“SÜRÜCÜ OKULLARINDA TIR PARK FRENİ BOŞALMASI ANLATILMIYOR”
Aracın durmasının gitmesinden daha önemli olduğunu vurgulayan Lök, aracın gitmezse kalacağına; ancak durmazsa zararları olduğuna dikkat çekiyor. Alpay Lök şunları dile getiriyor, “Aslında araçlarda fren sistemleri 3 ana başlıkta toplanıyor. Bir tanesi servis freni olarak geçiyor; yani ayak freni. İkincisi el freni ve üçüncü de sürekli fren dediğimiz motor freni, egzoz freni ve retarder. Bunların araç sınıflarına göre nasıl olması gerektiği teknik mevzuatta belirli.”
“Yavaşlamak İçin Olabildiğince Motor Freni ve Egzoz Frenini Kullanmak Gerekli ki Frenler Soğuk Kalsın”
Yolda devamlı ayağın frende olmaması gerektiğini ve yokuş aşağı inişlerde devamlı ayak freniyle iniliyorsa belirli bir noktadan sonra pedalın aşağı inmeye başlayacağını belirten Lök, “Ayak freni tutmamaya başlar ve engellemek için de egzoz freni, motor freni ya da retarderin kullanılması gerekir. Ağır taşıtlarda olması gereken olabildiğince egzoz, motor freni ve varsa da retarderle yavaşlamak. Hepimiz binek otomobil ehliyeti aldık. Sürüş eğitiminde aracın hızlandırılmasını ve aslında yapılması gereken yavaşlamayı da göstermek lazım. Yavaşlamak için olabildiğince motor freni, egzoz frenini kullanmak gerekli ki frenler soğuk kalsın.” diyor.
“Kazalar Tek Bir Kusurdan Meydana Gelmiyor; Birkaç Kusurun Bir Araya Gelmesiyle Oluşuyor”
Yardımcı fren sistemine retarder dediklerini ve bununla aracın yavaşlatıldığını aktaran Lök, fren tutmaması olarak adladırılan konuya ilişkin olarak şunları aktarıyor; “Fren patlaması çok eskiye giden bir olay. Yani eskiden fren patlaması diye bir durum vardı; çünkü 1950 ve 1960’lı yıllarda tek devrede bir patlama olduğunda araba frensiz kalıyordu. Servis freni çift devredir. Yani siz pedala bastığınızda iki devreye birden basarsınız ve bu devrelerden birisi patlarsa, ki hidrolik olduğunu varsayıyoruz; çünkü daha sonra havalı oldu. Bu durumda diğer devre aracı tutar. Eskiden tek devreli sistemlerde patlama olayı vardı; ancak artık yok. Şimdiyse patlama diye tanımlanan, aslında fren tutmama problemi. Fren tutmama probleminin 3 nedeni var. Bir tanesi aşırı yük taşımak, ikincisi aşırı hızlı kullanmak ve üçüncüsü de bakımsızlık. Genelde fren tutmama kazaları ikisi ya da üçünün bir araya geldiği durumlardır. Bu olmasın diye de artık özellikle ağır taşıtlarda retarder kullanılır.”
“İki Araç da Fren Yapıyor; Ancak Çekici Yaylı Fren, Arkadaki Dorse ise Havalı Fren Yapıyor”
Kazaların tek bir kusurdan meydana gelmediğini, birkaç kusurun bir araya gelmesiyle oluştuğunu belirten Lök, bunlardan bir tanesinin de sürücü kusurları olduğunu belirtiyor. Lök konuyu, “Aracın içerisindeki teknik kusurlar ve sürücü kusurları; frenin kötü kullanılması, bakımsızlık ve aşırı yük. 2012’den beri yakından izlediğim bir kaza tipini tır park freni boşalması olarak adlandırdım. Tır park freni boşalması aslında birtakım ihmallerden ve birtakım yanlışlardan dolayı gerçekleşen bir durum. Römork çeken bir çekici el freni çekildiğinde, çekici imdatlı yay kuvvetleriyle fren yapar. Tıpkı otomobildeki el frenini çektiğinizdeki mekanik fren gibi; fakat çekicinin arkasındaki dorse havalı fren yapar. Yani iki araç da fren yapıyor; ancak çekici yaylı fren, arkadaki dorse ise havalı fren yapıyor. Ne yazık ki şoför; el frenini çektiğinde öndeki imdatlar, yaylılar devreye girerken, ki bu doğru; arkadaki römorkun da yaylılarının devreye gireceğini düşünüyor, bu da yanlış. Arkadaki römorkun yaylı körüklerinin ön kısmı, yani havalı kısmı devreye giriyor. Arkadaki hava basıncı azalırsa römorktaki havalı fren bırakır yerine yaylı fren devreye girmez ve römork frensiz kalır. Bunun çekiciyi alıp götürmemesi için bir test konumu var.” şeklinde açıklıyor.
“Test Yaparım; Kayıyorsa Oraya Park Etmem, Böylece Can ve Mal Kayıplarını Önlerim”
Test konumuna ilişkin detaylar veren Lök, şu değerlendirmelerde bulunuyor; “El freni kolunu hareket konumundan park freni konumuna getiriyorsunuz. Sonra avuç içiyle basıp bir adım daha ileri alıyorsunuz. Bu noktada test konumunda römorkun havalı frenini bırakıp tek başına çekici yay kuvvetiyle tüm katarı tutabiliyor mu ona bakıyoruz. Amaç tamamen test etmek. Bu bütün orta Avrupa’daki çekicilerde böyle. Kuzey Avrupa’da bunun olmadığı versiyonlar var. O durumda el frenini çekip bıraktığında römork fren yapmadan kalabiliyor. Bunlar biraz eskide kaldı; ancak Türkiye’de halihazırda bunun örnekleri var. El freni çekildiğinde çekiciye imdatlı fren yapan versiyon ise hiç yok. El freni testini yapıp, o yükte araç kaymıyorsa aracı bırakıp bir de römorkun kırmızı düğmesini çekiyoruz. El frenini, kırmızı düğmeyi çektiğimizde römorktaki imdatlı körüklerin yaylı kısımları devreye giriyor. Bu durumda katar havası boşalsa da römorku kaymayacaktı; biz ilave olarak römorkun düğmesini de çektik. Arkada iki dingilde imdatlı körükler, yaylar var; onlar devreye giriyor. Çekicinin de bir ya da iki dingilinde imdatlı körükler var; onlar zaten devrede. Yani bu katarın yokuştan aşağı kayma imkanı yok. Bu yapılmazsa işimiz şansa kalıyor. Hâlbuki neden işimizi şansa bırakalım. Ben test yaparım, kayıyorsa oraya park etmem, böylece can ve mal kayıplarını önlerim. Kaymıyorsa içim rahat; fakat yine kırmızı düğmeyi çekerim işimi garantiye alırım.”
“Sürücü Okullarında Tır Park Freni Boşalması Anlatılmıyor”
Alpay Lök, 2009-2021 tarihleri arasında oluşturduğu kayıtlara göre 85 tane tır park freni boşalmasının meydana geldiğini dile getirirken; bunların sadece basına yansıyanlar olduğunu, basına yansımayanlar ile bu sayının en az 10 katı olabileceğini belirtiyor. Lök şunları aktarıyor; “Bazı şantiyelerde olan kazalar basına düşmüyor ve ne yazık ki çok da can kaybı oluyor. Bunu engellemek şoförlerin elinde. Lütfen test konumunu kullansınlar. Bana inanmıyorlarsa çekicinin kullanma kılavuzuna baksınlar, orada da yazıyor. Birtakım kaza videolarında görüyoruz. Sürücü yok; ancak römork ve katar kayıyor. Biz bunu sürücülerimiz bilmiyor diye yaşıyoruz; fakat asıl sürücülerimize öğretilmediği için yaşıyoruz.”
“Sürücü Eğitimi ve Sınav Mevzuatına İşlenmesi Gerekiyor”
Alpay Lök araç üreticilerinin gerekli bilgilere el kitabında yer verdiğini; ancak bunun sürücü eğitimlerinde gösterilmesi gerektiğini vurguluyor. Sürücülerin bir ağır taşıt ehliyetini alabilmesi için çok detaylı teknik bilgiye ihtiyaçları olduğunu aktaran Lök, “Römorkun o anda havalı fren yaptığını, imdatlı yay körükleriyle fren yapmadığını şoförlerin okuması gerekiyor. Bizim Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Genel Müdürlüğü kapsamında olan sürücü eğitimi ve sınav mevzuatına bunun işlenmesi gerekiyor. Bu konu şu an mevzuatta yok ve sürücülere geriye dönük olarak bu bilgilendirmenin yapılması gerekiyor. Özellikle 2007-2008’den sonra kamyondan çekiciye doğru hızlı bir dönüş yaşadık. Bu dönüşün hızı kadar sürücü eğitim ve sınav mevzuatının da değişmesi gerekir. Ben mesela görüyorum CE sınıfı ehliyet için, arkasında römork olmayan bir çekicide sürüş sınavı yapılıyor. Bunun hiçbir anlamı yok. Bunun yüklü ya da en azından boş bir römork ile yokuşta dur kalk ve el freni test konumu nasıl yapılır gösterilmesi gerekir. Ayrıca römorku ayırmak isterken evvela kırmızıyı sonra sarıyı sökeceksin ve sonra takozu bağlayacaksın. Birleştirirken de bu sefer tersini yapacaksın önce sarıyı sonra kırmızıyı takacaksın; bunların gösterilmesi gerekiyor. Bizim şoförlerimiz aslında yetenekli; bunları çok hızlı bir şekilde öğreniyorlar. Ancak bu anlattığım tır park freni, çekicinin test konumunu bilmiyorlar. Şoförler bu bilgiye sahip olsunlar; el frenini çekip test konumunu uygulasınlar ve bunu niçin yaptıklarını öğrensinler.” diyor.
“Otoyollardaki Ölümlü Kazalar En Sağ Şeride Park Etmiş Araçlara Arkadan Çarpma Sonucu Meydana Geliyor”
Şoförlerin aracı park etmelerinin ardından güvenlik tedbirlerini alması ve arıza yaptığında da arkaya bir reflektör koyması gerektiğini vurgulayan Lök, “Otoyollardaki ölümlü kazalar en sağ şeride park etmiş araçlara arkadan çarpma sonucu meydana geliyor. Dört adımı unutmayalım; El frenini çek, el frenini test konumuna al, eğer katar kaymıyorsa in ve römorkun park fren düğmesini(kırmızı butonu) çek.” değerlendirmesinde bulunuyor.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |