Asyaport konteynır taşımacılığı yapan bir şirket olduğu için aracımıza depoda bulunan konteynırlardan birini yüklüyoruz. Araç yük alırken hiç zorlanmıyor. Zaten deponun alanı geniş olduğu için yük alınacak alana rahatça girip çıkıyor. Çekiciye yük yüklendikten sonra şoförümüzün yanına geçerek yolculuğumuza başlıyoruz. Hadımköy’deki Asyaport’un deposundan Beylikdüzü’ne doğru yola çıkıyoruz. Bir yandan seyir halindeyken bir yandan da başlıyoruz şoförümüzle sohbet etmeye…
Şoförümüz Emin Turplı 20 yılını yollarda geçirmiş, deneyimli bir kamyon şoförü. İki aydır Ford Cargo 1838 T çekiciyi kullandığını söyleyen Emin Bey; daha öncesinde birçok farklı firmada çalışıp farklı markalardaki kamyonları kullandığını dile getiriyor.
Şoförümüz ;‘Ben aşağı yukarı 4 yıldır limanda çalışıyorum. Öncesinde farklı firmalarda daha güçlü motorlu araçlar kullandım. Ford da çok güzel bir marka ancak daha önce kullandığım araçların beygir gücü daha yüksekti. 480 beygirlik bir araç kullanırken bir anda 380 beygire düşünce aradaki farkı fark edebiliyorsunuz. Örneğin 26-27 tonluk bir yükle rampa çıkmaya başladığım zaman haliyle iki üç vites birden düşmek zorunda kalıyorum.’diyor
Aracın yük alma esnasındaki manevra kabiliyetini bir de şoförün ağzından duymak için ‘Araç yük alınacak sahaya rahatlıkla girebiliyor mu? Manevra kabiliyeti yeterli mi?’şeklinde bir soru yöneltiyoruz.
‘Alana rahatlıkla girebiliyorum, manevra esnasında herhangi bir sorun yaşamıyorum. Bu araçla ilgili en büyük sıkıntılarımdan bir tanesi kabinin rahatsız olması. Biz uzun yol şoförüyüz, yeri geliyor bir hafta bu aracın içinde yatıp kalkıyoruz. Çoğu zaman kıyafetlerimizi araçta giyip çıkarıyoruz. Ama aracın kabin genişliği yeterli olmadığı için rahatlıkla giyinip soyunamıyoruz. Boyum o kadar uzun olmamasına rağmen kafam kabine çarpıyor. Artı araçta yemek yiyebileceğim bir yerim yok, yağışlı havalarda dışarıda yiyemiyorum. Bizim normalde dorselerde sandıklarımız oluyor ama kabinde yer sıkıntısı olduğu için onu açıp yemek yiyemiyorum. ‘
‘Peki, yük alma esnasında alana yaklaşırken aynalar görüş mesafesi için yeterli oluyor mu? Yanaşacağınız alanı rahatlıkla görebiliyor musunuz?’ şeklindeki sorumuza ise şoförümüz şöyle cevap veriyor:
‘Aynalarla ilgili hiçbir sorunum yok. Yük alma ve seyir esnasında yeterli görüş alanını sağlıyor. Ama aracın yan camları lastik bir şeritle ikiye bölünmüş. Aynaya bakmak istediğimde bu lastik şerit direk aynanın ortasına geliyor ve bu da görüş mesafemi daraltıyor. Ayrıca camı açmak istediğimde şeridin bir tarafındaki cam aşağıya inerken diğer tarafı sabit kalıyor. Camın tamamı açılır kapanır olsaydı bence daha iyi olurdu.
Onun dışında araçla ilgili bir sıkıntım yok. Ford güzel bir araç yapmış, bir iki sorun dışında gayet tercih edilebilir bir araç.’
Aracın fren yeterliliğini anlamak amacıyla ‘Araç rampada sorunsuzca durabiliyor mu? Frenleri nasıl?’ bir soru yöneltiyoruz.
‘Aracı yüklüyken de rampada sorunsuzca durdurabiliyorum. Vites ve frenlerinde herhangi bir sorun yaşamıyorum. Aracın şanzımanı çok güzel. Ağır yük yüklendiğinde şoförü yormayacak şekilde rahat bir şanzımanı var.
Geri gidişlerde de hiçbir sorun yaşamıyorum. Sadece aynalarda camın ikiye bölünmüş olmasından dolayı sorun yaşıyorum. Mesela yağışlı havada yan camın sağ tarafını silme imkânım olmuyor. Camın tamamı açılır kapanır olsaydı, kapatıp açma esnasında yandaki keçeler camın tamamını temizlerdi ancak yarısı açılıp kapanabildiği için keçeler sadece yarısına yetiyor. Ben yolda giderken camları silmek için durmak zorunda kalıyorum. ‘
‘Rampadan inerken vites geçişleri nasıl?’
‘İnişlerde ve vites geçişlerinde herhangi bir sıkıntı yok. Artı dört kademe bir retarder yapmışlar. Çok mükemmel. İnişlerde bu retarderin bana çok büyük faydası oluyor. Bu sayede vitesi düşürmeden viraja girebiliyorum. Fren ve retarder yardımıyla rampa aşağı da çok rahat bir şekilde inebiliyorum. Ford bu aracı bir iki sorun dışında gerçekten çok güzel yapmış.’
Direksiyonun şoför için rahat olup olmadığını anlamak amacıyla ‘Direksiyon hidrolik mi? Rahatça çevirebiliyor musunuz? ‘ sorduğumuz sorumuza şoförümüz
‘Direksiyon hidrolik ancak çok sert. Artı çok ince, iyi kavramak açısından biraz daha dolgun ele gelir olabilirdi. ‘ şeklinde cevap veriyor.
‘Aracın yol tutuşu nasıl?’
‘Bu arabayı yolda tutamıyoruz çok geziyor J Şaka bir yana yol tutuşunun da iyi olduğunu söyleyemem. Şöyle söyleyeyim: rüzgârlı bir havada otobanda başka bir arabayla beni yan yana giderken takip ederseniz arabanın hafifçe savrulduğunu hissedersiniz. Bu da aracın ön takımından kaynaklanan bir sorun.’
Hem firma hem de kullanıcı için en önemli konulardan biri olan yakıt tüketimine ise ‘Yakıt tüketimi nasıl? 100 km.de ne kadar yakıt tüketiyor?’ şeklinde bir soru ile değiniyoruz.
Şoförümüz; ‘Bu hafta hafif tonajda Ankara’ya gidip geldim. Çeyrek depoyla gidip çeyrek depoyla geri döndüm. Yüzde olarak verecek olursam, 100 km.de 22 litre diyebilirim. Bu da diğer markalarla kıyasladığımızda çok iyi bir oran. ‘diyor.
‘Aracın yatakları nasıl? Rahat uyuyabiliyor musunuz?’
‘Yatakları dar. Ben Ford Cargo’nun 1830’unu da kullanmıştım. Ebat olarak aynı diyebilirim.’
1838 T çekiciyi bir alt modeliyle de karşılaştırabilmek için şoförümüze ‘1830’u da kullanmışsınız. Bir karşılaştırmak yaparsak bu araç hakkında neler söyleyebilirsiniz?’ şeklinde bir soru yöneltiyoruz.
‘Motor gücünün 1830’dan çok daha güçlü olduğunu, vites geçişlerinin çok daha yumuşak olduğunu söyleyebilirim. Eski modelle bu aracı vites, motor veya şanzıman olarak kıyaslayamayız. Bu araç kesinlikle daha güzel ve rahat. Tabir-i caizse adamlar yapmış:), iyi de yapmışJ’