Türkiye’yi Baypas Eden Projede Gelecek Bize Sürprizler Getirebilir Mi?

“Rekabet Artık Ülke Bağlantıları Arasında Meydana Geliyor”

“IMEC ile Hindistan, Ortadoğu ve Avrupa Birbirine Bağlanacak”

Hindistan’da gerçekleşen G20 Zirvesi’nde ilk defa bahsedilen IMEC ile ilgili bilgi veren Erkan şu ifadeleri kullanarak konuşmasına başladı; “Dünya ekonomisi ve rekabet her geçen gün daha da artmakta. Bu durum öyle farklı bir biçim aldı ki; rekabet artık ülkeler arasında değil, ülke bağlantıları arasında meydana gelmeye başladı. Tüm bunlarla birlikte Hindistan da yükseliş trendi gösteren ülkelerden biri konumunda. 2070 yılına ait projeksiyonlarda Çin ile birlikte en büyük iki aktörden biri olacağı konuşuluyor. Şimdi bu bağlantı noktalarında bir de Hindistan konuşulmaya başlandı. Hindistan’da gerçekleşen G20 Zirvesi’nde IMEC (India–Middle East–Europe Economic Corridor) denilen bir projeye başlanacağı söylendi. Bu projenin amacı ise; Hindistan, Orta Doğu ve Avrupa’nın birbirine bağlaması olacak. Suudi Arabistan’dan Ürdün’e kadar, İsrail ve Yunanistan Limanlarından Avrupa’ya Hint malları taşınacak. Bu projede de ‘Kuşak ve Yol Projesi’ gibi denizyolu, limanlar ve demiryolu bağlantıları önem kazanacak.”

“Türkiye’nin Baypas Edilmesi Bizim İçin Sürpriz Oldu”

“Oysaki Türkiye, Kuşak ve Yol Projesinin Tam Kalbinde Yer Alıyor”

IMEC projesinde yaşanan asıl sürprizin ise Türkiye’nin projede baypas edilmesi olduğunu söyleyen Erkan sözlerine devam ederken şu ifadeleri kullandı; “Bu bizim için bir sürpriz oldu. Proje henüz çok yeni olduğu için eleştirmemek gerekiyor ancak gördük ki projede Türkiye baypas edilmiş durumda. Oysaki Türkiye Çin’in Kuşak ve Yol Projesi’nde yani Çin’i Avrupa’ya bağlayacak o devasa projenin tam kalbinde yer alıyor.”

“Hindistan ile Çin Bir Yandan İttifak Kurmuşken, Hindistan Bireysel Olarak Çin’e Kafa Tutma Eğiliminde”

“Projenin İleride Amerika Birleşik Devletleri’ne Kadar Ulaşabileceği Öngörülüyor”

IMEC Projesi’ni Hindistan’ın Çin’e karşı koyması olarak değerlendiren Erkan; “Bunu, Hindistan’ın Çin’e ciddi anlamda karşı koyduğu bir proje olarak değerlendirebiliriz. Ancak olayın uluslararası iktisatla ilgili ilginç yönleri var. Çünkü BRICS (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika Cumhuriyeti) İttifakı denilen bir ekonomi şekli var. Fark ettiğiniz üzere; Hindistan ve Çin bu ittifakın içinde. Yani Hindistan ile Çin hem bir ortak olarak Amerika-Avrupa Birliği ülkeleri gibi ülkelere kafa tutma eğiliminde hem de ilginç bir şekilde Hindistan bireysel olarak Çin’e kafa tutma eğiliminde. Bunu özellikle G20 Zirvesi’nde ortaya koydu ve IMEC denilen proje yani koridoru ortaya atarak bir de ciddi bir şekilde ülkelerle anlaştı; Fransa, Almanya, İtalya gibi. Hatta Amerika Birleşik Devletleri olayın bir sac ayağı olmasa da ileride projenin oraya kadar ulaşabileceği düşünülüyor.” şeklinde konuştu.

“IMEC Akdeniz’den Bizi Pas Geçerek Yunanistan’a Bağlanıyor”

“Ortadoğu Ülkeleri İçin de Önem Arz Ediyor”

“IMEC özellikle Ortadoğu ve Akdeniz’i kullanıyor. Orada Süveyş Kanalı’nın da bir fonksiyonu var.” diyen Erkan devam etti; “Süveyş Kanalı’ndan geliyor ve İsrail Limanı ile Yunanistan’ın Pire Limanını kullanıyor. Yunanistan çok fonksiyonu olan bir ülke olmasa da Yunanistan limanlarının kullanılacağı söyleniyor. Akdeniz’den bizi pas geçerek, Ege üzerinden direkt Yunanistan’a bağlanıyor, oradan da Avrupa Birliği ülkelerine ulaşıyor. Bu ticareti sadece Hint malları olarak da düşünmemek lazım, Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri gibi Ortadoğu ülkeleri açısından da büyük önem arz ediyor.”

“Enerji ve Altın İthalatını Çıkardığımızda Ciddi Bir Cari Fazlamız Var”

“İşin İçerisine Enerji Girince Olay Sadece Ekonomik Değil Siyasal da Bir Boyut Kazanıyor”

Hint Koridorunun sadece uluslararası ticaretin artırılması değil, enerji ticareti anlamında da önem kazanmasının beklenildiğine işaret eden Erkan; “Şu anda dünya siyaseti ve dünya ticareti özellikle enerji arzı, enerji ihtiyacı ve enerji arz güvenliği bağlamında ön planda. Bu, Türkiye için de oldukça önemli. Her ay ödemeler bilançosu verileri açıklandığında verdiğimiz cari açıklardan bahsediyoruz ama enerji ithalatını çıkardığımızda Türkiye’nin cari fazlası var. Yani enerji ve altın ithalatını çıkarırsak Türkiye ciddi bir cari fazla veriyor. Bu iki ürün, özellikle enerji olmak üzere oldukça önemli. Enerjinin siyasal anlamda da, yani girilen siyasi ilişkilerde veya çatışmalarda etkisi büyük. Enerji ithalatı zorunluluğunda siyasi ilişkilerinizi de ona göre geliştirme ihtiyacında oluyorsunuz. Yani işin içine enerjinin girmesi olayı sadece ekonomik bir mesele olmaktan da çıkarıyor.” dedi.

“Enerji İthalatımız Hem Daha Ucuza Hem de Daha Güvenli Hale Gelebilir”

“Dışa Bağımlılığımızı Her Anlamda Ortadan Kaldıracak”

“Türkiye bu projeye dahil olursa enerji ithalatı da hem daha ucuza hem de daha güvenli hale gelecek.” diyen Erkan sözlerine devam ederken şu ifadeleri kullandı; “Burada Ortadoğu bağlantısı oldukça önemli. Türkiye’nin enerji ithalatı tutar olarak azaldığında, bu bizim dışa bağımlılığımızı her anlamda ortadan kaldıracak. Bununla beraber, enerji ithalatımızın ülke ağırlığına bakıldığında başta Rusya olmak üzere belli ülkelere olan bağımlılık dikkat çekmekte. Haliyle söz konusu ekonomik bağımlılık siyasi platforma da tezahür etmektedir. Bu yüzden Türkiye’nin ivedilikle başta enerji ve hammadde olmak üzere ithalatındaki belli pazarlara ve ülkelere olan yoğunlaşmalarını azaltması gerekmektedir. Bu nedenle bu koridor makro ekonomik ve siyasal bağlamda ciddi önem kazanıyor. Henüz yeni olması ve çok dillendirilmemiş olması sebebiyle diyebilirim ki; umarım Türkiye IMEC projesine dahil olur. Çünkü proje tam da yanı başımızdan geçiyor. Demiryollarımız, karayollarımız, Ege’de İzmir Alsancak limanı veya Akdeniz’de İskenderun-Mersin gibi limanlarımız bu koridorda ciddi önem kazanabilir.”

“IMEC Projesinin Üç Amacı Var”

“Proje, Doğu ve Kuzey Koridorundan Oluşuyor”

IMEC Projesi’nin üç amacı olduğundan bahseden Erkan devam etti; “Birinci amaç; uluslararası ticaretin artırılması, ikinci amaç; enerji arzının, ticaretinin, güvenliğinin artırılması ve üçüncü amaç ise bilişim altyapısı ve bağlantılarının artırılması.” IMEC projesinin aynı zamanda iki koridordan meydana geldiğini ifade eden Erkan şöyle konuştu; “Doğu ve Kuzey Koridoru olmak üzere iki koridor bulunmakta. Doğu Koridor, projenin Ortadoğu kısmını oluşturuyor. Burada özellikle Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan başroldeyken, liman olarak da İsrail başı çekiyor. Proje oradan kuzeye geçiyor. İşte proje tam da burada Türkiye’yi pas geçiyor. Türkiye de projenin kuzeyinde bulunmasına rağmen Türkiye’nin biraz batısından, Yunanistan limanlarından Avrupa’ya bağlanıyor. Aslında Türkiye’ye Mersin ve İskenderun limanlarından girerek, demiryolu bağlantılarıyla da geçişler sağlanabilir.”

“İstanbul Boğazı Stratejik Fonksiyonunu Yeterince Yerine Getiremiyor”

“Türkiye Başrol Oyuncusu Olmalı”

Süveyş Kanalı’nı tıkayan Ever Given adlı geminin ve Panama Kanalı’nda kurak koşullar nedeniyle azalan geçişlerin milyarlarca dolarlık zararlara neden olduğundan, dünyada lojistik faaliyetleri kısıtladığından, bu nedenle navlun fiyatlarını artırdığından ve bunun tüm dünyaya enflasyon, ithalat fiyatlarında artış, hammadde fiyatlarında yükselme gibi şekillerde döndüğünden bahseden Erkan Türkiye’nin alternatif olarak önemli bir ülke olduğuna dikkat çekerek; “Önemli bir coğrafyadayız. Ancak biz de bazı handikaplar barındırıyoruz. Örneğin; Kanal İstanbul biyolojik, ekolojik, çevresel açılardan birtakım tartışmalara hala açık. Bunun dışında İstanbul Boğazı’nda ciddi dar geçitler, 90 derecelik dönüşler var. Bu da ciddi bir güvenlik sorunu ile maliyetlerde artış da sağlayabiliyor. Yani aslında İstanbul Boğazı stratejik fonksiyonunu yeterince yerine getiremiyor, verimliliği ciddi anlamda düşük. Buna alternatif bir geçit mutlaka düşünülmeli. Türkiye’de dünya çapında bilim insanları var; oturup konuşularak, tartışılarak yan etkilerin minimize edildiği bir alternatif üretilmeli. Türkiye, limanları, altgeçitleri, demiryolları ile önemli atılımlar yapan, önemli koridorların önemli aktörü ülkelerden biri. Bizim coğrafyamıza baktığınızda çok ciddi geçitlerin olduğunu söyleyemeyiz. Ben Ortadoğu’yu, Afrika’yı, Asya’yı Avrupa’ya bağlayan ciddi bir geçit alternatifi olmalı ve Türkiye bunun başrol oyuncusu olmalı diye düşünüyorum.” şeklinde konuştu.

“Limanlarımızı Hem Kapasite Hem Kalite Olarak Geliştirmeliyiz”

“Birkaç Limanımız Bu Projenin Başrolü Olabilir”

Birtakım dönüşümlerin Türkiye için elzem olduğunu da ifade eden Erkan bunları şöyle ifade etti; “Dijital dönüşüme ayak uydurmak çok önemli. Limanlarımızı hem kapasite hem kalite olarak geliştirmek de yine büyük önem arz ediyor. Konuştuğumuz bütün proje ve koridorlara baktığımızda başrol mutlaka limanlar oluyor. Türkiye bu projeye dahil olursa, birkaç limanımızın da bu projenin başrolü olabileceğini düşünüyorum. Tabi dediğim gibi; kalite ve kapasitemizi artırmak şartıyla.”

“IMEC Projesini, Orta Koridor Kadar Önemsiyorum”

“ Şu An Bu Projeye Dahil Olmanın Tam Zamanı”

 “IMEC projesini, Orta Koridor kadar önemsiyorum.” diyen Erkan sözlerini sonlandırırken şu ifadeleri kullandı; “Kuşak ve Yol Projesi kadar dillendirilmiyor, fakat olayın başını kaçırmamak gerekiyor. Şu an bu projeye dahil olmanın tam zamanı. Bu projeye dahil olmak Rusya’ya olan başta enerji bağımlılığımızı da ortadan kaldıracaktır. Tabi ki Rusya’yı yok saymayız ama bağımlılığımızın yoğunluğunu azaltabiliriz. Türkiye için bu projeyi oldukça önemli görüyor ve önemsiyorum.”