“150 Adet Özmal Aracımız Bulunuyor”
“İstanbul Merkez Olmak Üzere Birçok Noktada Ofislerimiz Bulunuyor”
Sözlerine Akar Lojistik’in tarihçesinden bahsederek başlayan Deliktaş, 1994 yılında Ercan Sarısu tarafından Iğdır’da kurulan firmayla ilgili bilgiler verdi; “İki sene önce kaybettiğimiz Ercan Sarısu’nun oğlu Aziz Can Sarısu şu an babasının görevlerini devam ettiriyor. Biz gençler olarak bu işi göğüsledik ve güzel başarılara imza attık. Atmaya da devam ediyoruz. Akar Lojistik butik hizmet veriyor diyebiliriz. Şu anda 150 adet ADR ekipmanlı takım aracımız ile müşterilerimize hizmet veriyoruz. Araçlarımızı sürekli olarak yeniliyor, filomuza yatırım yapıyoruz. Mercedes marka araçlarla çalışmakla beraber son dönemde 20 adetlik Scania çekicimizi de satın aldık. Scania araçlarımızı Avrupa taşımalarında kullanıyoruz. Dorselerimizde, yüzde 95’i 2021 yılı ve üstü modeller olmak üzere Tırsan markasını terci ediyoruz. Merkezimiz İstanbul Ataşehir’de 1200 metrekarelik bir alanda bulunuyor. Bunun haricinde müşterilerimize, Frankfurt’ta yarı ortağı olduğumuz beş bin metrekarelik kapalı lojistik depomuz, Bakü, Taşkent ve Aşkabat yurtdışı ofislerimiz, Erenköy Gümrüğüne bağlı gümrük ofisimiz ve diğer sınır kapılarındaki gümrük ofislerimizle hizmet veriyoruz.”
“Asya Kökenli Bir Firmayız”
“Avrupa’dan Asya’ya Olan Taşıma Kapasitemizi Daha Fazla Artırmayı Hedefliyoruz”
Bu altyapıyı oluşturmalarının sebebinin hem müşteriler ile iletişimlerini daha güçlü bir noktaya getirmek hem de operasyonlarını sorumsuz bir şekilde devam ettirmek olduğunu ifade eden Deliktaş sözlerine devam etti; “Biz Asya kökenli bir firmayız. Yani başlangıcımız; Özbekistan, Türkmenistan ve Azerbaycan. Daha sonrasında ise kendimizi geliştirmemiz gerektiği düşüncesiyle bu ülkelerin arasına Kazakistan ve Rusya’yı da koyduk. Bunun yanı sıra Akar bünyesinde Avrupa’ya taşıma yapan araçlarımız da var. Avrupa’dan Asya’ya olan taşıma kapasitemizi daha fazla artırmayı hedefliyoruz.”
“Ortadoğu’da Proje Taşımacılığı Yapıyoruz”
“Ağırlıklı Olarak CIS Ülkelerine Taşımacılık Yapıyoruz”
Ağırlıklı olarak CIS ülkelerine taşıma yaptıklarını dile getiren Deliktaş Ortadoğu’da ise proje taşımaları yaptıklarını ifade etti; “Bu bölgeye bakan ayrı bir ekibimiz bulunuyor ve bu bölgede proje taşımalarına ağırlık veriyoruz. Ana hatlarımız ise; Belarus, Rusya, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Azerbaycan. Çoğunlukla otomotiv yedek parça, inşaat malzemeleri, tekstil ve kozmetik ürünleri taşıyoruz.”
“Teknolojiyi Sonuna Kadar Takip Ediyoruz”
“Lojistik Otomasyon Programlarını Kullanıyoruz”
“Teknolojiyi sonuna kadar takip ediyoruz.” şeklinde konuşan Deliktaş sözlerine şöyle devam etti; “Lojistik otomasyon programlarını kullanıyor, tüm süreci tek bir sistem altında yürütüyoruz. Haftalık, aylık, senelik bazda raporlar çıkartarak, sağlıklı veriler elde ediyoruz. Bu bizim da işimizi kolaylaştırıyor. Yönetimin otokontrolümüzü geliştirerek devam ediyoruz.”
“2023 Yılı İçin Yüzde 25’lik Bir Büyüme Öngördük”
“Şu Anda Hedefimizin Üzerine Koyarak İlerliyoruz”
Konuşmasının devamında 2023 yılı için yüzde 25’lik bir büyüme oranı belirlediklerini belirten Deliktaş; “Sadece Akar Lojistik üzerinde 6000’in üzerinde seferimiz bulunuyor. Biz sene başında 2023 yılı için yüzde 25’lik bir büyüme öngördük. Hem ciromuzu hem karımızı artırmaya ve bu yönde yatırımlar yapmaya karar verdik. Hedefimizi ise Ağustos ayında yakaladık. Şu anda hedefimizin üzerine koyarak ilerliyoruz. Anahtar teslim bir operasyon yönetiyor; transit işlemleri, depolamayı, aktarmayı kendimiz yapıyor ve intermodal taşıma modlarına girerek maliyet düşürüyoruz. Bunlar bizi bir adım öne geçiriyor. Elimizden gelen bütün özveriyi gösteriyoruz, daha da iyisini başaracağımıza inanıyoruz. Bir savaş içerisinde ilerliyoruz; özellikle Asya hatlarında bunu herkes başaramaz.” dedi.
“Asya Bölgesine Çalışan Firmaların Sıkıntısı Bitmiyor”
“Biz Çözüm Geliştirmeye Çalışıyoruz Ama Bize Çözüm Sunan Yok”
“Asya bölgesine çalışan firmaların sıkıntısı bitmiyor.” diyerek sözlerine devam eden Deliktaş, bölgeye çalışan bir firma olarak yaşadıkları sıkıntıları şöyle açıkladı; “Bu bölgeye çalışan firmaların başına sürekli bir sıkıntı geliyor. Örneğin; transit malzemelerimiz gidiyor, ek ödemelere maruz bırakılıyoruz, evraklarda zorluk çıkartılıyor ya da sınırlarda sorun yaşıyoruz. Bize hiçbir zaman kolaylık sağlanmıyor, her geçişte kendi imkanlarımızı kullanıyoruz. Her geçiş yaptığımız ülkenin mevzuatı farklı, herkes farklı bir şey istiyor. Oysaki Avrupa Birliği ülkelerinde bu sorun yaşanmıyor; aracı sınırdan çıkardığınız zaman yükünüzü varış noktasına kadar kesintisiz bir şekilde gönderebiliyorsunuz. Asya, aynı zamanda kendi içerisinde de sıkıntıları olan bir bölge. Bu nedenle her gün yeni bir problemle başa çıkmak zorunda kalıyorsunuz, boşluklardan yararlanıyor, kendinize bir çözüm geliştirmeye uğraşıyorsunuz. Yani biz çözüm geliştirmeye çalışıyoruz ama bize çözüm sunan olmuyor. Sınır kapılarında araçlarımız tutuluyor, hızlı bir şekilde geçişine izin verilmiyor. Biz araçlarımızın durdurulmasını istemiyoruz. Bu sebeplerden sefer sayılarını artıramıyoruz. Biz de çözümü; yurtdışına yaptığımız ofis ve plaka yatırımlarında buluyoruz.”
“Aynı Sorunları Başka Güzergahlarda da Yaşıyoruz”
“Transit Merkezi Sayılmamıza Rağmen Yeterli Altyapıya Sahip Değiliz”
Hindistan, Ortadoğu ve Avrupa'yı birbirine bağlamayı amaçlayan IMEC (India–Middle East–Europe Economic Corridor) Projesi ile ilgili de konuşan Deliktaş şu ifadeleri kullandı; “Türkiye’nin tavrı ve duruşu son derece önemli. Ama biz aynı sorunları başka güzergahlarda da yaşıyoruz. Örneğin; bana göre Rusya-Ukrayna savaşında Türkiye tarafsız kaldığı için, Avrupa tarafından cezalandırılmak isteniyor. Bizim işlerimiz de kısıtlanıyor; bir süre önce Rusya’ya taşınan ürünlerle ilgili kısıtlama getirildi. Şu anda Gürcistan, bir transit malzemenin kendi üzerinden Rusya’ya geçişine hiçbir şekilde müsaade etmiyor. Halbuki biz Rusya ile çalışmak zorundayız, orayı bertaraf edemeyiz. Biz daha kendi sorunlarımızı çözemedik ki yeni koridorlar açalım. Ben, bu koridorun güzergahı üzerimizden verilse dahi henüz aşamadığımız birçok bürokrasi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca böyle bir durum olsa dahi bunun altyapısını hazırlayabilecek miyiz? Buna müsaade edecekler mi? Gümrüklerimiz, limanlarımız buna hazır mı? Biz ‘transit merkeziyiz’ diye övünüyoruz ama ben yeterli altyapımız olduğunu düşünmüyorum.”
“Avrupa Taşımalarında Başlıca Sorunlar; Şoför ve Vize Sıkıntısı”
“Her İki Sorunu Halletsek de Bu Sefer Yük Potansiyelinin Azalmasıyla Karşı Karşıya Kalıyorsunuz”
Avrupa bölgesi taşımaları için de yorumlarını dile getiren Deliktaş; “Her şeyden önce sorunun başlangıcı; şoför sıkıntısı. Kalifiyeli ve tecrübeli şoför bulmakta zorluk çekiyoruz. Bir de vize problemi var. Şoför bulsanız da vize alamıyorsunuz. Her iki sorunu halletsek de bu sefer yük potansiyelinin azalmasıyla karşınıza yeni bir problem çıkıyor. Yabancı plakalı araçlar uygun navlunlara götürdüğü için Türk nakliyecisi rekabet edemez hale geliyor.”
“YYS Alabilmek İçin Devletin Ciddi Bir Yatırım Desteği Vermesi Gerekiyor”
“Asya’ya Seferleri Artıracak Altyapıya Gelemiyoruz”
Yetkilendirilmiş Yükümlü Sertifikası (YYS) ile ilgili konuşan Deliktaş bu konuda ise şu ifadeleri kullandı; “Bizim YYS ile ilgili bir önceliğimiz yok. O, prosedürleri çok fazla olan ve ciddi bir denetim neticesinde verilen bir sertifika. Bunu her firmanın alabilmesi zaten imkansız. Ben ağırlıklı olarak Asya bölgesine çalışan bir firma olarak bunu almak ya da kendimi buna hazırlamak zorunda değilim. Benim bunu yapabilmem, altyapısını hazırlayabilmem için devletin beni teşvik etmesi, ciddi bir yatırım desteği vermesi lazım. Asya bölgesine çalışan firmaların tek derdi hızlı bir şekilde, sınır kapılarında beklemeden taşımacılık yapabilmek. Geçiş üstünlüğü olan araçlara bakıyorsunuz, yine Avrupa. Biz bir türlü Asya kapılarını rahatlatacak, seferleri artıracak bir altyapıya gelemiyoruz.”
“Bizim Destek Beklediğimiz Noktalar Farklı”
“Kredi, Birçok Firmanın Ortak Sorunu Haline Gelmiş Vaziyette”
Konuşmasının devamında “Biz devletin verdiği tüm teşviklerden yararlanmaya çalışıyoruz ancak bizim destek beklediğimiz noktalar farklı.” diyen Deliktaş sözlerini sonlandırırken şu ifadeleri kullandı; “Örneğin şu anda bankalar, firmalara doğru düzgün kredi çıkartmıyor. Bu, birçok firmanın ortak sorunu haline geldi. Halbuki kredi, kendini finanse edebilmek anlamına geliyor, kimse battığı için kredi istemiyor. Zaten uluslararası arenada para transferleri eskisi kadar hızlı değilken ve müşterilerimizin yüzde 70’i yurtdışındayken elimizin altında da paramızın kalması, kendimizi finanse edebilmek için krediye ihtiyaç duyuyoruz. Tabi ki çalışıyoruz, ancak çalıştığımız meblağlar istediğimiz seviyede değil.”
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |