Kamyonum Genel Yayın Yönetmeni Nuray Pekcan, tam otuz yıldır Türkiye’den yurt dışına, yurt dışından da Türkiye’ye atanan diplomatların ev ve büro eşyalarını taşımakta olan ESEN Nakliyat Genel Müdürü Sadettin Kayabaşı ile görüştü. Kayabaşı, Ro-Ro taşımacılığının gitgide yabancı firmaların tekeline giriyor olması hakkında şunları belirtti: “Bu kuruluşların yabancı firmaların eline geçmesi bizi gerçekten üzüyor. Bana kalırsa sadece U.N Ro-Ro değil; bu derece stratejik öneme sahip hiçbir kuruluş yabancı firmalara satılmamalı. Ancak elimizden bir şey gelmiyor.”
Sadettin Bey firmanızı tanıtır mısınız bize?
Esen Nakliyat 1989 yılında kuruldu. Ben 1963’den beri nakliyat sektöründeyim. O yıldan itibaren çeşitli firmalarda çalıştıktan sonra kendi firmamı kurdum. Biz yoğunlukla Avrupa’ya olmak üzere, dünyanın her yerine ev ve büro eşyası taşımacılığı yapıyoruz. Firmamızı ilk kurduğumuzda, Ankara’da mütevazı bir kapasite ile yabancı elçiliklerin, uluslararası kuruluşların, Türk Dış Hariciyesi’nin ve kamu görevlilerinin taşımacılığını yapmaya başladık. Müşterek çalıştığımız yabancı firmalardan gelen talep üzerine İncirlik Üssü’ne taşımacılık yaptık. İş hacmimizin büyümesiyle İstanbul, Adana, İzmir’de de şubelerimizi açtık. Müşterilerimizi ağırlıklı olarak Türkler oluşturuyor. Ayrıca Türkiye’den araçlarımızı çıkarırken, dönüşte kimin eşyalarını taşıyacağımız da belli oluyor. Belçika’da da ufak bir depomuz bulunuyor.
Şu anda Türkiye’deki görev süresi dolan ve Türkiye’ye ataması yapılan elçilerin eşyalarını taşıyorsunuz…
Evet, şu anda dünyanın her tarafına evden eve nakliye yapmakla birlikte, Avrupa’nın her noktasına ‘self-service’ diye adlandırdığımız yöntemle taşımacılık işlemlerini yürütüyoruz. Yani, kendi araçlarımız, kendi ekiplerimizle müşterimizin ev eşyalarını alıp, ambalajlayıp, sonra taşınılan eve eşyaları monte ediyoruz. Mesela geçtiğimiz günlerde Fransa’ya giderek Fransız Askeri Ateşesi’nin eşyalarını Türkiye’ye getirdik.
Ev eşyası taşımak her zaman hassasiyet gerektiren bir konu. Türkiye’de sizin gibi çalışan çok firma var mı?
Çok az sayıda. Belki üç-dört firmadır. Bizim asıl sermayemiz ürettiğimiz hizmet ve yetişmiş elemandır. Yaklaşık 30 senelik bir firmayız. 30 yıl önce bizimle çalışmış, şimdi emekli olmuş ama hâlen bizimle çalışmakta olan insanlar var. Gerek yönetim kadromuz, gerekse de işçilerimiz, babadan-oğula diyebileceğimiz kadar kendisini tanıdığımız bireylerden oluşuyor. Böyle de olmak zorunda. Neden derseniz, müşterilerimiz genel olarak üst düzey görevlerde bulunan kimselerden oluşuyor. Örneğin, şu anda Malta Büyükelçimizin eşyalarını taşıyoruz.
“Önceliğimiz Kalite”
Bu 30 yıllık süreçte dünyanın her tarafına taşımacılık yapmışsınızdır…
Türkiye’nin ilişkide olduğu, temsilcisinin bulunduğu her yere gittik ve de gidiyoruz. Belirttiğim gibi Malta’ya eşya taşımaktayız. Malezya ve Endonezya’dan da sipariş aldık. Aynı zamanda Dünya Nakliyeciler Birliği’nin de üyesiyiz. Dolayısıyla dünyanın her yerinde bağlantılarımız söz konusu. Farklı ülkelerden karşılıklı çalıştığımız firmalar bulunuyor. Bir müşteri, ben eşyamın X şehrine taşınmasını istiyorum deyince, biz o ülkedeki firma ile irtibata geçip, eşyanın hangi limandan alınacağını, evine götürülüp teslim edileceğini bildiriyoruz. Bu yöntemle yurt dışındaki farklı firmalardan fiyat alıyoruz. Hem hizmet kalitesi, hem de fiyatları değerlendirmek suretiyle, çalışacağımız firmada karar kılıyoruz. Elbette asıl kıstasımız hiçbir zaman fiyat değil. Birincil önceliğimiz daima kalite.
Filonuzda hangi araçlardan oluşuyor?
Araç filomuz yoğunlukla Mercedes Benz. Çelik kasa kamyon ve römork şeklinde. Açık kasayı çok tercih etmiyoruz. Az sayıda da olsa, Renault Trucks ve Ford Trucks da bulunuyor. Tabii sürekli Avrupa’ya taşımacılık yaptığımız için neredeyse tüm araçlarımızı Euro 6’ya çevirdik. Toplamda 35 civarı aracımız, 85 civarı da personelimiz var.
“Taşıdıklarımızın Manevi Değeri Daha Fazla”
Firmanız yaptığı iş itibariyle, özel bir alana hitap ediyor. Dolayısıyla fazla rakibiniz bulunmuyor. Bu durum diğer nakliye firmalarına göre, daha adil bir kazanç elde etmenizi sağlıyor mu?
Biz tam donanımlı bir lojistik firmasıyız. Ev eşyalarını taşırken, tüm eşyaların cinsine göre ayrı bir ambalajlama, paketleme, kutulama işlemi gerçekleştiriyoruz. Örneğin; cam için, kitap için, yorgan için ayrı kutular ve ambalajlama metotları kullanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, taşıdığımız eşyaların maddi değerinden ziyade, manevi değeri daha fazla. Neden derseniz, bizim müşterilerimiz diplomatlar olduğu için görev yaptıkları her ülkeden bir eşyaları var ve bu eşyalar onlar için birer hatıra. Eşyaya bir zarar gelmesi demek, o hatıranın zarar görmesi demek.
“İhracat Rakamlarından Daha Fazla Getiri Sağlıyoruz”
Intermodal taşımacılık yapan bir firma olarak, uluslararası arenada ne tür sorunlar yaşıyorsunuz?
Fiyatlar son dönemde çok arttı. Kullandığımız ambalajların, kutuların ham maddesi yurt dışından geliyor. Dövizdeki hareketlenmeyle rakamlar geçen sene 6 Lira ise bu sene 16 Lira oldu. Yıllık 250-300 bin adet civarı ambalaj kutusu kullanıyoruz. İhracat eşyası taşımalarına ucuz mazot veriliyor. Ancak bize böyle bir uygulama sağlanmıyor. Gerekçe olarak ise taşıdığımız ürünün ihracat eşyası olmamasını öne sürüyorlar. Bu durumda mazotu da daha pahalıya almak zorunda kalıyoruz. Oysaki bizim getirimiz ihracat rakamlarının çok üzerinde.
Biz ev eşyası taşımacılığı yaptığımız için şöyle bir avantajımız söz konusu: ECMT diye bir belgemiz var. Bu belge sayesinde 12 ay süresince araçlarımızın yabancı ülkelere giriş ve çıkışlarında bir engellemeyle karşılaşmıyoruz. Ancak vize konusu hepimiz için geçerli. Bir de bizim sadece şoförlerimiz değil, onların yanı sıra ambalajcılarımızın da yurt dışına gitmesi gerektiği için onların da vize alması gerekiyor. Vize konusunda ise şöyle bir avantajımız var: Elçilik görevlilerinin eşyalarını taşıdığımız için ne taşıdığımız da biliniyor. Diğer firmalara göre vizeleri görece daha kolay alabiliyoruz.
Bahsettiğiniz sorunların çözümüne ilişkin girişimleriniz oldu mu?
Bazı girişimlerimiz oldu ama kabul ettiremedik. Doğrusunu isterseniz, pek çok alanda yalnız kalıyoruz. Örneğin taşıdığımız işlerde harç pulları alınıyordu. Biz bu uygulamaya itiraz ettik ve kaldırtmayı başardık. Ancak mazot konusunda henüz bir iyileşme sağlayamadık maalesef.
“Keşke Yerli Bir Kuruluş Ro-Ro Konusuna Hâkim Olabilse”
Son zamanlarda Ro-Ro taşımacılığı gitgide yabancı bir firmanın tekeline giriyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bu kuruluşların yabancı firmaların eline geçmesi bizi gerçekten üzüyor. Ro-Ro işi rahmetli Saffet Ulusoy önderliğinde başlamıştı. Biz de o günlerden beri bu sektördeyiz. Bana kalırsa sadece U.N Ro-Ro değil; bu derece stratejik öneme sahip hiçbir kuruluş yabancı firmalara satılmamalı. Ancak elimizden bir şey gelmiyor. Bu satışlarla birlikte fiyatlarda da yükselme oluyor. Bu nakliyeciyi mağdur ediyor. Çünkü yeterli miktarda yük yok. Araç sayısı fazla. Arabalar atıl bir şekilde bekliyor. Keşke yerli bir kuruluş Ro-Ro konusuna hâkim olabilse. ESEN Nakliyat olarak bizim çok fazla aracımız yok ancak yüzlerce aracı olan nakliye firmalarımız var. Keşke bu firmalarımız bir araya gelebilse. Mevcut konjonktürde tüm sorumluluk UND’ye yüklenmiş durumda. Şu anda herkes kendi canının derdine düşmüş. Türkiye’nin nitelikli insanları ne yazık ki yurt dışına gidiyor. Sadece benim bilgim dâhilinde olan 100’ün üzerinde üst düzey mühendis ve aileleri yurt dışına gitti.
İleriye yönelik olarak öngörünüz nedir?
Hiçbir zaman karamsar olmadım. Karamsarlığı da sevmem. Önümüzdeki seçimlerden sonra iktidarıyla, muhalefetiyle hepimizin elini taşın altına koyması, üzerine düşeni yapması gerekiyor. Bizim ülkemiz büyük bir ülke. Biz her sıkıntının üstesinden geliriz. Ancak güven duygusu çok önemli. Örneğin yatırım yapmak isteyen bir müteşebbis, “Ben bu yatırımı yaparsam ne olur” kaygısı gütmemeli.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |