Aynı zamanda Orta Koridorun performansına tam olarak ulaşamadığını da belirten Şener, Türkiye’nin birçok güzergâhta kan kaybettiğine de değindi. Fatih Şener ayrıca Zengezur Koridorunun Rusya için kritik bir öneme sahipken, İran'ın bu projeye şiddetle karşı çıktığını da belirtti.
“Üç Koridor; Hazar’ın Kuzeyi, Ortası ve Güneyinden Geçiyor”
“Milli Stratejimiz Orta Koridoru Hayata Geçirmek”
Konuşmasına ‘Kuşak ve Yol Projesi’nin koridorlarını açıklayarak başlayan Şener, burada üç farklı koridor olduğunu belirterek; “Bu, Çin’i Batı ekonomilerine bağlayan bir güzergah arayışıdır. Kuzey Koridor; Rusya-Kazakistan üzerinden Avrupa’ya ulaşır. Orta Koridor; Kazakistan-Türkmenistan veya Kazakistan-Özbekistan-Türkmenistan üzerinden Azerbaycan’a, oradan da Türkiye’ye ve Avrupa’ya ulaşır. Güney Koridoru ise; Türki Cumhuriyetler üzerinden İran’a geçer ve oradan ulaşır. Yani aslında Hazar’ın kuzeyinden, ortasından ve güneyinden geçen üç koridordan bahsediyoruz. Milli stratejimiz ise Orta Koridoru hayata geçirmek. Türk güzergâhı en çok orta koridorda kullanılır ve bunun yanında Azerbaycan-Bakü de bir ana arter olsun istemekteyiz.” şeklinde konuştu.
“Kuzey Koridorunun Pek Şansı Kalmadı”
“Orta Koridor Tarihte Ulaşamayacağı Bir Cazibeye Ulaştı”
Üç ana koridordan ikisinin ise stratejik olarak zorluklar taşıdığını ifade eden Şener sözlerine şöyle devam etti; “İran ile zaman zaman gerginlikler yaşıyoruz. Rusya ise Batı ile gerginlikler yaşıyor. Dolayısıyla biz Orta Koridoru destekliyoruz. Rusya’nın gaz sevkiyatını bir şantaj unsuru olarak kullanması Batı ülkeleri için Kuzey Koridorunu zaten tartışmalı bir hale getirmişti. Ancak özellikle son yaşanan Ukrayna savaşından sonra Rusya’ya ve Belarus’a sınır olan Polonya’nın buradaki trafiği engellemesi neticesinde Kuzey Koridorunun pek de şansı kalmadı diyebiliriz. Pandemi dönemindeki denizyollarındaki navlunların yükselişiyle de beraber Orta Koridor tarihte ulaşamayacağı kadar büyük bir cazibeye ulaştı.”
“Kuzey Koridordan Geçen Yükün Yüzde Biri Bile Orta Koridordan Geçmiş Değil”
“Orta Koridor Performansına Tam Olarak Ulaşamadı”
Bu cazibeye rağmen Orta Koridorun potansiyelini gerçekleştiremediğini ifade eden Şener bunu şu şekilde açıkladı; “En zirve döneminde bile görüyoruz ki; Kuzey Koridordan geçen yükün yüzde biri bile Orta Koridordan geçmemiş. Yaşanılan kriz ve savaşın etkilerine rağmen, 2022 rakamlarına baktığımızda Orta Koridorun rakamları yüzde bir bile değil. Çünkü çeşitli zorluklar mevcut. Örneğin; demiryollarında önemli bir buji değişimi konusu var. Rusya’da demiryolları ray mesafesi Batı istilasından korunmak adına 13-14 santim daha geniş. Dolayısıyla bir trenin kalkıp buraya gelebilmesi çok mümkün değil. Bu ancak sınırda konteynırların aktarılması veya buji değişikliği yani vagonların tekerleklerinin değişikliği ile mümkün olabilir. Bu durumda onlarınki daha geniş olduğu için Rusya’dan gelen bir trenin rayları dingil üzerinde kaydırılabilir ama bizimkiler genişleyemeyeceği için bizim trenlerimizin gitme şansı yok. Hal böyle olunca, işin içine maliyet gibi sebepler de dâhil olunca Orta Koridor performansına tam olarak ulaşamadı.”
“G20 Zirvesi’nde Türkiye’siz Bir Koridor Anons Edildi”
“Türkiye’siz Bir Koridor Olmaz”
Cumhurbaşkanının da katıldığı son G20 Zirvesi’nde ise yeni bir koridorun dile getirildiğinden bahseden Şener; “G20 Zirvesi’nde anons edilen bu güzergâh yani IMEC Projesi; Hindistan’dan başlıyor, Dubai’de karaya çıkıyor, Suudi Arabistan ve İsrail ile Yunanistan’ın Pire Limanı üzerinden Avrupa’ya ulaşıyor. Ancak Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi ‘Türkiye’siz bir koridor olmaz.’”
“Koridorlar, Daha Kolay ve Hızlı Yolu Seçer”
“Çin, Hindistan’a Karşı Pakistan’ı Destekler Durumda”
Bu koridorun güzergâh seçimlerindeki nedenleri değerlendiren Şener bunu şöyle ifade etti; “Normal şartlarda koridorlar devletlerin, siyasetçilerin kararlarıyla belirlenmez. Tabi ki savaşlar, güvenlik hatları ve yolların kapanması koridoru etkiler ama bütün ülkelerin sınırlarından geçişler kolay hale gelmişse, lojistik daha kolay olan ve hızlı yolu seçer. Hindistan’ı düşündüğümüzde, doğusunda Çin, batısında Pakistan yer alıyor. Çin, Pakistan’la çok yakın temas halinde ve geleceğin süper gücü olarak konuşulan Hindistan’a karşı, Pakistan’ı biraz daha destekler durumda. Hindistan ise kendini özellikle Pakistan güzergâhı dışından batıya bağlamak istiyor. Limandan bağladığında denizyoluyla gidiyorsunuz ve bir aya yakın vakitlerden söz ediliyor. İşte tam da bu noktada, buna bir alternatif oluşturmak adına karayolu bağlantısı olarak Orta Doğuyu boydan boya Dubai’den geçen bir güzergâh alternatifi ortaya koydu.”
“Güzergâhın Birtakım Zorlukları Var”
“Suudi Arabistan, İsrail Vizesini Gördüğünde Sizi Ülkeye Sokmaz”
Ancak bu güzergâhın zorlukları olduğunu belirten Şener sözlerine şu ifadelerle devam etti; “Örneğin; şu anda Suudi Arabistan’da seyahat eden birinin İsrail’e girmesi veya İsrail’den geçmiş birinin aynı pasaportla Suudi Arabistan’a girmesi sorunu bile mevcut. Yani şimdi siz tırınızla Yunanistan Pire Limanından İsrail’e inerseniz ve Ürdün’e giderseniz, oradan Suudi Arabistan pasaportunuzdaki İsrail vizesini gördüğünde sizi içeri sokmaz.”
“Taşıma Modları Arasındaki Aktarma Süreçleri ve Geçişleri Oldukça Zorlu”
“Basra Körfezi’nden Irak, Ardından Habur Sınır Kapısı ve Türkiye Geçişi Daha Pratik Olacaktır”
Diplomatik zorlukların yanı sıra büyük bir organizasyon da gerektiğini vurgulayan Şener; “Tabi ki bu duyurulduğuna göre demek ki bunların da yolları açılmış olacak. Ancak taşıma modları arasındaki geçişlerde, aktarmalarda vs. süreçleri dikkatle organize etmek gerekiyor, bu da oldukça zor. Yani aslında Hindistan’daki bir limandan yola çıkarak Avrupa’ya ulaşılmak isteniyorsa, Basra Körfezi’nden Irak’a gelip, Irak’tan daha kısa bir parkurla Habur Sınır Kapısı’na ve oradan da Türkiye’ye geçilebilir. Bu parkur Hindistan’ın Avrupa’ya ulaşması için daha pratik bir koridor olacaktır.” dedi.
“Bahsedilen Güzergâhtan Pire Limanına Ulaşım 15 Günü Geçer”
“Türkiye Karayolu Ulaşımında En Fazla Yatırım Yapan Ülkelerden Bir Tanesidir”
İki sene önce Karaçi Limanından yola çıkan bir tırın, İran’da iki gün fazladan bekletilmesine rağmen dokuz günde yani İran’ı devreden çıkarırsak yedi günde Muratbey Gümrüğüne geldiğini hatırlatan Şener devam etti; “Hindistandan’dan yola çıkan bir tırın bahsedilen güzergâh üzerinden Yunanistan’a ulaşması bile 15 günü geçer. Yani aslında kolay olan Basra Körfezinden Irak Limanına yanaşması ve Dubai, Suudi Arabistan, İsrail gibi ülkelere hiç uğramadan, Türkiye’ye girmesi ve Türkiye’yi boydan boya kat etmesidir. Türkiye biliyorsunuz, karayolu ulaşımında son 20 yıldır dünyada en fazla yatırım yapan ülkelerden bir tanesidir.”
“Güzergah Hangi Ülkeden Geçerse, O Ülkenin Yatırım Cazibesi de Artar”
“Türkiye Bir İhracat ve Üretim Ülkesi”
“Bu, bizim sektörümüz için de bir açılım olur. Büyük bir ticaret yolu omurgasında oluruz.” diyen Şener sözlerini şu ifadelerle sürdürdü; “Tarih boyunca, koridorlar hangi ülkelerden geçmişse zenginlik de oraya uğramış. Güzergâh hangi ülkeden geçerse o ülkenin yatırım cazibesi de artıyor. Türkiye’yi düşünelim; Türkiye’nin Avrupa’ya yaptığı ihracatın neredeyse yarısını yerleşik yabancılar yapıyor. Çünkü Türkiye ulaşım açısından çok iyi bir konumda, yetişmiş kalifiye iş gücü var… Bu durumlar Türkiye’yi bir ihracat ve üretim ülkesi haline getiriyor.”
“Asıl Amaç Süveyş Kanalını Baypas Etmek”
“Sundukları Güzergâh, Önerdiğimiz Güzergâhtan 2-3 kat Pahalı ve Uzun”
Asıl amacın bizi değil Süveyş Kanalını baypas etmek olduğunu düşündüğünü ifade eden Şener; “Süveyş Kanalından geçtiğinizde taşıma maliyetleri çok ciddi oranda artıyor, geçiş ücretleri çok yüksek. Bir gemi belki 250-300 bin dolar para ödemek durumunda kalıyor. Ülkeler muhtemelen bizi değil ama Süveyş Kanalını baypas etmek için bir yol arıyorlar. Biliyorsunuz zaman zaman da Kanal tıkanıyor, dolayısıyla ülkeler alternatif üretmek istiyor. Ancak şu an sundukları güzergâh, önerdiğimiz güzergâha göre 2-3 kat pahalı, 2-3 kat uzun sürer. Bunu yapmak yerine Basra Körfezini Habur’a bağlayacak koridorun güvenliğini sağlarlarsa –ki büyük devletler bunu sağlayabilir- coğrafi olarak da, kat edilen yol olarak da daha güvenli ve daha katma değerli olur.” dedi.
“UND, Bölgenin En Etkili, En Kurumsal Nakliyeciler Derneğidir”
“Güzergâhın Olgunluğunu Bilmemekle Beraber, Doğru Bir Yol Değil”
“UND, bölgenin en etkili, en kurumsal nakliyeciler derneğidir. Biz de bu koridorda olma arzumuzu her platformda dile getireceğiz.” şeklinde konuşmasına devam eden Şener ekledi; “Şu anda bir yatırım yapılmış, güzergâhlar başlamış, yol açılmış durumda değil. Projenin olgunluğunu da henüz bilmiyoruz. Evet Devlet Başkanları bunun çağrısını yaptı ancak bunun altyapısını oluşturmak üzerine mi yoksa altyapı hazır ve trafiği başlatmak üzerine mi henüz onu anlamadık. Ancak söyleyebilirim ki güzergâhın olgunluğunu bilmemekle beraber, doğru bir yol değil.”
“Zengezur Koridoru Üzerinden Ermenistan'a Demiryolu ile Ulaşmak, Rusya İçin de Kritik Öneme Sahip”
“İran’ın Zengezur Koridoruna İtirazı Var”
Konuşmasının devamında Zengezur Koridoruna da değinen Şener; “Kim ne derse desin bu, Türk Devletleri Teşkilatı arasında çok uzun vadede maksimum ticari bir birliğe gidecek. Bu ülkeler birbirini kalkındıracak. Ticaret birliğinin en önemli şartı lojistikte bir uyum sağlanmasıdır. İnsan vücudundaki kan dolaşımını sağlayan sistemin adı bizde ‘lojistik’tir. Önemli iyileşmeler de mevcut. Azerbaycan’da uzun zamandır dile getirdiğimiz birtakım sıkıntıların bir kısmı çözüldü, ama transit geçiş belgesinin kalkması lazım. Kazakistan’da da aynı durum geçerli. Zengezur Koridoru, Bakü’ye ulaşmak için, kuzeyde Sarp Sınır Kapısı’ndan yola çıkarak 400-500 kilometre yol kat ediyor. Nahçivan üzerinden gidilirse de yol bu kadar kısalıyor. Orada da hazırlıklar var, özellikle demiryolunda. Ermenistan şu anda Rusya’ya Gürcistan üzerinden gidiyor. Ancak demiryolunda Gürcistan, Rusya ile yaşanılan kriz sebebiyle ulaşıma izin vermiyor. Açılacak Zengezur Koridoru üzerinden Ermenistan'a demiryolu ile ulaşmak, Rusya için de kritik öneme sahip. Bu demiryolu projesini Rusya çok destekliyor. Ancak Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki ilişki ortada, her an savaşın eşiğine gelinebiliyor. Barış anlaşması maalesef imzalanmadı. İran’ın da o koridora itirazları var; Ermenistan’la irtibatının kesileceği iddiasıyla. Çünkü koridor, Ermenistan-İran sınırından geçiyor.” şeklinde konuştu.
“Mevzuatların İyileşmesi ve Kolaylaştırılması Gerekiyor”
“Demiryolunun Avrupa Sistemine Uygunluğu Büyük Kolaylık Sağlar”
“Bu koridorla Bakü’ye fiziksel olarak daha kolay ulaşacağız ama mevzuatların iyileşmesi ve kolaylaşması gerekiyor.” diyen Şener konuşmasına şu sözlerle devam etti; “Örneğin yapılan demiryolunun Avrupa sistemine uygunluğu büyük kolaylık sağlar. Zengezur Koridoru üzerinden Bakü’ye uygun raylar döşense, Londra’dan bindirilen yükler hiç vagon değiştirmeden Bakü’ye kadar gidebilir. Biliyorsunuz Çin’de de Avrupa sistemi işliyor ancak Rusya’da sistem farklı. Biraz uzun vadede olur ama Kazakistan’a indikten sonra demiryolu yine Batı sistemine bağlansa, o zaman Türkiye’den çıkan bir tren makinistiyle beraber Pekin’e kadar gidebilir. Ancak şu anda Çin’den gelen trenler Rusya’ya giremiyorlar. Onlar da vagon değiştiriyorlar aynı şekilde. Tabi bunun yanında karayolu da, Bakü’den sonra Hazar’daki Ro-Ro da oldukça önemli. Ro-Ro sayılarının artırılması, beklemelerin ortadan kaldırılması gerekiyor.”
“Türkiye Birçok Güzergâhta Kan Kaybetti”
“Bu Bölgede Uluslararası Taşımacı Olmak Kolay Değil”
Sözlerinin devamında “Türkiye birçok güzergâhta kan kaybetti.” ifadesini kullanan Şener; “Suriye’ye yılda 100 bin sefer gidebilirken şu anda gidemiyoruz. Irak’a gidiyorduk, gidemiyoruz. Rusya-Ukrayna-Belarus kapasitemiz düştü. Bu güzergâhları kapanan nakliyeciler batıya gitmeye başladı, böylelikle batının ekmeğini daha fazla kişi bölüşmeye başladı. Sektör karlı çalışamamaya başladı. Yeni güzergâhlar bu sektöre nefes aldırır. Denizyolu navlunları şu an çok düştü, ancak sürenin önemli olduğu bazı sektörlerde karayolu seçilebilir. İran ambargo altında, Irak, Suriye yok, Rusya-Ukrayna savaş halinde, Gürcistan-Rusya hala barış anlaşması imzalamadı. Çok zor bir bölgedeyiz. Burada uluslararası taşımacı olmak kolay değil.” diyerek sözlerini sonlandırdı.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |