|
|
Kalkınma Yolu: İpekyolu’nun Tamamlayıcısı Bir Proje
|
|
|
|
|
Ortadoğu coğrafyasında 20 yılı aşkın bir süredir yaşanan siyasi gelişmeler ekonomik arayışlar ve atılımlar konusunda da belirleyici oldu. Bölgenin dünyaya sağladığı enerji ve geçiş yolu olması şüphesiz bunda belirleyici.
Türkiye de Ortadoğu’nun kadim devlet geleneğine ve köklü kültürel mirasa sahip bir devleti olarak her yenilikte etkinliğini koruyor. Son dönemde gündemde olan “Kalkınma Yolu Projesi” de Türkiye’nin sınır aşırı bir ekonomik ve kültürel hamlenin habercisi niteliğinde.
Kalkınma Yolu Projesi, kısaca bin 200 kilometrelik demiryolu ve otoyol ile ülkemizi Basra Körfezi'ndeki Faw Limanı'na bağlayacak güzergah boyunca çokça ülkeden geçen bir projedir. Kimi uzmanlarca Baharat Yolu’na alternatif ya da Yeni İpek Yolu olarak tanımlanan proje için benzer değerlendirmeler yapmakla beraber şunu da söylemek gerekir: Kalkınma Yolu Projesi İpekyolu’nun tamamlayıcısı bir projedir. Zira, asırları bulan tarihsel aşamalardan geçerek bugüne varan ticaret yollarını kökten yok saymak doğru ve mümkün de değildir. İktisadi ilerleme daima eskinin işler olan yanlarını bünyesine katarak kendini var eder.
Projenin temellerinin atıldığı 2005 yılı aslında kritik bir zamanı da ifade eder. ABD’nin Irak müdahalesinden 2 yıl sonra resmileşen proje kıtalar arası bir geçişi de kapsıyor. Basra Körfezi’nden başlayarak Divaniye, Necef, Kerbela, Bağdat ve Musul gibi Irak’ın önemli kentlerini aşarak Türkiye’ye, dolayısıyla Avrupa’ya ulaşacak projenin Türkiye için en önemli yanlarından biri uzun bir süredir en çok ürün ihraç ettiği ikinci ülke olan Irak’la olan ilişkilerinin güçlenmesi ve ekonomik olarak faaliyetlerin daha hızlı ilerleyecek olmasıdır. Irak hala Almanya (ve genel olarak Avrupa ülkelerinden) sonra ihracat yaptığımız ikinci ülkedir.
Kalkınma Yolu Projesi Türkiye'nin ekonomik büyümesini hızlandıracaktır. İyi bir altyapı, ticaretin ve yatırımların artmasını teşvik edecek ve yenilenmiş ve genişletilmiş karayolu ağları, lojistik maliyetleri düşürerek işletmelerin rekabet gücünü artıracaktır. Aynı şekilde, modern demiryolu bağlantıları, taşımacılık maliyetlerini azaltarak ticareti kolaylaştırır. Bu da Türkiye'nin küresel ekonomideki konumunu güçlendirir.
Projenin ayrıntılarını bakanlık düzeyinde yetkililer açıkladı. Ülkemizin bu projede aktif ve yetkili olması da şüphesiz siyasi iradenin inisiyatif geliştirmesiyle ilgilidir. Dünya pazarını bu denli etkileyecek bir proje söz konusuyken ülkeler arası rekabetin bazı engellemelerin olmayacağını düşünmek hatalı bir yaklaşım olur. Ülkemizin siyasi ve diplomatik anlamda bu ve benzeri gelişmelere de hazırlıklı olması gerekir.