarak Gölbaşı istasyonunda yapılıyor. Önceleri yol aydınlatması olmaması nedeniyle gece denetim yapılamıyordu; akşam buradan geçen araçların sayısı gündüz saati denetimleri kadardı. Onların bize göre bir avantajları da iklim şartlarının uygun olması. Özellikle kışın kar ve buzlanma da bizim çalışma şartlarımızı adeta durma noktasına getiriyor. Ayrıca sürücü bölgemizde alternatif güzergahlar bulabiliyor. Adana Ulaştırma Bölge Müdürlüğü’nün performansını kabul etmekle birlikte bu türlü avantajlarını da belirtmekte yarar var.

Altyapı eksiklikleri giderildikçe performansımızın katlandığını görüyoruz.

Bir de Ulaştırma Bölge Müdürlüğümüzün eleman sayısı gerek sayısal, gerekse niteliksel olarak oldukça yetersiz; bu da denetimlerde bazı aksamalara neden oluyor. Bununla ilgili zaten Bakanlığımızdan talepte bulunuyoruz. Sayısal ve niteliksel anlamda sıkıntı yaşıyoruz. Mevcut personelimizle azami çaba sarf ettiğimizi de özellikle belirteyim.

Hafta sonu kendim bizzat giderek istasyonları denetliyorum; arkadaşlarımın yoğun çabasına tanık oluyorum. Ayrıca Bölge Müdürlüğümüzden 22.000 evrak çıkışı olmuş. Son zamanlarda Bölge Müdürlüğümüze çeşitli nedenlerle günde 300 civarında talep sahibi geliyor; sürekli ve sıkı bir çalışma temposu var.

Belge yenilemelerine talep ne oranda…

Belge yenilemelerinde yeni yönetmelikle birlikte eskiden belge almış olanlara ek süreler verildi; muafiyetler kondu. Kamyoncuların kazançları da para dikkate alınarak o konu iyileştirme yapıldı.

Bir de fazla tonajla ilgili adaletsiz bir durum olduğu ve derecelendirme yoluna gidilmesi gerekliliği konusunda çalışmalar vardı…

Tonaj konusu 2918 sayılı kanun çerçevesinde değerlendiriliyor. Kademelendirmeyle ilgili bir düzenlemenin olması konusu meclis komisyonlarında görüşülüyor. Kamyoncu esnafına aracın istiap haddi üzerinde yük almamasını özellikle rica ediyoruz.

% 5’lik tolerans payını aşmamaları gerekliliğini her yerde vurguluyoruz. % 5’lik tolerans sürücüyle alakalı bir konu değil; kantar ile alakalı. İklim şartlarının yanı sıra sürücünün yanına aldığı nevale, brandan, yağmurda yükün ağırlaşması, yolda aldığı akaryakıt vb. nedenler tonajı etkiliyor. Bu konuda duyarlılık göstermeleri kendi menfaatleri açısından şart.

Şu an fazla tonajdan alacağı ceza ile ilgili 1 kg ile 1 ton arasında maalesef fark yok.

Denetimlerle ilgili sürücülerin dışında nakliye firmalarının da denetlenmesi talebi var. Sizin bu konuda bir çalışmanız var mı?

Onların da kısmen haklılık tarafları var. Bildiğiniz üzere nakliye komisyonculuğu yapanlara H Yetki Belgesi düzenleniyor. Olayın başlangıcında kamyoncu esnafıyla arasındaki ilişki komisyoncu lehineydi. Ama giderek olayın boyut değiştirmesiyle birlikte nakliyecilerin lehine durumun değiştiğini gözlemlemeye başladık.

Yine de bu işi yetki belgesiz yapanlara yönelik şikayetler olduğunda denetime gidiyoruz. Ancak yerlerinde bulamıyoruz; ihbar edildiklerini anlayınca kaçıyorlar. Buna rağmen aynı yerler fırsat buldukça birden fazla denetleniyor.

Uluslararası taşımacılık yapan firmalar belge ve tonaj hususunda daha hassaslar. Yurt içi taşımacılar yük bulamadıklarından maliyet hesabı da yapmaksızın taşımacılık yapıyorlar, üstüne üstlük bir de tonaj cezası alıyorlar. Kurumsallaşmaya önem verilmiyor. Kurumsallaşma sonucunda bu türlü kişisel sıkıntıların da sonuçlanacağını düşünüyoruz. Sektörü mümkün olduğu kadar kurumsallaşmaya zorluyoruz.

Sadece kamyoncu denetlemiyoruz; gerektiğinde nakliyat ambarı ve otobüs denetimi de l (özellikle bayramlarda daha yoğun oluyor) ekiplerimizce yapılıyor.

Mesleki yeterlilik eğitimi yönetmeliği çerçevesinde Bölge Müdürlüğümüz interlandında 31 eğitim merkezi açıldı. Bunların fiziki ve katılım durumu ve ders teftişlerini sıklıkla yapıyoruz. Bu kurumların verimli hale gelmesiyle sektörü de eğiterek nitelikli hale getirmek istiyoruz. Ancak orta düzey ve üst düzey yöneticilerin katılımı yeterli olmasına rağmen SRC belgesi almak isteyenlerin eğitim merkezlerine katılımının az olduğunu gördük. Raporlandırmamız sonrası yeterli düzeyde olmayan eğitim merkezlerle ilgili işlem yapılarak Bakanlığımız tarafından kapatıldı.

2010 yılında verim arttırmaya yönelik neler yapılabilir?

Bölge Müdürlüğümüz nezdinde Eskişehir Yolunda Emniyet birimlerimizle birlikte denetim yapıyoruz; bunun da faydasını gördük. Ankara Emniyeti ile büyük bir uyum içerisinde çalışıyoruz. Zaman içerisinde diğer istasyonlarda da ortak denetim yaptığımızda daha fazla verim alacağımız kanaatindeyim. 2010 yılında ortak denetimler genişleyerek devam edecek. Maliye ile Belediyelerin ilgili birimleriyle ortak denetim yaptığımız takdirde daha verimli, daha etkin denetim yapılacağına inanıyoruz.

2010 yılı için yeni istasyon yeri arayışlarımız sonuçlanmak üzere. Ankara’da E-5 yolu üzerinde bir yer belirledik. Kırıkkale’den Ankara istikametine gelişte yer belirleme çalışmalarımızı ilgili kuruluşlarla birlikte sürdürüyoruz. Eskişehir’den Ankara istikametine gelişte ve Mahmudiye yol kavşağına yakın yerde istasyon yeri belirledik.

Bütün bunlar özverili ve çok zor koşullarda çalışan personelimiz ile yapılıyor. Her türlü fedakarlığı göze alarak elinden gelenin fazlasını yapmaya çalışıyorlar. Çalışanlarımızı motive edici, şartlarını iyileştirici bir takım düzenlemelerin yapılması gerektiği kanaatindeyim. Başka kurumlar bu hususu göz önünde bulundurup maddi açıdan iyileştirmeler yapıyorlar. Çalışanlarımızın özverili çalışmalarının takdir edilmesini özellikle istirham ediyoruz.

Gerçek yetki belgesi ile sahtesi arasındaki farklar neler?

Bakanlık olarak sahteciliğin önüne geçilmesi için otomasyon sistemi kuruldu. Sahtecilikle karşılaşıldığı denetim noktasında bizim bunu fark etmemiz konusunda altyapımız çok iyi. Gerçek yetki belgesinin üzerinde güvenliğe ilişkin herhangi bir bandrol yok. Üzerinde mühür, yetkili birim müdürünün imzası bulunuyor. Ancak denetimde yetki belgesiyle karşılaştığımızda mevcut bilgisayar sisteminden belge üzerindeki u-net numarasını girerek belgenin gerçek olup olmadığını sorguluyoruz. Ayrıca renkli fotokopi yöntemiyle sahtesi yapılan belgenin kağıt kalitesi çok kötü olduğundan elle de anlaşılıyor.

Emniyet sizin otomasyon sisteminize girip belge kontrolü yapabiliyor mu?

Bu konuyla ilgili ortak bir çalışma yapılması üzerine çalışmalar devam ediyor. Ticaret Odaları içinde böyle bir durum söz konusu olacak. Böylece sahtecilik olayı % 90 oranında önlenmiş olacak.

Evrakta sahtecilik ile ilgili bir ara şikâyetler olmuştu; ancak şu an bununla ilgili bir sıkıntı ile karşılaşmıyoruz. Yetki belgeleriyle ilgili otomasyon sisteminden dolayı anında müdahale edebiliyoruz. U-net numarası ile belgenin teyidini alabiliyoruz.

Belgeleme, lisanslama olayımızın ticari veya şahsi yükünü taşıyacak türden kamyonetler hariç kamyon ve üstündeki araçların hemen hepsinde çok büyük oranda ulaştık. Ülke genelinde 320.000 civarında yetki belgesi -lisanslama yapıldı. Belgeleme de istenilen hedefe ulaşıldığını görüyoruz.

İhale veren firmalar belgelerle ilgili bazen yanlışa düşebiliyorlar; sanırım konuyla ilgili bilgi eksikliğinden kaynaklı haksız rekabet ortamını doğuran yanlış belgeler aranıyor…

O konuya ilişkin bir takım şikayetler alıyorduk. Şu an çok nadir şikâyetler alıyoruz. Kamu kurumları Bakanlığımızca gönderilen yazılarla bilgilendirildi; telefonla uyarıldı. Ancak kamunun dışında ihale veren diğer firmalarda sıkıntı yaşanıyor olabilir.

		Araçların % 40?ı Kusurlu Çıktı		Avrupalı Kässbohrer?den Türk Nakliyecisine Rakipsiz Araçlar